Sayfa 3/3 İlkİlk 123
22 sonuçtan 21 ile 22 arası

Konu: Ceylan Çalışkan

  1. #21
    BaRLa
    BaRLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Ceylan Çalışkan

    Ceylân Çalışkan'dan anne ve babasına:

    "Çok kıymettar müşfik peder ve valideciğim,

    "Evvelen: İstifsar-ı hatırla mübarek ellerinizden öper, hem dualar eder, hem de makbul ve müstecap dualarınızı beklerim. Cenab-ı Hak 'Kul mâya'beû biküm Rabbî levlâ duaüküm' diye ferman-ı zîşanında buyurmuş. Hazret-i Üstadımızın Yirmi Üçüncü Söz'de bu âyet-i kerimenin kısaca mealinde 'Duanız olmasa ne ehemmiyetiniz var?' diye mânâlandırıyor. İnşallah hep dualarınız Cenab-ı Hakkın rızası yolunda ve dahilindedir. Sizin şefkatinize ancak dualarla ve iki cihanda saadetiniz için Hakka yalvarmakla mukabele edebiliyoruz. Sizler de bizi dualarınızla unutmayın.

    "Saniyen: Sizlere geçen hafta uzun bir mektup yazmıştım. Hem içerisinde Zübeyir kardaşımızın itimatnâme istidası vardı. Rüştü'ye gönderdiğiniz posta Hizbü'n-Nuriye'yi sevgili Üstadımıza verdik. 'Bârekallah, maşaallah' buyurdu. 'Mektup yok mu?' dedi. (Yani Mustafa'dan). Biz de 'Haberin yok mu efendim?' dedik. Kıymettar, mübarek kardeşimizin yazdığı çok gizli mektubunu, şahıslarımıza hitap ettiği için Üstadımıza vermemiştik. Selâmlarınızı söyledik.

    "Salisen: Geçen mektubumda zikrini unuttuğum, istemiş olduğunuz evradlarla birlikte gönderiyorum. Hatt-ı Arabîde en çok şakirdi olabileceğimiz kahraman ve faal Mustafa kardaşımızın orada bulunduğu halde bu vazifenin bizlere verilmesini, hem o kardaşımızın masumlara Kur'ân dersi vermek gibi ulvî megalesinin çokluğuna, hem de sizin şefkatinizin muktezası olduğuna kanaat getirdik.

    "Rabian: Bu evradları kimin okuyacağını bilemediğimiz için Üstadımıza dua yazdırmadık.

    "Hamisen: İktisadî vaziyetinizi sarsmamak için bir ay kadar daha iktisatla inşaallah şimdilik idare edebileceğim. Benim için fazla sıkmayın. Hakikatta sizlerin bana değil, benim sizlere her türlü maddî ve manevî yardım yapmaklığım iktiza ederken, bu asırda zuhur eden şiddetli imanî ihtiyaçlarımızdan, sizlerin namınıza ve bedelinize olarak, Cenab-ı Hak kabul etsin, bu günde en muazzam hakikata hizmete çalışıyoruz. Umum maddî ve manevî kardaşlarımıza, hususan Osman, Hasan, Ahmed, Mahmud amcalarıma, Urfa'lı Ahmed, Mustafa, Halil, İhsan kardaşlarımıza, yengelerime, ninelerime, dayılarıma pek çok selam ve hürmetler ediyor, dualarını bekliyoruz. Kemal, Şükran, Sadık, Gönül, Sevim, Nuriye, Ayşe, Fatıma'nın gözlerinden öperiz.

    "Burada bulunan kardaşlarımızı sizlere pek çok selâm ve dualar ediyorlar.

    El-Bakî Hüve'l-Bakî

    Duanıza muhtaç evlâdınız:

    Ceylân

  2. #22
    BaRLa
    BaRLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Ceylan Çalışkan

    Yine Ceylân Çalışkan'dan babası Mehmed Çalışkan'a hitaben yazılan bir mektup:

    "Ey ruhumdan çok sevdiğim ve beni ruhundan fazla seven babacığım,

    "Size şu mübarek ve aklı sönmemiş ve kalbi ölmemiş her insanın etrafına bakıp gıpta ile müşahede ettiği medrese-i Nuriyedeki nefsimin lâyıkıyla idrak edemediği ve fakat siz aziz pederimin manevî bir hasretle beklediği fıtratında mücmelen münderiç olan ve belki nereden geldiğini bilemediği ulvî hasletlerin hakikatlarına dair olan intibalarımı yazmayı çoktan beri düşünüyordum ve kalben istiyordum ki, güya Ceylân Çalışkan, Eşref Edib'in Sebilü'r-Reşad dergisinde Üstadla alâkalı yazıyı Üstada şöyle takdim etmişti:

    "Mübarek Üstadımız, Sebilü'r-Reşad gazetesindeki hakkımızdaki havadis kısmını aynen takdim eder, mübarek ellerinizden öperiz.

