Hz. Adem Ve Mucizeleri
Hz. Adem 1.İlk Yaratılan, Vahye İlk Muhatap Olması
H.z adem in peygamberlik görevi sırasında kendisine birçok mucize verilmiştir.Fakat onun ilk mucizesi,insanların arasında degil de meleklerin arasında meydana gelmiştir.Bu da yaratıldıktan hemen sonra olmuştur.
Allah H.z Adem i yaratacagını ve ona halifelik verecegini meleklerine bildirmiştir yeryüzünde allahın kanunlarını koyacagı ve emirlerini yürütecegi icin kendisine bu isim ve sıfat verilmişti.
<<"Ey Adem bunların neler oldugunu,isimleri ile birlikte meleklere tek tek söyle,haber ver de öğrensinler.">>(Bakara, 33)
Mucize başkalarının aynısını yapmaktan aciz bulundugu bir hal bir harika demektir.H.z Adem de burada Allah ın yardımı ile meleklerin yapmaktan aciz oldugu bir işi yapmıştır.Bu ona verilmiş ilk mucizedir.
H.z adem 2. Hayvanlarla Konuşması
H.z Adem, çoğalan kabilelerin arasında sık sık dolaşır allahın emir ve yasaklarını onlara anlatırdı.Bu onun hem atalık hemde peygamberlik vazifesinin gereği idi.
Bir defasında yine onlardan bir kabileye uğradı ve hallerini sordu Onlar da ormanlarda yaşayan vahşi hayvanlardan şikayet ettiler ve;
"Ey Allah ın eşçisi,bu güne kadar bu hayvanlar bu kadar azgın değildiler. Şimdi hem canımıza saldırıyorlar hemde malımıza! Biz azgın hayvanlarla başa Çıkamıyoruz.
Bu azgınlıklarının sebebi nedir,Bilemiyoruz?" Dediler.
Bunun üzerine H.z Adem, yakınlarındaki bir tepenin üzerine çıktı Kendisine mahsus gür sesiyle haykırdı.
"Ey hayvanlar",dedi. "Bu kabilede yaşayan insanların hepsi benim evladım, benim neslimdir.Neden bunlara saldırıyorsunuz?Neden eziyet ediyorsunuz?Bakınız sizden şikayet ediyorlar."
Onun huzurunda toplanan vahşi hayvanlar insan gibi ve herkesin anlayacagı bir dilde konustular.Hep bir ağızdan:
"Ey Nebi", dediler:"Bu İnsanların arasında gıybet ve dedikodu belirdi.Bu kötü ahlaklarından dolayı da Allah, bizi onların üzerine musallat kıldı. Tövbe etmedikçe bizim şerrimizden kurtulamayacaklardır."
Hayvanların konusmalarını kadınlı erkekli bütün kabile haklına duyurdular . Hayret ve şiddetle ürperdiler.
Bunun üzerine H.z Adem onlara;
"Ey evlatlarım", buyurdu: "Hepiniz gıybet ve dedikodudan tövbekar olunuz. Allah ın af ve mağrifetini isteyiniz .Aynı zamanda birbirinize haklarınızı helal ediniz. Çünkü gıybet ve dedikodu,aynı zamanda kul hakkı vardır."
Onlarda bu günahlarına tövbe ettiler ve vahşi hayvanların saldırılarından kurtuldular.
H.z adem 3. Taştan Su Fışkırması
H.z Adem in zürriyeti kendi hayatındaki iken alabildigine çoğalmıştı. Hatta her evladından meydana gelen nesileer birer köy ve kabile haline gelmişti.
Bu kabileler arasında Allah tan yüz çevirenler oldu.
Uzun yıllar dinden ve imandan ayrı yaşadılar. Aradangeçen bir müddetten sonra Allah tan şu emri aldı:
"Kabile evlatlarını yeniden islam a davet et,imana çağır."
Allah tan bu emri alan H.z Adem, onların yanına gitti. Ve onlara uzun uzun nasihatlerde bulundu.Fakat bu nasihatler onlara tesir etmiyordu.
Nihayet onlar H.z Adem den bir mucize istediler :
"Eğer gercekten peygamber isen ve sözlerini Allah tan alarak söylüyorsan bize bir mucize göster de sana inanalım" dediler.H.z Adem de onlara:
"Ne gibi bir mucize görmek istiyorsunuz?"diye sordu Onlarda:
"Şu kayadan su çıkarmanı isiyoruz."dediler.
Bunun üzerine H.z Adem, elini gösterilen taşa dokundurdu.Onun elinin dokundugu yerden büyük ve oldukca tatlı bir su kaynagı fıskırmaya basladı bütün kabile bu sudan ictiler.
Bu mucizeyi görenler iman ettiler ve artık İslam a baglı olarak yasadılar
H..z Adem 4.Ağaçların Yürümesi
H.z Adem yine Kabil soyundan gelen bir kabileye uğramıştı.
Bunlarında yollarını sapıttıgını ve Allahın dininden uzaklaştıgını gördü.
Onlara nasihat ederek islam a çağırdı.Onlar, bu daveti kabul edecekleri yerde inatlaştılar.
Kendi ataları oldugu halde bu muhterem peygamber ile alay olsun diye:
"Eğer senin sözlerin hak ve Allah tarafından ise,şu ağaçlara emredin. Yerlerinden kalkıp buraya gelsinler!"dediler.
Onların bu teklifi karşısında kalan Allahın peygamberi ellerini semaya kaldırarak dua etti. Allah ın yardımını istedi. Allah ,Derhal onun yanına Cebrail i Gönderdi. Cebrail ona:
"Allah ın selamı var sana ey Adem."dedi. "O nun en güzel isimlerini zikrederek ağaçlara dokun, muradın hasıl olacaktır."
H.z Adem söyleneni yaptı Eli ile ağaçlara birer birer dokundu Onun dokundugu her ağaç kökünü topraktan cıkartarak diger insanların yanlarına geldiler. Sanki önceden topraktan çıkmamışlar gibi oldugu yere dikilip kaldılar.
Bu büyü mucizeyi gören insanların hepsi de H.z Adem in elini öperek özür dilediler ve bundan sonra hepten İslam a baglı olarak yasadılar.
H.z Adem 5.Elinde Küçük Taşların Tespih Etmesi
Hçz Adem den ne zaman bir mucize isteyen olsa ellerine kücük taslar alırdı taslar onun elinde;
"Allah ı hamd ederek onu tespih ediyoruz. Allahın ın her türlü eksik sıfatlardan münezzeh oldugunu tasdik ve ikrar ediyoruz."diyerek tespih ediyorlardı.
Taşların okudukları tespihleri, mucize isteyen bütün insanlar duyuyorlardı.
Keza Allah, Kur an-ı Kerim de şöyle seslenmiştir.
"YEDİ GÖKLER VE YERLER VE BU İKİSİNDE BULUNAN CANLI VE CANSIZ HER ŞEY ALLAH I TESPİH ETMEKTEDİR. VE (CANLI CANSIZ) HİCBİR ŞEY YOKTUR Kİ O NU TENZİH VE ONA HAMD ETMİŞ OLMASIN. FAKAT SİZ ONLARIN TESPİHLERİNİ ANLAYAMAZSINIZ.ÇÜNKÜ O ALLAH, HALİM VE GAFURDUR.>>
Halim, günah için nimetlerini kesmyen ve kullarına karşı çok yumuşak davranan demektir. Allah, kuluna ceza vermekte acele etmez. Onların tövbe ve istiğfar etmelerini bekler.
Gafur, günahları örten ve layık olanlardan cezayı ve neticelerini gideren demektir. Bunlar Allah ın en güzel isimlerindendir.
Sözün özü şudur ki, taşların zaten zikir ve tespihleri mevcuttur. Ne varki, insanlar bunu duymamakta ve anlayamamaktadır.H.z Adem zaten mevcut olan bu zikir ve tespihleri, insanların anlayacagı şekle koyarak onlara duyuruyordu. Bunu görenler ona sağlam bir şekilde inanıyorlar ve bir daha imanlarından kopmuyorlardı...
H.z Adem 6. Ekinlerin Aynı Gün İçinde Mahsul Vermesi
H.z Adem in yeryüzünde ilk işi ziraat olmuştur. Toprağı ilk eken ve biçen zat kendileridir. Kendi evlat ve zürriyetine de geöim sıkıntısı çekmemeleri için topragı işlemeyi öğretiyordu. Onlara yardım için de topragın nasıl sürüldügünü tohumun nasıl ekilip bicildigini gösteriyordu.
Onun elleri ile topraga ektiği tohumlar bir gün içinde yetişiyor,Mahsul veriyor, Biçiliyor ve dövülüyordu.
Mahsul:Ürün demektir.
H.z Adem 7. Ellerinin Ateşten Etkilenmemesi
Bir keresinde, insanların ilk atası H.z Adem bütün evlatlarını, topluca yemeğe davet etmişlerdi. Kendi zürriyetinin bir arada bulunması elbette ki her babaya huzur ve saadet verir. H.z Adem de eevlatlarının yanında bu saadeti ve huzuru hissetmişti.
Yemekten sonra onun evlatları sevgili babalarından bir mucize görmek istediklerini söylediler. Çünkü onlar hem babalarının üstünlüğünü göreceklerdi hem de bu üstünlüğü kendilerinden sonra gelecek evlatlarına anlatacaklardı.
Bunun üzerine H.z Adem, gülümsedi. Sonra da H.z Havva ya yardım etmek niyeti ile yerinden kalktı. Onun yemekleri hazırlamakta oldugu ocaga sokuldu elleri ile yanmakta olan ocagı karıstırdı.
Sonra da ateşin bir miktarını mübarek ellerine alarak evlatlarına gösterdi:
"Ey yavrularım", dedi. "Allah ın gücü bundan ilerisine de yeter!"
Kendi evlatlarına, Bir Peygamberin elinin ateşten müteessir olmayacagını ve yanmayacagını ispat etmiş oldu.
H.z Adem 8. Taşları Yürütmesi
H.z Adem in Dünyaya gelen ilk erkek çocugu kabil olmuştu. Onun ikiz kız kardeşinin adı İklima idi. İkinci Batında doğan çocuğunun adı ise Habil di. Onun ikiz kız kardeşinin adı ise Lebuda idi.
Kabil ve kardeşi Habil büyüdüler ve evlenme çağına geldiler. Allah ın emri gereğince H.z Adem, onları evlendirmek istedi. Habil, İklima ile Kabil de Lebuda ile evlenecekti. Oğullarını huzuruna çağırdı ve Allah ın emrini onlara açıkladı. Habil, Allah ın emrine razı oldu. KAbil ise kızdı ve babasına:
"İklima benim kardeşimdir. Onunla evlenmeye layık olan da benim. Başkasının onunla evlenmesine razı olamam !" dedi. Çünkü İklima, Lebuda dan daha güzeldi . Hz. Adem ise oğluna :
"O senin kardeşindir. Bu yüzden de sana helal değildir. Onunla evlenemezsin. Allah ın emri böyledir.
Lebuda ile evleneceksin."dedi. Kabil:
Bu senin fikrindir. Allah ın emri bu merkezde değildir !" diyerek itirazını tekrarladı.
Bunun üzerine H.z Adem onlara:
"Ey çocuklar!"dedi. "O halde her ikiniz de Allah a kurban takdim ediniz. Rabbim kimin kurbanını kabul ederse onun haklı olduğu ortaya çıkar. Siz de Allah ın emrine razı olursunuz
İki kardeş kurbanlarını Allah a sunmak üzere babalarının yanından ayrıldılar ve kurban verilmesi gereken dağın tepesine çıktılar. İbni İshak ın Abdullah ibni Abbas dan(r.a) rivayetine göre bu tepe Mekke deki Safa Tepesi idi.
Kabil çiftçi idi. Arpa ve buğday saplarının pek de iyi olmayanlarından bir kucak alarak tepeye çıktı. Kendine:
"Kurbanım kabul olunsun veya olunmasın. Benim gözümde değeri yok. İklima yı benim elimden kimse alamaz!" Diyordu.
Habil ise çobandı. O da koyunlarının içinden en güzel ve en besili bir koçu seçerek geldi. İçinden kurbanının kabul olunması ve Allah ın kendisinden hoşnut olması için dua ediyordu.
