Abdül�azîz tarafından Medîne-i münevverenin bombardıman edilmesi, Hindistân halkı arasında galeyân yapdığını yazmışdık. Hindistânda çıkan (The Times of India) diyor ki: Son zemânlarda Medîneye hücûm ve Kabr-i Nebevîyi bombardıman haberlerinin Hind müslimânlarında husûle getirdiği te�sîri hiçbir hâdise vücûde getirmemişdir. Hindistânın her tarafında bulunan müslimânlar, bu hâdise dolayısı ile o makâm-ı mukaddese ne derece hurmetkâr olduklarını göstermişlerdir. Hindistânda ve Îrândaki bu mühim teessürât, hiç şübhesiz İbni Sü�ûd üzerinde te�sîr yapacak ve onu bütün İslâm memleketlerinin nefretini kazanmamak için, böyle hareketlerde bulunmakdan men� edecekdir. Hind müslimânları, İbn-üs-Sü�ûde bu fikrlerini açıkça bildirmişlerdir. 461.
8 � ABDÜLBEHÂ ABBÂS: Behâullahın büyük oğludur. Bu da zındık idi. Sultân Hamîd hân, hal� oluncaya kadar Akkada habs edildi. Hayfaya yerleşdi. Mısr, Avrupa ve Amerikaya giderek Behâîliği yaydı. 1339 [m. 1921] da öldü. Hayfaya gömüldü. Bâbın kemikleri de Îrândan buraya getirildi. Yerine, oğlu Şevkî geçdi. 483, 1179.
9 � ABDÜL EHAD �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İmâm-ı Rabbânînin babasıdır. [927] de tevellüd etdi. Genç iken, Hindistânın büyük Evliyâsından olan Abdülkuddüs �kuddise sirruh� hazretlerinin sohbetinde bulundu. İlm öğrenmesini emr etdi. Tahsîlden dönünce, hocası [944] de ölmüşdü. Oğlu olan Rükneddîn-i Çeştî �kuddise sirruh� hazretlerinin sohbetinde yetişdi. Kâdirî ve Çeştî yolunda kemâle erdi. Seksen yaşında iken 1007 [m. 1598] senesinde vefât etdi. Serhend şehri dışında şimâl tarafında medfûndur. Yedi oğlu vardı. Dördüncüsü, İmâm-ı Rabbânî hazretleri idi. 93, 946, 962, 1064, 1163.
10 � ABDÜLFETTÂH-I BAĞDÂDÎ AKRÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hâlid-i Bağdâdînin talebelerindendir. Senelerce İstanbul halkını irşâd etdi. Binikiyüzseksenbir 1281 [m. 1865] Muharrem ayının dokuzuncu Cum�a günü vefât etdi. Üsküdârda Eski vâlide câmi�inden Karaca-Ahmed mezârlığına çıkan yol ile (Selîmiye-Bağlarbaşı) caddesinin kesişdiği köşedeki, Şeyh-ul-islâm Ârif Hikmet beğin kabristânındadır. Ârif Hikmet beğ yüzbeşinci şeyh-ul-islâm olup, 1275 [m. 1858] de vefât etmişdir. Dedesi vezîr İsmâ�îl Râif pâşa ile, babası kadı-asker İsmet efendi de bu kabristândadır. Medînede, büyük kütübhâne yapdırmışdır. 1198.
11 � ABDÜLGANÎ NABLÜSÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Babası İsmâ�îl Nablüsîdir. 1050 [m. 1640] de Şâmda tevellüd, 1143 [m. 1731] de vefât etdi. Şâmdadır. Fıkh, tefsîr ve hadîs ilmlerinde ve tesavvufda çok derin âlim idi.Alâüddîn Attârın �kuddise sirruh� rûhâniyyetinden de feyz aldı. İstanbulda, Mısrda ve Hicâzda da ders verdi. Yüzden fazla değerli kitâb yazdı. (Hadîka) kitâbı, Birgivînin (Tarîkat-i Muhammediyye)sinin şerhıdir. (Keşf-ün-nûr an eshâb-il-kubûr) kitâbında, Tâcüddîn-i Hindînin, râbıtayı isbât eden (Tâciyye) risâlesine yapdığı şerhde, Evliyânın öldükden sonra da kerâmet sâhibi olduklarını ve rûhlarından istigâse ve istifâde edileceğini çok güzel anlatmakdadır. Birinci kitâb, Süleymâniyye kütübhânesinde (Es�ad efendi) kısmında [3601] sayı ile mevcûddur. (Hulâsat-üt-tahkik) kitâbı, mezheblerin birleşdirilemiyeceğini isbât etmekdedir. (Keşf-ün-nûr) ve (Hülâsat-üt-tahkîk) kitâbları, Hakîkat Kitâbevi tarafından yeniden tab' edilmişdir. Şâm matba�asında ilk basılan, bunun (Evrâd) kitâbıdır. 248, 419, 438, 458, 463, 497, 629, 635, 639, 730, 843, 1074, 1083, 1132, 1153, 1159, 1191.
12 � ABDÜLHAK-I DEHLEVÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Babası Seyfeddîndir. Hindistânın büyük âlimlerindendir. 958 [m. 1551] de tevellüd, 1052 [m. 1642] de vefât etdi. Muhammed Bâkî-billâhın talebelerindendir. Hicâzda hadîs âlimi oldu. Delhîdedir. Çok kitâb yazdı. (Medâric-ün-nübüvve) ve (Merec-ül-bahreyn) ve (Eşi�at-ül-leme�ât) ismindeki (Mişkât) şerhı kitâbları fârisî olup, Hindistânda basılmışdır. 278, 349, 357, 426, 455, 456, 457, 478, 730, 733, 771.
13 � ABDÜLHAK-I SÜCÂDİL SERHENDÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed Ma�sûm-i Fârûkînin yetişdirdiği büyüklerdendir. Urvetül-vüskâ Muhammed Ma�sûmu gasl etdi. Fârisî (Şerh-ı Vikâye) ve (Mesâil-i şerh-ı Vikâye) fıkh kitâbları meşhûr olup, her ikisi de Hindistânda basılmışdır. 181.
14 � ABDÜLHAKÎM EFENDİ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Zâhir ve bâtın ilmlerinde kâmil ve dört mezhebin de fıkh bilgilerinde mâhir, veliy-yi kâmil idi. Rûh bilgilerinin mütehassısı idi. Binikiyüzseksenbir 1281 [m. 1865] senesinde Van vilâyetinin Başkale şehrinde tevellüd, 1362 [m. 1943] de, Eyyûbde Murtedâ efendi tekkesi câmi�i imâmı iken, tevkîf edilip, Ankarada vefât etdi. Bağlumda medfûndur. Babası seyyid Mustafâ, seyyid Tâhâ-i Hakkârînin �kuddise sirruh� oğlu olan, seyyid Ubeydüllahın talebesi idi. Seyyid Mustafâ çok kâmil idi. Gördüğü kimsenin, hangi nemâzı kılmadığını, yüzünden anlardı. Bunun babası, seyyid Muhyiddîndir. Onun babası, seyyid Muhammed, bunun babası da, seyyid Abdürrahmândır. İmâm-ı Alî Rızâ bin Mûsâ Kâzım soyundan olup, Seyyid oldukları, Irâkdaki şer�î mahkeme defterlerinde yazılı olduğu gibi, seyyid Abdülkâdir-i Geylânînin torunu olan seyyid Abdürrezzâkın mübârek el yazısı ile de tasdîk edilmiş olduğu, Van mebûsu İbrâhîm Arvâsın 1371 [m. 1952] de basdırdığı (Seyâhatnâme-i Kâsım-ı Bağdâdî) kitâbında yazılıdır. 4, 10, 33, 46, 50, 73, 76, 146, 238, 260, 276, 291, 334, 378, 386, 393, 402, 413, 421, 454, 462, 486, 534, 579, 617, 639, 651, 656, 715, 729, 735, 743, 747, 791, 877, 917, 922, 923, 969, 988, 1053, 1057, 1075, 1112, 1134, 1169, 1171, 1191, 1193.
15 � ABDÜLHAKÎM-İ SİYALKÛTÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin sınıf arkadaşı idi. Hocaları mevlânâ Kemâleddîn-i Kişmîrî idi. Babası Şemseddîn Muhammeddir. 1067 [m. 1656] senesinde, Siyâlküt şehrinde vefât etdi. Hanefî fıkh ve kelâm âlimidir. (Beydâvî)ye hâşiyesi, Sa�deddîn-i Teftâzânînin (Şerh-ı akâ�id)ine hâşiyesi ve Ahmed Hayâlînin Teftâzânî şerhıne yapdığı hâşiyenin de (Siyalkûtî hâşiyesi) ve Teftâzânînin (Mevâkıf şerhı)ne ve (Mutavvel) adındaki Beyân ve Me�ânî kitâbına hâşiyesi ve (Ed-Dürret-üssemîne fî-isbât-il-vâcib-i teâlâ) kitâbı meşhûrdur. 864. cü isme bakınız! 456, 1124.
16 � ABDÜLHÂLIK-I GONCDÜVÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Vilâyet yolunun rehberlerindendir. İslâm âlimlerinin büyüklerindendir. Buhârâda Goncdüvân köyünde tevellüd ve 575 [m. 1180] de orada vefât etdi. Yirmiiki yaşında iken Buhârâda Yûsüf-i Hemedânî hazretlerinin sohbetinde kemâle geldi. İmâm-ı Mâlik soyundandır. Babası Abdülcemîl, Malatyalı idi. Hızır aleyhisselâmdan ders aldı. Tesavvufda meşhûr olan (Onbir temel kelime) Abdülhâlık Goncdüvânînin sözlerindendir. (Vasıyyetnâme) kitâbında diyor ki, (Sana vasıyyet eylerim ey oğul ki, her hâlinde ilm ve edeb ve takvâ üzere ol! İslâm âlimlerinin kitâblarını oku! Fıkh ve hadîs öğren! Câhil tarîkatcılardan sakın! Şöhret yapma! Şöhretde âfet vardır. Çok simâ� eyleme! Çok simâ�, kalbde nifak yapar, kalbi öldürür. Simâ�ı inkâr da etme ki, büyüklerin çoğu simâ� yapmışlardır. Arslandan kaçar gibi, câhillerden kaç! Bid�at sâhibi, sapıklar ile ve dünyâya düşkün olanlar ile arkadaşlık etme! Halâldan yi! Çok gülme! Kahkaha ile gülmek, gönlü öldürür. Herkese, şefkat ve merhamet et! Kimseyi hakîr görme! Kimse ile münâkaşa, mücâdele etme! Kimseden birşey isteme! Tesavvuf büyüklerine dil uzatma! Onları inkâr eden felâkete düşer. Mayan fıkh ve evin mescid olsun!) Pencere camı bunun zemânında keşf edildi. 957, 969, 1098, 1105, 1191, 1193.
17 � ABDÜLHAMÎD HÂN-I �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Osmânlı pâdişâhlarının yirmiyedincisi ve islâm halîfelerinin doksanikincisidir. Sultân üçüncü Ahmedin oğlu, sultân dördüncü Mustafâ ile, sultân ikinci Mahmûdun babalarıdır. 1137 [m. 1725] de tevellüd etdi. 1187 [m. 1773] de halîfe oldu. 1203 [m. 1789] de vefât etdi. Sirkecide, dördüncü vakf hânı karşısında, köşedeki türbededir. Oğlu dördüncü Mustafâ hân da bu türbededir. Türbede, Yeni câmi� tarafındaki dıvardaki dolaba yerleşdirilmiş taşda Resûlullahın mubârek ayaklarının izleri mevcûddur. Türbe yanındaki ince san�atlı olan sebili, cumhûriyyet devrinde Gülhâne parkı kapısı karşısına nakl edilmişdir. Yerine üçüncü Selîm hân geçdi. Vâlidesi Râbi�a sultânın rûhu için, [1192] de, Beğlerbeğinde, deniz kenârında, bir minâreli câmi� yapdırdı. İkinci minâresini sultân Mahmûd yapdırdı. Emîrgân câmi�ini de birinci Abdülhamîd hân yapdırmışdır. Eski ismi Emirgün idi. Çünki, dördüncü Murâd hân Revân [Erivan] kal�asını feth edince, kal�a kumandanı Mirgün oğlu, afv diledi. Kabûl edilip, şî�îlik propagandası yapmamak şartı ile, pâşalık rütbesi ve ayrıca Emîrgânda bir serây kendine verildi. Mirgün oğlu burada kaldı. Fekat, sultân Murâd vefât edince, yerine geçen kardeşi, sultân İbrâhîm hân zemânında, kızılbaşlık propagandasına başlayıp, müslimânları aldatdığı görülünce, başı kesildi. Halk arasında kesikbaş denilen mezârda, işte bu hurûfî babası yatmakdadır. Hurûfîler ve mülhîdler, bundan dolayı sultân İbrâhîme düşman oldular. Bu mubârek Türk sultânına deli İbrâhîm dediler. Gençler de, bu yalana ve uydurma hikâyelere inanıyor. Bu temiz sultâna ve afîfe zevcesi Turhân sultâna bilmiyerek dil uzatıyorlar. Sultân İbrâhîm, amcası Mustafâ hânın Ayasofyadaki türbesindedir. Emîrgân korusu şimdi belediyenin olup halk için umûmî bağçedir. 850 dönüm olup Mısr Hidîvi İsmâ�îl pâşanın bağçesi idi. Köşkü, tepededir. İsmâ�îl pâşa, İbrâhîm pâşanın oğlu olup, 1246 [m. 1830] da tevellüd ve 1313 [m. 1895] de vefât etdi. 1279 [m. 1863] da hidîv oldu. 1296 [m. 1879] da azl edildi. Yerine oğlu Tevfîk pâşa geçdi. Bu, yirmialtı yaşında idi. İngilizler bunun zemânında Mısrın idâresine karışdı. 1309 [m. 1892] da vefât etdi. Yerine oğlu Abbâs Hilmi pâşa geçdi. Onsekiz yaşında idi. Çubukludaki köşk ve koru bunun idi. Bunun yerine, 1332 [m. 1914] de İsmâ�îl pâşanın oğlu Hüseyn Kâmil pâşa geçip, ittihâdcılara karşı oldu. 1335 [m. 1917] de Mısrda vefât etdi. Yerine kardeşi Ahmed Füâd geçip, 1340 [m. 1922] da, türklerden ayrılarak, devlet reîsi demek olan melik adını aldı. 1354 [m. 1936] de vefât etdi. Yerine oğlu Fârûk melik oldu ise de, 1371 [m. 1952] de, askerî ihtilâl olarak yurd dışına çıkarıldı. 347, 1119, 1120, 1131, 1167, 1184.
18 � ABDÜLHAMÎD HÂN-II �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Osmânlı pâdişâhlarının otuzdördüncüsü ve islâm halîfelerinin doksandokuzuncusudur. Sultân Abdülmecîd hânın ikinci oğludur. 21 Eylül 1258 [m. 1842] de tevellüd, 1 Şubat 1336 [m. 1918] da Beğlerbeği serâyında vefât etdi. Çenberlitaşda, dedesi sultân ikinci Mahmûdun türbesindedir. Sultân Abdül�azîz hânı şehîd eden Midhat pâşa ve arkadaşları 30 Mayıs 1293 [m. 1876] günü serây hazînesini ve sultân Azîz hânın şahsî servetini de yağma etdikden sonra, sultân Abdülmecîdin Şevk-efzâ vâlide sultândan olan birinci oğlu beşinci Murâdı o gün halîfe yapdılar. Otuzaltı yaşında idi. Beş gün sonra, 4 Hazîran 1293 [m. 1876] de sultân Abdül�azîz Fer�ıyye serâyında şehîd edilince, sultân Murâdın şü�ûru bozuldu. Üç ay ve bir gün süren saltanatından sonra, 31 Ağustos günü tahtdan indirildi. Çırağan serâyına götürüldü. Yirmisekiz sene dahâ burada yaşadı. 29 Ağustos 1322 [m. 1904] de vefât edince, Eminönünde Turhân vâlide sultân türbesine defn edildi. 11 Şa�bân 1293 ve 31 Ağustos 1876 da ikinci Abdülhamîd hânı halîfe yapdılar ve devlet işlerine karışmaması, yalnız millet meclisinin çıkaracağı kanûnlara göre hareket etmesi için söz aldılar. (Tanzîmât-i hayriyye)ye sâdık kalacağını bildiren (Kanûn-ı esâsî)yi i�lân etdirdiler. Abdülmecîd hânın ikinci oğlu olan sultân Abdülhamîd onbir yaşında iken annesi Tîr-i Müjgân ikinci kadın efendi vefât etmişdi. Dördüncü kadın efendi Perestu sultân tarafından büyütüldü. Pâdişâh olunca, bunu Valîde sultân i�lân etdi. Büyük kardeşi ile berâber tahsîl gördü. Arabca, farsca, fransızca ve dînî ilmlerde çok iyi yetişdirildi. (Türkiye târîhi)nde diyor ki, (İkinci Abdülhamîd hân, ittihâdcıların propaganda etdikleri gibi câhil değil, onların hemen hepsinden dahâ bilgili idi.)Merkezi Selânikde bulunan üçüncü ordunun genç subayları, İstanbula gelerek, 1327 [m. 1909] de halîfeyi tahtından indirip, Selâniğe götürdü. Mâbeyn başkâtibi Es�ad beğ (Hâtırât-ı Abdülhamîd hân) kitâbında, ikinci Abdülhamîd hânın memlekete hizmetlerini uzun yazmakdadır. 377, 399, 542, 636, 732, 1072, 1078, 1083, 1097, 1098, 1138, 1140, 1154, 1189, 1196, 1197.
19 � ABDÜLHAYY �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hindistânda Safâ şehrindendir. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin sohbetinde yıllarca bulundu. Çok feyzlere kavuşdu. Muhammed Ma�sûm hazretlerinin emrleri ile, (Mektûbât)ın ikinci cildini topladı. Tesavvufu âşıklara bildirmek için, Pütne şehrine gönderildi. Orada bulunanları irşâd eyledi. Velîler, halîfeler yetişdirdi. Kutb olduğu müjdelendi. Abdülhayy Luknevî için 82. ci isme bakınız! 910, 952.
20 � ABDÜLKÂDİR-İ GEYLÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhyiddîn Ebû Muhammed bin Ebû Sâlih Mûsâ Cengî dost, Îrânın Geylân şehrinde, 471 [m. 1078] de tevellüd, 561 [m. 1166] de Bağdâdda vefât etdi. Babası hazret-i Hasenin oğlu Hasen-i müsennânın oğlu Abdüllahın soyundandır. Hazret-i Hüseynin kızı Fâtımanın Abdüllahın vâlidesi olduğu (Kısas-ı Enbiyâ)da yazılıdır. Bunun için Abdülkâdir-i Geylânî, hem seyyid, hem de şerîfdir. Anası Fâtıma binti Ebû Abdüllah seyyidedir. Fıkh ve hadîs ilmlerinde müctehid idi. Önceden Şâfi�î mezhebinde idi. Hanbelî mezhebi unutulmak üzere olduğundan, Hanbelî mezhebine geçdi. Böylece, bu mezheb yayıldı. Önceleri ders verirdi. Çok meşhûr oldu. Sonra tesavvufa daldı. Cüneyd-i Bağdâdî yolundaki Ebû Sa�îd Alî Mahzûmîden feyz aldı.
İnsanı Allahü teâlânın sevgisine kavuşduran yol ikidir: Birisi (Nübüvvet yolu) olup, aslın aslına kavuşdurur. Eshâb-ı kirâmın hepsi, bu yoldan vâsıl oldular. Sonra gelenlerden pekaz zevât da, bu yoldan ermişdir. Bu yolda sebebe, vâsıtaya lüzûm yokdur. Bir kâmil ve mükemmilin sohbetinde kemâle geldikden sonra, feyzi asldan alıp ilerlerler. İkinci yol, (Vilâyet yolu)dur. Kutblar, Evtâd, Nücebâ, Büdelâ ve bütün Evliyâ bu yoldan vâsıl olmuşdur. Bu yola, (Sülûk yolu) da denir. Bu yolda, vâsıta, aracı lâzımdır. Her iki yolun reîsi ve rehberi Resûlullahdır. Vilâyet yolunun imâmı, feyz kaynağı, hazret-i Alîdir. Bu yolda, Resûlullah onu vekîl etmişdir. Hazret-i Fâtıma ve Hasen ile Hüseyn onunla ortakdırlar. Bu yolda gidenlerin hepsine feyz ve hidâyet, hazret-i Alînin aracılığı ile gelir. Ondan sonra hazret-i Hasen ve Hüseyn bu vazîfeyi teslîm aldı. Bunlardan sonra, sıra ile, oniki imâmın evlâdına verildi. Sonları olan Muhammed Mehdîden sonra, başkasına verilmedi. Bütün Evliyâya feyz ve hidâyet bunlardan gelmeğe devâm etdi. Abdülkâdir-i Geylânî kemâle gelince, bu mansıb, ona verildi. Bundan sonra da, kimseye verilmediği keşf ve müşâhede ile anlaşılmakdadır. Vefâtından sonra da, kıyâmete kadar, herkese, feyz, rüşd ve hidâyet, onun rûhâniyyetinden gelmekdedir. Her asrda gelen müceddidler, onun vekîlleridir. İmâm-ı Rabbânî (Nübüvvet yolu) ile vâsıl olduğundan, vâsıtaya ihtiyâcları yokdur. Ebû Bekr-i Sıddîk, nübüvvet yolunda Resûlullahın vekîlidir. 50, 60, 66, 90, 91, 120, 278, 281, 357, 456, 458, 509, 511, 766, 771, 909, 919, 922, 929, 958, 1016, 1061, 1164, 1169, 1171, 1180, 1181, 1193.
21 � ABDÜLKERÎM �radıyallahü anh�: Eshâb-ı kirâmdandır. Mu�âviye �radıyallahü anh�ın İstanbulu feth etmek için, gönderdiği askerler arasında iken hastalanarak, Akyazı ile Pazarköy arasında vefât etmişdir.
22 � ABDÜLKERÎM-İ RÂFİ�Î �rahmetullahi teâlâ aleyh�: �Babası Muhammeddir. 623 [m. 1226] de Kazvinde vefât etdi. Şâfi�î âlimlerindendir. (Muharrer) adındaki fıkh kitâbı meşhûrdur. Bunu birçok âlimler şerh etmişdir. İmâm-ı Nevevînin (Minhâc) adındaki muhtasarı çok kıymetlidir. (Minhâc)ı da şerh etmişlerdir. Bunların en kıymetlisi İbni Hacer-i Mekkînin (Tuhfe-tül-muhtâc) adındaki şerhıdir. Dört cilddir. 415, 1156.
23 � ABDÜLKUDDÜS: Babası Abdüllahdır. Muhammed bin Muhammed Ârif Çeştînin ve Derviş Muhammed Sühreverdînin halîfesi, imâm-ı Rabbânînin babası Abdül-Ehad hazretlerinin üstâdı idi. Çok kitâbı vardır. Bunlardan (Envârül-uyûn) meşhûrdur. Buyururdu ki, (Hâtıralar, vesveseler iki dürlüdür: Birincisi, ibtilâ ve imtihân için gelir. Bunlara günâh, cezâ olmaz. Yükselmeğe sebeb olurlar. İkincisi, sonsuz felâkete sebeb olur.) Oğlu ve halîfesi Rükneddîne yazdığı mektûbda buyuruyor ki, (Vaktin kıymetini bil! Gece gündüz ilm öğrenmeğe çalış! Her zemân abdestli bulun! Beş vakt nemâzı, sünnetleri ile ve ta�dîl-i erkân ile, huzûr ve huşû� ile ve dînin sâhibinin bildirdiği gibi kılmağa çalış! Bunları yapınca, dünyâda ve âhıretde, sayısız ni�metlere kavuşursun. İlm öğrenmek, ibâdet yapmak içindir. Kıyâmet günü, işden sorulacak, çok ilm öğrendin mi diye sorulmıyacakdır. İş ve ibâdet de, ihlâs elde etmek içindir. İhlâs da, hakîkî ma�bûd ve kaydsız, şartsız var olan sevgiliyi sevmek içindir.) 944 [m. 1538] de, Hindistânda, Kenküh şehrinde vefât etdi. Hâcı Abdülvehhâb-ı Buhârî bir tefsîr yazmışdı. Abdülkuddüs hazretlerine gönderdi. Bir yerini açınca, Ehl-i beytin temizliğini bildirirken, (Fâtıma son nefesinden emîn idi. Onun sonu, elbette hayrlı idi) yazılmış gördü. Bunun kenârına, (Bu yazı, Ehl-i sünnet mezhebine uygun değildir) yazıp geri gönderdi. Abdülkuddüsün yazısının doğru olduğu anlaşıldı. Hâl tercemesi, 1036 da te�lîf ve 1336 da tab� edilen fârisî (Siyer-ül-aktâb) kitâbında yazılıdır. 1060, 1163.
24 � ABDÜLLAH �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Resûlullahın Hadîce-tül-kübrâdan olan son çocuğudur. Nübüvvetden sonra tevellüd edip, memede iken vefât etdi. Tayyib ve Tâhir de denilir. Abdüllah vefât edince, Âs bin Vâil (Muhammed ebter oldu) ya�nî soyu kesildi dedi. (İnnâ a�taynâ) sûresi gelerek, Âs kâfirine Allahü teâlâ cevâb verdi.
25 � ABDÜLLAH AĞA �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Üçüncü Murâd hânın bostancı başıdır. 1000 [m. 1591] de Kısıklı câmi�ini yapdırdı. Beğlerbeğinde ıstavroz câmi�i ve Langada da bir câmi�i vardır. Kabri Kısıklı câmi�inin yanındadır.
26 � ABDÜLLAH BİN ABBÂS �radıyallahü anhümâ�: Resûlullahın en küçük amcası olan Abbâsın oğludur. Hicretden üç yıl önce Mekkede tevellüd, 68 [m. 687] de, Tâifde vefât etdi. Uzun boylu, beyâz, güzel idi. 3, 71, 82, 208, 210, 376, 383, 387, 391, 392, 416, 452, 467, 505, 514, 516, 553, 620, 643, 781, 790, 1010, 1070, 1116, 1139, 1165.
27 � ABDÜLLAH BİN ABDÜLMUTTALİB �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed aleyhisselâmın mubârek babasıdır. Babasının onuncu oğludur. Onsekiz veyâ yirmibeş yaşında iken, hazret-i Âmine ile evlendi. Birkaç ay sonra, Medîneye giderken yolda, Resûlullah efendimiz dünyâya gelmeden yedi ay önce vefât etdi. Hazret-i Hamza, Abdüllahdan, hazret-i Abbâs da, Hamzadan daha küçük idi. 350, 375, 376, 378, 390, 391, 1051, 1068, 1078, 1139.
28 � ABDÜLLAH BİN CAHŞ �radıyallahü anh�: Resûlullahın halası Ümeyme ile Cahşın oğludur. Zevcât-ı tâhirâtdan Zeyneb binti Cahşın kardeşidir. Habeşe iki kerre hicret etdi. Birkaç kerre ordu kumandanı yapıldı. Bedr gazâsı esîrleri için, Resûlullah hazret-i Ebû Bekre ve Ömere ve buna danışmışdı. Uhudda şehîd olup, dayısı olan hazret-i Hamza ile bir mezâra defn edildi. 1196.
29 � ABDÜLLAH BİN EBÎ EVFÂ �radıyallahü anh�: Eshâb-ı kirâmdan, Kûfe şehrinde, en son vefât eden budur. 86 [m. 705] senesinde vefât etdi. 441.