***
DIŞARDA
Points: 155.310, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 0%
Achievements


MEKTUBÂT / Risale-i Nur'dan 23. MEKTUP
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
Yirmiüçüncü Mektub
بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ
اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّهِ وَ بَرَكَاتُهُ اَبَدًا بِعَدَدِ عَاشِرَاتِ دَقَائِقِ عُمْرِكَ وَذَرَّاتِ وُجُودِكَ
Aziz, Gayretli, Ciddî, Hakikatli, Hâlis, Dirayetli Kardesim!
Bizim gibi hakikat ve âhiret kardeslerin, ihtilaf-i zaman ve mekân sohbetlerine ve ünsiyetlerine bir mani' teskil etmez. Biri sarkta, biri garbda, biri mazide, biri müstakbelde, biri dünyada, biri âhirette olsa da beraber sayilabilirler ve sohbet edebilirler. Hususan birtek maksad için bir tek vazifede bulunanlar, birbirinin ayni hükmündedirler. Sizi her sabah yanimda tasavvur edip, kazancimin bir kismini, bir sülüsünü (Allah kabul etsin) size veriyorum. Duada, Abdülmecid ve Abdurrahman ile berabersiniz. Insâallah her vakit hissenizi alirsiniz. Sizin dünyaca bazi müskilâtiniz, senin hesabina beni bir parça müteessir etti. Fakat mâdem dünya bâki degil ve musibetlerinde bir nevi hayir vardir; senin bedeline "Yahu bu da geçer" kalbime geldi. لاَ عَيْشَ اِلاَّ عَيْشُ اْلاَخِرَةِ düsündüm, اِنَّ اللّهَ مَعَ الصَّابِرِينَ okudum, اِنَّا لِلّهِ وَاِنَّا اِلَيْهِ رَاجِعُونَ dedim. Senin yerine teselli buldum. Cenab-i Hak bir abdini severse, dünyayi ona küstürür, çirkin gösterir. Insâallah sen de o sevgililerin sinifindansin. "Sözler"in nesrine manilerin çogalmasi sizi müteessir etmesin. Insâallah nesrettigin miktar bir rahmete mazhar oldugu zaman, pek bereketli bir surette o nurlu çekirdekler, kesretli çiçekler açacaklar.
sh: » (M: 298)
Bazi sualler soruyorsunuz. Aziz kardesim, yazilan galib Sözler ve Mektublar; ihtiyarsiz, def'î ve ânî bir surette kalbe geliyordu, güzel oluyordu. Eger ihtiyar ile Eski Said gibi kuvve-i ilmiye ile düsünüp cevab versem; sönük düser, noksan olur. Bir miktardir ki; tulûat-i kalbiye tevakkuf etmis, hâfiza kamçisi kirilmis, fakat cevapsiz kalmamak için gayet muhtasar birer cevap yazacagiz:
Birinci Sualiniz: Mü'minin mü'mine en iyi duasi nasil olmalidir?
Elcevap: Esbab-i kabul dairesinde olmali. Çünki bazi serait dâhilinde dua makbul olur. Serait-i kabulün içtimai nisbetinde makbuliyeti ziyadelesir. Ezcümle: Dua edilecegi vakit, istigfar ile manevî temizlenmeli, sonra makbul bir dua olan salavat-i serifeyi sefaatçi gibi zikretmeli ve âhirde yine salavat getirmeli. Çünki iki makbul duanin ortasinda bir dua makbul olur. Hem بِظَهْرِ الْغَيْبِ yani "giyaben ona dua etmek"; hem hadîste ve Kur'anda gelen me'sur dualarla dua etmek. Meselâ:
اَللّهُمَّ اِنِّى اَسْئَلُكَ الْعَفْوَ وَ الْعَافِيَةَ لِى وَ لَهُ فِى الدِّينِ وَ الدُّنْيَا وَ اْلآخِرَةِ
رَبَّنَا آتِنَا فِى الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِى اْلآخِرَةِ حَسَنَةً وَ قِنَا عَذَابَ النَّارِ
gibi câmi' dualarla dua etmek; hem hulûs ve husu' ve huzur-u kalb ile dua etmek; hem namazin sonunda, bilhassa sabah namazindan sonra; hem mevaki-i mübarekede, hususan mescidlerde; hem Cum'ada, hususan saat-i icabede; hem Suhur-u Selâsede, hususan leyali-i meshurede; hem Ramazanda, hususan Leyle-i Kadirde dua etmek kabule karin olmasi rahmet-i Ilâhiyeden kaviyyen me'muldür. O makbul duanin ya aynen dünyada eseri görünür veyahut dua olunanin âhiretine ve hayat-i ebediyesi cihetinde makbul olur. Demek ayni maksad yerine gelmezse, dua kabul olmadi denilmez; belki daha iyi bir surette kabul edilmis denilir.
Ikinci Sualiniz: Sahabe-i Kiram Hazeratina Radiyallahü Anh denildigine binaen, baskalara da bu manada söylemek muvafik midir?
Elcevap: Evet denilir. Çünki Resul-i Ekrem'in siari olan Aleyhissalâtü Vesselâm kelâmi gibi Radiyallahü Anh terkibi,
sh: » (M: 299)
Sahabeye mahsus bir siar degil, belki Sahabe gibi veraset-i nübüvvet denilen velayet-i kübrada bulunan ve makam-i rizaya yetisen Eimme-i Erbaa, Sah-i Geylanî, Imam-i Rabbanî, Imam-i Gazalî gibi zâtlara denilmeli. Fakat örf-ü ülemada Sahabeye, Radiyallahü Anh; Tâbiîn ve Tebe-i Tâbiîne, Rahimehullah; onlardan sonrakilere, Gaferehullah; ve Evliyaya, Kuddise Sirruhu denilir.
Üçüncü Sualiniz: Basta müçtehidîn-i izam imamlari mi efdal, yoksa hak tarîkatlarin sahlari, aktablari mi efdaldir?
Elcevap: Umum müçtehidîn degil; belki Ebu Hanife, Mâlik, Safiî, Ahmed Ibn-i Hanbel; sahlarin, aktablarin fevkindedirler. Fakat hususî faziletlerde Sah-i Geylanî gibi bazi hârika kutublar, bir cihette daha parlak makama sahibdirler. Fakat küllî fazilet imamlarindir. Hem tarîkat sahlarinin bir kismi, müçtehidlerdendir; onun için umum müçtehidîn, aktabdan daha efdaldir denilmez. Fakat Eimme-i Erbaa, Sahabeden ve Mehdi'den sonra en efdallerdir denilir.
Dördüncü Sualiniz: اِنَّ اللّهَ مَعَ الصَّابِرِينَ de hikmet ve gaye nedir?
Elcevap: Cenâb-i Hak, Hakîm ismi muktezasi olarak, vücud-u esyada bir merdivenin basamaklari gibi bir tertib vaz'etmis. Sabirsiz adam teenni ile hareket etmedigi için, basamaklari ya atlar düser veya noksan birakir; maksud damina çikamaz. Onun için hirs mahrumiyete sebebdir. Sabir ise müskilâtin anahtaridir ki,
اَلْحَرِيصُ خَائِبٌ خَاسِرٌ
* وَالصَّبْرُ مِفْتَاحُ الْفَرَجِ
durub-u emsal hükmüne geçmistir. Demek Cenâb-i Hakk'in inayet ve tevfiki, sabirli adamlarla beraberdir. Çünki sabir üçtür:
Biri: Masiyetten kendini çekip sabretmektir. Su sabir takvadir,
اِنَّ اللّهَ مَعَ الْمُتَّقِينَ sirrina mazhar eder.
Ikincisi: Musibetlere karsi sabirdir ki, tevekkül ve teslimdir.
اِنَّ اللّهَ يُحِبُّ الصَّابِرِينَ *اِنَّ اللّهَ يُحِبُّ اْلمُتَوَكِّلِينَ *serefine mazhar ediyor. Ve sabirsizlik ise Allah'tan sikayeti tazammun eder. Ve ef'alini tenkid ve rahmetini ittiham ve hikmetini begenmemek çikar. Evet musibetin darbesine karsi sekva suretiyle elbette âciz ve zaîf