Tevazu sahibi olmak
Sual: Tevazu sahibi olmak için ne yapmalı?
CEVAP
ü teâlâ bütün kitaplarda kibri kötülemiş ve yasak etmiştir. Kur'an-ı kerimde de ( kibirli olanları elbette sevmez!) buyurmuştur.(Nahl 23)

Aklı olan kendini ve Rabbini tanıyan hiç kibredebilir mi? İnsan aşağılığını acizliğini Rabbine karşı her an izhar etmek mecburiyetindedir. Bunun için her an her yerde aczini göstermesi tevazu üzere bulunması gerekir. Hadis-i şerifte de buyuruldu ki:
( rızası için tevazu edeni [kendini Müslümanlardan üstün görmeyeni] ü teâlâ yükseltir.) [Bezzar]

Tevazu sahibi olabilmek için dünyaya niçin geldiğini nereye gideceğini bilmek gerekir. İnsan hiç yok idi. Önce bir şey yapamayan hareket edemeyen bebek oldu. Şimdi de her an hasta olmak ölmek korkusundadır. Nihayet ölecek çürüyecek ve toprak olacaktır. Dünya zindanında her an ne zaman azaba götürüleceğini beklemektedir. Ölecek leş olacak böceklere yem olacak kabir azabı çekecek sonra diriltilip kıyamet sıkıntılarını çekecektir. Cehennemde sonsuz yanmak korkusu içinde yaşayan kimseye tekebbür mü yakışır tevazu mu?
Kibir ne kadar kötü ise tevazu da o kadar iyidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

( için affedenin şerefi artar tevazu eden de yücelir.) [Müslim]

(Kişi kibirlenince iki melek "Ya Rabbi bunu alçalt!" derler. Tevazu ederse "Ya Rabbi bunu yükselt!" derler.) [Beyheki]

(Zillete düşmeyecek şekilde tevazu gösterene müjdeler olsun!) [Taberani]

(ü teâlâ tevazu edeni yüceltir.) [Bezzar]

(Şeref tevazudadır.) [İ. Ebiddünya]

(Kişi tevazu edince ü teâlâ onu yedi kat göklere kadar yükseltir.) [Beyheki]

(Tevazu edin ki ü teâlâ size rahmet etsin!) [İsfehani]

(Mütevazı olana tevazu göster kibirliye de kibirli görün.) [İ. Gazali]

(ü teâlâ tevazu üzere olmamı emretti. Hiç kimse büyüklenmesin!) [Ebu Davud]

(Tevazu eden helal kazanan huyu güzel olan herkese karşı yumuşak olan ve kimseye kötülük etmeyen insanların iyisidir.) [Berika]

(İmanın kemalini isteyen tevazu göstersin.) [Berika]

Bir menkıbe: Âbid’in biri ibadet etmek üzere dağa çıkar. Bir gece rüyasında "Falan ayakkabıcıya git! Senin için dua etsin" denir. Âbid dağdan iner adamı bulur ne iş yaptığını sorar. Adam gündüzleri oruç tutup ayakkabı işlerinde çalıştığını kazandığı para ile ailesini geçindirdikten sonra fazlasını sadaka verdiğini söyler. Âbid adamın güzel bir iş yaptığını anlar fakat kendisinin dağda sırf ibadetle meşgul olmasını daha iyi bulur ve tekrar ibadetine döner. Yine gece rüyasında (Ayakkabıcıya git ve ona "Bu yüzündeki sararmanın sebebi ne?" diye sor) denir. Âbid gidip sorar. Ayakkabıcı "Kimi görürsem bu kurtulacak da ben helak olacağım der ve kendimden korkarım. Yüzümün sararması bundandır" der. İşte o zaman âbid ayakkabıcının bu korku ve tevazu ile üstünlük kazandığını anlar.

Tevazu hakkında büyüklerin sözleri

Tevazu cahilden veya çocuktan da olsa hakkı işitince boyun büküp hemen kabul etmektir.

Tevazu karşılaştığı her Müslümanı kendinden aşağı bilmemektir.

Her nimet sahibi haset edilir. Haset edilmeyen tek nimet tevazudur.
Ehl-i sünnet olan şerefli insan ibadet edip yükseldikçe tevazu gösterir. Bid’at ehli olan âdi kimse ise ibadet ettikçe büyüklenir herkese tepeden bakar.

Tevazu göstermek de kibirdendir. Çünkü kendinde bir varlık hisseden tevazu göstermeye çalışır. Halbuki mütevazı kimse kendinde bir varlık görmez ki tevazu göstersin.
Alçak gönüllü olan kurtulur kibirli olan yanar.

Tanıdık salih kimseleri ziyaret etmemek kibir fakirleri ziyaret tevazu alametidir.

Hastalarla birlikte oturmamak doğru sözü kabul etmeyip münakaşa etmek kusurunu bildirenlere teşekkür etmemek fakirin davetine gitmemek kibir alametidir. Kibirli olan salih insan olamaz.

Kibir her iyiliğe engeldir tevazu her iyiliğin anahtarıdır. Kibirli değilim diyen kibirlidir.

Tevazu güzeldir zenginde tevazu daha güzeldir. Kibir çirkindir fakirde kibir daha çirkindir.

Mahsul ovadaki sulu ve yumuşak toprakta yetişir dağda sert toprakta yetişmez. Hikmet de mütevazı olanın kalbinde gelişir kibirlinin gönlünde gelişmez. Bir kimse başını yükseğe kaldırırsa tavana değer ve yaralanır eğerse tavan ona gölgelik eder ve kendini korur. En büyüğünüz en küçüktür. En küçüğünüz de en büyüktür. [Yani kendini büyük gören küçüktür. Kendini küçük gören büyüktür.]