***
DIŞARDA
Points: 455.346, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 100,0%
Achievements


Telberek Mevlid Konuşması (2007)
Telberek Mevlid Konuşması (2007)
Rahman ve rahim olan Allah'ın adıyla sözlerime başlıyorum. Alemlerin Rabbi olana Allah'a hamdu senalar olsun. Evliyalarına tüm ikramları, tüm kerametleri ikram eden, onları hem dünyada ve hem ölümden sonra onları bize faydalı kılan, buna karşı da yüce Allah'a hamd ediyorum. Değerli müminler, işte onlar aşkın şehitleridirler. Onlar muhabbetin şehitleridirler. Onların anılması ile rahmetler yağıyor. Onların sohbetleri ile ihsanlar ve ikramlara ulaşılır. Hazreti Muhammed Mustafa başlarımızın tacı aline ve ashabına ve ehli takvanın imamları ashabı kirama salat ve selam olsun ve meşahıyı kiramımızdan Allah razı olsun diyorum.
Yüce Allah sadatlarımızdan razı olsun. Özel olarak Nakşibendi sadatlarının yüz akı, Hazneviler'in baş tacı babam, şeyhim, efendim ve Şehid-ul Harameyn Şeyh Muhammed el-Haznevi ve O'nun babası ve şeyhi, iki kanatlı ve dedem ve onlardan önceki geçmiş sadatlardan razı olsun ve yüce Allah bizi ve sizleri onların sırlarına mahzar kılsın ve onların sırlarını bize mukaddes eylesin.
Değerli kardeşlerim ilk önce buraya teşrif eden siz ve başınızda bu toplumun yıldızları fazilet ehli, ilim ehli, baylar, bayanlar, yaşlılar, gençler tümünüzü yüce Allah'ın selamıyla selamlıyor ve diyorum ki, yüce Allah'ın selamı, bereketi ve rahmeti üzerinizde olsun.

Ve buraya sağ ve selamet içinde ulaştığınız için de yüce Rabbime hamd ediyorum ve yüce Allah size tüm hayırları ihsan eylesin. Attığınız her adımı bereketli kılsın. Buraya gelmek için gördüğünüz eziyetler ve meşakkatler hem dünyada ve hem ahirette mutluluk ile tebdil eylesin ve buraya ulaşmak için maddi ve manevi harcadıklarınızın karşılığını yüce Allah size kat kat ihsan eylesin.
Değerli kardeşlerim, benim hakkımda duyduklarımı, benim hakkında söyleyenleri hatırlayınca çok üzülüyorum. Çünkü hakkımda denilenler, söylenen iyilikler gerçekten babama atfedilmesi daha layıktır; ama ben ne diyebilirim. İşte sizin bu dedikleriniz babama karşı olan muhabbetinizden ve vefanızdandır. Yüce Allah'a dua edin, yüce Allah babamın bana giydirdiği o temiz ve berrak elbiseyi muhafaza etmek için, bana olan güvenini muhafaza ve korumak için, sizin de bana olan güveninizi muhafaza etmek için ve babamın zannı yanında olmam için ve sizin, benim hakkımda düşündüğünüz hayırlardan daha üstün olmam için ve benim hakkımda bilmediklerinizi Allah onları affetmesi için bana dua etmenizi sizden rica ve istirham ediyorum.
Değerli kardeşlerim, ben yüce Allah'ın zayıf kulu olarak benim kalbimde olan bu duygularınız ve sizi görünce kalbimde olan mutluluk ve sevinçleri tabir etmek, boyutlarını ölçmekten acizim; ama ne diyebiliyorum. Malumunuzdur başıma gelen musibet çok büyüktür. Babamı kaybetmektir. İşte o babam ki, hayatta iken O'nun şefkati ve merhameti içinde yaşıyordum. Onun sıcaklığında yaşıyorum, onunla nimetleniyordum. Peki bu nasıl büyük musibet olamaz. İşte bu benim için çok büyük musibettir değerli müminler; ama sizi görünce sizinle teselli buluyorum.
Değerli kardeşlerim, bu büyük musibetle beraber onun yanında çok büyük musibetler de meydana gelmiştir. Ahbapların kaybolması, düşmanlık, iftira, zulüm, uzaklık, uzaklaştırma ve toplu bir düşmanlık bu büyük musibeti takip etmektedir. Ben ayrıntılara geçip de kalplerinizi yaralamak istemiyorum ve biliyorum ki siz bu hakikatlerin çoğunu biliyorsunuz. Yüce Allah'tan temenni ve niyaz ediyorum bu niyetlerimizi gerçekleştirsin, umduklarımızı kolaylaştırsın, bize ferahlık nasip eylesin, mutluluk nasip eylesin. Arzularımızı bize nasip eylesin, çünkü Rabbim her şeye kadirdir.
Değerli kardeşlerim, bu musibetlerin içindeyiz; ama şu güvenimiz vardır: yüce Allah şöyle buyurur: “Evet kolaylık zorluklarla beraberdir.” Bu musibetin acısını kalbimde hissettiğim zaman, onun acısı arttığı zaman yüce Allah'ın bu kelamını tekrarlayıp teselli buluyorum: Ey Muhammed! Sabredenleri müjdele. O sabredenler ki başlarına bir musibet geldiği zaman, diyorlar biz Allah'a aitiz. En son dönüşümüz Allah'a dır. İşte o kimselerin Allah katında nice salavatlar ve rahmetler vardır ve kurtuluşa erenler felaha erenler işte onlar kendileridir. İşte değerli müminler, bu ayet ile, bu ayetin tekrarlanması, okunması ile teselli bulmakla beraber, sizi görürken de sizinle teselli buluyorum.
Değerli kardeşlerim, dediğim gibi işte sizi görünce, sizinle buluşunca sizinle de teselli buluyorum. Değerli kardeşlerim, ben sizi gördüğüm zaman babamın en sadık dostları, muhipleri sizinle teselli buluyorum. Siz babamın evlatlarısınız. Benim kardeşlerimsiniz. Buna karşı yüce Allah'a hamd ediyorum ki sizin gibi dünya çapından, dünyanın her köşesinden ruhunu feda eden, buraya teşrif edenlerisiniz. İşte yüce Allah'a hamd ediyorum bana böyle ihlaslı ve sadık kardeşler yaratmıştır. Allah'a hamd ediyorum.
Değerli kardeşlerim, benim kalbimde olan sevinç, mutluluk ve size karşı olan muhabbeti tabir etmek, onu açıklamak sözler ile bitmiyor. Bu yüzden sözlerimle o sizin muhabbetinizi ve sevginizi benim kalbimdeki olanı açıklamak açıklamaya sözlerim yetmiyor. O yönden acizim ve eksiğim. Yüce Allah'a hamd ediyorum, sizden bu halis ve bu muhlis muhabbet için Allah'a hamd ediyorum. Değerli müminler aramızda olan bu muhabbetin bağı ipi çok kuvvetlidir. Bağları çok güçlüdür. İşte onun için Allah içindir. Hiç kimse buna zarar vermez ve devamlı olacaktır ve ondan devamlı olarak faydalanacağız.
.
Değerli kardeşlerim, işte bu muhabbet ile yüce Allah'tan temenni ve niyaz ediyorum bizi ve sizi kıyamet ve buluşma gününde sadatlarımız ile hazreti Peygamber'in sancağı altında haşreylesin. Değerli müminler, bu buluşma bu güzel toplumun yansıttığı ve işaret ettiği çok şeyler vardır. Çok manevi anlamlar vardır. Onlardan birisi işte odur ki sizin Şeyh hazretlerine, babama olan vefanızı gösteriyor. Ona işaret ediyor ve babamın size olan muhabbeti sizin O'na olan muhabbetinizden daha fazla olduğuna işaret ediyor. O babam ki, kendi hayatını, kendi ömrünü Allah yolunda harcadı. Dünya aleminde İslam dini için bir güneş idi ve yüce Allah'ın şu kelamına mahzar olmuştu: evet değerli müminler, yüce Allah'a çağıran, ameli salih işleyen, ve ben Müslümanlardanım diyen bir kimsenin sözünden daha hayırlı bir söz var mı? İşte bu ayeti kerimeye mahzar olarak kendi hayatını feda etmiştir.
Değerli kardeşlerim, işte babam bu ayeti kerimeye mazhar olarak hikmetli olarak hikmetlerle dolu büyük öğütler ile mevziayı hasene ile ömrünü bitirdi ve hayatını feda etti. Değerli müminler, babam saliklerin mürşidi, taliplerin öğreticisi, ilme önem veren, eğitim ve öğretime önem veren, yardımda bulunan, fakirlere ve miskinlere düşkün olan, Peygamberin şeriatına gayyur olan ve hayatını bu şekilde Allah yolunda sarf eden bir zat idi.
Değerli kardeşlerim, babam işte bununla beraber Peygamberin sünnetinden ve siretinden terk edilmekte olan unutulanları ihya etmeye gayret ediyordu ve hayatını bu şekilde geçirmiş ve hayatını bu şekilde feda etmiştir. Değerli kardeşlerim, buna mukabil yüce Allah (cc) kendi evi arasında Kabe-i Mükerreme ve Ravza-yı Müşerrefe arasında tavafını ve sayını bitirdikten sonra Lebbeyk Allahümme Lebbeyk dedikten sonra O'na ikram ederek, ithaf ederek ve O'na karşılık vererek, O'nun pak ruhunu teslim almıştır. İşte değerli müminler, işte babam için yüce Allah tarafından bu en büyük nimettir. Onun için diyorum ki: Ey Babam! Yüce Allah'ın sana ettiği bu ikram sana mutlu olsun, seni kutluyorum ve değerli müminler, yüce Allah kıyamet gününde bizi O'nun himmet ve bereketinden mahrum etmesin.
Değerli kardeşlerim, ben babamın o pak ruhuna seslenmek istiyorum müsaadeniz varsa: sana olan ahu figanım fayda vermez, asla ne vecdim ne de kalbimde olan o yankıların evet ey kadere hükmeden! Ondan sonra mutluluğuma da hükmettin. Evet işte benim onun üzüntüsünden dolayı akan göz yaşlarımı kuruttun. Eğer satın alınsaydı eğer ruhlar ile feda edilseydi ben tüm ruhları ve tüm değerleri uğrunda feda ederdim
Ey babam seni markadin geçici olarak bizden uzak olsa da ve onun uzaklığından kalbimizde keder ve acı hissetsek de yine sen bizimle berabersin. Bizim başlarımızın üzerinde ruhaniyetin dalgalanmaktadır. Müridlerin üstüne çadır gibi bürünmektesin. Ey Babam! Biz hayatı boyunca senin yolundan ayrılmayacağız, senin adabını ihya etmeye gayret edeceğiz. Senin adaplarını eksikliklerden koruyacağız ve muhafaza edeceğiz. Ey Babam! Sen rahat ol. Hayatımız boyunca senin uğrunda, senin yolunu muhafaza etmek için, adabını muhafaza etmek için ruhumuzu feda edeceğiz ve senin yolun ve adabın üzerinde kalacağız.
Ey Babam! İşte seni yetiştirdiğin muhlis ahbapların ve sadıkların işte bunlardır. İşte bunlar dünyanın her köşesinden buraya teşrif ettiler. Ne yazın sıcaklığı, ne yolun meşakkati onları bu nurdan, bu muhteşem toplumdan engelleyemedi. İşte bu senin o sıdkının meyvesidir. İhlasının meyvesidir. Gayretinin neticesidir ve işte bu şekilde devam edecektir.
(Sarığını kaldırarak tevazu göstererek, yüce Allah'a şükrederek.) Ey Rabbim! Sana şükürler olsun. Sana hamd olsun. Babamın geride bıraktığı bu meziyetlere karşı babamın geride bıraktığı bu toplumun içindeki sıdk ve ihlas için, babamın geride bıraktığı bu insanların vefası için, babamın geride bıraktığı bu sıdk, bu vefa, bu ihlas, bu eser bu mutluluk, bu iyiliklere karşı ey Rabbim! Sana hamd ve şükranlarımı sunuyorum.
Değerli kardeşlerim, işte babamın yolu ve tarikatı budur. Değerli kardeşlerim, babam şöyle buyururdu: Tarikat, Peygamber aleyhisselatu vesselamın şeriatına hizmetkardır. Hatta tarikat şeriatın bizatihidir. Ve diyordu ki: herhangi bir tarikat kıl payı kadar şeriata muhalif olursa işte o yalandır, iftiradır, kandırmacadır. Onun zararı menfaatinden daha fazladır.
Değerli kardeşlerim, babam ve Şeyhimin tarikatı sevgi tarikatıdır, ihlas tarikatıdır, vefa tarikatıdır. Evet değerli kardeşlerim, hep dolu ihlastır. Dolu muhabbettir. İşte onun tarikatı ihlas ve muhabbet ile hedefi ihlas ve muhabbettir. Onun için babam Şeyh hazretleri, babamın tarikatı diyordu; hepsi sevgidir, ilimdir, irfandır gayrettir ve ihlastır. Bu şekilde buyuruyordu ve tarikatı bu şekilde beyan ediyordu.
Değerli kardeşlerim, işte babamın beyan ettiği tarikat hem bireyin ve toplumun maslahatı içindir ve hak ve gerçek tasavvuf odur ki, insan, ademoğlu ve Allah arasındaki alakayı; sonra insan ve insan arasındaki alakayı güzelleştiren bir bağ vardır. Bir bağdır; O bağ muhabbet ve yardımlaşmadır. İşte muhabbet ve ayrım yapmadan yardımlaşma olduğu taktirde işte insan ve Allah arasındaki alakayı ve insan ile insan arasındaki alaka güzelleşir ve güçlenir. Onun için değerli müminler, sadatı sofiye şöyle buyurmuşlardır: İnsan hem dünyası ve hem ahireti onun dünyasının ve ahiretinin işleri muhabbet ile olur. Yardımlaşma ile olur. Dünya ve ahiretin işleri, onların inşası, ayakta durması en güzel ve en güçlü yapısı muhabbet ve yardımlaşma ile mümkündür.
Değerli kardeşlerim, şimdi bu münasebetin içerisinde sizi çok önemli bir konu ile uyarıyorum. İyice bunu dinleyin, tarafsızca dinleyin ve olduğu gibi nakledin. Babamın ve Şeyhimin tarikatı hepimizin boynunda bir emanettir. Onu bidatlardan, şer'i muhalefetlerden korumamız gerekiyor. Onu siyaset ile kullanmamamız gerekir. Onu kendi şahsi menfaatimiz ile kullanmamamız gerekir. Onu istismar etmememiz gerekir. Kim bu tarikatı kendi şahsi menfaati için istismar ediyorsa, siyaset için kullanıyorsa işte o kimseden, açık söylüyorum ben beriyim ve Nakşibendi sadatları ona düşmandırlar. Onun derecesi ne olursa olsun. Bizimle alakası ne olursa olsun. Aramızdaki vasfı ne olursa olsun. Akrabalık derecesi ne olursa olsun biz ondan beriyiz ve onun yaptığından kendisi sorumludur. Allah korusun değerli müminler, beni de görseniz bu tarikata muhalefet yaparsam, tarikatı bu çirkin vasıflar için kullanırsam bana deyin ki, bu sana layık değildir, babanın yolu değildir, babanın adabı değildir, bunu yapma bu senin babanın yoluna yakışmaz; çünkü senin babanın yolu bu çirkin sıfatlardan temiz idi. Bu şekilde size vaciptir beni uyaracaksınız.
Değerli kardeşlerim, bu büyük toplum, bu güzel tablo, bu münevver buluşma işte değerli müminler, neye dalalet ediyor? Bizim bu ülkemizin içindeki birlik ve beraberliğe dalalet ediyor. Ülkemizin içindeki birlik ve beraberliğin, dini özgürlüğün ve babamın tarikatından ve adabından fayda gördüğüne en büyük delil ve en büyük şahittir değerli müminler.
Değerli kardeşlerim, yüce Allah'tan temenni ve niyaz ediyorum, bizi birlik ve beraberlik ihsan eylesin. Hem ülkemize hem diğer İslam ülkelerine birliği ve beraberliği ihsan eylesin. Herhangi bir ülkenin, özel olarak bizim ülkemizin lideri ve yöneticisi birliğe ve beraberliğe sebep olan, vesile olan önder ve sorumlulara yüce Allah'tan muvaffakiyet, yüce Allah'tan sıhhat ve afiyet temenni ve niyaz ediyorum.
Değerli kardeşlerim, bize nasip olan ve elimizde olan çok büyük bir nimet ve meyve vardır. Bu meyveyi korumamız gerekiyor. Bu meyveyi muhafaza etmemiz gerekiyor. Sıdk ve ihlas ile; muhabbet ve sevgi ile. Değerli müminler, eğer biz bunu yapamazsak işte o zaman o bizim olan güvenimiz kaybolacaktır. Değerli müminler, bizim bunu korumamız için dini öğretilere ihtiyacımız vardır. Dini öğretilerimizi en güzel ve sahih bir şekilde öğrenmeye ihtiyacımız vardır. Çünkü dini öğretilerden uzak olan, cahil olan bir kimse daimi olarak zayıflıktadır, cahildir, azınlıktadır, güveni yoktur ve meyvesini kaybediyor.
Değerli kardeşlerim, malumunuzdur saldırılar ahlaksızcadır, şartlar naziktir. Evet ve bize karşı olan düşmanlar bize saldırmaktadır. Bize hakkımızda ve aleyhimizde yaygara yaparak avlıyorlar. Biz de onlara karşılık vermemiz için, onları reddetmemiz için ancak ve ancak birbirimizi sevmek ile ihlas ile yardımlaşma ile mümkündür. Eğer bu aramızda olmazsa işte onların bize saldırmaları devam edecektir.
Değerli kardeşlerim, İslam ihlas dinidir. Sevgi dinidir, af dinidir. Evet, zulüm dini değildir. İftira dini değildir. Anarşi dini değildir. Saldırma dini değildir. Onun için değerli müminler, dinde izzet var, dinde şeref var. Bununla beraber din azgınlığa, aşalığa, hakarete karşıdır ve savaş açmaktadır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Ancak izzet Allah'ın, Peygamberin ve müminlerindir.”
Değerli kardeşlerim, İslam mücrimlerden beridir. Mücrimler, masum insanları öldürenlerdir. Mücrimler, mukaddesatları tahrip edenlerdir. Mücrimler, dinde tahribat yapanlardır. Mücrimler, siyonizimlerin siyaseti baskısı altında olanlardır. Mücrimler; anarşidir, teröristtir. İşte İslam dini bunlara karşıdır ve İslam dini bunları reddediyor ve İslam dini onların yaptıklarından beridir değerli müminler.
Değerli kardeşlerim, son olarak yine hepinize şükranlarımı ve minnetlerimi sunuyorum ve bu münasebete katkısı olan herkesin yaptıklarına ve gayretine göre yüce Allah onları mükafatlandırsın ve yüce Allah bizi ve sizi sadatlarımızın bereketlerinden mahrum etmesin.