Hikayemizin iki kahramanı var iki sıkı dost ...biri çok uyanık diğeri ise çok saf ..hikayemiz biraz uzun ama beğenerek okuyacağınıza inanıyorum...
günlerden bir gün uyanık olan diğer arkadaşına gider ve maddi konularda sıkıntıda olduğunu borçlarını ödeyemez duruma geldiğini söyler ve borç para ister.arkadaşı hiç düşünmeden çıkarıp parayı verir.arkadaşı artık maddi sıkıntıdan kurtulmuş git gide yükselmeye başlamıştır iş hayatında ; aradan biraz zaman geçer uyanık olan yine arkadaşına gider ve onun nişanlısını aslında ondan daha çok sevdiğini söyler ve yalvarmaklı bir halde nişanlısından ayrılmasını ister..
-onu senden çok seviyorum mutlu olacağımızı biliyorum sen aradan çekli .... Der
arkadaşı düşünür taşınır böylesine güzel bir dostluğu bir bayanın yıkamayacağını düşünür ve kabul edip aradan çekilir
gel zaman git zaman bu saf olan arkadaş işlerinin ktü gitmesi üzerine iflas eder ve herşeyini kaybeder .gider dostunu ziyarete ve iş yerinde çalışmak istediğini söyler.ama arkadaşı ona iş veremeyeceğini söyleyip eli boş geri çevirir.
Artık 5 parasız işsiz bir adamdır .. Kara kara düşünürken yaşlı bir amca yanına yaklaşıp çok hasta olduğunu ilaçlarını alacak parası olmadığını söyler.saf arkadaşımız hemen gider amcaya ilaçlarını alır ve yanından ayrılıp evine gider.kısa bir süre sonra amca ölmüştür ve bütün mirasını saf arkadaşımıza bırakmıştır..
Kapısı çalınır bir yaşlı teyze gelir..
karnım çok aç ..bana bir lokma ekmek ver yalvarırım..der
hemen içeri buyur eder yemeğini yedirir. Kadın...
evladım sen yanlız yaşayan birisin istersen burda kalır senin yemeğini yapar evini derler toplarım benimde bir yerim olmuş olur ne dersin...diye sorar
saf arkadaşımız düşünmeden kabul eder ..
Kadın...
senin evlenme yaşın gelmiş be evladım sana helal süt emmiş bir eş gerek artık ...
ama benim böyle bir tanıdığım yok teyzecim bu biraz zor gibi ...
bak ben böyle birini tanıyorum eğer istersen sizi tanıştırabilirim .. Der
evet artık bir eş adayıda vardır bizim saf arkadaşımızın evlilik hazırlıkları bitmiş davetiyeler gönderilmiştir.. Eeee dostumuzuda unutmamak lazım .onada bir davetiye göndermeyi ihmal etmez.
Düğünde mikrofonu eline alan damat söze başlar
size bir hikaye anlatacağım ...der ve başından geçenleri anlatmaya başlar
çok sevdiğim bir dostum zor zamanında geldi borç istedi verdim. Yetinmedi geldi niaşnlımı istedi onuda verdim.fakat ne acıdırki aç kaldığım zaman gidip iş istedim bana iş vermedi ...der ve bunun arkadaşlığa dostluğa sığmaz bişey olduğunu anlatır davetlilerine..
Bunları duyan uyanık arkadaşı gelir sahneye alır mikrofonu olup biteni birde o anlatmak ister davetlilere söze en baştan başlar..
evet dostumun söyledikleri doğrudur..ben onun nişanlısını istedim çünkü o bir hayat kadınıydı ve dostum bunu bilmiyordu hayal kırıklığına uğramasını istemedim..
geldi benden iş istedi ama ben dostumu emrimde çalıştıramazdım.. Bu bana yakışmazdı zor durumda olduğunu biliyordum ....ilaç alacak durumu olmadığın söyleyip bir iyilik bekleyen ve bu iyiliğin karşılıksız bırakmayan adam benim babamdı başka türlü bu parayı kabul etmedi babam bütün mirasını dostuma bıraktı..evinde ona yardımcı olan kadın benim annemdir yanlız olduğunu biliyordum ..
Ve bakın yanında gördüğünüz gelin ise benin öz kardeşimdir...
Der sözünü bitirir dağmat duyduklarına inanamamış ve yaptığından büyük utanç duymuştur ..kısacası hiç birşey gözüktüğü gibi değildir ...
Bu hikayeden dersler çıkarabildiysek ne mutlu bize ...
Dostluk yaptığın ve sana yapılan şeyi dışa vurmamaktır kimin gerçekten dost kimin sadece bir arkadaş olduğunu anlamak çok basit tıpkı hikayemizde olduğu gibi...
saf olan başından geçenleri bu şekilde anlatmasaydı uyanık olan bunu ebediyen saklayacaktı esas olan da budur ...
Umarım herkes kendine burdaki uyanık gibi gerçek bir dost bulur ..
Dostça kalın
Not: Yazıyı bir siteden aldım ama yazara dair bir kaynak belirtilmemişti yazan arkadaşımıza teşekkürler...!