Süleyman Efendi (H.z.) ve Türkiye'de İslam'ın İhyası
1924 senesinden itibaren Türkiye'de cumhuriyetin kurulması ve hilafetin ilga edilmesiyle devletin bütün müesseseleri Laikleşmeye başlamıştı,Şer'iye ve evkaf vekaleti ilga edildi.Medreseler kapatıldı,camilerde devam eden ders halkalarına son verildi.Tekke ve zaviyeler de kapatıldı,faliyetlerine son verildi.Kılık kıyafet kanunu çıkarıldı,taaddüdü zevcat yasaklandı,hicri takvim yerine miladi takvim kullanılmaya başladı.Türk Medeni Kanunu yerine İsviçre Medeni Kanunu tatbik edilmeye başlandı,hafta tatili pazar gününe alındı.
Arabi harfler ilga edilip,yerine latin harfler ikame edildi .Tabiki bununla hedeflenen;Türklerle İslam kültürünün irtibatını kesmekti.Yine (sultanların) padişahların, meşayibi ehli tarikin ve evliyaullahın kabirleri ziyarete kapatıldı.Ezanın,evrad ve evkarın,hatta tekbiratın Arapça olması yasaklandı.
İslam'a davet hususunda davetçiler ortaya çıktı.Hiç şüphe yok ki Türkiye'de en bariz mücadeleyi gösteren davet (faaliyet)Şeyh Süleyman Efendi Hazretlerinin davetiyle o faaliyet ki,daha 1923 ten itibaren islamı muhafazaya başladı.O gelecekte dini ve dinin lugatını muhafaza edecek bir nesil (oluşturmak)meydana getirmek için,Kur'anı-ı Kerim'i genç nesillere talim ediyordu.İşte Şeyh Süleyman Efendi Hazretleri buna muvaffak oldu.Hala da onun bu daveti bir çok zorluklara rağmen günümüzde de devam etmektedir.
Süleyman Efendi Hazretleri, 1888-1956 yılları arasında yaşadı.Nesebi,Resulullah Efendimize kadar dayanıyor .
Süleyman Efendi en son Süleymaniye Medresesi tefsir ve hadis bölümünde ihtisas yapmış ve Medrese-i Kuzattan mezun olmuştur.Süleyman Efendi Hazretleri,Fatih Sultan Mehmet'in neslinden olması sebebiyle ona çok benzerdi.Vahdeti İslam fikrinin sahibi II.Abdülhamid'i çok severdi.Onun saltanattan hal'ine çok üzüldü.
Süleyman Efendi,dine karşı olanların marifetiyle yapılan değişiklik dönemini yaşadı.Türkiye'yi İslam'dan uzaklaştırmaya çalışan bu devirdeki menfi faaliyetler,onu çok üzdü.
Süleyman Efendi,camilerde vaiz olarak da failiyette bulundu.O devrin müderrislerini devamlı ikaz edip uyarıyordu.Tedrisatı durdurmamaları icap ettiğini,durdururlarsa dini ilimlerin zai olma tehlikesi ile karşı karşı olduğunu söylüyordu.Yine o,İstanbul müderrislerini,insanlara İslamı öğretmeye çağırdı ve şöyle dedi.''Her biriniz üç kişi okutursa,bununla İslam'ı hayatı 50 sene uzatmayı garanti etmiş olursunuz.''
Süleyman Efendi'nin davet hususundaki en mühim adımlardan biri,gizlilik içinde yaptığı tedrisatdı.
Öyleki her gün düne göre talebelerinin yerini değiştiriyor ve onlara ''Kedinin yavrusunu taşıdığı gibi,sizi bir yerden bir yere nakil edip duruyoruz.''diyordu.O,yaptığı bu tedirsattan dolayı talebelerden hiç bir şey taleb etmiyordu.Fakat buna rağmen insanlar,devrin idaresini baskısından dolayı onun tedrisat halkalarında bulunmaktan korkuyorlardı.Çünkü o devirde idare;işi,dini kitapları,Kur'an-ı Keimleri yakmaya kadar götürmüştü.
Süleyman Efendi Hazretleri,durmak bitmek bilmiyor tedirsatını apartmanların bodrum katlarında,idarenin kontrolünden uzak çiftliklerde devam ettiriyordu.Talebelerine icap eden maddi ve manevi desteği sağlıyor ve onların şehirlere ve köylere giderek Kur'an Kursu açmalarını teşvik ediyor ve talebelerine şöyle diyordu''Mühim olan İslam davasının muhaffak olmasıdır.Biz makam mevki peşinde değiliz.Dava muvaffak olsunda,varsın bizim yerimiz caminin papuçluğu olsun.''
Süleyman Efendi Hazretleri'nin ve ülemadan diğerlerinin baskısı neticesi hükümet artık 1949'da Kur'an kurslarını resmen açmak mecburiyetinde kaldı.
Süleyman Hilmi Efendi Hazretleri 1959'da vefat etti,arkasında tertemiz talebelerini bıraktı.Onlar onun bıraktığı davayı muhafaza ettiler ve İslam ile amel ettiler.Süleyman Efendi Hazretleri'nin talebeleri islama çok bağlıdırlar.
Süleyman Efendi Hazretleri'nin vefatından sonra da talebeleri aynı hızla hizmetlere devam ettiler.Hizmetler,Türkiye dışına da taştı.
Süleyman Efendi Hazretleri hizmetleri esnasında pek çok zorluklarla karşılaştı tutuklandı,dinsizliğe karşı koymasından dolayı vaizlik belgisi iptal edildi ve vaizlikten men edildi.30'lu ve 40'lı yıllarda tutuklanarak işkence edildi,taputluklara konuldu binlerce woltluk ışıklar altında uyumaması için işkence yapıldı.
Süleyman Efendi Hazretleri,devrim başbakanı Adnan Menderes'den Ayosofya'yı açmasını istedi, fakat reddedildi.
1957'de düzmece bir hadise tertip edildi ve Süleyman Efendi ,Kütahya Hapisanesine konuldu.savcılık idamını istediyse de mahkeme beratine karar verdi.
Süleyman Efendi Hazretleri;cihadı,nefis ile olan cihad olarak görüyor ve mal ile olan cihadı ise Müslümanların hayrına ve menfatine hizmet edecek hayır müesseleri yapılması şeklinde mütağla ediyor ve şöyle diyordu.''Bizim hedefimiz insanları kalbini fuyuzatı ilahi ile doldurmaktır''ve yine o talebelerini şöyle uyarıyordu;''Sakın tefrikaya ve ihtilafa düşmeyin,sizden istenen hizmetleri yapmaya devam edin''ve yine o,zahirimiz halk ile, batınımız Hak iledir "diyordu.
Bugün onun talebeleri dünyadaki gelişmeleri ve siyasi hadiseleri yakından takip ediyorlar ve cemiyet içerisinde çeşitli mevkilerde yerlerini almaya devam ediyorlar.
Kaynak;Akit gazetesi (17 Eylül 1998 perşembe)
Dr.HÜDA DERVİŞ
El Ahrar Gazetesi 20 Haziran 1977
Kahire/Mısır —