Sayfa 1/8 123 ... SonSon
73 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: DUA DERYASI (rahmet kapılarının anahtarı, müminin silahı, dinin direği, ibadetin özü)

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart DUA DERYASI (rahmet kapılarının anahtarı, müminin silahı, dinin direği, ibadetin özü)

    Dua Nedir ?

    İnsan, “hakikat”ı itibariyle Allah`ın bir “esmâ terkibi”dir..
    Yâni, Allah`ın güzel isimlerinin işaret ettiği mânâlardan oluşan bir formüldür!

    Bir diğer ifade şekliyle; Allah insanı kendi güzel isimlerinin mânâlarıyla varetmek sûretiyle
    onu yeryüzünde kendisine “halife” kılmıştır!

    Bu isimlerin mânâları çeşitli dönüşümlerden sonra, takdir edilen şekliyle insanın beyninde açığa çıkmıştır!

    “Allah istemedikçe sizde o istek oluşmaz” hükmünce, “duanız”, hakikatı itibariyle Allah`a ait olan bir istektir!

    Ama bir de Allah`ın "Sünnetullah" denilen bir “Sistem ve Düzeni” vardır!
    İşte bu Allah`ın güzel isimlerinin mânâlarından doğan istek, bazen de sizden "dua" şeklinde açığa çıkar.

    "Dua" özünüzdeki Allah esmâsından gelir;
    beyninizden, o amaca yönlendirilmiş dalga olarak açığa çıkar ve hedefe ulaşır!

    SENAİ DEMİRCİ





    Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda dünyamı da âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.
    13.Asrın Müceddidi
    BEDİÜZZAMAN SAİD-İ NURSİ

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: DUA DERYASI (rahmet kapılarının anahtarı, müminin silahı, dinin direği, ibadet

    Neden Dua Etmeliyiz

    dualarımız - niçin dua ederiz - dua etmek




    بِاسْمِهِ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحِ بِحَمْدِهِ
    بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
    قُلْ مَا يَعْبَؤُا بِكُمْ رَبِّى لَوْلاَ دُعَاؤُكُمْ


