***
DIŞARDA
Points: 39.109, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 0%
Achievements


İnsana Marifet Kapılarını Açtıran Ene
Ene, farazi ve vehmi benlik ve sahiplik duygusudur. Yani hakikatte olmadığı halde var gibi düşünülen bir sahiplenme, bir kabullenme duygusudur. Mesela insanın; "benim ailem" demesi, "benim evim" demesi, vücut ve azlarına "benim vücudum ve benim azalarım" demesi buna örnek verilebilir. İşte buradaki “benim” ifadesi enedir. Halbuki hakikat noktasından ne aile, ne ev, ne vücut ve ne de azalar insanın değildir; hepsinin gerçek sahibi Allah’tır.
Allah, insana bu sahiplenme duygusunu mutlak isim ve sıfatlarını kavratmak ve kıyas yapmak için vermiştir. Yani insandaki cüzi ilim, cüzi kudret, cüzi irade, cüzi sahiplenme duygularının hepsi Allah’ın isim ve sıfatına açılan bir pencere gibidir. İnsan bu pencere ile Allah’ın isim ve sıfatlarını kavrar.
Mesela insan der; ben şu küçük hanemin malikiyim, Allah ise bütün kainat hanesinin Rabbidir, ben cüzi kudretimle şu evi yaptım, Allah ise sonsuz kudreti ile kainat evini yarattı; ben cüzi ilmim ile şu kadar şeyleri bilirim, Allah ise sonsuz ilmi ile her şeyi bilir, her şeye muttalidir vs... İnsan sahip olduğu bu cüzi ve farazi hatlar ile kıyas yaparak, Allah’ın sonsuz isim ve sıfatlarını idrak eder. Şayet bu sahiplenme duygusu olmasa idi, insan bu kıyası yapamayacağı için, Allah’ın o sonsuz sıfatlarını da idrak edemeyecekti.
Burada izah ve tarif edilen ene ve benlik hissinin yüzü, insana terakki veren, insana marifet kapılarını açan ve insanı nihayetsiz makamlara çıkaran müspet ve hayır yüzüdür. İnsan bu farazi ene duygusunu bu cihetle kullandığı zaman, kulluğun temelini ve özünü yakalamış olur. İnsanın manevi cephesi Allah’ın isim ve sıfatlarını tanımak üzere tasarlanmıştır. İnsana düşen ise bu tasarımı bu yönde sarf etmesidir.
Ene ve benlik hissinin bir de menfi ve şer yüzü vardır. Şayet insana verilen ene ve benlik hissi küfür ve inkar tarlasında yeşerip beslenir ise, bu kez durum aksine işler. Yani ene ve benlik hissi Allah’ı tanımak ve bilmek aracı iken, tam tersine inkar ve meydan okuma aracı haline dönüşür. Ene ve benlik hissi farazi ve hayali bir hat iken, inkar ve küfür penceresi sayesinde hakiki ve külli durumuna geçer. İnsan cüzi ilim, irade ve kudretin Allah tarafından verilmeyip, kendisinin mülkü olduğuna inanmaya başlar. İnkar ve felsefenin derinleşmesi ile bu duygular cüzilikten çıkar, külli haline gelir. İnsan o zaman -haşa- “Ben de İlahım” demeye kadar işi götürür.
Yani ene ve benlik öyle bir histir ki, hayırda istihdam edilirse aziz ve yüksek bir kul yapar, şerde ve küfürde istihdam edilirse Uluhiyet davasına kadar gider.
İşte insandaki bu mekanizmaya ene, bu mekanizmanın menfi bir şekilde işletilmesine de enaniyet denir.