167-....... Bize Hammâd ibn Zeyd, Yahya ibn Saîd'den; o da Ensâr'ın mevlâsı olan Buşeyr ibn Yesâr'dan; o da Râfi' ibn Hadîc ile Sehl ibn Ebî Hasme'den tahdîs etti ki, bu ikisi ona şöyle tahdîs etmişlerdir. Abdullah ibn Sehl ile Muhayyısa ibn Mes'ûd; ikisi birlik*te Hayber'e (hurma toplamaya) gitmişlerdi. Bu iki yoldaş Hayber'e vardıklarında hurmalıklar içinde birbirinden ayrıldılar. Abdullah ibn Sehl öldürüldü. (Ensâr'dan) Abdurrahmân ibn Sehl ile Mes'ûd'un iki oğlu Huveyyısa ve Muhayyısa, Peygamber'e geldiler ve öldürülen ar*kadaşlarının işi hakkında konuştular .
Konuşmaya Abdurrahmân başladı. Hâlbuki Abdurrahmân on*ların en küçüğü idi. Peygamber (S) ona:
— "İlk sözü büyüğe bırak!" buyurdu.
Râvî Yahya "Konuşmayı en büyük olan üzerine alsın!" şeklin*de söyledi.
Böylece onlar arkadaşlarının işi hakkında konuştular. Sonunda Peygamber onların üçüne:
— "Maktulünüzün -yâhud arkadaşınızın- kan bedeli olan diye*tine, sizlerden elli kişinin (bu cinayeti Hayberliler işledi diye) yemtn etmeleri suretiyle hakk kazanır mısınız?" buyurdu.
Onlar:
— Yâ Rasûlallah, bu, görmediğimiz bir iştir (nasıl yemîn ede*riz)? dediler.
Rasûlullah:
— "O hâlde Yahûdîler'den elli kişinin (bu cinayeti biz işleme*dik diye) yemîn etmeleri sizi da'vânızdan uzak kılar (yânî isnâd etti*ğiniz suçtan kurtulurlar)" buyurdu.
Onlar:
— Yâ Rasûlallah, Yahudiler kâfir bir kavimdir (biz onların ye*minlerini nasıl alırız)? diye razı olmadılar.
(Yânî Peygamber evvelâ elli yemîn etmeyi müddeîlere teklif etti. Onlar yemîn etmekten çekinince, elli yemîni müddea aleyhim olan Yahûdîler'e teklif edeceğini söyledi. Müddeîler buna razı olmayınca) Rasûlullah cinayetin diyetini müddeîlere kendi tarafından (yânî ken*di malından yâhud da beytu'l-mâlden) ödedi.
Sehl ibn Ebî Hasme: Ben Peygamber'in diyet olarak verdiği bu develerden bir dişi deveye, develerin toplandığı ağılda eriştim de de*ve beni ayağıyle tepti, demiştir.
el-Leys ibn Sa'd: Bana Yahya, Buşeyr'den; o da Sehl'den tahdîs etti, dedi.
Yahya ibn Saîd el-Ensârî: Ben Buşeyr'in: Râfi' ibn Hadîc'in be*raberinde dediğini sanırım, demiştir.
Sufyân ibn Uyeyne de: Bize Yahya, Buşeyr'den; o da Sehl'den yalnız olarak tahdîs etti, demiştir (Râfi' ibn Hadîc'le beraber deme*miştir).
168-....... Abdullah ibn Umer (R) şöyle dedi: Rasûlullah (S):
— "Bana bir ağaç haber veriniz ki, onun meseli müsiimin mese*lidir. O meyvelerini her zaman Rabb'inin izniyle verir, yapraklan düşmez'' buyurdu.
Benim gönlüme onun hurma ağacı olduğu düştü. Burada Ebû Bekr ve Umer de mevcûd olup bunlar konuşmayınca ben konuşma*mı kerîh gördüm. Peygamber:
— "O, hurma ağacıdır" buyurdu.
Ben babamın beraberinde çıktığım zaman:
— Ey babacığım! Benim gönlüme hurma ağacı düşmüştü, dedim. Babam:
— Seni bunu söylemekten ne men' etti? Senin onu söylemiş ol*man bana şundan ve şundan daha sevimli olurdu, dedi.
İbn Umer:
— Beni men' eden ancak senin de, Ebû Bekr'in de konuştuğu*nuzu görmemiş olmamdır. İşte bundan ötürü konuşmayı kerîh gör*düm, demiştir.