    Yani: "Ey insanlar! Duânız olmazsa ne ehemmiyetiniz var." mealindeki âyetin beş nüktesini dinle:
    BİRİNCİ NÜKTE: Duâ bir sırr-ı azîm-ı ubudiyettir. Belki ubudiyetin ruhu hükmündedir. Çok yerlerde zikrettiğimiz gibi, duâ üç nevidir.
    Birinci nevi duâ: İstidad lisaniyladir ki; bütün hububat, tohumlar lisan-ı istidad ile Fâtır-ı Hakîm'e duâ ederler ki: "Senin nukus-u esmânı mufassal göstermek için, bize neşv ü nema ver, küçük hakikatimizi sünbülle ve ağacın büyük hakikatına çevir."
    Hem şu istidad lisanıyla duâ nev'inden birisi de şudur ki: Esbabın içtimai, müsebbebin icadına bir duadır. Yani: Esbab bir vaziyet alır ki, o vaziyet bir lisan-ı hal hükmüne geçer ve müsebbebi Kadîr-ı Zülcelâl'den duâ eder, isterler. Meselâ: Şu, hararet, toprak, ziya bir çekirdek etrafında bir vaziyet alarak, o vaziyet bir lisan-ı duâdır ki: "Bu çekirdeği ağaç yap, ya Hâlıkımız!" derler. Çünki o mu'cize-ı hârika-ı kudret olan ağaç; o şuursuz, camid, basit maddelere havale edilmez, havalesi muhaldir. Demek içtima'-ı esbab bir nevi duâdır.
    İkinci nevi duâ: İhtiyac-ı fitrî lisanıyladır ki; bütün zîhayatların iktidar ve ihtiyarları dâhilinde olmayan hacetlerini ve matlablarını ummadıkları yerden vakt-ı münasibde onlara vermek için, Hâlik-ı Rahîm'den bir nevi duâdır. Çünki iktidar ve
    sh: » (M: 320)
    ihtiyarları haricinde, bilmedikleri yerden, vakt-ı münasibde onlara bir Hakîm-ı Rahîm gönderiyor. Elleri yetişmiyor; demek o ihsan, duâ neticesidir.
    Elhasıl: Bütün kâinattan dergâh-ı ilâhiyeye çıkan bir duâdır. Esbab olanlar, müsebbebatı Allah'tan isterler.
    Üçüncü nevi duâ: ihtiyaç dairesinde zîşuurların duâsıdır ki, bu da iki kısımdır.
    Eğer izdirar derecesine gelse veya ihtiyac-ı fıtrîye tam münasebetdar ise veya lisan-ı istidada yakınlaşmiş ise veya safi, hâlis kalbin lisanıyla ise, ekseriyet-i mutlaka ile makbuldür. Terakkiyat-i beşeriyenin kısm-i azami ve keşfiyatları, bir nevi duâ neticesidir. Havarik-ı medeniyet dedikleri şeyler ve keşfiyatlarına medar-ı iftihar zannettikleri emirler, manevî bir duâ neticesidir. Hâlis bir lisan-ı istidad ile istenilmiş, onlara verilmiştir. Lisan-ı istidad ile ve lisan-ı ihtiyac-ı fitrî ile olan duâlar dahi bir mani olmazsa ve şerait dâhilinde ise, daima makbuldürler.
    ikinci kısım: Meşhur duâdır. O da iki nevidir. Biri fiilî, biri kavlî. Meselâ çift sürmek, fiilî bir duâdır. Rızkı topraktan değil; belki toprak, hazine-i rahmetin bir kapısıdır ki, rahmetin kapısı olan toprağı saban ile çalar.
    Sair kısımların tafsilâtını tayyedip, yalnız kavlî duânın bir-iki sırlarını gelecek iki-üç nüktede söyleyeceğiz.
    İKİNCİ NÜKTE: Duânın tesiri azîmdir. Hususan duâ külliyet kesbederek devam etse; netice vermesi galibdir, belki daimîdir. Hattâ denilebilir ki: Sebeb-i hilkat-i âlemin birisi de duâdır. Yani, kâinatin hilkatinden sonra, başta nev'-i beşer ve onun başında âlem-i İslâm ve onun başında Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm'ın muazzam olan duâsı, bir sebeb-i hilkat-i âlemdir. Yani: Hâlik-i Âlem istikbalde o zâti, nev-i beşer namına belki mevcudat hesabına bir saadet-i ebediye, bir mazhariyet-i esmâ-i İlâhiye isteyecek bilmiş; o gelecek duâyı kabul etmiş, kâinatı halketmiş. Mâdem duânın bu derece azîm ehemmiyeti ve vüs'ati vardır; hiç mümkün müdür ki: Bin üçyüz elli senede, her vakitte, nev-i beşerden üçyüz milyon, cin ve ins ve melek ve ruhaniyattan hadd ve hesaba gelmez mübarek zâtlar bil'ittifak Zât-i Muhammedî Aleyhissalâtü Vesselâm hakkında, rahmet-i uzma-yı İlâhiye ve saadet-i ebediye ve husul-ü maksud için duâları nasıl
    kabul olmasın? Hiçbir cihetle mümkün müdür ki, o duâları reddedilsin?
    Mâdem bu kadar külliyet ve vüs'at ve devam kesbedip lisan-i istidad ve ihtiyac-i fitrî derecesine gelmiş. Elbette o Zât-ı Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm, duâ neticesi olarak öyle bir makam ve mertebededir ki, bütün ukûl toplansa bir akil olsalar, o makamın hakikatini tamamıyla ihata edemezler.
    İşte ey müslüman! Senin rûz-i mahşerde böyle bir sefîin var. Bu sefîin şefaatini kendine celbetmek için, sünnetine ittiba' et!
    Eğer desen: Mâdem o Habibullahtır. Bu kadar salavat ve duâya ne ihtiyaci var?
    Elcevap: O Zât (A.S.M.) umum ümmetinin saadetiyle alâkadar ve bütün efrad-ı ümmetinin her nevi saadetleriyle hissedardır ve her nevi musibetleriyle endişedardır. İşte kendi hakkında meratib-ı saadet ve kemalât hadsız olmakla beraber; hadsız efrad-ı ümmetinin, hadsız bir zamanda, hadsız enva'-ı saadetlerini hararetle arzu eden ve hadsız enva'-ı şekavetlerinden müteessir olan bir zât, elbette hadsız salavat ve duâ ve rahmete lâyıktır ve muhtaçtır.

