Müslüman milletlerin kendi dinlerinden olmıyanlara benzememeleri Kur’an ve sünnet ile belirtilmiştir. Kur’an, sünnet ve icma ile açıklanan (kafirlere benzemeyin) emri kesin bir emirdir. İslamda batıla benzemenin tüm unsurları haramdır. Zahiren bir topluma benzemeye çalışmak zamanla o toplumu ahlaki değerlerini, kötü ve çirkin işlerini benimsemek hatta inançta onlara benzemeye en büyük sebeptir. Önceleri pek anlaşılır olmıyan bu sebepler zamanla kontrolden çıkarak manevi ruh bozukluklarına sebep olurki bu da insanın maneviyatının yok olmasına sebep olur.
Yaşadığımız şu bilgi çağında dünyevi ve uhrevi bütün bilim ve araştırmaların insanlığın yalnızca dünyevi çıkarları doğrultusunda kullanıldığı günümüzde müslümanlar açısından geniş ve kapsamlı araştırmalar yapılıp islam ümmetinin bilinçli veya bilinçsiz olarak batıla benzeme sevdasının islam açısından şu anda doğurduğu ve bundan sonra doğuracağı olumsuz sonuçları ve vahim durumu inceleyip islam ümmeti olarak çaresine bakmamız lazımdır hatta elzemdir diye düşünüyorum. İslamda batıla benzememek konusunda bir çok ayet ve hadis varken müslüman toplumların gerek toplum ve gerekse millet olarak batıla benzeme gayretlerini islami felsefede anlamak mümkün değildir. Bu konuda bir kaç ayet ve hadisi nakledip konuyu biraz daha açarak ele almak istiyorum. Maide süresi 50. Ayeti kerimede yüce Allah (c.c) şöyle buyuruyor: “Onlar hala yürürlükten düşürülen batıl ideolojilerin hüküm sürdüğü cahiliyet döneminimi arzu ediyorlar” Nahl süresi 72. Ayeti kerimede ise: “iyi bilen bir toplum için hükmü Allah’tan güzel olan kim olablir. Hal böyle iken onlar batıla uyup Allah’ın nimetini inkarmı ediyorlar. Ankebut süresi 52. Ayeti kerimede ise: “Batıla inanışta Allah’ı ve Allah’ın koyduğu sınırları ve kanunları inkar edenler işte onlar zarara uğrayanların ta kendileridir” buyuruyor. Resulü ekrem efendimiz bu konuda şöyle buyuruyor: “Hangi millete benzemeye gayret eder ve benzerseniz o milletten olursunuz.” Yusuf Kardavi hazretleri helal ve haram adlı eserinde bu konuyu şöyle açıklıyor: “Ferdi, ailevi ve ictimai hayatta islamın çerçevesini aşmaya, ilahi yasaları ihlale sebep olan her şeyi Allah ve resulü yasaklamıştır.” İslam dini müslümanların benzemesini yasakladığı toplulukları, islam hayat nizamını kabul etmiyen, putperest, materyalist, mecusi, budist, yahudi ve hristiya topluluklardır. İslam dininin müslümanların bu topluluklara benzemelerini kesin olarak yasakladığı için günümüzde müslümanların her konuda siyasi, kültürel, ekonomik kısaca maddi ve manevi bakımdan islam dışı, islamı kabul etmiyen bütün batıl toplumlara benzemeye çalıştığı ve büyük bir islami kesimin gerek ülkeler bazında ve gerekse bireysel bazda bu akımın etkisinde kaldığı günümüzde bu konu üzerinde ilgililerin önemle durması gerekir. Bizler gerek ferdi gerekse toplum olarak her türlü batıl din ve ideolojileri taklit etmekten vaz geçip özbenliğimize ve islamın kutsal yaşam biçimine dönmezsek islam adına ve dünya menfaatlerimiz adına asla başarılı olamayız ve cihanımızda sefil ve perişan olur islam Allah’ın koyduğu son kanunlar manzumesidir ve itikadi, içtimai, hukuki, ahlaki, maddi ve manevi yapısıyla bir bütündür. İslam dininin vaadettiği dünyevi ve uhrevi huzura kavuşabilmek için islam