Kurban Bayramı (Cuma) Sohbeti Telberek 2007
Seyh Muhammed Muta El-Haznevi (k.s)
Rahman ve Rahim olan Allah?ın adıyla sözlerime başlıyorum. Alemlerin Rabbi olan Allah?a hamdu sena Hz. Peygambere aline ve ashabına salat ve selam olsun. Babam, murabbim, Şehidul Haremeyn, Allah O?nun makamını ali eylesin ve Yüce Allah O?ndan razı olsun.

Buraya teşrif eden siz kardeşlerimiz yeni yeni gelenler olduğu için yine yüce Allah sizin bu mübarek Kurban Bayramınızı mübarek kılsın ve mübarek bayramı bize ve size nice hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum ve bu bayramı yine yüce Allah (c.c), bizim yüce Allah?ın ipine sarılmamız, Peygamberin ahlakıyla ahlaklanmamız ve bütün arazilerimizin siyonistlerin elinde olan arazilerimizin geri alınması için vesile kılınmasını Yüce Allah?tan temenni ve niyaz ediyorum.

Değerli kardeşlerim, sizden gördüğüm bu imani toplum, sizden gördüğüm Şeyh hazretlerinin adabına, bu sadık ve içten yönelme için yüce Allah?a şükretmemde acizim ve değerli kardeşlerim, bu imani toplumu görmek, bu ittifakı görmek, bu gayreti görmek şüphesiz görenler hayret içinde kalmaları ve etkilenmeleri lazımdır.

Yüce Allah?tan temenni ve niyaz ediyorum böyle toplumu güçlendirsin, böyle toplumu muhafaza eylesin, böyle toplumu yüce Allah?ın yüzü hürmeti için kılsın ve yüce Allah bizi de sizi de kendi yoluna muvaffak eylesin.

Değerli kardeşlerim, eğer şuurlu bir şekilde, insaf ile bu topluma bakarsak Şeyh hazretlerinin adabına bakarsak onların Peygamberin şeriatına tıpkı uygun olduğunu göreceğiz. Onların bidatlardan ve hurafelerden uzak olduklarını görüyoruz ve bunu bilmeliyiz ki; bunun sebebi Peygamberin şeriatına uygunluğu ve bidat ve hurafeliklerden uzak kalması ve şu ana kadar devam etmesinin sebebini bilmemiz lazımdır ki Şeyh hazretlerinin istikamette olduğu ve Allah için gayret etmesi sebebiyledir ve sadatı kiramın adapları ve gayretleri tıpkı Allah rızası için ve iyi niyet ile olduğundan dolayı bugüne kadar devam etmiştir ve bu şekilde bulunmaktadır.

Değerli kardeşlerim, Peygamber aleyhissalatu vesselamın şeriatındaki istikamet, doğruluk ve ona göre hareket etmek nimetlerin en büyüğüdür ve insan, Müslüman bu istikamette olduğu müddetçe yüce Allah?ın en büyük ikramı ve rahmetini kazanmış oluyor.
Değerli kardeşlerim, babamdan şöyle duydum, buyururdu: ?Yüce Allah kimin hayrını dilerse onun gönlünü, kalbini hayra açar ve muvaffak kılar ve onun dış azalarını ibadete, amel etmeye, gayrete muvaffak eder, ona güç verir ve ona gayreti ihsan eder.

Değerli kardeşlerim, yüce Allah tarafından muvaffak olan, mesrur olan bir kimsenin kalbi en güzel vaazları ve nasihatleri alır, onun azaları en güzel ameli işler. Yüce Allah?ın Kur?an-ı Kerim?de buyurduğu gibi yüce Allah (c.c) bir insanı muvaffak ettiği zaman o insan , o Müslüman kavlin en iyisini alır, amelin en güzelini yapar ve onlar için kıyamet gününde nice müjdeler, mükafatlar ve ihsanlar vardır.

Değerli kardeşlerim, Hz. Ebubekir sıddık (r.a) bir gün Hz. Peygambere şöyle buyurmuştur: ?Ya Rasulallah yaşlanmışsınız.? Peygamber aleyhisselatu vesselam O?na şu cevabı verdi:
?Mülk suresi, Vakıa suresi, Murselat suresi, Amme suresi bunlar beni ihtiyar etmişlerdir. Niçin? Çünkü her birisinde velev ki bu sureler kısa olmalarına rağmen her birisinde kıyametin ahvallerinden, helake, azaba uğrayanların görecekleri şiddetli azaptan bahsettikleri için ve onlarda sık sık şiddet ve azaptan, cehennemden bahsedildiği için ben yaşlandım bu sebep ile benim saçım beyaz olmuştur.?

Değerli kardeşlerim, sahabelerden biri şöyle buyurmuştur: Peygamberden rivayet ediyor.
?İşte yüce Allah, Mülk suresinde emir olunduğun gibi istikamet üzerinde ol.? işte bu ayeti kerime Mülk suresinde ve başka ayetlerde, başka surelerde böyle ayetler beni çok etkilemiştir.

Evet, bu ayet Kuran-ı Kerim?de benim yükümü ağırlatan, bana ağır gelen en büyük ayet işte bu Mülk suresinin Ayet-i Kerime?si bir de diğer surelerin Ayet-i Kerimeleridir. Çünkü istikamet ile emrediliyor ve istikamet nasıl olmalı? Allah?ın emirlerine, azametine, büyüklüğüne, rahmetine uygun bir istikamet olması gerekiyor. İşte böyle bir istikameti elde etmek şüphesiz çok ağır bir yüktür.

Değerli kardeşlerim, istikamet Peygamberin şeriatına uymaktır. İstikamet emirleri tatbik etmek ve yüce Allah?ın nehy ettiklerinden uzak kalmaktır. İstikamet nefsin hevasına tabi olmamaktır. Çünkü nefsin hevasına tabi olunduğu zaman o kalbin basireti kör olur ve o kalp ile doğruyu yanlış bulur; yanlışı doğru bulur. Delaleti, hidayet bulur; hidayeti de delalet bulur. İşte nefse tabi olmak, nefsin hevasına tabi olmakla istikametten çıkmış olur ve insanın basiretini köreltir ve insanı böyle yanlışlıklara götürür.
Değerli kardeşlerim, müstakim kimdir? Şeyh hazretleri şöyle buyururdu: ?Müstakimin alameti şudur. Müstakim şöyle biridir ve müstakim olan kimseyi bir dağa ve bir tepeye benzetmiştir. Şimdi bir dağ nasıl ki ne kadar havalar şiddetli soğuk ise, şiddetli sıcak ise ne kadar rüzgar şiddetli esiyorsa, ne kadar havalar şiddetli olursa o dağa hiç bir tesiri olmuyor, işte müstakim olan bir kimse o dağ misalidir. Onun başına ne kadar musibetler, sıkıntılar, darlıklar geliyorsa o ona tesir etmiyor. Kendi istikametinde devam ediyor ve hiç kimse ona zarar veremiyor. Kime? Müstakim olan bir kimseye.

Değerli kardeşlerim, müstakim sabırlı ve dayanıklı olmalıdır. Herhangi bir müstakim olan kimseye bir taraftan ona kötü sözler söylenirse, küfredilirse o karşılık vermemesi lazımdır ve o kötü sözlere iyilik ve güzellik ile karşılık vermeli ve sanki o kötü sözler kendisine söylenmemiştir, kendisine atılmamıştır. O kimse bu şekilde olmalıdır ve tahammül etmesi lazımdır. Ta ki kendi istikametinde devam edebilecektir.

Müstakim olan bir kimseyi nefsi yolsuzluklara yönlendirmemesi lazımdır. Dünya onu kandırmaması lazımdır.Allah?ın zikir ve ibadetlerinden alıkoymaması lazımdır; yani kendi kalbini nefsine ve dünyasına bağlayıp yüce Allah?ın yolundan çıkmamaya gayret etmelidir ve nefse ve dünyaya önem vermemelidir.

Müstakim olan bir kimse musibetlere tahammüllü olması lazım, sabırlı olması lazımdır. Başına herhangi bir sıkıntı geldiğinde çok tahammül etmesi lazımdır. Başkası tarafından ona haksızlık yapıldığında tahammül etmesi lazımdır ve o kimse dayanıklı ve yolundan çıkmaması lazımdır. Böyle olduğu takdirde işte o demek ki müstakimdir.

Değerli kardeşlerim, müstakim olan bir kimse, eğer müstakim ise kendi ailesi de müstakim olur, eğer müstakim ise ailesi de evlatları da doğru olurlar. Eğer sanatında müstakim ise, eğer kendi ticaretinde müstakim ise, eğer kendi ziraatında müstakim ise nice hayırlar görecektir. Hem sanatından, hem ticaretinden, hem de ziraatından nice hayırlar görecektir.
Müstakim olan bir kimse aile reisi olup, ailesi de müstakim olacaktır. Aile ve etraf müstakim olduğu taktirde toplum olduğu gibi müstakim olur ve doğru olur.

Değerli kardeşlerim, istikametin meyvesi, istikametin semeresi işte görüldüğü gibi Şeyh hazretlerinin istikametinin meyvesi bu güzel toplumda mevcuttur ve bu meyveyi görüyoruz, gözetiyoruz. Şeyh hazretlerinin istikametinden doğmuştur. Şeyh hazretlerinin şeriatı garranın üzerinde müstakim olmasından doğmuştur. Eseri mevcuttur, görülmektedir ve ondan önceki selefi salihlerin ondan önceki sadatların, peygamberin şeriatında müstakim olmalarından işte bu doğruluk, bu güzellik ve bu meyve meydana gelmiştir ve şu anda içinde yaşamaktayız.

Değerli kardeşlerim, Şeyh hazretlerinin istikamet üzerinde olduğunun delillerinden biri de işte bugün, dün gördüğümüz bu toplum, bu kalabalık, bu şiddetli soğuklara rağmen, bu dar mekâna rağmen bu şekilde milletin yönelmesi ve bu şekilde güler yüzlü, mutluluk içinde olmaları şüphesiz bu da Şeyh hazretlerinin müstakim olmalarının alametidir ve istikamette olduğuna en büyük delilidir.

Değerli kardeşlerim, istikamet yükselmeye en büyük delildir, derecelere vesiledir. Büyük makamı isteyen ve arzu eden bir kimse istikameti araması lazımdır ve istikamet üzerine olması lazımdır. Çünkü büyük makamlar istikamet ile kazanılır. Onun için yüce Allah (c.c) istikametin üzerinde durmuştur ve istikamet ile sıkça emretmiştir.

Değerli kardeşlerim, istikametin içinde olan bir kimse sürekli her gün ya da ve hem ahirette yüce Allah?ın rahmeti altındadır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: ?İstikamette olan, Allah?ın emirlerine bağlanan ve Allah?ın yasaklarından uzak kalan bir kimse daimi olarak yüce Allah?ın rahmeti içerisinde olur. Yüce Allah?ın rahmet melekeleri onu kuşatmaya alırlar, çembere alırlar, onu korurlar. Hem dünyada hem ahrette mesut olur, dünyada dilediği olur, ahrette de dilediğini bulur. İşte bu da istikametin meyvesidir, menfaatleridir, değerli müminler.

Değerli kardeşlerim, yüce Allah ayeti kerime de buyurduğu gibi istikamet içinde olan kimseler korku içinde olamazlar, hiç kimse onları korkutamaz, devamlı olarak yüce Allah?ın himayesindedirler. Allah onların emniyeti için kefil olmuştur. Onları hem dünyada hem de ahirette de koruyacaktır ve ahiret gününde de nice nimetler yüce Allah onlara ihsan edeceğini vad etmiştir ve mutlaka vadini yerini getirecektir.

Değerli kardeşlerim, hazreti Peygamber aleyhisselatu vesselam istikameti sıkça tembih etmiştir ve üzerinde durmuştur. Sahabelerden biri hazreti Peygambere şöyle sordu: ?Ya Muhammed sen bana öyle bir söz söyle ki açık olsun, onun açıklamasını kimseye sormadan o sözle amel edeyim de tüm maneviyatları kazanayım ve kendimi koruyayım ve hiç kimseye sormaya ihtiyacım kalmasın.?

Peygamber aleyhisselatu vesselam kendisine şöyle buyurmuş: ?Emir olunduğun gibi istikamet üzerinde ol. Allah?ın emirlerini yerine getir ve haram kıldığı şeylerden uzak kal.?
İşte değerli müminler, Peygamber aleyhisselatu vesselam da istikameti bu şekilde açıklamıştır. En önemli olan da istikamet olduğunu vurgulamıştır.

Değerli kardeşlerim, Peygamber aleyhisselatu vesselam buyurduğu bu hadisi şerif çok kapsamlı bir hadisi şeriftir. Yani İslam?ın esaslarını içine alan bir hadisi şeriftir. Çünkü İslam dini itikatten, ibadetten ve muamelatlardan ibarettir. Amentübillah Allah?a inandım cümlesi o itikadı kapsıyor. İtikat ilmini, itikat konusunu kapsıyor ve içine alıyor. Sümmestakım bu hem ibadetleri ve hem de muamelatları kapsıyor, içine alıyor. Onun için değerli müminler, bu hadisi şerif kısa olmasına rağmen İslam?ın tüm kurallarını içine almış oluyor ve çok geniş manalıdır ve çok önemlidir.

Değerli kardeşlerim, istikameti bulmak o kadar zor değildir, kolaydır. Yalnız ki Müslüman yüce Allah?ın emirlerine riayet etsin, yakınlaşsın, ihmal etmesin, ibadet etsin ve ibadet ettiği gibi Allah ona muttalidir inancından yüce Allah?ın emirlerini yerine getirsin, haramların içine girmesin, yolsuzluklardan uzak kalsın, evet gaflet içinde olmasın, ihlaslı olsun yüce Allah?ın ona emrettiği kendisine kolay gelecektir, istikamet kendisine kolay gelecektir ve istikameti devam edecektir.

Değerli kardeşlerim, buna mukabil kendi nefsini haramlardan uzak tutmalıdır ve önüne herhangi bir yolsuzluk geldiğinde yüce Allah ona muttalidir inancında olacak ve o haramdan uzak kalacaktır; onu işlemeyecek, nefsin hevasına tabi olmayacak. İşte bu şekilde olan bir kimse şekavetten saadete, karanlıktan nura ve aydınlığa çıkacaktır ve onun için istikamet kolay ve güzel bir adet olacaktır.

Yüce Allah?tan temenni ve niyazım budur, istikameti bize nasip eylesin, bize güç ve kuvvet versin; bizim memleketimizi ve tüm İslam alemini kötülüklerden, yolsuzluklardan muhafaza eylesin. Benim Rabbim her şeye kadirdir ve Allah sizden razı olsun.
El-Fatiha