    __________MEKTUBÂT (Yirmidördüncü Mektub'un Birinci Zeyli)________


    Dua, sadece isteme eylemi için gerçekleştirilmez. Duanın mahiyeti "ibadet” olmasıdır.

    Dua Cenab-ı Hakkın emrettiği bir ibadettir

    “Bana dua edin, size icabet edeyim (duanıza cevap vereyim)! Şüphesiz benim ibadetimden (yüz çevirip) kibirlenenler, yakında zelil olan kimseler olarak cehenneme gireceklerdir!” (Mümin, 60)

    Elmalılı Hamdi Yazır tefsirinde bu ayete iki şekilde bakmıştır:

    “Kuran’ın birçok yerlerinde olduğu üzere dua ibadet manasına olarak; “bana ibadet ve kulluk edin ki, size sevap ve mükâfat vereyim.” demek olur. Dua şart (emir) edilmiştir. “Zira benim ibadetimden istikbar edenler, (yani kibirlerinden bana ibadet etmek istemeyenler) muhakkak yarın rezil olarak cehenneme gireceklerdir.

    “İsteyin Benden vereyim size; demektir ki: Süddi’den nakledilen ve ilk nazarda anlaşılan da budur. Buna göre de ibadet, dua ile tefsir edilmek lazım gelecektir. Bunu böyle iki vecihli olarak ifadenin sebebi, ibadetin dua, duanın da ibadet ile telazümünü (bir şey diğerine yapışması) ifade içindir. Bir taraftan dua ibadetin iliği derecesindedir. Bu dua emri çok ehemmiyetli ve şayan-ı dikkattir. Gerek ibadet manasına olsun, gerek sade dua, ikisinde de istemek emredilmiş ve Allah'ın isticabesi (kabul etmesi) için kulun istemesi şart kılınmıştır.”

    Peygamber Efendimiz (asm) duanın, ibadetin özü olduğunu bildirmiştir

    “Dua ibadetin ta kendisidir. Dua, ibadetin özü ve iliğidir.”(Tirmizi)

    Numan İbnu Beşir (ra) anlatıyor:

    “Resulullah (asm): ‘Dua ibadetin kendisidir’ buyurdular. Ve sonra şu ayeti okudular. (Mealen): “Rabbiniz buyurdu ki:’Bana dua edin, size icabet edeyim.(duanıza cevap vereyim) !Şüphesiz benim ibadetimden(yüz çevirip) kibirlenenler, yakında zelil olan kimseler olarak cehenneme gireceklerdir!’(Mümin 60) (Tirmizi)

    Hadiste Peygamber efendimiz (asm) duanın ibadet olduğunu buyuruyorlar. Cenab-ı Hak da ayetin ilk cümlesinde duanın ehemmiyetinden bahsedip arkasından “benim ibadetimden (yüz çevirip) kibirlenenler…” buyurarak duanın ibadet olduğunu söylüyor.

    Ayrıca Ka’b el-Ahbar Peygamber Efendimizin (asm) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

    “Bu ümmete üç şey verilmiştir ki, onlar daha önce bir peygamber dışında hiçbir ümmete verilmemiştir. Onlardan birisi, ayette ‘Bana dua edin ki size icabet edeyim.’ buyrulmasıdır.”

    İbadet sadece İslam’ın beş şartı ile sınırlı değildir. Allah’ın sevdiği ve razı olduğu her türlü söz ve davranışlar da ibadet hükmündedir. Namaz kılmak, zekât vermek ibadet olduğu gibi, güzel ahlak, ilim öğrenmek, hastalık ve musibetlere sabretmek, şükür gibi vazifelere de ibadet denir. Dua da bu vazifelerin içinde en önemlilerinden biridir. Dolayısıyla ibadettir.

    Dua kula acizliğini ve fakirliğini gösterdiği için ibadettir

    İbadetin bir manası aczini ve kul olduğunu bilmektir. Yani kul başına gelen belalar ve sıkıntıları defetmekte aciz olduğunu bilir ve Allah’ın gücü ve kudreti karşısında O’na, ibadete yönelir. Ayrıca ihtiyaçlarının ve isteklerinin karşısında da fakir olduğunu anlayıp Rabbine yönelir.

    Dua da kulun, aczini ve fakirliğini anlayıp her şeye gücü yeten Rabbine yönelmesidir. İhtiyaçlarını duasıyla Cenab-ı Hak’tan ister. Yani dua ibadetin ta kendisidir.