Kurbanlar hazırlanınca babaları yanlarına geldi ve dua etti. H.z Adem, duasını bitirdiği esnada gökten beyaz bir ateş indi ve Habil in kurbanı kabul edildi. Bunu görev H.z Adem, oğullarına:
"Allah ın hükmünün ne olduğu meydana çıkmış bulunuyor. Rabbin emrine razı olunuz ve emrimi yerine getiriniz!" diyerek Kabe nin ziyaretine gitti. Onlar da İşlerinin başına döndüler.
Kabil in kardeşine karşı düşmanlığı ve kini büsbütün artmıştı. Olanları kabul edemiyordu. Onun için, koyunlarını otlatmakta olan kardeşinin yanına gitti. Ona:
"Çaresi yok", dedi. "Seni öldüreceğim!"
Habil kardeşine:
"İyi ama günahım nedir benim, ey Kabil?" dedi.
Kabil de:
"Ey Habil", dedi. "Kızların en güzeli ile sen evleniyorsun. Halbuki sen benden küçüksün. Sonra Allah senin kurbanını kabul ettive benim kurbanımı kabul etmedi."
"İyi ama sen kusuru kendinde aramalısın.Çünkü Allah dpğru olanın yanında olur."dedi Kabil:
"İşte bütün mesele budur. Sen ölürsen bu dava da biter!"
"Bak kardeşim, elini benim kanıma batırırsan, ben kendimi savunacak değilim. Ben, Allah tan korkarım. BEni öldürdüğün takdirde dilerim ki, benim hünahımı ve kendi günahını yüklenerek cehenneme girenlerden olasın. Zaten zalimlerin cezası da, cehennemde yanmaktadır."
Bu konuşmadan sonra Kabil kardeşini nasıl öldüreceğini düşünmeye başladı. O bunu düşünüyorken, şeytan ona göründü. Şeytan bir kuş yakaladı ve başını taşla ezdi.
Böylece Kabil cinayeti nasıl işleyeceğini şeytandan öğrenmiş oldu. Hemen kardeşinin yanına geldi ve onun başını taşla ezdi.
Böylece yeryüzünün ilk cinayeti işlenmiş ve ilk kanı dökülmüş oluyordu.HAbil öldürdüğü zaman yirmi yaşında bir gençti.
Kabil kardeşini öldürdüğü zaman pişman oldu cenazeyi ne yapacagını bilmiyordu.Bir süre cenazeyi sırtında taşıdı durdu.
Sonra Allah, ona iki karga gönderdi. Kargalar birbirleri ile dövüştüler. Biri diğerini öldürdü. Öldüren karga, ayakları ve gagaları ile yeri eşerek öldürdüğü kargayı gömdü. Bunu görev Kabil:
"Eyvahlar olsun, bana ",dedi."Bir karga kadar aklım ve düşüncem yokmuş!"
Ve kardeşini gizli bir yere gömdü.Bir tarafdan da aptallığına ağlıyordu. Sonra eve döndü, babası ona :
"Ey Kabil ", dedi."Kardeşine ne yaptın?O nerede ?
"Ben onun sözcüsü değilim,bilmiyorum."dedi.
Bunun üzerine H.z Adem, kırlara çıktı ve öldürülen oğlunun cesedini aramaya başladı. Bu esnada birtakım taşlar onunla beraber yürüdüler ve HAbil in cesedinin yerini ona gösterdiler. Bu esnada taşlar onunla birlikte hem yürüdüler hem de konuştular.
Bu hadisede, H.z Adem in bir değil iki mucizesi zuhur etmiştir. Birincisi, kendi duası ile HAbil in kurbanını gökten inen bir ateşle yakmış olması. İkincisi de, taşların kendisi ile yürüyüp konuşarak HAbil in cesedinin gömülü olduğu yeri ona göstermesidir.
Habil ile Kabil arasındaki bu hadise, Kur an-ı Kerim de zikredilmiştir:
<<Ve onlara H.z Adem in iki oğlunun haberini de gerçek olarak oku! HAni ikisi de (Allah a) birer kurban sunmuşlardı da ikisinden birinin kurbanı kabul olunmuş, diğeri olunmamıştı. Bunun üzerine biri diğerine :"Seni mutlaka öldürmeliyim!" dedi. O da (kardeşine) "Allah, yalnız doğru olanların kurbanını kabul eder."dedi.>> (Maide, 27)