67- (1578) Bize Ubeydullah b. Ömer El-Kavârîrî rivayet etti. (De*di ki) : Bize Abdülâlâ b. Abdilâlâ Ebû Hemmâm rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Saîd el-Cüreyrî,' Ebû Nadra'dan, o da Ebû Saîd-i Hudrî'den naklen rivayet etti. (Demiş ki) ; Ben Kesû\ü\\ah fSaîlallahü Aleyhi ve Sellem) "i Me-dîne'de hutbe okurken dinledim:
«Ey cemâati Allah şaraba ta'rîzde bulunuyor; galiba onun hakkında bir emir indirecek. Binâenaleyh kimde ondan bir şey varsa hemen satsın da faydalansın!» buyurdu. Az zaman sonra Peygamber (Salîaüahü Aleyhi ve Sellem) r
«Gerçekten Allah Teâlâ şarabı haram kılmıştır, tmd! kimin elinde on*dan bir şey bulunduğu halde bu âyet kendisine ulaşırsa, artık ne içsin, ne de satsın!» buyurdular. Bunun üzerine yanlarında şarap bulunan bazı kimseler (bu emri) Medine yolunda telekkî ettiler ve onu derhal dök*tüler.

68- (1579) Bize Süveyd b. Saîd rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Hafs b. Meysera, Zeyd b. Eslem'den, o da Mısırlı bir zât olan Abdurrahmân b. Va'le'den naklen rivayet etti ki, kendisi Abdullah b. Abbas'a gelmiş. H.
Bize Ebu't-Tâhir de rivayet etti. Lâfız onundur. (Dedi ki) : Bize İbni Vehb haber verdi. (Dedi ki) : Bana Mâlik b. Enes ve başkası Zeyd b. Eslem'den, o da Mısırlı Abdurrahmân b. Va'lete's-Sebeî'den naklen ha*ber verdi. Kendisi Abdullah b. Abbas'a üzümden sıkılan (şarab) in hük*münü sormuş da İbni Abbâs şunu söylemiş :
Bir adam HesülüUah (Saltallahü Aleyhi ve Sellem)'e; bîr tulum şarap he-diyye etti. Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
«Bilir misin ki, Allah bunu haram kılmıştır?» buyurdu. Adam:
— Hayır,, cevâbını verdi ve hemen birine birşeyler fısıldadı. Resûlüllah (SaUallahü A leyhi ve Sellem):
«Ona ne fısıldadın?» diye sordu. Adam:
— Şarabı satmasını emrettim; dedi.
«Onun içilmesini haram kılan (Allah), satılmasını da haram kılmıştır.» buyurdular. Bunun üzerine adam tulumu açarak içindeki (akıp) gitti.

(...) Bana Ebu't-Tâhir rivayet etti. (Dedi ki) : Bize İbni Vehb haber verdi. (Dedi ki) : Bana Süleyman b. Bilâl, Yahya b. Saîd'd en, o da Ab Tahman b. Va'Ie'den, o da Abdullah b. Abbâs'dan, o da ResûlüHah üallahü Aleyhi ve Sellem) 'den naklen bu hadîsin mislini rivayet etti.

69- (1580) Bize Züheyr b. Harb ile İshâk b. İbrahim rivayet etti*ler, Züheyr (Bize rivayet etti) tâbirini kullandı. İshâk: Bize Cerîr, Man-sûr'dan, o da Ebu'd-Duhâ'dan, o da Mesrûk'dan, o da Âişe'den naklen ha*ber verdi, dedi. Âişe şunu söylemiş:
«Bakara sûresinin sonundaki âyetler inince ResûlüHah (Saîlallahü Aleyhi ve Seliem) çıkıp onları halka okudu. Sonra şarap ticâretini yasak etti.»

70- (...) Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Küreyb ve îshâk b. İbrahim rivayet ettiler. Lâfız Ebû Küreyb'indir. İshâk (Bize haber ver*di) tâbirini kullandı. Ötekiler: Bize Muâviye, A'meş'den, o da Müslim'*den, o da Mesrûk'dan, o da Âişe'den naklen rivayet etti, dediler. Âişe şöyle demiş:
Bakara sûresinin sonunda ribâ hakkındaki âyetler indirilince Re-sûlüllah (Saîlallahü A leyhi ve Setlem) mescide çıkarak şarap ticâretini haram kıldı.»
Bu hadîsin Hz. Âişe rivayetini Buhâri «Salât», «Büyü*» ve «Tefsir» bahislerinde; Ebû Dâvûd «Büyû'»da; Nesâî «Bü*yü'» ve «Tefsir» bahislerinde; İbni Mâce «Eş'ribe»de muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir.
«Kİmin elinde ondan bir şey bulunduğu halde bu âyet kendisine ulaşırsa...» ifâdesindeki âyetten murâd : Mâide süresindeki:
«Ey îmân edenler! Şarap, kumar, putlar ve fal okları ancak ve ancak şeytan işi pis şeylerdir...» âyet-i kerîmesidir. İçki bu âyetle haram kilınmıştır. Hz. Âişe (Radiyaüahû anha)mn işaret ettiği Bakare âyeti faiz hakkındadır. Bu âyet-i kerîme'de :
«Faİz yiyenler kabirlerinden ancak şeytanın çarptığı bir kimsenin kalk*tığı gibi kalkacaklardır. Buna sebep onların : Alış-veriş ancak faiz gibidir, demeleridir. Halbuki Allah altş-verişi helâl, faizi haram kılmıştır.» buyurulmaktadır.
İçki âyeti faiz âyetinden hayli zaman önce inmiştir. Faiz âyeti ya en son inen âyettir; yahut son âyetlerden biridir. Şu halde içkinin ticâ*reti ya şarab haram edildikten bir müddet sonra yasak edilmiştir; yahut içilmesi ve ticâreti aynı zamanda haram kılınmış; bilâhare İ'âiz âyeti inin*ce içki ticâretinin yasak edildiği te'kîd ve mübâlega ile duyurulmuş ol*mak için tekrar haber verilmiştir. O mecliste içki ticâretinin yasak edil*diğini bilmeyen kimseler bulunması sebebiyle tekrarlanmış olması da muhtemeldir. Nevevî : «Zahire bakılırsa bu mesele şarabın haram edilmesinden az bir müddet sonra henüz içki yasağı şöhret bulmadan ol*muştur.» diyor.

Bu Rivayetlerden Çıkarılan Hükümler:


1- Şeriat .gelmezden önce eşya hakkında bir teklif yoktur. Bu me*sele usûlü fıkıh uleması arasında ihtilaflıdır. Bâzılarına göre eşyanın ha*ram olması esastır; şeriat neyi mubah kılarsa o mubah olur. Bir takım*ları bunun tamamiyle zıddına yâni eşyanın esâs itibariyle mubah oldu*ğuna; bir kısım ulemâ da bu hususta bir şey diyemeyip tevakkufa kail olmuşlardır. Nevevî : «Esah kavle göre şeriat gelmezden önce bir teklif ve hüküm yoktur; çünkü Teâlâ Hazretleri : Biz resul gönderme*dikçe azâb etmeyiz; buyurmuştur.» diyor.
2- Hadîs-i şerîf müslümanlara dîn ve dünyaları hususunda nasî-hata işaret etmektedir. Zîra Peygamber (Sallaîtahü Aleyhi ve Setlem) şarabın satışı helâl olduğu müddette ondan faydalanmaya bakmaları hususunda nasihatte bulunmuştur.
3- Şarâbı içmek ve satmak bütün ulemanın ittifakiyle haramdır.
4- İmam Şafiî, Ahmed b. Hanbel, Sevrî ve esah kavline göre İmam Mâlik şaraptan sirke yapmanın haram
iığunu söylemişlerdir. Çünkü şarabın haram edildiğini yolda Öğrenenashâb yanlarındaki şarâbı derhâl dökmüşlerdi. Eğer sirke yapmak caiz olsaydı Peygamcer (üallallafıu Aleyhi ve Selleni) onu da beyân eder; zayi' et*memelerini tenbîhde bulunurdu.
Evzâî, Leys, İmam Âzam ve bir rivayette îmam Mâlik şaraptan sirke yapmaya cevaz vermişlerdir. Kendiliğinden sir*ke olan şarap bilittifak temiz ve kullanılması mubahtır. Bu hususta yal*nız Mâ1ikî1er'den Sühnun muhalefet etmiş ve bunun da haram olduğunu söylemiştir.
5- Haram olduğunu bilmeyerek bîr ma'sıyet işleyen kimseye dün*yevî ve uhrevî ceza yoktur,
6- Bir kimsenin bâzı sırlarını sormak caizdir. Sorulan şahıs, giz*lenmesi îcâb eden cihetleri gizler; diğerlerini söyler.
7- Cumhura göre şarap kapları kırılmaz; tulumları yarılmaz; yal*nız içlerindeki şarap dökülür. İmam Mâlik 'den bu hususta iki kavil rivayet olunmuştur. Bunların biri cumhurun kavli gibidir; ikinci kavline göre şarap kapları kırılır; tulumları da delinir. Fakat Nevevî bu ikinci kavlin zaif ve asılsız olduğunu söylemiştir.