Sayfa 4/4 İlkİlk ... 234
36 sonuçtan 31 ile 36 arası

Konu: Kuranda Nuh A.S

  1. #31
    ***
    DIŞARDA
    Points: 8.615, Level: 62
    Points: 8.615, Level: 62
    Level completed: 55%,
    Points required for next Level: 135
    Level completed: 55%, Points required for next Level: 135
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    tahsin33 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Oct 2008
    Yer
    Mersin
    Mesajlar
    1.126
    Points
    8.615
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart Cevap: Kuranda Nuh A.S

    Kamer suresi ayet 9
    Bunlardan evvel Nûh kavmi tekzîb etti. Artık kulumuzu yalancı sandılar ve mecnun dediler ve -peygamberliğini tebliğden- vaz geçirilmiş idi.

    Bu mübarek âyetler Nûh Aleyhisselâm'ın kıssasını ve O'nun sonrakiler için nasıl bir ibret vesilesi olduğunu bildiriyor. Kur'an-ı Kerimin de nasıl kolaylıkla anlaşılacak bir ilâhî öğüt bulunduğunu haber veriyor. Bunlardan bir uyanma payı alamayanların da hâllerinin rezaletine işaret buyurmaktadır. Şöyle ki: (Bunlardan evvel) Mekke-i Mükerreme'deki müşriklerden önce (Nüh kavmi) Peygamberleri olan Nûh Aleyhisselâm'ı (tekzîb etti) onun peygamberliğini inkârda bulundular. Evet.. Cenab-ı Hak buyuruyor ki: (artık) O kavim (kulumuzu) o muhterem kulumuz olan Nûh Aleyhisselâm'ı (yalancı sandılar) onun peygamberlik iddiasını tasdik etmediler (ve) öyle bir Yüce Resule (mecnun dediler) onun sözlerine cinnet ürünü dediler (ve) o Yüce Peygamber, artık risâletini o kavme tebliğden (vazgeçirilmiş idi) o kavim, o mübarek zâta birçok ezâ ve cefâda bulundular ve "Ey Nûh!. Eğer bu peygamberlik iddiana son vermez isen elbette taşlanmışlardan olursun" diye tehdite cür'et gösterdiler, mübarek zâtın peygamberlik görevini ifâ etmesine engel oldular. Bu ilâhî beyân, Son Peygamber Efendimiz hakkında bir teselliyi içermektedir.

    "Uzdücir" tâbiri, çeşit çeşit ezâ ve cefâ ile peygamberlik görevini tebliğden yasaklandı ve men edildi demektir.

    Kamer suresi ayet 10
    O da Rab'bine dua etti. Şüphe yok ki, ben mağlûbum, artık intikam al -diye niyazda bulundu.-

    (O da) Nûh Aleyhisselâm da (Rab'bine dua etti) hâlini arzederek yalvardı ve Yarabbü. (Şüphe yok ki, ben mağlûbum) Ben bir şahısım, kavmim ise büyük bir cemiyet hâlinde bulunarak maddî kuvvetlere sahip bulunuyorlar, tebliğ ettiğim dinî hükümleri kabule yaklaşmıyorlar, bilâkis bana karşı tehakküme suikaste yelteniyorlar. (artık) Ey Yüce mabudum!. O inkarcılardan (intikam al.) diye niyazda bulundu.


    Kamer suresi ayet 11
    Biz de gök kapılarını birçok su ile açtık, -pek müthiş bir yağmur yağdırdık-.

    Hak Teâlâ Hazretleri de buyuruyor ki: (Bize gök kapılarını birçok su ile açtık) Yâni: Nûh Aleyhisselâm'ın duasını kabul ederek o inkarcı kavmin üzerine gök tarafından müthiş yağmurlar yağdırdık.

    "Münhamir" Ziyade, seyyal, akıcı bulunan demektir.


    Kamer suresi ayet 12
    Ve yeri de pınarlar halinde fışkırttık. Artık su, takdir edilmiş bir emre binaen birbirine kavuşuverdi.

    (Ve yeri de pınarlar hâlinde fışkırttık) Yeryüzünün her tarafında sular ortaya çıkarak yeryüzünü kaplamış bulundu iartiK sut o goxte yağan, yerden Kaynayıp fışkıran su kitleleri, Allah tarafından (takdir edilmiş bir emre binaen) o kavmin Tufan ile helaki gereğine binaen (birbirine kavuşuverdi.) yeryüzü büyük bir deniz hâline geldi.


    Kamer suresi ayet 13
    Ve O'nu -Hz. Nuh'u- levhaları ve kenetleri bulunan şey üzerine yükledik.

    (Ve O'nu) Hz., Nuh'u, o Tufandan kurtarmak için (levhaları ve kenetleri bulunan birşey) yâni: Tahtalardan ve o tahtaları biriktiren çivilerden, urganlardan teşekkül eden gemi (üzerine yükledik) duasını kabul ederek kendisini ve kendisine imân edenleri o tufan belâsından kurtardık.

    "Düşür" gemiyi bağlayan tahta ve demir, çivi gibi şeyler demektir.


    Kamer suresi ayet 14
    -O gemi- bizim gözetimimiz altında akıp gidiyordu. O tekzîb edilmiş olana -Nüh Aleyhisselâm'a- bir mükâfat olarak.

    Yüce Yaratıcı Hazretleri buyuruyor ki: Nüh Aleyhisselâm'ın binmiş olduğu gemi (Bizim gözetimimiz altında) korunmuş ve bir selâmet semte yönelerek (akıp gidiyordu) bütün âfetlerden, arızalardan emin bulunuyordu. Böyle harikulade bir şekilde selâmete erdiriliş ise o (tekzîb edilmiş olana) yâni Nüh Aleyhisselâm'a Allah tarafından (bir mükâfat olarak) nasîb olmuştur.


    Kamer suresi ayet 15
    Ve sânım hakkı için onu -o gemiyi- bir ibret olmak üzere bıraktık, fakat hani hatırlayıp ibret alan?.

    (Ve sânım hakkı için) O gemiyi (bir ibret olmak üzere bıraktık) dünya tarihinde pek mühim bir hâdise olmak üzere bıraktık. Hattâ deniliyor ki: O gemi uzun bir müddet Cezîre havalisindeki Cûdi dağı üzerinde kalmıştır. Velhâsıl: Bu tufan hâdisesi insanlar için büyük bir düşünme ve uyanma vesilesi bulunmuştur. Bundan her kavim, ibret dersi almalı değil midir?, (fakat hani) Bu hâdiseyi güzelce (hatırlayıp ibret alan?.) yâni: Böyle insanları pek ziyade uyandırmaya ve bir Yüce Yaratıcının varlığını, kudret ve büyüklüğünü göstermeğe vesile olan harikulade bir hâdise malûm, meşhur iken yine insanlığın büyük bir kısmı dinsizlik içinde yaşıyor, kendilerinin de bir gün Nüh kavmi gibi bir müthiş azaba uğrayabileceklerini düşünmüyorlar, bu pek fâideli nasihatlardan faydalanma kabiliyetini gösteremiyorlar, ne yazık bir ruhi durum!.

    "Muddekir" hatırlayan, ibret alan, uyanıkça harekette bulunan kimse demektir.


    Kamer suresi ayet 16
    Artık benim azabım ve korkutmam nasıl imiş?.

    Yüce Yaratıcı Hazretleri şöyle de buyuruyor: (Artık) Bu tufan hâdisesi bir düşünülsün, o münkir kavmin sonunda nasıl bir ilâhi kahra uğramış oldukları bir düşünülsün, (benim azabım ve korkutmam nasıl imiş?.) Bu bir güzelce anlaşılsın. İşte Peygamberleri inkâr eden kâfirce ve kibirlice vaziyet alan her kavmin akıbeti böyle pek feci olacaktır. Bir kısmı dünyada geçici olarak rahat yaşasalar da akıbet, ölerek hak ettikleri azablara kavuşacaklardır. Ne müthiş bir ilâhi tehdit!.

    Kur'an-ı Kerim'de tekrar tekrar beyân olunan bu gibi tehditlerde yine bir ilâhi merhamet eseridir ki: Kabiliyetli olan kimseler bunları düşünerek hayatlarını tanzime, kalblerini imân nuru ile aydınlatmaya muvaffak olsunlar. Bunları takdir edemeyenler ise kendilerini kendi kötü tercihleriyle ebedî bir hüsrana mâruz bırakmış olurlar da vaktiyle onun farkında bulunamazlar.

  2. #32
    ***
    DIŞARDA
    Points: 8.615, Level: 62
    Points: 8.615, Level: 62
    Level completed: 55%,
    Points required for next Level: 135
    Level completed: 55%, Points required for next Level: 135
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    tahsin33 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Oct 2008
    Yer
    Mersin
    Mesajlar
    1.126
    Points
    8.615
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart Cevap: Kuranda Nuh A.S

    reyyan nur.
    Allah CC sizden de razı olsun

  3. #33
    ***
    DIŞARDA
    Points: 8.615, Level: 62
    Points: 8.615, Level: 62
    Level completed: 55%,
    Points required for next Level: 135
    Level completed: 55%, Points required for next Level: 135
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    tahsin33 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Oct 2008
    Yer
    Mersin
    Mesajlar
    1.126
    Points
    8.615
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart Cevap: Kuranda Nuh A.S

    Hadid suresi ayet 26
    Andolsun, Biz Nuh'u ve İbrahim'i (elçi olarak) gönderdik, peygamberliği ve kitabı onların soylarında kıldık. Öyle iken, içlerinde hidayeti kabul edenler vardır, onlardan birçoğu da fasık olanlardır.

    Ve andolsun ki, Nuh'u ve İbrahim'i gönderdik) O iki muhterem zâtı şerefli peygamberliğe nail kıldık, (ve onların zürriyetlerinde peygamberliği ve kitabı) sürekli (kıldık) bütün Peygamberler bu iki zâtın neslinden bulunmuşlardır. Tevrat, İncil, Zebur ve Kur'an-ı Kerim'den ibaret olan dört kitapta bu iki zâtın neslinden olan mübarek Peygamberlere ihsan buyurulmuştur. (artık onlardan) O iki zâta ait soylardan veya kendilerine o Peygamberler gönderilmiş olan cemiyetlerden (hidâyete ermiş olanı vardır) ilâhî dine nail olmuş, hidâyete kavuşmuş bulunanları mevcuttur; fakat (onlardan bir çokları ise fâsık kimselerdir.) doğru yoldan çıkmış, küfre düşmüş veya büyük günahları işlemiş şahıslardır. Öyle pek muhterem zâtların soylarından olmaları, kendilerine fâide verir olamamıştır. Onlar, kendi kabiliyetlerini kötüye kullanarak öyle sapıklığa düşmüşlerdir.

  4. #34
    ***
    DIŞARDA
    Points: 8.615, Level: 62
    Points: 8.615, Level: 62
    Level completed: 55%,
    Points required for next Level: 135
    Level completed: 55%, Points required for next Level: 135
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    tahsin33 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Oct 2008
    Yer
    Mersin
    Mesajlar
    1.126
    Points
    8.615
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart Cevap: Kuranda Nuh A.S

    Tahrim suresi ayet 10
    Allah, inkâr edenlere, Nuh'un eşini ve Lut'un eşini örnek verdi. İkisi de, kullarımızdan salih olan iki kulumuzun nikahları altındaydı; ancak onlara ihanet ettiler. Bundan dolayı, (kocaları) kendilerine Allah'tan gelen hiçbir şeyle yarar sağlamadılar. İkisine de: "Ateşe diğer girenlerle birlikte girin" denildi.

    Bu mübarek âyetler: îmana kavuşmak ve ibadet ve itaate devam etmek için yalnız yüksek zâtlara mensub olmanın yeterli olmadığına, insanına kendi nefsinde bir kabiliyetin, bir saffet ve temizliğin bulunması lüzumuna işaret ediyor. Bu hakikatin inkişafı için Nûh ve Lût Aleyhimesselâm'ın eşleri ile Fir'avun'un eşini ve İmran'ın kızını birer misâl olmak üzere göstermektedir. Şöyle ki: (Allah) ü Teâlâ ve Takaddes Hazretleri (kâfir olanlara Nuh'un eşi ile Lût'un eşini bir misâl olarak getirmiştir.) Onların hayret verici olan hâlleri ile onlara muhalif olanların enteresan hâllerini bir darb-ı mesel olmak üzere beyan buyurmuştur ki, maksat güzelce anlaşılsın, evet: O Hikmet sahibi Yaratıcı, buyuruyor ki: O iki kadın (Sâlih kullarımızdan iki kulun) biri Nûh Aleyhisselâm'ın, diğeri de Lût Aleyhisselâm'ın nikâhları (altında idiler) öyle bir şerefe nail idiler, onların dîne ve dünyaya ait en lüzumlu emirlerini, ihtarlarını alıp duruyorlardı, bundan pek çok istifade edebilirlerdi, halbuki: Onlar (Sonra o ikisine) kocaları olan o iki Yüce Peygambere (hıyanette bulundular) küfür ve nifak içinde yaşadılar, İbn-i Abbas Hazretlerinden rivayet olunduğu üzere hiçbir Peygamberin eşi, iffet bakımından hıyanette bulunmamıştır. Hepsi de iffetli bulunmuşlardır. O eşlere isnat edilen hıyanetten maksat, onların şirk ve nifak içinde yaşamalarından, insanların o Peygamberlere inanıp tâbi olmalarına engel bulunmuş olmalarından ibarettir. Bu bir dini hıyanettir. (Artık) O iki sâlih kul olan iki Yüce Peygamber de (onları) o eşlerini (Allah'ın azabından hiçbir şey ile kurtaramadılar.) O kadınlar, kabiliyetlerini kötüye kullandıkları için o muhterem kocalarının nasihatlerinden istifâde edip kendilerini ilâhî azaptan kurtarabilmiş olmadılar, çünkü: Küfre düşen, küfür ile ölmüş kimsenin babası da, kocası da Peygamber bulunmuş olsa, âhirette kendisine bir fâide veremez. Küfrün neticesi, sürekli azaptır. (Ve) O iki kadına öldükleri zaman (denildi ki,) veya kıyamette denilecektir ki: İkiniz de (ateşe girenler ile beraber giriveriniz) Siz o muhterem kocalarınıza muhalefet edip dinden mahrum kaldığınız için sizin varacağınız yer, cehennemden başka değildir. İşte, bu misâl, gösteriyor ki: bir insan kendi kabiliyetini kötüye kullanmamalıdır, eğer kullanırsa en büyük birer mürşit, birer hidâyet rehberi olan zâtların yanlarında bulunsa da yine onlardan istifâde edemez, yine geleceğini temine muvaffak olamayıp kendisini felâketten kurtaramaz.

  5. #35
    ***
    DIŞARDA
    Points: 8.615, Level: 62
    Points: 8.615, Level: 62
    Level completed: 55%,
    Points required for next Level: 135
    Level completed: 55%, Points required for next Level: 135
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    tahsin33 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Oct 2008
    Yer
    Mersin
    Mesajlar
    1.126
    Points
    8.615
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart Cevap: Kuranda Nuh A.S

    Hakka suresi ayet 11
    Şüphesiz, su bastığı vakit sizi gemide biz taşıdık;

    Ve ey mü'mînler!. Siz şunu düşünerek şükran vazifesini İfaya devam ediniz (Şüphe yok ki, su taştığı zaman) muazzam bir Tufan meydana gelip her tarafı sular kapladığı vakit (sizi) ata ve ecdadınızın bellerinde olduğunuz hâlde (o akan gemiye) Hz. Nuh'un ilâhî emir ile yaptığı ve Tufan'in dalgaları arasında tam bir emniyet ile akıp durmuş bulunduğu fevkalâde gemiye (biz yükledik) mü'mîn olanları Tufandan kurtararak selâmet alanını erdirdik. İşte bu da îmanın, Peygambere itaatin bir mükâfatı olarak meydana gelmişti.

    Hakka suresi ayet 12
    Onu sizin için bir ibret ve öğüt yapalım ve belleyici kulaklar onu bellesin diye.

    Evet.. (Onu) Öyle mü'mînleri kurtuluşa erdirmeyi (sizin için bir ibret kılmamız için) vücuda getirdik, kâfirleri ise sularda boğarak sonrakiler için bir uyanma vesilesi kıldık. Tâ ki: Yüce Yaratıcınızın sonsuz kudretine, kahr ve cezasının büyüklüğüne ve rahmetinin genişliğine bununla da delil getire siniz. (Ve) Bir de (hıfzeden kulakların) kendileri için fâide verecek şeyleri dinleyip onlardan faydalanacak kabiliyette bulunan kulak sahipleri de (onu) o mü'mînlerin kurtuluşa erdirdiğini, kâfirlerin de boğulup gittiğini (anlamaları için) öyle yaptık, meydana getirmiş olduk. Artık her akıllı, düşünen kimse için lâzımdır ki: Bu gibi pek büyük hâdiselerden birer ibret dersi alsınlar, o helake uğrayanların değil, kurtuluşa erenlerin yollarını takip etsinler.
    "Teiyeha"
    kelimesi, onu koruyan manasınadır. "Veiye"de, korunması uygun olan şeyi işitip de, koruyan demektir. "Via" da içine bir şey konularak saklanılan kap manasınadır.
    İlâhî sözler ve sırlar ile hafızalarını bezeyen, sonra da bunlar ile Allah'ın kullarını aydınlatmaya çalışan mü'mînler, "üzünivaiye"
    belleyen kulak sahipleri demektirler.

  6. #36
    ***
    DIŞARDA
    Points: 8.615, Level: 62
    Points: 8.615, Level: 62
    Level completed: 55%,
    Points required for next Level: 135
    Level completed: 55%, Points required for next Level: 135
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    tahsin33 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Oct 2008
    Yer
    Mersin
    Mesajlar
    1.126
    Points
    8.615
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart Cevap: Kuranda Nuh A.S

    Nuh suresi ayet 1
    Kendilerine yakıcı bir azap gelmeden önce kavmini uyar, diye Nuh'u kendi kavmine gönderdik.

    Bu mübarek âyetler, Nüh Aleyhisselâm'ın Allah tarafından kavmine Peygamber gönderilmiş olduğunu bildiriyor ve O Yüce Peygamber'in kavmini ne şekilde ilâhî dine davet edip kendilerini ikaz ve irşada çalışmış bulunduğunu beyan buyurmaktadır. Şöyle ki: (Muhakkak biz) Yâni: Kudret ve azametle vasıflanmış olan ilâhî zâtıma, (Nuh'u) O Yüce Peygamberi (kavmine gönderdik) onu zamanındaki bütün insanlara bir Peygamber tâyin ettik (kendilerine) küfürlerinden dolayı alelacele (bir elem verici gelmeden evvel kavmini korkut diye) O Yüce Peygamber'e emrettik, tâ ki: O kavmin bir mazeret ileri sürmesine bir selâhiyetleri kalmasın.

    Nuh suresi ayet 2
    "Ey kavmim dedi,ben sizin için açık bir uyarıcıyım"

    Hz. Nüh da Peygamberlik vazifesini îfa için (dedi ki: Ey Kavmim!. Şüphe yok ki, ben sizin için apaçık bir korkutucuyum.) Küfür ve isyan içinde yaşar durursanız büyük bir ilâhî azaba uğrarsınız, kendinizi o azabın kahr pençesinden kurtaramazsınız.

    Nuh suresi ayet 3
    "Allah'a kulluk edin; O'na karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin."

    (Şöyle ki: Allah'a kullukta bulunun) O'ndan başkasına tapmayın, Onun bütün dini hükümlerine riâyete çalışın (O'ndan korkun) O Yüce Yaratıcının azabından korkarak, O'nun rızâsına aykırı şeylerden kaçının (ve bana itaat eyleyin.) bu tekliflerimi, nasihatlerimi kabul ederek bunlara riâyette bulunun.

    Nuh suresi ayet 4
    "Ki Allah bir kısım günahlarınızı bağışlasın ve sizi belli bir vâdeye kadar tehir etsin (muahaze etmeden yaşatsın)" Bilinmeli ki Allah'ın tayin ettiği vâde gelince, artık o ertelenmez. Keşke bilseydiniz!

    Evet.. Şu size emr ve tavsiye ettiğim şeyleri kabul ediniz ki: (Sizin için günahlarınızı) Cenab-ı Hak (bağışlasın) câhiliyet devrelerindeki hatalarınızı, kusurlarınızı affetsin ve örtsün, hakkınızda ilâhî lütuf tecellî eylesin, (ve sizi) îman ve itaat etmeniz şartı ile (takdir edilmiş) olan (müddete kadar tehir etsin.) Sizi yaşatsın, hemen sekiz ayet-i kerimeyi içerir. Nuh Aleyhisselâm'ın kıssasını içermiş olduğu gösterdiği için kendisinden evvelki Mearic süresi ile aralarında büyük bir kahredip cezalandırmasın. Şu da (muhakkak ki: Allah'ın takdir ettiği vakit gelince) Kitabın aslında yazılmış,, tesbit edilmiş olan hayat müddeti son bulunca artık o vakit (sonraya bırakılmaz.) Kimse onu tehir edemez (eğer bilir kimseler oldu iseniz?.) bunu bilir, tasdik edersiniz, tebligatımı kabul ederek isyanınıza son verirsiniz. Binaenaleyh, ey Nûh kavmi!. Eğer siz böyle küfür ve isyan içinde yaşar durursanız, bu hâlde hakkınızda takdir edilmiş olan azap vakti ertelenmez, hemen meydana gelerek hepinizi kahr ve tenkil eder. Artık bu akıbeti düşünün..
    İslâm âlimleri, bu âyet-i kerîme ile delil getirmişlerdir ki: İbâdet ve itaat gibi, sıla-i rahme riâyet gibi, ruhları güzel ahlâk ile temizlemek ve arındırmak gibi güzel ameller, ömrün artmasına birer vesiledir. Cenab-ı Hak, bu amellerin sahipleri için ömürlerini ziyâde takdir buyurmuş olur, nitekim bir hadîs-i = Akrabayı ziyaret ömrü artırır) buyurmuştur.

    Binaenaleyh insan elinden geldiği kadar güzel amellerde bulunmaya çalışmalıdır.

    Nuh suresi ayet 5
    (Sonra Nuh: Rabbim! dedi, doğrusu ben kavmimi gece gündüz (imana) davet ettim;

    Bu mübarek âyetler de Nûh Aleyhisselâm'ın Cenab-ı Hak'ka nasıl duada bulunmuş olduğunu gösteriyor. Kavmini nasıl irşada çalıştığını, kavmi hakkında ne kadar nasihatlerde bulunduğunu hikâye buyuruyor. Buna rağmen o kavmin ise ne kadar hakkı kabulden kaçınmış olduklarını şöylece teşhir buyurmaktadır. Nûh Aleyhisselâm, Cenab-ı Hak'ka yakarmada bulunarak (Dedi ki: Yârabbü.) Ey benim Yaratanım, Veliyi nimetim!. (Ben kavmimi hakikaten gece gündüz) sürekli olarak bir hikmet ile, bir güzel öğüt ile Allah'ın birliğini ikrara ve ibâdet ve itaate (davet ettim) peygamberlik vazifemi İfaya çalıştım.

Sayfa 4/4 İlkİlk ... 234

Benzer Konular

  1. Kuranda İdris A.S.
    By tahsin33 in forum Peygamberlerimiz
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 30.08.10, 20:49
  2. Kuranda cebrail (as)
    By mihrab in forum Kur'an Tefsiri
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 25.08.10, 03:37
  3. Kuranda müşrikler
    By tahsin33 in forum Kur'an'da Müminler
    Cevaplar: 14
    Son Mesaj: 13.11.08, 10:18
  4. Kuranda Kafirler
    By tahsin33 in forum Kur'an'da Müminler
    Cevaplar: 9
    Son Mesaj: 13.11.08, 10:15
  5. Kuranda Rüya
    By Konyevi Nisa in forum Rüya
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 17.06.08, 14:50

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •