En büyük keramet istikamettir

Azaların kerametleri

Keramet, istikametin semeresi ve aynı zamanda ibadetin meyvesidir. Her bir azanın ettiği ibadetten bir keramet elde edilir.

Kalbin kerameti

Azaların sultanı kalptir. Bir müminin kalbi masivadan (Allah’tan başka her şey) temizlendikten sonra; Kur’an’ın emirlerine muhalif amelleri terk ve emirlere boyun eğmekle ibadetleri ifa ederse pek çok ilhamlara, keşiflere sahip olur.

Bu sıfatla vasıflanan kalp, kemal-i ilme (ilmin olgunluğuna) sahip olur. Unutkanlık, gaflet, üzüntü, keder, belalar, dertler, keyif onda tesir etmez. Hatta ölüm bile onu etkilemez. Bu kalp, muttaki olanın kalbidir. Bundan böyle bu kalp sahibi kişi bir de âlim ise ilmi bin kere ziyade olur. Ümmi (okuma-yazması olmayan) bile olsa ilmi konularda asla güçlük çekmez. Bu kalp, melekler ile konuşur.



Gözün kerameti

Göz, kendine haram olan şeyleri terk edip kendisine mahsus ibadetleri ifa ederse Allah’ın izni ile uzak yerleri görür. Her kim ki melekleri ve cinleri görmek isterse gözlerini haramlardan sakındırsın ve ibadetlerde kullansın.

Kulağın Kerameti

Kulak, haramları terk edip ibadetlerini ifa ederse; taşlardan, ağaçlardan, meleklerden ve cinlerden sesler işitir. Biz birbirimizden anladığımız gibi, kendine haram olanı terk etmiş ve ibadetlerini ifa eden kulak, birbirimizden ses işittiğimiz gibi her şeyden ses işitir. Kulak, gözden daha kuvvetlidir ve daha üstündür. (Ancak, İmam Şa’ranî, “Göz, meleği görse kulak işitmez; kulak işitse göz görmez.” demiştir.)

Kur’an-ı Kerim’de, “O gerçek müminler ki, tağuta (zalim reislere, şeytana, kâhine, sihirbaza) ibadet etmekten, korkmak yahut sevmekten sakınırlar ve Allah’a tevbe ve zikirle dönerler. İşte, onlara müjdeler vardır. Bunlar öylelerdir ki, Allah kendilerini hidayete erdirmiş ve gerçekte bunlar üstün akıl ve idrak sahipleridirler.” (Zümer; 17,18) buyrulmaktadır.

Kulağın kerametine sahip olabilmek için en büyük rehberlik, kulağı haramdan sakındırmaktır.

Dilin Kerameti

Haramlardan sakınıp kendine düşen vazifeleri ifa eden dilin kerameti, hikmet ile konuşmaktır. Yanılmamak, sözü tesirli olmak ve hiçbir sözü reddedilmemektir. Kâinatın ortalarından konuşmak, hakikatleri anlatmak ve pelteklikten kurtulmaktır. Ehlullah’ın dili bu kerametlere sahiptir.

Elin kerameti

Yasakları terk edip kendisine düşen vazifeleri ifa eden el, en uzağa yetişir. Hatta bulduğu toprağı altın eder. Parmakla kime işaret etse onun kalbindeki kin tutma, kıskanmak ve kibri sildirir.

Karnın kerameti

Hile ve istidractan kurtulup ibadetle meşgul olan ve yasakları terk eden karın, kalbin sahip olduğu kerametlere sahip olur. Mesela, açlığı hissetmez. Karnın kerameti olduktan sonra; sahibi en genç, en ihtiyar aynı seviyede ve en aç, en tok aynı kuvvette olur. Mesela, toprağı yer ve ondan ekmek gibi faydalanır.

Fercin kerameti

Tohumunu haram yere atmayı terk eden ve helalinden başkasına değmeyen fercden çıkan evlat salih olur. Hatta sahibi ölüleri diriltir, yiyecek, giyecek bulur; hikmet ve hakikat ilimlerinden haberdar olur.

İsa Aleyhisselam’ın annesi Hz. Meryem velidir. Irzını muhafaza ettiğinden, oğlu bir peygamber olduğu gibi âleme de delil oldu.

Meryem Suresi’nin tefsirlerindeki kıssalar meşhurdur. Günümüzde ferd ve cemiyetlerin bu kerametten mahrum olmasının ve ibadetlerdeki gevşekliklerin sebebi, yalnız ve yalnız fercin muhafaza edilmiyor olmasıdır. Kim şehvetine hâkim olursa dinin ahkâmını daha fazlasıyla anlar. Irzını muhafaza etmeyenler, dinin hükümlerinden de anlamazlar.

Ayağın kerameti

Haramdan sakınıp ibadetleri işleyen ayak, tayy-i mekân eder; sahibi havada uçabilir, suyun üzerinde yürüyebilir. Hatta bu ayak sahibi, Müslümanların yardımına koşup, yetişir. Bir an içinde doğudan batıya, batıdan doğuya gidebilir.

Elbette ki kerametlerin hepsi bir insanda ender bulunur. Fakat Allah Teâlâ’nın bazı kullarında çoğu görülmüştür. Asr-ı Saadet’ten günümüze kadar, evliyanın kerametlerini yazan binlerce kitaplar vardır. Bu konuda İmam Şa’ranî’nin “Tabakat-ı Kübra” adlı kitabını ve “Reşahat Ayn el-Hayat” ile -özellikle Arapçayı bilenlere- İmam Sübkî’nin “Tabakat”ı, “Cami-ul Keramat-il Evliya” kitaplarını tavsiye ederiz.

Evliyanın feyzinden faydalanmak için

Evliyanın feyzinden faydalanmak isteyen, onlara inanıp her başladığı işte: “Destûr ya ashab-el vakt!” diyerek; onlara Kur’an-ı Kerîm’den Fatiha ve İhlâs hediye etsin. Kavmin büyüğü, kavmin hizmetçisidir. Allah Teâlâ bizi evliyanın feyzinden mahrum etmesin; zira onlara imanımız sonsuzdur.

ÜSTAD İSMAİL ÇETİN