İbni Abbas (r.a.) rivayet edildiğine göre: Bir kere biz Rasulullah (s.a.v.) in yanında bulunuyorken Kubeysa isimli bir pir-i fani çıka geldi. Rasulullah (s.a.v.) ona: '' Senin yaşın ilerlemiş ve kemiklerin incelmişken ne sebeble geldin?'' diye sordu.

O da: '' Ey 'ın Rasulu! Yaşım ilerledi kemiklerim inceldi kuvvetim zayıfladı ve ecelim çok yaklaştı.'' diye cevap verince Efendimiz (s.a.v.): '' Bu sözleri tekrar et'' buyurdu.

O pir-i fani tekrar edince Rasulullah (s.a.v.): '' Senin etrafında bulunan ne kadar ağaç taş ve kerpiç varsa mutlaka senin bu sözlerine acıyarak ağladılar (ve senin için istigfar ettiler) o halde hacetini arzet muhakkak senin hakkın (a riayet) vacib oldu.'' buyurdu.

Bunun üzerine o: '' Ya Rasulullah! (s.a.v.) Bana bir takım şeyler öğret ki -u Teala bana onlarla dünyada da ahirettede fayda versin. Fakat öğreteceklerini çok uzun tutma çünkü ben unutkan bir ihtiyarım.'' dedi.

Efendimiz (s.a.v.) sana dünya için öğreteceğime gelince sabah namazını kıldığında üç kere:

'' Subhanallahilazimi vebi hamdihi vela havle vela kuvvete illabillah''

Deki cüzzam delilik körlük ve felçten ibaret olan dört beladan korunasın. Ahiret için faydalı olana gelince: deki:

'' ümme inni es elüke mimma ındeke ve efiz aleyye min fazlike ven şür aleyye mirrahmetike ve enzil aleyye mim berakatik ''

manası: '' Ey 'ım! Şüphesiz ben senin yanında ki (derecelerden) isterim fazl-u kereminden bana akıt rahmetinden üzerime saç ve bereketlerinden üzerime indir.'' buyurdu.

Efendimiz (s.a.v.) dayılarından olan o zat dört parmağını bükerek bu dört cümlelik dua yı okuyunca Ebu Bekir es- Sıddık ve Hz Ömer (r.a.) : '' Ya Rasulullah (s.a.v.) ! Senin bu dayın dört parmağını ne kadar kuvvetli sıktı?'' dediler.

O zaman Rasulullah (s.a.v.) : '' Nefsim kabza-i kudretinde (kudret elinde) olan 'a yemin ederim ki eğer o bu duaları hiç terk etmeden kıyamet gününe bunlarla gelebilirse elbette cennetin dört kapısı kendisine açılacaktır ve o dilediğinden girecektir.'' buyurdu.

Kaynaklar: ( İmam Ahmed 5/60 Heysemi Mecme-u-z Zevaid: 10/114