Müdara, yumuşak davranma ve hoş geçinme demek. Müdahene ise menfaat temini için yüze gülme manasına geliyor. Dışardan bakınca müdara mı yoksa müdahene mi olduğu kolayca anlaşılamayan, ancak birincisi mübah, ikincisi haram sayılan benzer iki tutumla karşı karşıyayız.
...

Hz. Aişe r.a. validemiz anlatıyor:

Bir adam Rasulullah s.a.v.’in huzuruna girmek için izin istemişti. Aleyhisselâtü Vesselam:

“Bu (gelen), aşiretinin ne kötü evladı!” dedi. Fakat adam içeri girince ona iyi davrandı, yumuşak bir dille hitap etti. Adam gidince:

“Ey Allah’ın Rasulü! Adamın sesini işitince şöyle şöyle söyledin. Sonra yüzüne karşı iltifat ettin, iyi davrandın.” dedim. Buyurdu ki:

“Ey Aişe, beni ne zaman kaba buldun? Kıyamet günü Allah Tealâ’nın katında en fazla zelil olacak kişi, kabalık ve taşkınlığının (vereceği zarardan) korkarak insanların kendisini terk ettiği kimsedir.”

Buharî, Müslim, Tirmizî, Ebu Davut ve İmam Malik’te yer alan bu haber, kaynaklarda Hz. Peygamber s.a.v.’in incelik yahut mülayemeti, fıskı (açıktan günah işlediği) sabit olanın gıybetinin meşruluğu ve müdara sadedinde ele alınır.

“Müdara”, inceliklerine dikkat edilmesi gereken, yanlış anlaşılmaya müsait bir tavır. Müslüman çevrelerin birbirlerine suizanda bulunmak için adeta bahane aradığı şu son zamanlarda hadisin müdara tarafıyla alakalı görüş ve değerlendirmeleri hatırlamanın faydalı olabileceğini düşünüyoruz.


Ali YURTGEZEN