3 sonuçtan 1 ile 3 arası

Konu: Gerçek İslam Ve Bugün Yaşanan İslam

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Gerçek İslam Ve Bugün Yaşanan İslam

    Bugüne kadar İslâm konusunda neler yapılmış, acaba bugün 14 asır evvelki Peygamber Efendimiz (S.A.V) ve sahabenin yaşadığı İslâm yaşanabiliyormu? Ne yazık ki 14 asır evvel yaşanan Peygamber Efendimiz (S.A.V) ve sahabenin yaşadığı islâm artık bugün o standartlarda yaşanmıyor. Şeytan insana olan ezeli düşmanlığı sebebiyle çok şeyleri, Allah'ın güzelliklerinden çok şeyleri devre dışı bırakmayı başarmış. İnsanlar artık kendilerini, ahiret ve dünya saadetine ulaştıracak olan aslî unsurları unutmuş görünüyorlar. Ve ne yazık ki insanlara dini öğretmekle vazifeli kurumlar da aynen o standartlar içinde insanları mutluluğa, ahiret ve dünya mutluluğuna ulaştıracak olan asgari unsurları da unutmuşa benziyorlar. 14 asır evvel pırıl pırıl nur içinde bir islâm tatbikatı söz konusuydu. İnsanlar Allah'a çağrılıyordu. Ayeti kerime son derece açık: Yusuf suresi 108. âyet-i kerime. Allahû Tealâ buyuruyor;
    -12/YÛSUF-108: Kul hâzihî sebîlî ed’û ilallâhi alâ basîretin ene ve menittebeanî, ve subhânallâhi ve mâ ene minel muşrikîn(muşrikîne).
    De ki: “Benim ve bana tâbî olanların, basiret üzere (kalp gözüyle basar ederek, Allah’ı görerek) Allah’a davet ettiğimiz yol, işte bu yoldur. Allah’ı tenzih ederim. Ve ben, müşriklerden değilim.”

    Demekki başta Peygaber Efendimiz (S.A.V) olmak üzere bütün sahabe insanları Allah'a çağırıyordu. Bu Allah'a çağırmanın sonuçlarını net olarak Kur'ân-ı Kerîm'de görmek mümkündür. Çünkü sahabenin Allah'a çağırdığı insanlar bir süre sonra mutlaka sahebeye tâbî olmuşlardır. İşte Tövbe suresinin 100. âyet-i kerimesi:
    -9/TEVBE-100: Ves sâbikûnel evvelûne minel muhâcirîne vel ensâri vellezînettebeûhum bi ıhsânin radıyallâhu anhum ve radû anhu ve eadde lehum cennâtin tecrî tahtehel enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), zâlikel fevzul azîm(azîmu).
    O sabikûn-el evvelîn (evvelki hayırlarda yarışanlardan salâh makamında iradesini Allah'a teslim ederek irşada memur ve mezun kılınanlar): Onların bir kısmı muhacirînden (Mekke'den Medine'ye göç edenlerden) bir kısmı ensardan (Medine'deki yardımcılardan) ve bir kısmı da onlara (ensar ve muhacirîne) ihsanla tâbî olanlardandı. (Sahâbe irşad makamına sahip oldukları için onlara tâbî olundu). Allah, onlardan razı ve onlar da O'ndan (Allah'tan) razıdır. Onlara Allah, altlarından ırmaklar akan cennetler hazırladı ve orada ebediyyen kalacaklardır. İşte bu, en büyük (azîm) mükâfattır.

    İSLÂM VE MUTLULUK
    Demek ki, ensar ve muhâcirin adını verdiğimiz sahabenin yanıbaşında onlardan sonra gelen nesil var: Tâbiin. Ve Tâbiin dediğimiz Tâbî olanlar bütün sahabeye tâbî olmuşlardır. Bu tâbî oluş müessesesinin temelinde elbette Allah'a çağırmak vardı ve bir adım ötesinde de mutluluk. Allahû Tealâ insan mutluluğunu sağlam esaslara bağlamış Kur'ân-ı Kerîm'de. Evvela şunu bileceğiz ki, Kur'ân-ı Kerîm Yüce Rabbimizin bütün insanlığa, bütün kainata ihsan ettiği Kur'ân-ı Kerîm insanlar için herşeyden evvel bir saadet yani mutluluk davetiyesidir. Saniyen Kur'ân-ı Kerîm bütün insanlar için bir saadet taahhütnamesidir. Bir saadet garantisidir. Ve nihayet Kur'ân-ı Kerîm bütün insanlar için bir saadet reçetesidir. Niçin böyle söylüyoruz? Çünkü 14 asır evvel Allahû Tealâ bütün insanları mutlak saadete ulaştıracak olan gerekli formülleri Kur'ân-ı Kerîm'e koymuş, bütün insanları bu saadete ulaşmak konusunda farz hükümlerle donatmış. Ve kim bu istikamette kendine düşenleri yaparsa onların mutlaka saadete ulaşacağını garanti etmiş. Ne demek istiyoruz? Kur'ân-ı Kerîm'imiz açık ve kesin bir şekilde şunu söylüyor: Ezelde Allahû Tealâ bütün insanları huzurunda toplamış. Onların hepsine birden, hepimize birden, bütün insanlara yani şu ana göre konuşuyorsak bundan evvel yaşamış ve ölmüş olan insanlara, şu anda yaşamakta olan insanlara ve gelecekte doğacak ve gelecekte yaşıyacak olan insanlara hepsine birden hitap ediyor Allahû Tealâ ve soruyor.“Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” Araf suresi 172. âyet-i kerime. Ve... Cevap veriyor bütün insanlar: Kâlu, dediler ki Belâ: Evet. Hepimiz Allahû Tealâ EVET diyoruz. Sen bizim Rabbimizsin.
    -7/A'RÂF-172: Ve iz ehaze rabbuke min benî âdeme min zuhûrihim zurriyyetehum ve eşhedehum alâ enfusihim, e lestu birabbikum, kâlû belâ, şehidnâ, en tekûlû yevmel kıyâmeti innâ kunnâ an hâzâ gâfilîn(gâfilîne).
    Ve kıyâmet günü, gerçekten biz bundan gâfildik (gâfilleriz) dersiniz diye (dememeniz için), senin Rabbin, Âdemoğullarının sırtlarından onların zürriyetlerini aldığı zaman onları, nefsleri üzerine şahit tuttu. (Allahû Tealâ şöyle buyurdu): “Ben, sizin Rabbiniz değil miyim?” Dediler ki: “Evet, (Sen, bizim Rabbimizsin), biz şahit olduk.”

    Olay burada bitiyor mu? Hayır. Maide suresinin 7. âyet-i kerimesi bundan sonra Allahû Tealâ'nın bizden MİSAK aldığını, YEMİN aldığını söylüyor. Ve bu yeminin mahiyetinin üç ayrı cepheyi ihtiva ettiğini görüyoruz:
    YEMİN MİSAK VE AHD
    Aslında misak tek başına düşünüldüğü zaman insan ruhunun insanoğlu ölmeden evvel hayatta iken Allah'a ulaşması istikametinde bir yemindir. Allahû Tealâ hepimizden 3 ayrı istikamette yemin almış, nefsimiz için tezkiye konusunda yani aklanması, temizlenmesi, afetlerine hakim olması istikametinde bir yemin almış Allahû Tealâ.
    İşte Şems suresi 9. âyet-i kerime:
    -91/ŞEMS-9: Kad efleha men zekkâhâ.
    Kim onu (nefsini) tezkiye etmişse felâha (kurtuluşa) ermiştir.

    Müddessir suresi 38,39,40'ıncı âyet-i kerimeler:
    -74/MUDDESSİR-38: Kullu nefsin bimâ kesebet rehîneh(rehînetun).
    Bütün nefsler, iktisap ettikleri (kazandıkları) dereceler sebebiyle (karşılığı olarak) rehinedirler (bağlıdırlar).

    -74/MUDDESSİR-39: İllâ ashâbel yemîn(yemîni).
    Yemin sahipleri (yeminlerini yerine getiren nefsler) hariç.

    -74/MUDDESSİR-40: Fî cennât(cennâtin), yetesâelûn(yetesâelûne).
    Onlar cennetlerdedir. (Diğerlerine) sorarlar.

    Görülüyorki nefslerimiz Allahû Tealâ'ya ezelde tezkiye olacaklarına dair, afetleri kontrol altına alacaklarına dair, afetlere hakim olacaklarına dair yemin vermişler.
    MİSAKİMİZ
    Ruhlarımız Yüce Rabbimize Misak vermişler. İşte Maide suresinin 7. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ buyuruyor:
    “Üzerinize Allah'ın ihsan ettiği nimetini zikredin ve Allah'a ezelde verdiğiniz misakinizi, (yani ruhunuzu ölmeden evvel Allah'a ulaştırmak konusunda Allah'a verdiğiniz yemininizi) zikredin”.
    Allahû Tealâ'ya ruhumuzu ölmeden evvel Allah'a ulaştırmak konusunda misak ermişiz. Bu misakin muhtevası Rad suresinin 20, 21 ve 22. âyet-i kerimelerinde ifade buyuruluyor. Diyor ki Allahû Tealâ:
    -13/RA'D-20: Ellezîne yûfûne bi ahdillâhi ve lâ yenkudûnel misâk(misâka).
    Onlar, Allah’ın ahdini ifa ederler (ruhlarını, vechlerini, nefslerini ve iradelerini Allah’a teslim ederler). Ve misaklerini (diğer teslimlerle birlikte iradelerini de Allah’a teslim edeceklerine dair misaklerini) bozmazlar.

    -13/RA'D-21: Vellezîne yasılûne mâ emerallâhu bihî en yûsale ve yahşevne rabbehum ve yehâfûne sûel hisâb(hisâbi).
    Ve onlar Allah’ın (ölümden evvel), Allah’a ulaştırılmasını emrettiği şeyi (ruhlarını), O’na (Allah’a) ulaştırırlar. Ve Rab’lerine karşı huşû duyarlar ve kötü hesaptan (cehenneme girmekten) korkarlar.

    -13/RA'D-22: Vellezîne saberûbtigâe vechi rabbihim ve ekâmûs salâte ve enfekû mimmâ rezaknâhum sirren ve alâniyeten ve yedreûne bil hasenetis seyyiete ulâike lehum ukbed dâr(dâri).
    Onlar, sabırla Rab’lerinin vechini (Zat’ını, Zat’a ulaşmayı ve Allah’ın Zat’ını görmeyi) dileyenler ve namazı ikame edenler, onları rızıklandırdığımız şeylerden gizli ve açıkça infâk edenlerdir. Ve seyyiati, hasenat ile (iyilikle) savan kimselerdir. İşte onlar için, bu dünyanın (güzel bir) akıbeti (sonucu) vardır.

    Kim Allah'tan Allah'a ulaşmayı dilerse o kişinin mutlaka ruhunu Allah'a ulaştıracağı bu dünya hayatını yaşarken Allah'a ulaştıracağı net olarak Ankebut suresinin 5 . âyet-i kerimesinde ifade buyurulmuş. Diyorki Yüce Rabbimiz:
    -29/ANKEBÛT-5: Men kâne yercû likâallâhi fe inne ecelallâhi leât(leâtin), ve huves semîul alîm(alîmu).
    Kim Allah’a mülâki olmayı (hayattayken Allah’a ulaşmayı) dilerse, o taktirde muhakkak ki Allah’ın tayin ettiği zaman mutlaka gelecektir (ruhu mutlaka hayattayken Allah’a ulaşacaktır). Ve O; en iyi işiten, en iyi bilendir.

    Öyleyse şunu görüyoruzki hepimiz Allah'a ezelde ruhumuzu biz ölmeden evvel Allah'a ulaştıracağımıza dair yemin vermişiz. Bu yeminin adına da Misak diyor Allahû Tealâ.
    AHDİMİZ
    Bir yeminimiz daha var: Fizik vücudumuzun Allah'a verdiği AHD. Yasin suresi 60 ve 61. âyet-i kerimelerinde Allahû Tealâ buyuruyor:
    -36/YÂSÎN-60: E lem a’had ileykum yâ benî âdeme en lâ ta’budûş şeytân(şeytâne), innehu lekum aduvvun mubîn(mubinun).
    Ey Âdemoğulları! Ben, sizlerden şeytana kul olmayacağınıza dair ahd almadım mı? Muhakkak ki o (şeytan), size apaçık bir düşmandır.

    -36/YÂSÎN-61: Ve eni’budûnî, hâzâ sırâtun mustekîm(mustekîmun).
    Ve Ben, sizden Bana kul olmanıza (dair ahd almadım mı?) Bu da Sıratı Mustakîm (üzerinde bulunmak)tır.


    Seni çok Özledim Annem

  2. #2
    BaRLa
    BaRLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Gerçek İslam Ve Bugün Yaşanan İslam


  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Gerçek İslam Ve Bugün Yaşanan İslam

    değeli yorumunuz için teşekkür ederim..


    Seni çok Özledim Annem

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •