Yorgun düşmüşlüge inat beklemek…
“vakti gelince” yi beklemek
“hayr olsun”ları beklemek
Allah’ın rızasını beklemek
Hayalleri beklemek
Sabrın meyvesini beklemek…
Mutlulukla kurulan hayallerin gerçege dönüsünü beklemek…
Mutluluktan yorgun düsene kadar hayal kurmak hayal kurmaktan bitkin
düsene kadar mutlu olmak…
Ve beklemek…
Engellerin sır olup uçacagı anı beklemek…
Gözle görülür elle tutulur olmasa da o güçlü engellerin kalkacagı günü…
Belki gözle görülür elle tutulur olsaydı bir omuzla yıkılırdı engeller…
Koca duvarlar olsa tastır yıkılırdı… Dağ toprak olsa bi kazma kürek yeterdi… Tahta odun olsa bir kibrit çakmaya bakardı… Cam olsa tuzla buz olurdu…
Ama bu öyle bir sey ki en güzelin hayalini kurmak bu hayal ugruna engeller koymak… Ve bu engelleri yıkamamak yıkmaya gücü yetememek…
İşte beklemek… O gücü Rabbimin vermesini beklemek…
Diyorum ya beklemek…
Sol tarafta gündüz sağ tarafta gece… TAN VAKTİni beklemek… Isığın en güzelinin en can alıcısının olduğu o anı beklemek…
Beklemek… Mutlulukla sancıyla kahkahayla gözyaşıyla…
Ama beklemek umutla…
alıntıdır.