    Yapılan dualar kaderin değişiminde rol oynar

    “Allah (o yazıdan) dilediğini siler, (dilediğini de) sabit bırakır. Ana kitap (olan Levh-i Mahfuz) ise O’nun katındadır.” (Ra’d, 39)

    Allah (cc), ezeli ve ebedi ilmiyle bizlerin neler yapacağını ezelden bilip Levh-i Mahfuz'a yazmıştır. Cenab-ı Hakk’ın ilmi ve bu levha değişikliğe uğramaz. Ancak bir takım şartların yerine getirilmesi ile değişebilen bir kader vardır. Bu kader Levh-i Mahv ve İsbat ya da Levh-i Muallâk yani kesin olmayıp değişebilen levhada yazılıdır. Kişi sadaka ve duasıyla bu kaderini değiştirebilir.

    Mesela Levh-i Muallâkta, kişi yolculuğa çıktığında dua ederse başına gelecek trafik kazasından kurtulacak, eğer etmezse trafik kazası geçirecek şeklinde yazılmıştır. Burada kulun dua edip o kazadan kurtulmasıyla kaderi değişmiş olur.

    Allah için edilen her duanın neticesinde uhrevi bir mükâfat vardır

    İhlaslı bir şekilde Allah’tan (cc) istenilen şeyler, hemen kabul edilsin veya edilmesin o duaların her biri ahirette birer tohum olarak ekilir. Kul ahirete gittiğinde her bir hayırlı ve güzel duasının neticesi olarak o tohumun meyvelerinden istifade eder. Hatta dualarının mükâfatını görünce kulların “Rabbim dünya da hiçbir duamızı kabul etmeseydin de buradaki mükâfatlarımız daha fazla olsaydı.” diyecekleri söylenmiştir.

    Ayrıca peygamber efendimiz (asm) dua için kul dua ettiğinde üç şeyden birine kavuşur buyurmuştur:

    • Ya ettiği dua sebebiyle günahı bağışlanır.
    • Veya peşin bir mükâfata kavuşur.
    • Veyahut da ahirette karşılığını bulur. (Müsned)

    Dua sadece Allah (cc) rızası için yapılmalıdır

    İbadeti yapmaktaki sebep Cenab-ı Hak emrettiği içindir. Yani çok sevap kazanmak için veya cennete gidip güzel makamlarda olmak için ya da istenilen matlubun verilmesi gayesiyle ibadet yapılırsa o ibadetin ihlası ve makbuliyeti kaçar. İhlassız bir ibadetinde ne bu dünyada ne de ahirette bir faydası olmaz. Bu durumda bir takım dünyevi gayeler Allah’ın (cc) emrinin ve rızasının önüne geçmiş olur.

    Oysa ibadet, Allah’a gönülden isteyerek yönelmek, karşılığında sevap va’dedilen dinî vazifeleri ve amelleri Allah’ın rızasını kazanmak için yerine getirmek demektir. Dua da bir ibadet olduğuna göre Allah(cc) emrettiği için ve yine O’nun rızası için yapılmalıdır.

    __________________

    “Allah gözlerin ihanetini de bilir gönüllerin sakladığını da...” (Mü'min 40/19)


    Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda dünyamı da âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.
    13.Asrın Müceddidi
    BEDİÜZZAMAN SAİD-İ NURSİ

  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: DUA DERYASI (rahmet kapılarının anahtarı, müminin silahı, dinin direği, ibadet

    Büyük Şeyh; Merhum Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevi’den (Rhm.a) sekiz seçme Dua.


    لآ اِلَهَ اِللهُ وَحْدَ هُ لآشَرِكَ لَهْ لَهُ الْمُلْكُ وَ لَهُ الْحَمْدُ وَهُوَ عَلَ كُلِّى شَءٍ قَدِرٍ

    (Lâilâhe İllallahu vehdehu lâ şerike leh. Lehul mülkü ve lehul hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadir.)

    “Allah’dan başka ilâh yoktur. Tektir, ortağı yoktur. Mülk O’nundur, hamd etmek te O’na hasdır. O, her şeye kadirdir.”

    Bu duâya zikirde derler. Fakat duâ için daha müessir olduğu ve bilhassa arafe gününe mahsus bir duâ olduğu rivayet edilmektedir. Merhum bunu özel duâları arasına almıştır. Fakat yalnız o gün duâ edilecek , başka zamanda duâ için kullanılmayacak değildir. Çünkü bu aynı zamanda bir kelime-i tevhiddir. Fazlasıyla Arafat’ta okunmasının hikmeti; hacıların orada her şey den soyunup, tekleştikleri ve tek olan Allah’a sığındıkları içindir. Bir hadis-i şerifte, “Zikirlerin en efdali Lâilâhe İllallâhdır.” Deniyor.
    Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda dünyamı da âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.
    13.Asrın Müceddidi
    BEDİÜZZAMAN SAİD-İ NURSİ

  4. #4
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: DUA DERYASI (rahmet kapılarının anahtarı, müminin silahı, dinin direği, ibadet

    آللَّهُمَّ اِنِّى اَعُوذُ بِكَ مِنْ اَنْ اُشْرِ كَ بِكَ شَيْءَناً وَ اَناً اَ عْلَمُ وَ اَسْتَغْفِرُ كَ لِماَ لاَ اَعْلَمُ اِنَّكَ اَنْتَ عَلاَّمُ الْغُيُو بْ

    (Allâhumme innî eûzü bike min en üşrike bike şey’en ve ene a’lemü ve estağfirüke limâ lâ a’lemü inneke entel Allâmü’l ğuyub.)

    “Allah’ım. Sana bir şeyi ortak koşmaktan Sana sığınırım. Bilirim ve istiğfar ederim, zira ben bilemem. Çünkü Sen meydanda olmayanları bilirsin.”

    Bu duâ en az günde üçer defa okunmalı ki, günahlar bağışlansın ve insan şirkten muhafaza edilsin. Küfürden korunmak için, imanı tazelemek ve nikâhı yenilemek gerekmektedir. Bir insanın kafadan yukarısına küfretmek, iman ve nikah tazelenmesini gerektirir. Günahlardan arınmak için de bu duâyı sık sık okumak manevi sahada korunmamıza vesile olacaktır. İlk küfür şeytandan gelmiştir. Kafayı kurcalayan, çirkin düşünceler ve inanışa aykırı vesveselerden de iman ve nikâh yapmak menfaatimiz icabıdır. Kısacası; Eşbah kitabında denir ki: “İnsan kendisinden sadır olan günahlardan bildiği ve bilmediklerinin tümüne niyet ederek tevbe etmelidir. İstiğfar lisanın, tevbe de kalbin sifatıdır. Onun için ikisini birleştirmek lâzımdır.”
    (Tevsir-i Hedâdid.)


    “Tübtü ileyke ya Rabbî min külli şey’in lâ yürdîke” Yani: “Ya Rab, Senin razı olmadığın her şeyden Sana sığınırım ve hepsinden uzak olmak isterim.”

  5. #5
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: DUA DERYASI (rahmet kapılarının anahtarı, müminin silahı, dinin direği, ibadet

    آ للَّهُمَّ اسْتُرْ عَوْرَ تِنآ وَآمِنْ رَوْعآتِنآ


    (Allahummestür avratinâ ve âmin rav’âtina.)

    “Ayıplarımızı ört ve korkularımızdan bizi emîn kıl Allah’ım.”

    Rivayete göre Resûlullah Efendimiz bu duâyı,Hendek muharebesi esnasında beraberinde bulunan muharip ashab-ı kirama öğretmiştir. Bu duâ hemdünya, hem de ahret hususlarını toplayan bir duâdır. Mesela: Dünya bakımından insanın ayıpları olacağı gibi, ahiret bakımından da noksanları ve ayıpları vardır. Korku da aynı bunun gibidir. Hem dünya üzerinde insan çok şeylerden korkuyor, hem de ahrette cehennem azabından ve Allah’ın celâl sıfatından korkuyor. Hülasa: bu duâ hem dünya ayıbından, hem din konusundaki ayıptan, hem dünyada düşman korkusundan, hem ahretteki çeşitli korkulardan sığınmak için yapılan mübârek bir duâdır. Bu duâ Gümüşhanali merhumun özel ibadetleri arasında yapmış olduğu duâlarındandır.

