105- (1597) Bize Osman b. Ebî Şeybe ile İshâk b. İbrahim rivayet ettiler. Lâfız Osman'ındır. İshâk (Bize haber verdi)) tâbirini kullandı. Os*man : Bize Cerîr, Muğîre'den naklen rivayet etti; dedi. Muğîre şunu söy*lemiş : Şibâk, İbrahim'e sordu da İbrahim, Alkame'den, o da Abdullah'-dan naklen rivayette bulundu. (Demiş ki) :
Resûlüllah (Sallaliahü Aleyhi ve Sellem) ribâyı yiyene de, yedirene de lanet buyurdu. Hâvi diyor ki: Ben, kâtibine de, sahicilerine de (lanet et*medi) mi? dedim. (Abdullah) : Biz ancak İşittiğimizi söyleriz; cevabını verdi.
106- (1598) Bize Muhammed b. Es-Sabbâh ile Züheyr b. Harb ve Osman b. Etbî Şeyhe rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize Hüşeym rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ebu'z-Züheyr, Câbir'den naklen haber verdi. Câhir şöyle demiş :
Resûlüllah (SalUılUıhü Aleyhi ve Sellem!:Ribâyi yiyene, yedirene, kâtibine ve şahidi erine lanet etti ve : «Onlar müsavidirler.» buyurdu.
Bu iki rivayet ribâ yemenin, yedirmenin, ribâ muamelesi yapanlar arasında kâtiplik ve şahidlik yapmanın haram olduğuna açık delildirler.
Hanef îler 'den İmam Âzam'la İmam Muhammed'e göre dâr-ı harpde yaşayan bir harbî yâni o memleket teb'asın-dan bir gayri müslim ile müslüman arasında ribâ muamelesi caizdir. Ku*mar dahî aynı hükümdedir. İmam Ebû Yûsuf bunları tecviz etmemiştir.
Hadîs-i şerif bâtıla yardımın haram olduğuna da delildir.