Hikmet Dilinde Namus
Namus; iffet, vefâ ve sadâkatten hâsıl olan öyle mübarek bir hamurdur ki, harç olarak kullanıldığı binanın sarsılıp yıkılması hiç görülmemiş veya çok ender vâki olmuştur.
* * *
Namus, yiğidin en yüksek yanı ve en önemli sıfatıdır. Yiğidin en alçak ve en sefil vaziyeti ise, namus mevzuundaki lâubaliliğidir...
* * *
Bir kadının en şerefli ve en değerli tarafı, iffet ve namus itibarıyla lekesiz olmasıdır. Kendi namusunu ve ailesinin iffetini koruma mevzuunda hassas olmayan insanların, millî haysiyet ve millî şerefi koruyup-kollama hususunda da hassas olmayacakları açıktır.
* * *
Namus başka, şeref başkadır. Servet şerefe esas olabilir, ama namusbahş değildir. Fakirlik ise, kat’iyen onu ihlâl etmez.
* * *
Namus, bütün milletlerin, onun üzerine “and” içeçekleri ölçüde mukaddestir ve fazilet unsurları arasında en pahalı pırlantalardan biridir. Namus bilmeyenin şeref ve faziletperverliği de sahte ve yalandır.
* * *
Namus; eşsiz bir elmastır ve en mûtenâ mahfazalar içinde korunmalıdır. Böylece onun kıymeti bir kat daha artar.
* * *
Kendi ırz ve namusu gibi başkalarının ırz ve namuslarının muhafazası mevzuunda hassas olmayan kimselere hiçbir şey emanet edilemez ve hiçbir hususta onlara güvenilemez...
* * *
Yarasalar, ışığı istemedikleri gibi, dinsizler dini, câhiller ilmi, ahlâksızlar ahlâkî prensipleri, namus bilmeyenler de namusu istemezler.