HEKİMOĞLU İSMAİL
"Ekrem Ocaklı'nın vefatının hatırlattıkları"
"Bir gazetede, Gümüşhane eski milletvekillerinden Ekrem Ocaklı'nın vefat haberini okudum. Bu haber bana 1956 senesini hatırlattı. O zamanlar kerpiçten yapılmış iki odalı baba evinin bir köşesinde otururken, Ekrem Ocaklı Bey, sırtında kıymetli bir elbise ve vakur bir eda ile fakirhanemize teşrif ettiler.
"Gelmesinin tek sebebi vardı, o da, bendeniz Risale-i Nur'ları dağıtıyordum, haber almış, bizi görmeye gelmişti.
"Oturduk, konuştuk ve okuduk.
"Okuduk derken, o zamanlar eskimez yazıyla yazılı Risale-i Nur'ları ben okuyamazdım. Üstad Bediüzzaman Said Nursî, Kur'ân yazısını, öğrenilmesini istediği için, bizler de Kur'an yazısını kendi imkânlarımızla öğrenmeye gayret ediyorduk. Rahmetli Prof. Dr. Münif Çelebi'nin Kur'ân Alfabesi'ni alarak günlerce çalışıp Kur'ân-ı Kerim okumaya ve harekesiz yazıyı öğrenmeye gayret etmiştim. Öğrenmiştim de, fakat bir cümleyi belki beş dakikada okuyordum. Buna da okuma değil, heceleme denir.
"İşte bu sebepten Risale-i Nur'ları ben okumadım. Onlar okudular. Yer yer anlattılar. Dikkat ettim, Risale-i Nur kitapları, kültürlü kimselerin elinde bir ilim hazinesi olduğunu açıkça ortaya koyuyordu.