    Veliler için âhirette mahsun olmak yok, korku da yoktur. Onlar kıyametin dehşetinden etkilenmeyeceklerdir. Bu hususta Yunus sûresi ve Hac sûresinde gereken izahat mevcuttur. Cenab-ı Hak bizleri de bu büyüklerin hürmetine affu mağfiret buyursun.
    Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda dünyamı da âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.
    13.Asrın Müceddidi
    BEDİÜZZAMAN SAİD-İ NURSİ

  6. #6
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: DUA DERYASI (rahmet kapılarının anahtarı, müminin silahı, dinin direği, ibadet

    يآ مُقَََلِّبَ الْقُلوبْ ثَبِّتْ قلْبِى عَلَى دِنِكَ وَ طََاعتِكَ


    (Ya mukallibel kulûb, sebbit kalbî alâ dinike ve tâatike)

    “Ey kalbleri döndüren, kalbimi dinin ve taâtın üzerine sabit kıl.”

    Bu duâ akşam namazının sünnetinden sonra okunursa daha isabetliolur. Ve arkasından üç defa: “Allâhümme ecirnî minennâr” denmelidir. Yani “Allah’ım, beni cehennemden uzak kıl.”

    Eşbah isimli kitapta yapılan açıklamaya göre, bu duâya devam eden kimse için cehennemin yedi kapısı kapanır ve cennetin sekiz kapısı açılır. Nasıl ağacın kökü sağlam olursa ağaçta sağlam olur. Aynı onun gibi, bir insanın din ve itikadı sağlam olursa, yaptığı ameller de sağlam olur.

    Allah kulunun kalbini istediği tarafa çevirir. Kulunun kendisi ile kalbi arasına girer. İyi halini kötü hale tebdil eder. Resûlullah Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur:

    قَلْبُ الْمُؤْمِنِ بَيْنَ اِصْبَعَيْنِ مِنْ آصاَبَعِ الرَّ حْمَنِ يُقَلَّبَهُ كَيْفَ يَشآءُ

    “Mu’minin kalbi Rahman‘ın kudret elindedir. İstediği tarafa onu çevirir.”

    Cenab-ı Hak kulunun kalbini iyiden kötüye çevirmekle kuluna zulm etmiş olmaz. Çünkü onun levh-i mahfuzdaki haline bağlı oluyor, oradaki isteğine yönelik yapılıyor. Yani elbisenin modasını kul istiyor, Halik da istediği şekilde ona elbise biçiyor.

    Dünya yüzünden küfür kalkmaz. Çünkü muharebe kıyametin sonuna kadar vuku bulacaktır. Peygamberimizin bu yolda hadis-i şerifleri vardır. İnsanda olan nefs-i emmâre de böyledir. Büyük muharebeden, küçük muharebeye gidiliyor ve bir halden diğer hale dönülüyor. Döndüren Allah, dönmek isteyen, meyl eden kuldur.

  7. #7
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: DUA DERYASI (rahmet kapılarının anahtarı, müminin silahı, dinin direği, ibadet

    رَبِّ زِدْنِى عِلْماً وَتَوْفِيقاً وَهُدَاً

    (Rabbi zidni ılmen ve tevfikan ve hüden.)

    “Ya Rabbi, ilmimi, Tevfik ve hidayetimi fazlalaştır.”

    Bu duâ seçkin kişilerin duâsıdır. Yani havâs tabakasının yaptıkları duâdır. İstedikleri şeyler çok önemlidir. Allahı bilme ilmi, Allahın muvaffakıyetini, sonsuz hidayetini istemek demektir. Cenab-ı Hakk’ın: “Bugün sizin dininizi tamamladım.” Buyurduğu âyet-i celilenin meâli de buna delâlet etmektedir. Çünkü iman ziyade ve noksan kabul etmez. Ancak zayıflar ve kuvvetleşir. Bu itibarla zayıf mü’minle kuvvetli mü’min bir değildir. “Kkuvvetli mü’min zayıf mü’minden hayırlıdır.” Diye hadis-i şerif vardır. (Rumuzu’l Ahadis. s. 146.)

    Diğer bir hadis-i şerifte: “İki gününü müsavi tutanlar aldanmıştır.” Buyurulmuştur. (Tâcu’l Usül. c.1 s. 111.)

    Mü’min hergün terakki etmeli, geri gitmemeli. Bu, hem dünya için, hem de ahret için geçerlidir.

  8. #8
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: DUA DERYASI (rahmet kapılarının anahtarı, müminin silahı, dinin direği, ibadet

    آللَّهُمَّ اِنِّى اَسَْئَلُكَ الْعَفْوَ وَ الْعَافِيَتَ فِى الدِّينِ وَالدُّنيَا وَ الآخِرَةِ

    (Allahumme inni es’elüke’l affe ve’l-afiyete fiddini veddünya vel-ahireti.)


    “Allah’ım, Senden din, dünya ve âhret sıhhatini ve bağışlamanı isterim.”

    Bu duâda din, affa yönelik; dünya da, sıhhata yöneliktir. Âhiret hususundaki duâ ise, günahlardan dolayı çekilen sıkıntının kaldırılmasını istemek demektir. Kısacası; dünyada istenen sıhhat ve afiyet, âhret için ise, cehennem azabından korunmaktır.

    Günah, manevî bir hastalıktır. Bu hastalık dünya belâlarındandır. Onun için daima bunlar için Allah’tan derman ve kurtuluş istemek icab eder. En büyük günah vücuttur. Buradaki günahtan murat, vücudun hakka perde olma günahıdır. Onun için bir kelâm-ı kabârda şöyle denilmiştir:

    آللُّهُمَّ احْفِظْذِ عَنِ الْمَوَ اذِعِ فِى طَرِ يقِ الْوُصُولِ اِلَيْكَ

    (Allahummahfazni anil-mevânii fi tariki’l vusûli ileyke)

    “Allah’ım, Sana gelen yolun mânîlerinden beni koru.”
    İnsanla Allah arasında yetmiş bin perde vardır. Cihanda her şey sebebe bağlanmıştır. Sebepler hakka ulaşmakta birer engeldir. Meselâ, insanın kâbe’ye gitmesi esnasında yollarda eğlenmesi, oturup kalkması, birer engel teşkil etmektedir. Çünkü onun gayesi Kâbe’ye ulaşmaktır. Fakat yollarda eğlenmek, bir an için de olsa, engel olmuş oluyor. Oturmakta, uyumakta, eğlenmekte kavuşma yoktur. Çünkü o haller sükün hali sayılır. Harekete mânidirler.

    Özetleyecek olursak, Allah sana her an vâsıl, fakat sen ona hemen vâsıl olamıyorsun. Çünkü çeşitli engellerin vardır. İşte yukarıdaki duâda bu engellerin kalkmasını ve hemen Rab Celle’ye kavuşmamızı istiyoruz. “İnnâ lillahi ve innâ ileyhi râciûn” âyeti de buna misaldir. Çünkü rucû hareketle oluyor. Bu hareketle de Allah’a kavuşuluyor. Onun için ölen ebedî hayata kavuşmuş sayılıyor.

    Her nefesinde Hakka doğru bir adım almış oluyorsun, fakat önünde bir melek ve bir şeytan oyurmaktadır. Melek seni harekete, şeytan ise sükûnete çağırıyor. Yani, melek sana ibadetler yapmayı emreder, gayret verir. Şeytan ise, hareketsizliğe, donukluğa ve uyuşukluğa sevkeder. Kısacası: melek nurdan olduğu için, seni nurlar sahibi olan Halik’a götürmek ister. Şeytan da zulmetten olduğu için, yani karanlıktan meydana geldiği için seni karanlığa sokmak ister.

    İşte ey insan, tercih senindir. Dilersen nurlara gark ol; dilersen çamurlara bat, karanlıklar içerisine gir ve ebedi hüsran ehli ol.

  9. #9
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: DUA DERYASI (rahmet kapılarının anahtarı, müminin silahı, dinin direği, ibadet

    Hz. Âdem’in Üç Duâsı:

    3
    ___


    يَامَنْ يُقَلِّبُ اللَّيْلَ وَ انَّهَارِ يَامَنْ خَلَقَ الظُّلُمَاتِ وَ النُّرِ يَامَنْ جَعَلَ الظِّلَّ وَالْحَرُورَ


    (Yâ men yukallibu’lleyle vennehâr, yâ men halaka’zzulümâti vennûr, yâ men ce’alezille vel harûr).

    “Ey gece ile gündüzü yaratan, ey karanlıkla ışığı meydana getiren, ey gölge ile harareti icad eden.” (Mecmûatu’l Ahzab, c.1 s.248.)

