39- (1567) Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dedi ki) : Mâlik'e,İbni Şihâb'dan dinlediğim, onun da Ebû Bekr b. Abdirrahmân'dan, onun da Ebû Mes'ûdu Ensârî'den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: Resüllallah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) t köpeğin parasını, fahişenin mehrini ve kâhinin ücretini yasak etmişler.
(...) Bize Kuteybe b. Saîd ile Muhammed b. Rumh, Leys b. Sa'd'dan rivayet ettiler. H.
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Süfyân b. Uyeyne rivayet etti. Her iki râvi Zührî'den bu isnâdla bu hadîsin mis*lini rivayet etmişlerdir. İbni Rumh'un rivayet ettiği Leys hadîsinde «Leys'in Ebû Mes'ûd'dan işittiği» zikredilmiştir.
40- (1568) Bana Muhammed b. Hatim rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Yahya b. Saîd El-Kattân, Muhammed b. Yûsui'dan rivayet etti, (Demiş ki) : Sâib b. Yezîd'i, Bati' b. Hadîc'den naklen rivayet ederken işittim. (Demiş ki) : Ben Peygamber (Sallallahü Aleyhi veSeHem/i:
«Kazancın en kötüsü fahişenin metıt-i, köpeğin parası ve haccâımn kazancıdır.» buyururken işittim.
41- (...) Bize İshâk b. İbrahim rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Velîd b. Müslim, Evzâî'den, o da Yahya b. Ebî Kesîr'den naklen haber verdi. (Demiş ki) : Bana İbrahim b. Kaarız, Sâİb b. Yezîd'den rivayet etti, (De*miş ki): Bana Râfi' b. Hadîc, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'den rivayet etti.
«Köpeğin parası habistir; fahişenin mehri habistir; haccâmın kazancı da habistir.» buyurmuşlar.
(...) Bize İshâk b. İbrâhîm rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Abdürrez-zâk haber verdi. (Dedi ki) : Bize Ma'mer, Yahya b. Ebî Kesîr'den bu isnâdla bu hadîsin mislini rivayet eyledi.
(...) Bize İshâk b. İbrâhîm rivâyeî etti. (Dedi ki) : Bize Nadr b. Şü-meyl haber verdi. (Dedi ki) : Bize Hişâm, Yahya b. Ebî Kesîr'den riva*yet etti. (Demiş ki) : Bana İbrahim b. Abdillâh, Sâib b. Yezîd'den riva*yet etti. (Demiş ki) : Bize Râfi' b. Hadîc, Resûlüllah (SallallahU Aleyhi ve te'ler,, 'den bu hadîsin mislini rivayet etti.
42- (1569) Bana Seleme b. Şehîb rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ha-sen b. A'yen rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ma'kil, Ebu'z-Zübeyr'den ri*vayet etti. (Demiş ki) : Cabir'e (satılan) köpekle kedinin paralarını sor*dum:
«Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bundan menetti.» dedi.
Bu hadîsin Ebû Mes'ûd-u Ensâri rivayetini Buhârî «Büyü'», «İcâre», «Talâk» ve «Tıbb» bahislerinde; Ebû Dâvûd «Kitâbü'l-Büyû'»da; Tirmizî «Büyü'» ile «Nikâh» bahis*lerinde; Nesâî «Nikâh» ve «Sayd»da; İbni Mâce «Ticârât»da muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir. Tirmizî bu bâbda : Ömer, Ali, İbni Mes'ûd, Câbir, Ebû Hüreyre, İbni Abbâs, İbni Ömer ve Abdullah b. Ca'fer (Radiyallahû anhûm) hazerâtından da hadîsler rivayet olunduğunu söyle-. miş; kendisi babımız rivayetlerinden Sâib b. Yezîd'in Râfi' b. Hadîc'den naklettiği hadîsi de tahrîc etmiştir. Mezkûr hadîsi Ebû Dâvud, Nesâî ve İbni Mâce dahî rivayet etmişlerdir:
Buhâri sarihi Aynî, Tirmizî 'nin işaret ettiği zevatınhadîslerini ve bu hadîsleri kimlerin tahrîc ettiğini göstermiş; bu bâbda : Ebû Cuheyfe, Abdullah b. Amrf Enes b. Mâ*lik, Sâib b. Yezîd ve Meymûne binti Sa'd i'Radiyctllahû anhûm) 'dan da hadîsler rivayet olunduğunu söylemiştir. Hü*lâsası şudur:
Hz. Ömer hadîsini Taberânî «EI-Kebîr»inde; A1i (Radiyaüahü anh) hadîsini İbni Adiy «EI-Kâmil» adlı eserinde tahrîc etmişlerdir. İbni Mes'ûd hadîsini kimin tahrîc ettiği be*yan edilmemiştir.
Câbir (Radiyaliahü anh) hadîsini Müslim,- Ebû Dâvûd ve Tirmizî tahrîc etmişlerdir. Babımızın son rivayeti bu hadîstir.
Ebû Hüreyre hadîsini Ebû Dâvûd, Nesâî, İbni Mâce ve Hâkim; İbni Abbâs (Rarfıyallahü anh) ha*dîsini Ebû Dâvûd ile Nesâî; İbni Ömer hadî'sini İbni Ebî Hatim tahrîc etmişlerdir. Fakat İbni Ömer rivayeti hakkında : «Bu hadîs münkerdîr.» denilmiştir.
Abdullah b. Ca'fer hadîsini İbni Ebî Adiy «El-Kâmil» nâm eserinde rivayet etmiştir; bu hadîs de zaîftir.
Ebû Cuheyfe hadîsini Buhâri, Abdullah b. Amr hadîsini Hâkim «El-Müstedrek» adlı eserinde; Enes (Radiyallahu anh) hadîsini İbni Adiy; Sâib b. Yezîd ha*dîsini Nesâî, Meymûne hadîsini de Taberâhî tahrîc etmişlerdir. Bu rivayetlerin bâzılarında az çok ziyadeler vardır. Fakat köpek satmanın, fahişe mehrinin, kâhin ücretinin ve haccâmın kazancı*nın yasak edilmesi hususunda hemen hepsi müttefiktir.
Fahişenin mehrinden murâd: £inâ mukabilinde yahut haram olan nikâh karşılığında ona verilen paradır. Buna mehir denilmesi şeklen ben*zediği içindir. Hattâbî'nin beyânına göre kâhin : Gelecekte olacak şeyleri ve sırlan bildiğini iddia eden kimsedir. Çalınan şeyleri ve bunları kimin çalıp nereye götürdüğünü bilmekle meşgul olanlara «Arrâf» denir.
Eskiden Araplar arasında birçok kâhinler vardı. Bunların bâzıları gaibten kendilerine haber getiren cinnî arkadaşları olduğunu söyler; bir takımları gaib İşlerini anlamak için kendilerine hâs bir anlayışa sahip ol*duklarını iddia ederlerdi. Müneccimlere kâhin, tabîblere arrâf ve kâhin diyenler de vardır. Bunlar nehîde dâhil değillerdir.
Hulvân : Bahşiş, rüşvet mânâlarına gelir. Burada maksat, kâhine ve*rilen ücrettir. Bu kelime : Kızının mehrinden babasının kendine pay ayır*ması mânâsında da kullanılır.
Bu Rivayetlerden Çıkarılan Hükümler.
1- Hasan-ı Basri, Muhammed b. Şîrîn, Abdurrahmân b. Ebî Leylâ, Hakem, Hammâd b. Ebî Süleyman, Rabîa, Evzâî, İmam Şafiî, İmam Ahmed, İshâk, Ebû Sevr, İbni Münzir ve Zahirîler bu hadîslerle istidlal ederek köpeğin satılmasını mut*lak surette caiz görmemişlerdir. İmam Mâ1ik'in iki kavlinden biri de budur. Hanbelîler 'den İbni Kudâme: «Köpek satı*şının herhalde bâtıl olduğunda mezhebimiz ihtilâf etmez.» demiştir.
Hz. Ebû Hüreyre köpek parasını mekruh görmüş; Câ -bir (Radiyallahü anh) ise yalnız av köpeğinin satılmasına ruhsat vermiş*tir ki, Atâ' ile İbrahim Nehaî'riin kavilleri de budur.
Bu meselede Mâli'kiyye ulemâsı ihtilâl' etmişlerdir. Bâzıları*na göre köpeğin satılması caiz değildir. Bir takımları edinilmesi şer'an caiz olan köpeğin satılmasını mekruh fakat sahih bulmuş; îcânnı tecviz etmemişlerdir. Şâfiîler 'den de buna kail olanlar vardır.
İmam Mâlik' "El-Muvattada : »Peygamber (Sallallahü Aleyhi veSellem) parasını yasak ettiği için ben köpeğin —ava alıştırılmış olsun olmasın— parasını mekruh addederim.» demiş; «El-Muvatta'» şerhinde ise edinilmesi mubah olan köpeğin parası hakkında İmam Mâ1ik'in bir defa cevaz verdiği, bir defa da vermediği kaydedilmiştir.
Zahirîler 'den İbni Hazm'e göre köpeği satmak asla caiz değildir. Bu hususta av köpeğiyle çoban veya ev köpeğinin farkı yoktur. Yalnız mecburiyet ve iztırar karşısında köpeği satın almak müşteriye he*lâl, satıcıya haram olur. Bu mesele zulmü defi etmek için rüşvet vermek gibidir.
Şâfiîler 'e göre bir kimse birinin av yahut çoban köpeğini öl*dürse ödemesi îcâb etmez.
imam Şafiî: «Karşılığı olmayan şeyin, öldürüldüğü zaman kıymeti de yoktur.» demiştir.
İmam Ahmed'in kavli de budur. Delilleri babımız hadîsleridir.
Atâ'b. Ebî Rabâh, İbrâhîm Nehaî, İmam Âzam, Ebû Yûsuf, Muhammed, Mâlikîler 'den îbni Kinâne ile Şuhnûn ve bir rivayette İmam Mâ*lik, faydalanılan köpeklerin satılması caiz, paraları mubah olduğunu söylemişlerdir. İmam Âzam 'dan bir rivayete göre saldırgan kö*peği satmak caiz değildir; parası da mubah olmaz.
«El-Bedyı'» adlı eserde deniliyor ki: «Domuz müstesna olmak üzere köpek, pars, ardan, kaplan, kurt ve kedi gibi azılı hayvanların satılma*sına gelince: Ulemâmıza göre bu caizdir. «Asi»m [7] rivayetinde hayva*nın ava alıştırılmış olup olmaması farksızdır; nasıl olsa satılabilir, İmam Ebû Yûsuf 'dan bir rivayete nazaran saldırgan köpeğin satılması caiz değildir. Nitekim bu kavil İmam Atarn'dan da rivayet olun*muştur. Sonca bu zevatın kaidelerine göre hayvanı öldürene kıymetini ödemek vacib olur. Delilleri: Hz. Osman'in bir köpeği öldüren kim*seye yirmi deve verdirmek suretiyle onu ödetmesi ve Abdullah b. Amr b. Âs (Radiyallahü anh) 'nın av köpeği öldürene kırk dirhem, ço*ban köpeği öldürene bir koç vermek lâzım geldiğine hüküm vermesidir.
Hanefî1er'in delillerini muhalifleri zaif bulmuş; Hz. Osman 'dan rivayet edilen eserin munkatı' olduğunu; Abdullah b. Amr'in eseri ise biri munkatı', diğeri senedinde meçhul râvisi bulunan iki zaîf yoldan rivayet olunduğunu, binâenaleyh Buhâri'nin de işa*ret ettiği vecihle ihticâca elverişli olmadığım söylemişlerdir. Hattâ Beyhakî: «Hz. Osman 'dan bunun hilafı sabit olmuştur; zîra hutbe okuyarak köpeklerin öldürülmesini emretmiştir.» dedikten sonra Ab*dullah b. Amr'in da köpek mukabilinde1 para almaktan nehyet-tiği rivayet olunduğunu binâenaleyh köpeğin ödeneceğine hükmettiği sa*bit olsa bile usûlü rıkıh ulemasınca sahîh olan kavle göre hükmüne de*ğil, rivayetine itibar olunacağını söylemiştir.
Beyhakî'ye Hanefîler tarafından Aynî cevap ver*miştir. Aynî evvelâ Beyhakî'nin «Hz. Osman 'dan bunun hilafı sabit olmuştur.» sözü üzerinde durmuş; bu rivayetin senedini in*celedikten sonra onun isbât için delîl olmağa kâfi gelmediğini söylemiş*tir. Çünkü senette İmam Şafiî: «Bana mevsuk bir zât Yûrus'dan rivayet rivayet etti.» demektedir. Hz. Şafiî bu sözü ile ekseriya İbni Ebî Yahya'yi yahut Zenci'yi kasdeder ki, bunların ikisi de zaîftir. Şu halde Şafiî 'den başkaları bu rivayeti mecruh kabul edebilirler.
Peygamber (Sallallahii Aleyhi ve Sellem) 'in köpekler hakkındaki son be*yanâtı öldürülmelerini yasak etmek olmuş; bundan yalnız kara köpeği istisna etmiştir. Şu halde Hz. Osman köpeklerin öldürülmesine na*sıl emir verebilir? Eğer bu emir verme işi doğru ise mutlaka onun zama*nında ortaya çıkan bir mefsedetten dolayıdır. «Et-Temhîd» sahibi İbni Abdilberr şunları söylemiştir : «Medîne'de güvercinle oyna*mak ve köpek boğuşturmak modası çıktı da Ömer ve Osman (Radiyallahü anJt) köpeklerin Öldürülmesini, güvercinlerin de kesilmesini emrettiler. Hasen dedi ki: Ben Osman'ı .hutbesinde kaç defa : Köpekleri öldürün; güvercinleri kesin! derken işittim.»
Bundan da anlaşılıyor ki, bir maslahattan dolayı bir zamanda köpek*lerin öldürülmesine emir vermek, başka zamanda onları öldürenlerin öde*memesini gerektirmez.
Beyhakt 'nin munkatı' dediği Hz. Osman hadîsi başka bir yoldan da munkatı' olarak rivayet edilmiştir. Beyhakî 'nin mezhep imamı Şâfiî'ye göre mürsel bir hadîs başka bir yoldan mürsel ola*rak rivayet edilirse hüccet olur.
Beyhakî, Buhârî 'nin Hz. Abdullah b. Amr ri*vayeti hakkında «ihticâca elverişli değildir.» dediğini söylüyorsa da bu*na îbni Ebî Adiy: «Ben bu hadîste Buhâri 'nin dediğin*den bir eser bulamadım ki söyleyeyim!» cevâbını vermiştir.
Beyhakî 'nin : «Hükmüne değil, rivayetine itibar olunur.» sözü de kabule şayan değildir; çünkü sahâbînin Resûlüllah (Sallattahü Aleyhi veSetleml'den rivayet ettiği bir hadîse muhalefet ettiği neticesini doğu*rur. Biz bir sahâbî hakkında böyle bir zanda bulunamayız. Binâenaleyh İtibâr sahâbînin hükmünedir. Rivayeti hilâfına hüküm vermesi, o hadîsin mensûh olduğunu öğrendikten sonra olmuştur.
Köpek satmayı yasak eden hadîsler hakkında Tahâvî de aynı şeyleri söylemiştir.
Kedinin hükmüne gelince : Ulemâ bunda da ihtilâf etmişlerdir. Cum*hura göre kediyi satmak caizdir. Hasan-ı Basrî, Muhammed b. Şîrîn, Hakem, Hammâd, İmara Mâlik, Süfyân-ı Sevrî, Hânefîler, İmam Şafiî, îmanı Ahmed ve îshâk'm kavilleri budur. îbni M-ünzir: «Bize îbni Abbas 'tan kedinin satılmasına ruhsat verdiği rivayet olun*du. Bir taiıte bunu mekruh görmüşlerdir. Bu da Ebû Hüreyre ile Tavus ve Mücâhid 'den rivayet olundu. Câbir b. Zeyd'in kavli de budur.» demiştir.
Kedinin satılması memnu' olduğuna dair Tirmizî, Nesâî ve Tahâvî, Hz. Câbir'den hadîs rivayet etmişlerse de satıl*masını caiz görenler bu hadîse muhtelif cevaplar vermişlerdir..Şöyle ki:
a- Bu hadîs zaîf ve merdûddur.
b- Câbir (Radiyallahü anh) hadîsi vahşîleşen ve bu sebeple teslimi mümkİn olmayan kedi hakkındadır. Bâzı ulemânın buna kail olduklarını Beyhakî «Sünen»de nakletmiştir.
c- Kediyi satmak İslâm'ın ilk devirlerinde, onun necis bir hayvan olduğuna hüküm verildiği zaman yasak edilmiştir. Bilâhare artığının temiz olduğuna hüküm verilince satıp parasını almak da helâl olmuştur. Bu kavli dahî Beyhakî bâzı ulemâdan nakletmiştir.
d- Câbir 'hadîsindeki nehî tahrîm değil kerâhet-i tenzîhiyye ifâde eder. İbni Hazm bunun aksini iddia etmiştir.
e- Nevevî : «Mutemed olan cevap şudur ki, hadîs-i şerif fay*dası olmayan kediye hamlolunmuştur; yahut nehî tenzih içindir; ta ki İnsanlar bu hayvanı birbirlerine hediye ve emanet etmeye alışsınlar.» diyor.
2- Fahişeye verilen zina parası ve keza haram olan nikâh için ve*rilen mehir haramdır. Bu hususta bütün ulemânın ittifakı vardır.
3- Kâhine verilen ücret haramdır. Kâhinlerin söyledikleri bâtıl ve yalan şeyler olduğu için bu bâbda nehî yârid olmamış olsa yine malı bâ*tıl sebeple yemek kabilinden haram olurdu.
4- Haccâm'ın kazancını haram sayanlar bu hadîslerle istidlal ederler. Mesele ihtilaflıdır. Selef ve halef ulemasının ekserisi haram olmadığına kaildirler. İmam Ahmed'in meşhur olan kavli de budur; diğer bir rivayette : «Hür olana haram, köleye helâldir.» de*miştir ki, muhaddislerin kavli de budur.
Cumhurun delîli İbni Abbâs (RadtyallaM anh) hadîsidir. Mez*kûr hadîste:
«Peygamber (Sallaîlahü Aleyhi ve Sellem) kan aldırdı ve haccama ücre*tini verdi.» denilmektedir. «Haccam'a ücret vermek haram olsa ResûlüIIah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) de vermezdi.» diyorlar. Onlar babımız hadîsle*rini tenzihe yahut bayağı sanatlara tenezzül etmemeye, bilâkis güzel ah*lâka, büyük işlere teşvik mânâsına hamletmişlerdir.