22- (1407) Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dedi ki)- Mâlik b. Enes'e, İbni Şihab'dan dinlediğim onunda Muhamnıed b. Ali'nin iki oğlu Abdullah ile Hason'den, onlarında babalarından, onun da Ali 1). Ebî Tâlib'-den naklen rivayet ettiği şu hadisi okudum:
«Resûlülİah (Sallallalıu Aleyhi ve. Stilem) Hayber (vak'ası) günü kadın*lara müi'a yapmaktan ve ehli eşeklerin elinden nehiy buyurdu.»

(...) Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile İbnü Nümeyr ve Züheyr b. Harb rivayet ettiler. (Dediler ki): Bize Süfyâıı rivayet etti. Bİze İbn-ü Nümeyr de rivayet etti. (Dedi ki): Bize babam rivayet elti. (Dedi ki): Bize Ubey-dııllah rivayet etti. H.
Bana Ebû't-Tâhir ile Harmelc dahî rivayet ettiler. (Dediler ki): Bize İbni Vehb haber verdi (Dedi kî): Bana Yûnus haber verdi. H.
Bize İshak ile Abd b. Hıuneyd de rivâj-et ettiler. (Dediler ki): Bize Abdûr'-Rezzâk haber verdi. (Dedi ki): Bize Ma'mer haber verdi. Râvileriıı hepsi Zührî'den bu isnâdla rivayette bulunmuşlardır. Yunus'un hadisinde: «Ehli eşek etlerini yemekten de» cümlesi vardır.

23- (1936) Bize Hasen b. Aliyy EI-Hulvâni ile Abd b. Humeyd ikisi birden Ya'kıib b. İbrahim b. Sa'd'dan rivayet ettiler. (Demiş ki): Bize babam, Saiih'den, o da İbni Şihab'dan naklen rivayet etti. Ona da Ebû İdris haber vermiş ki Ebû Sa'Iebc:
«Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ehli eşeklerin etlerini haram kıldı.» demiş.

24- (561) Bize Muhammed b. Abdillah b. Nümeyr rivayet etti. (Dedi ki): Bize babam rivayet etti. (Dedi ki): Bize UbeyduIIah rivayet etti. (Dedi ki): Bana Nafi' ile Salim, İbnü Ömer'den naklen rivayet ettiler ki, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ehli eşek etlerinin yenmesini yasak etmiş.

25- (...) Bana Harun b. Abdillah da rivayet etti. (Dedi ki): Bize Muhammed b. Bekr rivayet etti. (Dedi ki): Bize tbni Cüreyc haber ver*di. (Dedi ki): Bana Nafi' haber verdi. (Dedi ki): İbn'ü Ömer şunu söyle*di... H.
Bize İbni Ebi Ömer dahî rivayet etti. (Dedi ki): Bize babamla Ma'n b. İsa, Malik b. Enes'den. o da Naü'den o da İbnü Ömer'den naklen riva*yet ettiler. (Şöyle demiş): Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Hay-ber (harbi) günü ehli eşekleri (ne yenmesini) yasak etti. İnsanlar onlara muhtaç olmuşlardı.

26- (1937) Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeyhe m âyet etti. (Dedi ki): Bize Alî b. Müshir Şeybânî'den rivayet etti. (Demiş ki): Abdullah b, Ebi Ev-fâ'ya ehli eşeklerin .etlerini sordum da şunları söyledi:
— Hayber günü Resûlüllah (Scllallahü Aleyhi ve Sellem)'\e beraber olduğumuz halde bize açîık isabet etti. Düşmanın şehirden çıkan eşek*lerini eie geçirerek onları boğazladık. Gerçekten çömleklerimiz de kaynı*yordu. Birden Resûlüllah (SaUallahü Aleyhi ve Sellem)"m dellâh «Çöm*lekleri devirin! Eşek etlerinden hiç bir şey yemeyin!» diye nida etti.
Ben onian neden haram etti acaba? dedim. Abdullah: Biz aramızda söz ettik ve Onları katı surette haram etti: hem onları beşte biri alınma*dığı için haram etti dedik.

27- (...) Bize Ebû Kâmil Fudayl b. Hüscyn de rivayet etti. (Dedi ki): Bize Abdülvâhit (yani İbni Ziyad) rivayet etti. (Dedi ki): Abdullah b. Ebî Evfâ'yı şunu söylerken işittim:
— Hayber gecelerinde bize açlık isabet etti. Hayber (vak'ası) günü gelince, ehli eşeklere tesadüf ederek onları boğazladık. Çömlekler onlar*la kaynarken Resûlüllah (SaUallahü Aleyhi ve Sellemy'm dellâh:
— Çömlekleri devirin ve eşeklerin etlerinden hiç bir şey yemeyin! diye nida elti. Bunun üzerine bazı kimseler: Rcsûlüllah (Sallalîahü Aleyhi ve SeHemj'uı bunu yasak etmesi ancak beşte biri alınmadığı içindir, dedi. Diğerleri de onları kati olarak yasak etti. dediler.

28- (1938) Bize Uheydullah b. Muâz rivayet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be. Adiy'den rivayet etti. (Bu zat İbnû Sabit'tir) demiş ki: Bera' ile AbduIIalı b. Ebi Evfa'yi şunu söylerken işittim: Bir takım eşekler ele geçirdik ve onîari pişirdik, bunun üzerine Resûîüllah (Sallalîahü Aleyhi ve SeUem)"m dellâlı nida etti." «Çömlekleri devirin!..»

29- (...) Bize İbnü Müscnııa ile İbni Beşşâr da rivayet ettiler, (De*diler ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be, Ebû İshâk'dan rivayet etti. (Demiş ki): Bera' şunu söyledi: Hayber giinü bir takını eşekler ele geçirdik onun üzerine Resûliillah (Sallalîahü Aleyhi ve ScilemJ'in dellalj: «Çömlekleri devirin!);- diye nida etti.

30- (...) Bize Ebû Kureyb ile İshâk b. İbrahim de rivayet ettiler. Ebû Küreyb (Dedi ki): Bize İbni Bişr, Misar'dan, o da Sabit b. Ubeyd'-den naklen rivayet etti. (Demiş ki): Beıâ'i dinledim: «Biz ehli eşeklerin ellerinden nelıyolunduk» diyordu.

31- (...) Bize Züh'eyr b. Harb da rivayet etti. (Dedi ki): Bize Cerir, Âsim/dan, o da Şa'bî'den o da Bera' b. Âzibden naklen rivayet etti. Byra şöyle demiş: Bize Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellevı) gerek çî.s: gerek pişmiş bütün ehîi eşek etlerini atmamızı emir buyurdu. Sonra fbir dam-;' eşek yemeyi bize emretmedi.

(...) Bana bu hadimi Ehû Saîd El-Eşecc dalı) rivayet etti. (Dedi ki); Bize Hai's (yani İbni Gıyâs) Âsim'dan hu isnatlîa 'hu lıacüsin benzerini rivayet elti.

32- (1939) Bana Ahmed b. Yûsuf El-Kzdî rivayet elti. (Dedi ki): Bize Ömer b. Hafs b. Gıyâs rivayet etti. (Dedi ki): Bize babam Asim'dan, o da Âmir'deıı, o da Ibni Abbas'dan naklen rivayet etti. îbni Abbâs şöyle demiş: Bilmiyorum Resûlüllab (Sallallahü Aleyhi ve. Sellem)"m eşeği ya*sak etmesi ancak ve ancak insanların taşıma vasıtası olduğundandır. O halde yük taşıma vasıtalarının elden gideceğinden çekinmiştir. Yahut onu (yani) ehîi eşek etlerini Hayber gününde haram kılmıştır.

33- (1802) Bize Muhamnıcd b. Abbâd ile Kuieybe b. Saîd rivayet ettiler. (Dediler ki): Bize Hatim -Bu zât Îbni İsmail'dir- Yezîd b. Ebi Ubeyd'den, o da Seleme b. Ekva'dan naklen rivayet etti. Seleme şöyle demiş.
«Resûlüllah (Sallaîlahü Aleyhi ve Sellem) ile birlikte Hayber'e çıktık sonra gerçekten Allah onu müslümanlara açtı. Onun fethedildiği gün, cemaat akşamlayınca bir çok ateşler yaktılar. Bunun üzerine Resûlüllah (Sallaîlahü Aleyhi ve Sellem)
«Bu ateşler ne? (Onları) ne üzerine yakıyorsunuz?» diye sordu. Ashâb:
— Et üzerine, dediler.
«Ne eti üzerine?» buyurdu.
— Ehli eşek etleri üzerine, cevabını verdiler. Resûlüllah (Sallaîlahü Aleyhi ve Sellem):
«Onları dökün ve kırın!» buyurdu. Bir adam:
— Yâ Resûlüîlah yahut onları dökelim ve yıkayalım, dedi. «Yahut öyle olsun» buyurdular.

(...) Bize İshâk b. İbrahim de rivayet etti. (Dedi ki): Bize Hammâd b. Mes'ade ile Safvan b. İsâ haber verdiler. H.
Bize Ebû Bekr b. Nadr da rivayet etti. (Dedi ki): Bize Ebû Âsim En-Nebîl rivayet etti. Bu râvilerin hepsi Yezid b. Ebî Ubeyd'den bu isnâd ile rivayette bulunmuşlardır. (Sallaîlahü Aleyhi ve Sellem) Ebû Talha'ya emir buyurdu. O da?

34- (1940) Bize İbni Ebî Ömer de rivayet etti. (Dedi ki): Bize Süf-yân Eyyûh'dan o da Muhammed'den, o da Enes'den naklen rivayet etti. Enes şöyle demiş:
Resûlüilah (Sallaîlahü Aleyhi ve Sellem) Hayberi feth edince şehrin dışında, bir takım eşekler ele geçirdik ve onlardan yemek yaptık. Bunun üzerine Resûlüllah (Sallaîlahü Aleyhi ve Sellem)"m del lalı: Dikkat!.. Allah ve Resulü sîzi bunlardan nely ediyor lar. Çiinki bunlar şeytan işinden bir pisliktirler! diye nida etti. Hemen çömlekler içlerindeki ile devrildi. On*lar içlerinde olan etlerle kayniyorlardı.

35- (...) Bize Muhammed b. IVliııhal Ed-Darîr rivayet etti. (Dedi ki) Bize Yezid b. Zürey' rivayet etti. (Dedi ki): Bize Hişam b. Hassan, Mu*hammed b. Sîrîn'den, o da Enes b. Mâlik'den naklen rivayet etti. Eııes şöyle demiş Hayber gazası olunca bir zât gelerek:
— Yâ Resûlüllah, eşekler yenildi dedi. Sonra bir başkası gelerek:
— Ya Resûlellah eşekler ifna edildi dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Ebû Talha'ya emir buyurdu. Oda;
— Gerçekten Allah ve Resulü sizi eşek etleri yemekten nehyediyor-lar. Çünkü onlar rics'dir. Yahut necistir! diye nida etti ve hemen çöm*lekler içlerinde olanlarla birlikte devrildiler.
Bu hadîsin Ali b. Ebi Ta1ib rivây etiyle İbnü Ömer Berra' ve İbni Abbâs rivayetlerini Buhâri «Megâzî» bahsinde; Hz. Ali hadisini Buharı «Zebâyih, Nikâh» ve «Ter-kü-l-Hıyeb> bahislerinde eyni hadîsi Tirmizi ile îbni Mâce «Nikâh»'da; Nesâî «Sayd» bahsinde muhtelif râvilerden tahric ettik*leri gibi; Ebû Sa'îebe hadisini Buhâri «Zebâyıh» ve «Tıb» bahislerinde; Ebû Dâvud ile Tirrnizî ve îbni Mâce «Kitabu's-Sayd»'da; îbni Ebî Eviâ hadisini Buharı «Fardu- ile «Megâzî» bahislerinde; Nesâî «Kitabu's-Sayd»'da; îbnû Mâce, Zebayıh'da; Seleme b. Ekva' hadisini Buhâri «Kitâbül-Mezâlim» ile «Megâzî, Edeb» ve «Zebâyıh» bahisle*rinde, îbnü Mâce dahî «Zebâyıh» bahsinde muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir. Bu rivayetler az çok lafız değişikliği ile ve birbirlerini tefsir ederek ayni hükmü bildirmektedirler. Hüküm ehli eşek etlerinin yenmesiyle Mut'a denilen nikâhın haram kılınmalarıdır. Vak'a Hay*ber gazasında geçmiştir. Yerinde de görüldüğü veçhile Hayber, Medîne-i Münevvere'ye dört konak mesafede bir Yahudi kal'ası idi. Kal'ayı muhasara eden Ashâb şehîr dışında rasladıkları eşek*leri kesmiş ve ateşler yakarak etlerini pişirmeye koyulmuşlardı. Resûlül-lâh (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) onu görünce dellâlı Ebû Ta1ha vasıtasiyle kaynayan kapları döktürmüş ehli eşek etlerinin haram oldu*ğunu bildirmiştir. Aynı zamanda Mut'a nikâhının da haram kılındığı ilân edilmiştir.
Bu rivayetlerden eşek etleriyle mut'a nikâhının her ikisinin Hayber'de haram kılındığı anlaşılıyor. Bazıları eşek etlerinin Hayber'de; Mût'anmsa başka bir yerde haram kılındığını söylemişlerdir. Ebû Avâne «Sahih»inde: «Ulemânın şöyle dediklerini işittim: Hz. Ali hadisinin manası Hayber gününde eşek etlerinin yasak edilmiş olmasıdır. Mût'aya gelince A1i onun hakkında sükût etmiştir. Mut'a ancak Mekke'nin fethedildiği gün yasak edilmiştir.» demektedir. Filhaki*ka Mut'a Nikâhının altı defa ruhsat verilip neshedildiği rivayet olunmuş*tur. Bu yerler: Hayber, Ömretül Gaza. Mekke 'nin fethi, Evtaz gazası, Tebük gazası ve Haccetül Veda'dır. Yalnız bazılarının sübûtuna ihtilaf edilmiştir. Nevevi diyor ki: «Müt'anıri haram edilip sonra mubah kılınması iki defa olmuştur. Vaktiyle mübahdı, sonra Hayber vak'asmda haram kılındı. Mekke 'nin fathinde -ki Evtaz harbi de o sene olmuştur- tekrar mubah kılınmış sonra ilelebet haram edilmiştir...»
Mut'a: Muvakkat nikâhın bir nevidir. Ondan farkı bu nikâhın müt'a kelimesiyle yapılmasıdır. Evlenmek isteyen adam kadına: «Bana nefsini bir aylığına bin lira karşılığında temti' et» der. Kadın da: «Nefsimi sana temti' ettim» diye mukabele eder. Kelimenin lügat manası istifâdedir. Yâni müt'a muayyen para mukabilinde muayyen zamanda kadının cima*mdan istifade için yapılan bir akiddir. Muvakkat nikâh ise müt'a kelime*sini anmadan şahitler huzurunda bir kadını muayyen bîr müddet için nikâhlamaktır. Bunların ikiside bâtıldır. Nitekim nikâh bahsinde gör*müştük.

Bu Rivayetlerden Çıkarılan Hükümler:


1- Ehlî eşeklerin etini yemek haramdır. Katırda aynı hükümdedir. Maamafİh mesele ihtilaflıdır. Sahabe, tabiîn ve onlardan sonra gelen ule*ma buradaki sahih ve sarih hadislerle istidlal ederek ehlî eşek etinin haram olduğunu söylemişlerdir. îbni Abbâs Hazretlerine göre haram değildir. İmam Mâlik 'den üç kavil rivayet olunmuş*tur. Bunların en meşhuruna göre eşek eti yemek şiddetle mekruhdur. îkînci kavline göre haram, üçüncüye göre mubahtır. Nevevî: «Doğ*rusu cumhurun dediği gibi Mâ1ik'in de harama kail olmasıdır» diyor Ger^i Ebû Dâvud 'un «Sünen»'inde Gâlib b, Ebcer 'den rivayet ettiği bir hadisde Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellemfin açlık ve sıkıntı çeken Hz. Gâ1ib'e:
«Ailene eşeklerinin semizinden yedîr. Çünkü ben onları ancak şehrin pisliklerini yedikleri için haram kıldtm» buyurduğunu rivayet etmişse de Nevevî bu hadisin muzdarip ve pek ihtilaflı olduğunu kayd etmekte ve: «Sahih olsa bile ıztırar halinde yediğine hamlolunur» demektedir.
2- Necaset bulaşan kabı yıkamak vaciptir. Böyle bir kap bir defa yıkamakla temiz olur .Yamız köpekle hınzırın yaladığı kap bir çok ule*maya göre yedi defa yıkanır. îmam Ahmed b. Hanbel'den rivayet edilen iki kavlin meşhuruna göre kaplar her nevi necasetten do*layı yedi defa yıkanır. Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellemyin eşek eti ile kaynayan kapların evvela kırılmasını emretmesi ya vahiy yahut içti-hadladır. Ne suretle olursa olsun az sonra bu hüküm neshedilmiş ve yıka*makla temizleneceği bildirilmiş ve binaenaleyh bugün necaset bulaşan kap kırılmaz.
3- Yıkanan kabın kullanılmasında beis yoktur.
4- Nikah-ı Mut'a haramdır. Ulemânın beyanına göre bu nikâh za*ruretten dolayı mubah kılınmış, sonra hükmü neshediimiştir. Bu hususda îbni Abbas hazretleri cumhura muhalefet ederek bir müddet Müt'anın neshedilmediğine kail olmuşsa da sonradan cumhurun kavline döndüğü rivayet olunmuştur. Dalâlet fıkralarından Râfizîler müt' anın neshedilmediğini iddia ederler.