    Hz. Adem’in üçüncü duâsı da çok şümullu bir duâdır. Bilhassa kalbin dirilmesini istemesi ve ilâhî marifetle dolmasını dilemesi dikkati mucibdir. Mârifet nurundan, ilâhî bilgiden mahrum olan kalb her şeyden mahrum demektir. İmanla canlanmak, imanla yaşamak ve iman nuru ile ölmek başlıca emelimiz olmalıdır. Bunu bir temennî olarak değil, içtenlikle arzu haline getirmeliyizdir. En büyük devlet imanla ölmektir. İmanın bir ucu bizde, bir ucu Allah’tadır. Bizde olan uç, imanımızı korumak ve onu kuvvetleştirmek için Halik’ımızın yardımını istemektir. Halik’ta olan ucu ise, bize onu nasip etmesi ve bu paha biçilmez cevheri vermesidir.

    İmanımızın son nefeste korunması için bu duâyı yapmalıyız. Buna aynı zamanda iman duâsı da deniyor. Müslümanın en nâzik anı son deminde olan zamanıdır. Bu bakımdan yararlanmak lâzımdır.

    Ayrıca bu duâda merhametsiz kişilerden de Hakka sığınılmakta ve Allah’ın sonsuz yardımları istenilmektedir. Dünya ve âhiretin hayırlı rızıkları istenmek üzere dilekler yapılmaktadır. Her şeye kadir olan Ulu Allah bunları kuluna vermeğe kâdirdir. Yeter ki kul istemesini bilsin, yalvarmasının farkında olsun. “Ağlamayan çocuğa meme yok. ” diye bir darb-ı mesel vardır. Boş tencere kaynasa ne faydası vardır. Bunu insan düşünmeli ve ona göre amellerini ve duâlarını yapmalıdır. Yoksa boş yere vakit geçirmenin zamanı değildir.
    Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda dünyamı da âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.
    13.Asrın Müceddidi
    BEDİÜZZAMAN SAİD-İ NURSİ

  10. #10
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: DUA DERYASI (rahmet kapılarının anahtarı, müminin silahı, dinin direği, ibadet

    Hz. Âdem’in Üç Duâsı:



    2
    ___



    يآمَنْ خَلَقَنِى وَ سَوَّانِى يآمَنْ رَزَّقَنِى وَرَبَّانِى يَامَنْ اَطْعَمَنِى وَسَقَانِى


    (Yâmen halakanî ve sevvânî, yâ men razakanî ve rabbânî, yâ men et’amenî ve sekanî.)

    “Ey beni yaratan ve düzenleyen, ey bana rızık veren ve terbiye eden, ey bana yediren ve içiren.” (Mecmûatu’l Ahzab, c.1 s.249.)


    Hz. Âdem’in bu ikinci duâsı için, ism-i âzam duâsıdır diyen bilginler de vardır. Bilhassa bu duâ Allah’ın özel isimleriyle yapılmakta ve özlü isteklerde bulunulmaktadır. Yunus Peygamberin tesbihe ait duâsı da buna benzer. Allah’a tesbihle sığınmak başka önem taşımaktadır. Çünkü tesbih, tevhidden daha önemlidir. Zira tevhid Allah’ı birlemeğe ait. Fakat tesbih, Allah’ı noksan sıfatlardan uzak kılmak ve kemal sıfatlarla onu mevsuf kılmaktır. Onun için bu duâda pek çok fazîlet vardır. Buna, devam etmekte hem maddî, hem mânevî bir çok faydalar mevcuttur.
    Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda dünyamı da âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.
    13.Asrın Müceddidi
    BEDİÜZZAMAN SAİD-İ NURSİ

Sayfa 1/8 123 ... SonSon

Benzer Konular

  1. Rahmet Kapılarının Anahtarı: Besmele
    By SiLa in forum İslami Konular Ve Kaynaklar
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 19.02.11, 08:14
  2. Cennet kapılarının anahtarı!!!!!!
    By duanur in forum Serbest Kürsü
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 11.08.10, 22:45
  3. ‏Zikir bütün hayır kapılarının anahtarı yapılmıştır.‏
    By yagmurdamlasi in forum Allah (c.c) Hazretleri
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 09.07.10, 17:42
  4. Dinin Direği Namaz Ile Ilgili Tüm Ayeti Kerimeler
    By SiLa in forum Namaz ve Abdest
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 25.10.09, 13:13
  5. Dinin Yenilmez Gücü (Dinin Yenilmezliği)
    By BaRLa in forum Risale-i Nur'u Yeni Tanıyanlara
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 23.06.09, 08:47

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •