İSMAİL FAKAZLI
İnebolu denilince, şirin bir Karadeniz kazası gelir gözlerimin önüne. Bu kaza, Müslüman Anadolunun maddî - manevî kurtuluşunda bir iskele vazifesini görmüştü.
İstiklâl Harbimizde İngiliz ve diğer düşmanların işgali altındaki İstanbul'dan kaçırılan silâhlar, İnebolu limanı vasıtasıyla Ankara'ya, oradan da İç Anadoluya gönderiliyordu. Böylece bu güzel vatan burcu, maddî kurtuluşumuzun siperi olmuştu.
Aradan yıllar geçecek, aynı İnebolu bu defa da Müslüman Türkiye'nin manevî yardımına Nurlarla koşacaktı. 1940'lı yılların başlarındaki Halk Partisi'nin karanlık günlerinde, İnebolu'nun Çelebiler Hanedanı, İstanbul'un Bankalar caddesinden aldıkları teksir makinesini kurarak, Nur Risalelerini teksir edip, Nura muhtaç Anadolu insanına tevzi etmeye başlamışlardı. Bu hanedana daha bir çok İnebolu fedakârları, kadını, kızı, çocuğu ve erkeği yardım ediyordu. Gülcüler, Dilekler, Mırmır ve Fakazlı Hanedanı da bu bahtiyarlar kafilesindeki yerlerini almışlardı.
İşte bunlardan İsmail Fakazlı da hanımıyla beraber Nura kâtip olmuştu.