dini kısmen deyil bütün olarak yaşanmalıdır. Tek ve herkes yalnızca islamı yaşamak zorundadır. Küçük benzemelere aldırmayıp kendini kaptıran müslman zamanla belki farkında olarak belki farkında olmadan kendini batıl akımlar içinde bulurki (günümüz müslümanların durumuda bu vurdumduymazlık sonucu bu hale gelmiştir.) Allah muhafaza etsin yalnız isim müslümanı olarak kalırız. Nitekim günümüz müslümanlarının neredeyse tamamı yalnızca isim müslümanıdır. Bizler müslümanlar olarak isim müslümanlığından filiyat müslümanlığına hicret etmemiz lazım. Giyimde, kuşamda, söz ve davranışlardaki benzeşmeler zamanla kalbe tesir ederek tamamen taklide varır. Nasılki aynı dernek aynı meslek ve aynı siyasi görüşleri paylaşanlar arasındaki benzerlik toplumsal kaynaşmaya dönüyor ve laylar karşısında beraber hareket ediyorsa, islamı bırakıp batıla benzeyen müslümanlarda zamanla batılla kaynaşıp onlarla beraber hareket etmeye başlar. İslam ümmeti bu beraberlik sonucu dünyanın ekonomik, siyasi, iktisadi bütün alanlardaki hakimiyetini kaybettiği gibi ilahi haramlara yönelip bulaştığı için inanç esaslarından saparak, ahiret felaketinide hazırlamaktadır. Batılın islam devletleri ve ümmetleri üzerinde yaptıkları inkılaplarda önce kılık kıyafet olmak üzere dış benzerliklere öncelik vermişlerdir. İslamın insan üzerindeki ilk bakışta kişinin dış görünüşünde belirginleşdiği için, dış görünüş batıl nizamların yaygınlaşmasında çok önemli bir unsur olmuştur. Kişi ferdi veya toplumsal olarak islamın gayesine uygun olarak yaşamak ister bir kişi veya topluluklar, islamın emir ve tavsiyelerine başta kılık kıyafet olmak üzere kayıtsız şartsız uymak zorundadır. İslam dini her konuda olduğu gibi kılık kıyafetle ilgilide ölçüler koymuştur. İslamda konulan her sınır ve ölçünün olduğu gibi kılık kıyafet ölçülerininde maddi ve manevi gayeleri vardır. Giyim kuşamla ilgili ölçülerininde maddi ve manevi gayeleri vardır. Giyim kuşamla ilgili ölçülerin ana gayesi sıhhati, iffeti, namusu korumak, hoş görünümü ve insan onurunu korumaktır. Articleyla ilgili sevgili peygamberimiz (s.a.v)’in bir kaç hadisini nakledip yazımızın birinci bölümünü bitirmek istiyorum. “Çıplaklıktan sakının , zira Allah kendisinden utanılmaya bütün insanlardan daha layıktır. Çıplaklıktan sakınmanızı öğütlerim, çünkü yanınızda ancak tuvalete girdiğinizde birde eşlerinizle beraber olduğunuz zaman sizden ayrılan amel defterinizi tutan ve koruyucu melekler vardır. Onlara karşı saygılı ve hayali olunuz.” Bir başka hadisi şerifte: “Sizler yıkandığınız zaman avret yerlerinizi örtünüz.” Başka bir hadiste şöyle buyuruyor: “Melekler avret yerlerini açıkta bırakan insanlardan yüz çevirirler.” Hadisi şeriflerden açıkça anlaşılıyorki islam dini kadın erkek ayrımı yapmadan tesettürü emrediyor. Yalnız olduıumuz zamanlarda bile meleklerin bizimle olduğunu Allah’ın her an yanımızda olduğunu Allah’tan ve meleklerden haya etmemiz gerektiğini hatırlatıyor. İslam dini örtünmenikadıda ve erkekte nasılolacağnı sınırlarını çizmiştir. Kimlere karşı ve hangi ölçülerde örtüneceğimizi belitrmiştir. Örtünmeyle ilgili geniş açıklamamıza gelecek sayıda devam edeceğiz inşallah. Rabbim bizleri kendine layık kul habibine layık ümmet eylesin.(Amin)
Allah’a emanet olun...



Fatma DOĞRUL
alıntı