    Sebilü'r-Reşad'daki yazıyı ise Ceylân Çalışkan şöyle yazmıştı.

    "Bediüzzaman Said Nursî

    "Efâdıl ve eâzım-ı ulema-i İslâmiyeden Bediüzzaman Said Nursî'nin ve arkadaşlarının Afyon ceza mahkemesinde mahkûmiyetinin mahiyeti hakkında izahat istenilmektedir. Bir maznun hakkında ceza mahkemesi tarafından verilen hüküm kat'iyyet kesb edinceye kadar gazetelerde hükmün gerek leh ve gerek aleyhinde neşriyatta bulunmak Matbuat kanuniyle memnu olduğu için şimdilik bu hususta birşey yazmamız mümkün değildir. Mazur görülmemiz rica olunur. Eşref Edib"




    Aynı pusulanın arkasında ise Üstad kendi el yazısıyla şunları ifade ediyordu:

    "Sebilü'r-Reşad bu sırada bizim lehimizde yazıları bize zararlıydı. Çünkü Risale-i Nur'a dahi dinî ve siyasî bir mecmua nazarıyla bakmaya sebep olup, kabinenin dikkatini celb edecekti.

    "Hem bu fırtınalı sırada evrakımız temyize gitmediği hayırlıdır. Dünkü beyanname hangi gazete ve kimin?" ben şu mübarek dershanede benden her cihetle yüksek kardaşlar içine nefsim hesabına değil, âdeta pederimin gönderdiği canlı bir diktafon makinesi gibi, buradaki hâlâtı mümkün olduğu kadar pederime arz edeceğim ve mübarek pederim, o arz ettiğim ve kendimin idrakinden âciz olduğu birçok hakaik-i Kur'âniyeden, hem kendisi, hem Cenab-ı Hakkın yed-i emanetine tevdî ettiği masum kardaşlarıma istifade ettirsin diye, âciz, şu günlerde sizin mecburiyetle derd-i maişetle iştigalinizi ve zahiren bir parça yorulmanızı ve sıkılmanızı düşündüm. Bu zahirî ve dünyevî üzüntünüze ve sıkıntınıza iştirakle beraber zail oldu. Cenab-ı Hakkın üzerimize maddi, hususan manevi, nimetleri pek ziyadedir. Bugün âlem-i İslâmda halaskârımız diye baktıkları en meşhur insan ve en mütekâmil zata, yani iktidaya seza olan Bediüzzaman Hazretlerine sekiz sene gibi bir zaman-ki, 'Bir defa elini öpsem, sonra ölsem' diyenler pek çok-bedeniyle, kalbiyle, ruhuyla, malıyla hizmet etmek Cenab-ı Hak sana nasip etmiş. Bunda bizim hissemiz yalnız şükürdür. Hattâ bu kadarla da kalmayıp, Cenab-ı Hak in'amını tezyid ederek bu manevî hazineye daimî bekçi ve o sefineye daimî bir hadîm olarak, senin ihlâsının bir kerameti olarak âciz evladını Risale-i Nur'a vermiş.

    "Bütün bu hasra gelmez nimetler ülfet ve alışkanlık perdesiyle muvakkaten görünmüyor. Güneş gibi bir nimet-i uzmâya-bizi ısıtan, aydınlatan, nimetlerin neşv-ü nemâsına yarayan ve daha birçok hasseleri bulunan güneş-gafil beşer, her gün muayyen vakitte doğduğu ve gözler alıştığı için ülfet perdesiyle şükür etmediği gibi, bizler de içinde bulunduğumuz bu nimet-i uzmâya, bize saadet-i netice veren bu tarîk-ı müstakime şükürde kusur ederek göremiyoruz.




    "O nuru gönder İlâhi, asırlar oldu yeter

    Bunaldı milletin âfâkı bir sabah ister'

    diyen Hak şairlerinin acı feryatlarına Risale-i Nur'la cevap verilmiş. işte böyle bir nura 'Rabbü's-Semâvati ve'l-arz'ın rızası yolunda sekiz sene herşeyiyle ve fakat ind-i ilâhide ihbarat-ı sadıka ile inşaallah yüz senelik hizmet gören Çalışkan hanedanının en nasiplisi sen olman itibarıyla, seni bir Nur talebesi olarak bütün ruh-u canımla tebrik edip alkışlıyorum. Evlâdın olarak da kemal-i hürmet ve muhabbetle el ve ayaklarından öpüyorum. Senin emsaline koskoca Nur dairesinde pek az, belki bir-iki tane ancak tesadüf ediliyor. Bu kanaat sırf benim kanaatım değil, nura ömrünü vakfeden fedakârlar hep böyle söylüyorlar ve bana, 'Böyle bir pederin olduğuna daima iftihar etsen hakkındır,' diyorlar. İşte böyle bir pedere, manevî hazineler kazandıran Nur'lardan, her mektupta birer parça yazmak arzu ediyorum. Hem istiyorum ki, kalb ve ruhunun bütün hayatıyla müştak olduğu bu hakikatlara lisanın ve aklın da ihtiyacını hissettim. Sonra bende yalnız bir nakliyeci ve aksettiren bir ayna ki, o elmas hakikatları yalnız nakledeyim. Benim hissim zarf ve kâğıdın, mektubun mânâsındaki hissesi ne kadar cüz'i ise ondan daha az olsun, yani şuursuz elektrik ve telefon telinin elektriği ve sesleri nakletmesi gibi..




    "İşte bu neviden olarak size kısaca arz ediyorum ki:

    "Üstadımız Hazretlerinin kırk sene evvel yazdığı bir risalede bu meâlde ezcümle:

    "Kırk senelik ömrüm ve otuz senelik ilim seyrinde dört kelime ve dört cümle tahsil ettim. Bu dört kelimenin birincisi niyettir. Evet, muhakkak niyet, toprak gibi âdetleri ve kum gibi hareketleri ibadet cevherine kalb eden acîb bir iksirdir. Ve keza niyet seyyiatı hasenata kalb eden bir hassaya maliktir. Niyet bir ruhtur. Onun ruhu da ihlâstır. İhlâs olmayınca halâs mümkün değildir.'

    "Üstadımızın işte cevher-misal bu sözlerini en küçük hareketlerimizde tatbik edersek o adi hareketlerimiz büyük ibadetler hükmüne geçer.

    "Şimdi bir sebebe binaen kısa oldu.

    "Cümlenizin, başta sevgili müşfik validem olarak ellerinizden öperim.

    "Hususan validemin hatırlarını sual ederim. Bütün akrabalara selâm ve hürmetler ediyorum. Küçük kardaşlarıma binler selâm, gözlerinden öperim. Üstadımız sizlere, yani hem valideme, hem size her zaman dua ediyor. Ve her buraya gelenle selâm gönderiyor. Üstadımıza şayet birşey yazacak olursanız, ayrı bir pusulada olursa daha münasiptir. Çünkü diğer umur-u âdiyeye Üstadımızın nazarlarını çekmek münasip değil.

    "Eskişehir tarîkiyle on adet Cevşen ve bir gömlek göndermiştim. Emirdağ'ın buraya olan risale hesabı 66,50 kuruştur.

    "Buradaki kardaşlarımız, hususan Zübeyir, Bayram selâm ediyorlar. Geçenlerde Konyalı Sabri Bey gelmişti. Ömer için gönderdiğiniz taziyeyi aldığını ve size çok selâmı olduğunu söyledi."

    El-Bâki Hüve'l-Baki



    Dualarınıza muhtaç evlâdınız Ceylân









    (Son Şahitler kitabının, ikinci cildinden derlenmiştir...)

Sayfa 3/3 İlkİlk 123

Benzer Konular

  1. Ceylan çalişkan abimiz'in üstad'imiza yaptigi latifeler
    By Konyevi Nisa in forum Bediüzzaman Talebeleri
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 23.02.11, 10:23
  2. Ceylan Gözlü Hurilerin
    By Günışıgı in forum cennet ve cehennem
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 06.06.09, 23:40
  3. Ceylan Çalışkan'ın Risale-i Nur Ders Notları
    By ArzuNur in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 18.10.08, 20:54
  4. Ceylan Çalışkan
    By BaRLa in forum Bediüzzaman Talebeleri
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 24.08.08, 07:15
  5. Üstad bediüzzaman hazretlerinin ceylan çalışkan ağabeye nasihatleri
    By Konyevi Nisa in forum Bediüzzaman Talebeleri
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 16.07.08, 13:59

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •