Sayfa 4/6 İlkİlk ... 23456 SonSon
60 sonuçtan 31 ile 40 arası

Konu: İstanbul'u tanıyor musunuz?

  1. #31
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Cevap: İstanbul'u tanıyor musunuz?

    Fethiye Camii

    Fatih, Çarşamba'daki Fethiye Camii veya Pammakaristos diye bildiğimiz, Bizans'tan kalma kilisenin yan tarafındaki şapel 23 Kasım Çarşamba günü müze olarak ziyarete açıldı. 1261 yılında büyük şehirde Venediklilerin başını çektiği rezil bir Haçlı istilası sonucu kurulan ve yarım asır süren Latin İmparatorluğu dönemi kapanmıştı. Konstantinopolis'in Haçlıların eline geçmesinden sonra İznik'te sürgünde kurulan Roma İmparatorluğu kuvvetlerinin şehre yürümesi ve zaferle surların içine girmesiyle Bizans kurtuldu. Bizans daha doğrusu Doğu Roma tarihte böylesine birkaç Rönesans yaşamış, istilacıları surların önünde veya 1261'de olduğu surların içinde püskürterek kurtulmuştur.

    Eskiden burada bulunan harap bir kilise yıktırılarak yerine zaferin getirdiği havayla Pammakaristos adını taşıyan bir kilise yapılmıştır ki; tipik bir Paleolog dönemi eseridir. Tuğla tonozlar üzerinde, çatının ortasında ve kenarlarında silindirler üzerine oturan kubbeler, daha doğrusu kubbecikler; kuşkusuz Ayasofya'yı, İtalya'da Ravenna Katedrali'ni inşa eden bir büyük geleneğin takipçisi olmaya yetmiyor ama kendine özgü bir şirinliği vardır. Bir ihtişamı değilse de, ihtişamlı bir dönemin zayıf ama zarif mirasçılarını temsil eder.

    Bu dönemin mozaik sanatlarında bir canlanma vardır ve İtalyan Rönesansı'nın etkileri görülür. Doğrusu Kariye kadar olmasa da Pammakaristos'un mozaik ve freskleri kayda değer güzelliktedir.


    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

  2. #32
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Cevap: İstanbul'u tanıyor musunuz?

    Florya Atatürk Köşkü

    Marmara Denizi kıyısında, Yeşilköy ile Küçükçekmece arasında bir yerleşim bölgesi olan Florya’nın 19. yüzyılda sönük bir avcı uğrağı konumunda olduğu bilinmektedir. Atatürk’ün buraya olan ilgisiyle önem kazanan Florya giderek yazlık bir dinlenme merkezine dönüşmüştür.

    Atatürk için İstanbul Belediyesi tarafından 1935 yılında mimar Seyfi Arkan’a projelendirilen köşk, yazlık bir konut olarak yapılmış ve aynı yıl 14 Ağustos tarihinde kullanıma açılmıştır.

    Ulu Önder, 1936 yılının Haziran ve Temmuz aylarında uzunca bir süre burada yaşamış, siyasal ve bilimsel toplantılar için köşkü özellikle kullanmış, aralarında İngiliz Kralı VIII. Edward ve Madam Simpson’un da bulunduğu kimi önemli konukları burada ağırlamıştır.





    Florya Atatürk Köşkü

    Köşk, Atatürk tarafından son olarak 28 Mayıs 1938 günü kullanılmış, kendisinin ölümünden sonra bu yapılar Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak Sayın İsmet İnönü, Sayın Celal Bayar, Sayın Cemal Gürsel, Sayın Cevdet Sunay, Sayın Fahri Korutürk ve Sayın Kenan Evren tarafından Florya Atatürk Köşkü kullanılmıştır.

    16 Eylül 1988 tarihinde Cumhurbaşkanlığı’mızca TBMM’ne bağlı Milli Saraylar Daire Başkanlığı’na devredilen bu yapılar topluluğu, restorasyona alınarak Atatürk Müzesi haline getirilmiş ve içinde “Atatürk İstanbul’da” konulu sürekli bir fotoğraf sergisi oluşturulmuştur. Öte yandan köşkün bir bölümünde de Atatürk ile ilgili çeşitli yayınlar tanıtılmakta ve satılmaktadır. Yaverlik ve Genel Sekreterlik binaları onarılarak TBMM sosyal tesisleri haline getirilmiş, bu binaların arasında kalan boşluğa kafeterya ve restoran hizmeti veren bir yapı eklenmiş, yine bahçe; kafeterya hizmetleri verilecek bir konuma getirilmiştir.


    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

  3. #33
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Cevap: İstanbul'u tanıyor musunuz?

    Galata

    Dünyada kimi kentler vardır ki, her biri dünya tarihinde birer köşe taşıdır. İstanbul ise yaklaşık ikibin beş yüz yılı aşan yaşamıyla bu kentlerden biridir. Galata da dinler ve diller mozayiği ile dünya başkenti olarak adlandırılan bu kentin aykırı, farklı köşelerindendir. 19. yüzyıla kadar eski İstanbul ve Üsküdar'ın dışında kentin üçüncü bölgesi olarak yaşamını sürdüren Galata, Bizans döneminde Tophane, Azapkapı ve Galata Kulesi arasınd a yaklaşık 3 km uzunluğunda bir surla çevriliydi ve iç surlarla 5 bölüme ayrılmıştı. Bu surlar üzerinde biri hala duran 12 kapı yer alıyordu. Galata kelimesinin kökeni belli değil. ilk Çağın sonlarında bölge Syka (Sycae=incirlik) olarak adlandırıyordu. Kimilerine göre adı buradaki süthaneler nedeniyle Galaktos (süt) sözcüğünden kaynaklandı. Kimilerine göre de italyanca merdiven, iskele anlamına gelen Ga*lata kelimesinden türetildi. Galata kelimesinin buradan Anadolu'ya geçen Gotlar'ın adından geldiği de ileri sürülmektedir. Galata'nın parlak dönemi 12. yüzyılda buraya bazı ayrıcalıklarla yerleşen Cenovalılar ile başlar. Bölge bir ara Venediklilerin egemenliğine geçer. 13. yüzyıldan sonra Cenovalıların etkinliğinde bir Latin kolonisidir Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethinden 23 yıl sonraya 1476 tarihlenen bir belgeye göre Galata'da 592 Rum, 535 Müslüman, 332 Frenk, 62 Ermeni evi varmış. Galata çeşitli mezheplere, tekkelere bağlı Müslüman, Rum Ortodoks, Ermeni (Gregoryen, Katolik, Protestan), Süryani, Keldani, Yahudi (Karay, Seferad, Eşkenaz), Arap, Çingene, Sırp, Arnavut, Ulah, Cenovalı, Venedikli, Fransız, Levanten topluluklarıyla zengin bir dinler, diller mozayiği oluşturur. Galata'da özellikle Tophane ve Azapkapı çevreleri Müslümanlarca iskan edilmiştir. Dolayısıyla semtte cami, mescit, tekke, sebil gibi dinsel, han, bedesten gibi ticari eserler de bulunmaktadır. Galata 19. yüzyılda yukarılara doğru genişlemiş ve zaman içinde bugünkü Beyoğlu'nu oluşturmuştur. Galata'yı Tophane'den Azapkapı'ya, oradan da Galata Kulesine doğru gezmeye başladığımızda çok ilginç yapılarla karşılaşırız. Tophane Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan, daha sonra geliştirilen bir yapılanmadır. Bugünkü yapı Sultan III. Selim'den (1803) kalmadır. Yapı önündeki Tophane Müşirliği Dairesi 1957'deki yol yapımı nedeniyle yıktırıldı. Yapıların bir parçası olan Teftiş Köşkü, bugün Marmara Üniversitesi Konukevi. Köşkün yanındaki 1826 tarihli Nusretiye Camisi, Barok mimari örneklerindendir. Kılıç Ali Paşa Camisi yanındaki 1732 tarihli Tophane Çeşmesi, Barok yapılı, bitkisel motifler ve arabesklerle süslüdür. Kılıç Ali Paşa Ca*misi (1580) italyan asıllı Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa için Mimar Sinan tarafın*dan yaptırılan külliyeye aittir. Külliye cami, türbe, sebil, medrese, ve hamamdan oluşur 4 fil ayağı üzerine oturan 2 yarım kubbesi ve pandantifli bir kubbesi vardır. Planı Aya Sofya'ya benzer. Beş kubbeli son cemaat yerini bir revak sırası sarar. Mihrabında İznik çinileri bulunur.

    Kemankeş Caddesi Yapıları: 19. yüzyıl sonu, 20. yüzyıl başı mimari yapıların ilginç örneklerini barındırır. Caddenin Tophane girişindeki Frank Han 1855 tarihli bir şirketi barındırmaktadır. Sol taraftaki rıhtım binaları bu yüzyılın başında inşa edilmiştir. Sağdaki Voyvoda Karakolu hala Tanzimat Dönemi Osmanlı armalarını sergiler. Yine sağdaki Mimar Nafilyan'ın yapıtı Hovagimyan Hanı ilginç önyüz süslemeleri ile dikkati çeker. Soldaki Gümrükler Başmüdürlüğü Binası Çevreye aykırılık güden piramidal çıkıntıları, dilimli kabartmaları ile benzeri olmayan bir elektik yapıdır. Denizyolları Binası üç kat boyunca yükselen sütunçeleriyle öne çıkar. Ali Paşa Değirmeni Sokaktaki Türk Ortodoks Patrikhanesi, Papa I. Etfim Enerol tarafından kurulmuştur. Kilisedeki en önemli eser 16. yüzyılda Kırım'dan getirildiği söylenen gümüş kaplama içindeki Siyah Meryem ikonasıdır. Yakın çevrede yine Türk Ortodokslara ait 1887 tarihli Aya Nikola Kilisesi bulu*nur. Her iki kilise de 1992 sonunda restore edilmiştir. Vekilharç Sokak'taki Sür*yani Kilisesi bugün güneydoğudan İstanbul'a göç eden Süryanilerin kullanımındadır. Galata bölgesinde en ilginç yapılar bazı binaların en üst katlarında yer alan Rus kiliseleridir. 1850'li yıllarda Yunanistan'daki manastırlar bölgesi Aynaroz ya da Kudüs'e giden hacı adaylarının konaklaması için Galata'da büyük binalar yaptırılır ve bunların en üst katına birer kilise inşa edilir. Bugün bir Vakıfca idare edilen bu binalar 1917'den sonra Beyaz Ruslara da mekan olmuştur. Aya Andrea, Aya Elia, Aya Pandelemion adlarını taşıyan kiliselerin yeşil renkli kuleleri Galata Kulesi'nden çok iyi görülmektedir. Surp Kirkor Lusavoriç Kilisesi İstanbul'daki en eski Ermeni Gregoryen kilisesidir. Tarihi 1391'e kadar inmektedir. Birkaç kez yanmış, 1957-58'deki cadde genişletilmesi sırasında bina biraz geriye alınmıştır. Alttaki gömüt yerinde Osmanlı çinileri yer almaktadır. 1427'de Benediktenlerce kurulan St. Benoit Kilisesinden geriye kalan tek ortaçağ kulesi bugünkü St. Benoit Lisesi binaları içindedir. Kilise ise 18. yüzyıl sonrasında kalmadır. St. Benoit'nin sırasında Galata Köprüsü'ne doğru yer alan kilise ise Surp Pırgiç Ermeni Katolik Kilisesidir. Eskiden bugün deniz otobüslerinin kalktığı iskele ile Sepetçi Kasrı'nın bulunduğu yer arasında Haliçe girişi kontrol için dubalar üzerinde bir zincir geriliymiş. Zincirin Galata'da bağlı olduğu yerde bir de kale ve mahzen varmış. işte bu mahzen 18. yüzyılda camiye çevrilmiş. Yeraltı Camisi isimli bu yapı İstanbul'un en ilginç yapılarındandır. Eski Karantina Binası'nın altında tonoz örtülü 54 payeye sahiptir. İçindeki mezarların sahabelere ait olduğu söylenir.

    Karaköy Meydanı Yapıları: Karaköy Meydanı çevresindeki yapılar genelde yüzyılımızın başında inşa edilmişlerdir. Bunlardan Karaköy Palas Güzel Sanatlar Akademisi (Sanay-i Nefise Mektebi) hocalarından, St. Antonie Kilisesi Mimarı, Gulio Mongeri'nin yapıtıdır. Ömer Abed Han 25 yıl Güzel Sanatlar Akademisi'nde hocalık yapan levanten Alexandre Vallury'nin eseridir. Ziraat Bankası Karaköy şubesi Viyana Bankası için Avusturyalılarca yapılmıştır. Minevra Han, Karaköy Meydanı çevresindeki heykelli binalara bir başka örnektir. Nordstern Han geç gotikten Rönesansa geçiş yapan bir mimari özelliğe sahip 1889 tarihli bir yapıdır. Azapkapı Camisi Mimar Sinan tarafından Sokullu Mehmet Paşa için yapılan iki camiden biridir (diğeri Kadırga'da). 1578 yapısı cami dükkanlar üzerinde 8 ayak üzerinde kuruludur. Mihrap ve mimber mükemmel bir mermer işçliği sergilemektedir.

    Saliha Sultan Çeşmesi: I. Mahmut'un annesi Saliha Valide Hatun tarafından 1723-33 yılları arasında yaptırılan çeşme, Rokoko tarzındaki 3 pencereli bir sebil ve iki çeşmeden oluşur.

    Arap Camisi: 16. yüzyılda Endülüs'ten kovulan ve Galata'ya yerleştirilen Berberiler tarafından kulanıldığı için böyle adlandırıldığı sanılmaktadır. Restorasyon sırasında tabanı açıldığında ortaya çıkan Latinlere ait mezartaşları bugün Arkeoloji Müzesi'ndedir.

    Voyvoda Caddesi Binaları: Bankalar Caddesi olarak da bilinen caddedeki binalar 19. yüzyıl sonu, 20. yüzyıl başına aittir. En görkemli yapı olan Osmanlı Bankası/ Merkez Bankası Binası, cephe süslemeleriyle ünlü A. Vallury'nin yapıtıdır. Voyvoda Caddesi üzerindeki ilginç merdivenler Osmanlı Sarayı'na da mali danışmanlık yapan, musevi cemaatinin önemli liderlerinden, kont ünvanına sahip banker Avram Kamondo (1785-1873) tarafından yaptırılmıştır. Kamondo Hasköy'deki görkemli bir anıt mezarda gömülüdür. Galata Kulesi'nin altında yer alan Sen Pryer Hani ise 1771'de İstanbul'da yaşayan Fransız Kolonisi üyelerince yaptırılmıştır. Osmanlı bankası ilk olarak bu binada çalışmaya başlamıştır. Sen Piyer Hanı'nın arkasındaki, St. Pierre ve Paul Kilisesi 15. yüzyıldan kalmadır. Bugünkü yapı Aya Sofya'yı restore eden, Rus Elçiliği, Darülfunun mimari Gaspare Fossati'ye aittir. Önce Fransızlar, sonra Maltalılar tarafından kullanılan kilisenin arkasında surlara ait kuleler bulunmaktadır.

    Beyoğlu Belediye Hastanesi (Kuledibi Hastanesi): İngilizlerin 1860'da Kuledibi'nde bir konsolosluk binası yaptırmalarından sonra 1904'de ingiliz Bahriye Hastanesi olarak inşa edilmiştir. Bahçede Biritish Seamen Hospital'in başharfleri BSH ve 1904 tarihli bir çapa vardır. 1924'de Kızılay'a, 1933'de Belediye'ye devredilmiştir.


    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

  4. #34
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Cevap: İstanbul'u tanıyor musunuz?

    Galata Kulesi

    Kule 1349'da Cenovalılarca Galata'yı çevreleyen surların başkulesi olarak inşa edilmiştir. Yapılışı hakkında çeşitli söylentiler vardır. Başlangıçta isa Kulesi olarak adlandırılan kule, Osmanlılar döneminde zindan ve gözlemevi olarak kullanılmıştır. Yangın ve fırtınalardan sonra sık sık restore edilen bina, son olarak 1964'de onarım görmüş ve 1967'de yeniden kullanıma açmıştır. Galata semti, her gün yeniden keşfedilmeyi, yapraklarının daha sık karıştırılmasını bekleyen bir tarih kitabı gibidir.

    Halic’in, tarihi İstanbul’un, Boğaziçi girişinin ve Asya yakasının benzersiz manzarası en muhteşem şekilde Galata Kulesinden görülür. Limanı ve şehri gözetlemek gayesi ile kurulan kule değişik amaçlarda asırlarca kullanıldıktan sonra, günümüzde de orijinaldeki gibi, manzarayı seyretme işi görmektedir. Asansör ile çıkılan kulenin üst iki katı restaurant ve gece kulübü olarak organize edilmiştir. Buralardan ve panorama terasından İstanbul’un görünümüne doyum olmaz. Buraya özgü atmosfer ve güzel bir manzarada, oryantal dansözler, folklor ekipleri, şarkıcılar ile renkli İstanbul geceleri yaşanır.















    Galata Mevlevihanesi

    1975 yılında müze olarak hizmete açılmış olan Galata Mevlevihanesi diğer adıyla Kulekapı Mevlevihanesi devrinin kültürünü ve sanatını yansıtan kurumlardan biridir. Yüzyıllar boyunca musiki ile bilimi bir arada kaynaştıran mevlevihanelerin Türk kültürüne etkileri büyük olmuştur.

    Mevlevihanelerin çevresinde toplanan pek çok kişi güzel sanatların pek çok dalında öğrenim görmüş ve bilimsel alanda kendilerinden uzun uzun söz ettirmişlerdir. Beyoğlu semtinde Yüksekkaldırım'a inen yokuşun başında yer alan mevlevihane, İstanbul'un en eski mevlevihanesidir. II. Sultan Beyazıd Devrinin beylerbeyi olan İskender Paşa'nın av çiftliği üzerine 1491 yılında inşa edilmiştir. İlk şeyhi de Mehmed Semâ-i Çelebi'dir. Mevlevihane Sultan III. Mustafa zamanında (1766) yangın geçirmiş ise de aynı sultan zamanında bugün ayakta olan mevlevihane yaptırılmıştır. Bina daha sonraki yıllarda Sultan III.Selim, II. Mahmud ve Abdülmecid zamanlarında onarım görmüştür.

    Faaliyetini 1925 yılına kadar sürdüren mevlevihane 1967-1972 yılları arasında tekrar onarılmıştır. Külliye halinde inşa edilmiş olan mevlevihane; semahane, derviş hücreleri, şeyh dairesi ve hünkar mahfeli, bacılar kısmı, kütüphane, sebil, muvakkithane, mutfak, türbeler ve hazineden oluşmaktadır.


    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

  5. #35
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Cevap: İstanbul'u tanıyor musunuz?

    Haliç

    Tarih boyunca İstanbul un gelişmesine coğrafi konumu kadar, doğal ve çok emin bir liman olan Haliç'te etkin olmuştur. Liman Avrupa yakasını ikiye ayırır. Yaklaşık 8 km uzunluğunda olup en geniş yeri Boğaz tarafındaki girişidir; dip tarafta iki dere sularını Halice boşaltır. Gel-git olayı ve akıntı yoktur. Etraftaki bereketi topraklar, bol balık, tatlı su dereleri ve şeklinden dolayı "Altın Boynuz" ismi bereket sembolü anlamında verilmişti. Bizans devrinde girişe gerilen zincir düşman donanmaları kuşatmasını önlerdi. Haliç kıyıları zaman, zaman bazıları askeri amaçlı olan köprüler ile bağlanmıştı. Halen 5. köprü metro için planlanmaktadır.

    İskelelerden Asya yakasına, Boğaziçi ve Adalara ulaşımı sağlayan vapur seferleri gün boyu hareketlidir. Topkapı Sarayı Harem bölümü Halici kuş bakışı seyreder. Sahilde bulunan saraya ait Sepetçiler Kasrı halen Uluslar Arası Gazeteciler camiasına tahsis edilmiştir. Avrupa trenlerinin son durağı 1890 tarihli Sirkeci İstasyonu burada bulunur. Eskisi Haliç içlerine taşınan yeni Galata köprüsü türünün en büyük örneğidir. Orta kısmı belirli günlerde açılır ve büyük tonajlı gemilerin trafiğine olanak sağlanır. Köprü üstü yaya ve oto trafiği ile ve de sunduğu manzara ile hareketli ve güzeldir.

    1950 Yıllarından itibaren başlayan kirlenme 1980 den beri süregelen çalışmalar ile düzelmiştir. En büyük hamlelerden birisi sonucu Haliç kıyılarında dört binden fazla yapı istimlak edilip, iş yerleri şehir dışındaki yeni merkezlere nakledilmiş, kıyılar park ve bahçeler ile çevrilmiş, ilk defa inşa edilen dev kanal sistemleri ve kolektörler ile sular temizlenmiştir. Sahil boyu devam eden surlardan ancak, ikinci Atatürk köprüsü sonrası ile üçüncü, eski Galata Köprüsü civarında ki bölümler zamanımıza gelebilmiştir. Balat semtinde sahildeki dökme demirden yapılma küçük Bulgar kilisesi ve az ötede Fener Rum Ortodoks Patrikliği Baş kilisesi ve tesisleri yer almıştır. Karşı kıyıda; Kasımpaşa'daki büyük sahil binası (19 yy.) Deniz Kuvvetlerine aittir. Gemi çıpa ve demirleri atölyesi olan eski, 8 kubbeli bir yapı Koç ailesi tarafından tamir ettirilip maket, model, makine ve denizcilik alet ve edavatının teşhir edildiği bir müze haline getirilmiştir. Aynı semtteki Aynalı Kavak Kasrı Haliç Saraylarının günümüze gelmiş tek kısmıdır ve müze olarak ziyarete açıktır.














    Gülhane Parkı

    İstanbul ilinin Eminönü ilçesinde yer alan tarihi bir parktır. Alay Köşkü, Topkapı Sarayı ve Sarayburnu arasında yer alır.

    Gülhane Parkı, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Topkapı Sarayı'nın dış bahçesiydi ve içinde bir koru ve gül bahçelerini barındırırdı. İstanbul şehremini operatör Cemil Paşa (Topuzlu) zamanında düzenlenerek 1912 yılında park haline getirildi ve halka açıldı.

    Toplam alanı 163 dönüm kadardır. Parkın girişinde sağ tarafta İstanbul şehremini ve belediye başkanlarının büstleri vardır. Ayrıca, Sarayburnu kısmında Atatürk'ün Cumhuriyetten sonra dikilen ilk heykeli (3 Ekim 1926) bulunur. Heykel, Avusturalyalı mimar Kripel tarafından yapılmıştır. Parkın ortasından iki yanı ağaçlı yol geçer. Bu yolun sağında ve solunda dinlenme yerleri, çocuk bahçesi bulunmaktadır. Boğaza doğru kıvrılarak inen yokuşun sağında ise Romalılardan kalma Gotlar Sütunu vardır.

    Parkın Sarayburnu kısmı eskiden Sirkeci demiryolu hattı üstünden bir köprüyle ana parka bağlıydı. Bu kısım sonradan sahilyolu (1958) ile parktan ayrıldı. Atatürk, halka latin harflerini halka ilk defa bu parkta 1 Eylül 1928 tarihinde gösterdi. Atatürk'ün naaşı Ankara'ya gönderilirken, İstanbul'daki son tören Gülhane Parkı'nın Sarayburnu bölümünde 19 Kasım 1938 tarihinde yapıldı.

    Tabut, top arabasından 12 general tarafından alınarak Yavuz zırhlısına götürülmek üzere rıhtımdaki bir dubaya yanaşan Zafer destroyerine konuldu.

    Yıllardır çok kötü ve harap bir şekilde bulunan park 2003 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilerek, eski görkemli günlerini aratmayacak bir duruma getirildi.


    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

  6. #36
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Cevap: İstanbul'u tanıyor musunuz?

    Haseki Hürrem Sultan Hamamı

    Ayasofya ile Sultanahmet Camii'nin arasında bulunan Haseki Hürrem Hamamı, Kanuni Sultan Süleyman'ın sevgilisi, Rus ya da Ukrayna asıllı Hürrem Sultan tarafından ısmarlanmış ve Mimar Sinan tarafından İstanbul'daki en büyük hamam olarak inşa edilmiştir.

    Uzun dikdörtgen planlı hamamın iki karşıt ucunda erkek ve kadınların kullanacağı, farklı girişler vardır. "Çifte hamam" denilen bu hamam tipinde, İslam ahlakına uyularak, erkeklerle kadınlar birbirine hiç rastlamaması sağlanmıştır.











    Hat Sanatı Müzesi

    Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne bağlıdır. Birçok ünlü hattata ve hattat padişahlara ait hatlar, levhalar, tuğralar ve Kur’anlar sergilenmektedir.

    Kuruluş Tarihi:1968 yılında önce Sultan Selim Medresesi’nde açılmış, daha sonra 1984’te Beyazıt Meydanı’na taşınmıştır.


    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

  7. #37
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Cevap: İstanbul'u tanıyor musunuz?

    Hereke İpekli Dokuma ve Halı Fabrikası

    1843 yılında Hereke Fabrika-i Hümâyûnu adıyla Hereke’de kurulan fabrika, Osmanlı İmparatorluğu’nun o tarihe kadar halı ve ipekli dokuma alanında kurduğu en kapsamlı fabrikasıdır.

    1800’lü yıllarda başlatılan Türk sanayiinin geliştirilmesi çalışmaları kapsamında açılan bu fabrika, kuruluşundan başlayarak sürekli yenilik ve değişiklikler yaşamıştır. Fabrika, o yılların öncü teknolojisini kullanmakta ve Osmanlı devleti adına milli dokumacılık ürünlerinin geliştirmesi ve çağdaşlaştırılmasına öncülük etmekteydi. Öyleki, Hereke Fabrikası’nın en üst kalitedeki ürünleri; Osmanlı sanayii’nin bir vitrini niteliğindeki başta Dolmabahçe olmak üzere padişaha ait saray, köşk ve kasırlarda yer alıyordu. Öte yandan bu konuda kolaylık sağlaması için Dolmabahçe Sarayı yapılırken, “Hereke Dokumahanesi” adıyla sarayın bünyesinde bir de atölye kurulmuştu.

    Cumhuriyet Dönemi’nde de çalışmasını sürdüren Hereke İpekli Dokuma ve Halı Fabrikası; günümüzde bir Müze-Fabrika olarak üretimini sürdürmekte ve konumuyla benzerleri arasında özel bir yer tutmaktadır.





    Haydarpaşa Tren Garı

    Haydarpaşa Garı, 1908'de İstanbul - Bağdat Demiryolu hattının başlangıç istasyonu olarak inşa edilen tren garıdır. Gar, TCDD'nin ana istasyonudur. İstanbul'un Anadolu Yakasında Kadıköy'de bulunur. Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinde Bağdat Demiryolu yanında İstanbul-Şam-Medine (Hicaz Demiryolu) seferleri de yapılmaya başlanmıştır.

    Devrin Osmanlı Padişahı II. Abdülhamit döneminde 30 Mayıs 1906 tarihinde yapımına başlanmıştır.1908 yılında ise hizmete girmiştir. Binanın bulunduğu sahaya III. Selim'in paşalarından Haydar Paşa'nın adı verilmiştir.

    Binanı inşaatı, Anadolu Bağdat adı altında bir Alman şirketi gerçekleştirmiştir. Ayrıca bir Alman'ın teşebbüsüyle garın önünde mendirek inşa edilerek Anadolu'dan gelecek veya Anadolu'ya gidecek vagonların ticari eşyasını yükleme ve boşaltma işlevi için tesisler yapılmıştır. İki Alman mimar Otto Ritter ve Helmuth Conu tarafından hazırlanan proje yürürlüğe girmiş, garın yapımında Alman ustalarla İtalyan taş ustaları birlikte çalışmıştır. Birinci Dünya Savaşı sırasında gar deposunda bulunan cephanelere 1917'de yapılan bir sabotajla çıkan yangın sonucu binanın büyük bir bölümü hasar görmüştür.

    Yeniden onarılan bina bugünkü şeklini almıştır. 1979'da Haydarpaşa'nın açıklarında Independente adlı tankerin bir gemiyle çarpışması sonu meydana gelen patlamadan ve sıcaktan dolayı binanın O Linneman adlı ustanın yaptığı kurşun vitrayları hasara uğramıştır. Aslına uygun olarak yeniden onarılan bina, 1976'da geniş çapta onarılmış ve 1983'ün sonunda dört dış cepheyle iki kulenin restorasyonu tamamlanmıştır.


    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

  8. #38
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Cevap: İstanbul'u tanıyor musunuz?

    Kamondo Merdivenleri

    Kamondo Merdivenleri, nesillerden beri St. Georg öğrencilerinin günlük okul yolunun bir parçası olmuştur. 1870-1880 yılları arasında yapılan ve zarif kıvrımlarıyla Bankalar Caddesi'ni Kart Çınar Sokak'a bağlayan bu merdivenlerin ismi, 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomik ve sosyal yaşamında çok önemli yeri olan Kamondo ailesinden gelmektedir.

    Viyana'daki Strudelhofstiege'yi andırdığı için St. Georg camiasında bu adla da anılan Kamondo Merdivenleri, ikili basamaklarının birbiriyle buluşmasından kaynaklanan benzerlikle farklı kültürleri buluşturan St. Georg'un bir sembolü olmuştur.

    2005 yılı Nisan ayında yapılan Kamondoları Anma Etkinlikleri çerçevesinde, Kamondo Merdivenleri yeniden restore edilmiş ve çiçeklendirilmiştir.










    Kız Kulesi

    Kızkulesi'ne ait daha fazla resimler için galeri istanbulu ziyaret ediniz. Boğaz girişindeki kayalık üzerine kurulmuş küçük, şirin bir kuledir. İstanbul’un sembollerinden birisidir. Tarih içinde gözetleme kulesi, deniz feneri olarak kullanılmış, Boğaz girişini belirten bir mihenk noktasıdır. Geçen yy.daki görüntüsünü koruyan kule turizme tahsis edilmiş lokanta ve seyir balkonu ile servis vermektedir. Suların, karasevdanın ve söylencelerin gizemini taşıyan Kız Kulesi, istanbul'un en romantik ve gizemli mekanlarından biri. Alımlı, sevdalı ve denizin ortasında bir başına, yapayalnız... Kendi kendine yeten bir tarihe sahip olan mekan, yüzyıllardır anlatılan efsaneleriyle de bir ilgi odağı. Kızkulesi ile ilgili anlatılan ilk hikaye; Ovidius'un kaydettiği bir aşk hikayesi. Zamanında Üsküdar sırtlarında Tarnıça Afrodit adına bir tapınak vardır. Hero'da genç kızların görev yaptığı bu tapınağın rahibelerindendir.

    Kulede kumrulara bakmakla görevlidir. Aşka yasaklıdır. Her ilkbaharda doğanın uyanışı adına tapınak çevresinde törenler yapılır, çevre şehirlerden insanlar akın akın tapınağın çevresine gelir, yenilir içilir, aşkı bulamayanlar Afrodit'e ma*bedinde yakararak aşkı yaşayabilmek için yakarırlar. Bo*ğazın karşı kıyısında oturan Leandros'ta bu törene katılmak için tapınağa geldiğinde Hero'yla karşılaşır. Birbirine aşık olan iki genç, Leandros'un gece kuleye gelmesi ile aşklarını kutsarlar. Kızkulesi her gece iki gencin gizli aşkına tanıklık eder. Leandros'un yüzerek kuleye geldiği fırtınalı bir günde kıskanç bir rahip feneri söndürür. Karanlıkta yolunu kaybeden Leandros boğazın sularına gömülür. Sevgilisinin öldüğünü gören Hero da kendini Kızkulesi'nden Boğazın sularına bırakır.

    Kuleyle ilgili söylencelerden biri de Kleopatra'nın sonuna benzer bir sonun anlatıldığı yılan hikayesidir. Kehanete göre kralın birine, çok sevdiği kızı onsekiz yaşına geldiğinde bir yılan tarafından sokularak öleceği söylenir.Bunun üzerine kral denizin ortasındaki bu kuleyi onararak kızını buraya yerleştirir. Kaderin kaçınılmazlığını kanıtlarcasına, kuleye gönderilen üzüm sepetinden çıkan bir yılan, prensesi zehirler. Kral, kızına demirden bir tabut yaptırarak Ayasofya'nın giriş kapısının üstüne yerleştirir. Bugün bu tabutun üstünde iki delik vardır. Yılanın ölümünden sonra da onu rahat bırakmadığına dair hikayeler anlatılır.


    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

  9. #39
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Cevap: İstanbul'u tanıyor musunuz?

    İstanbul Arkeoloji Müzesi

    Ressam,arkeolog Osman Hamdi beyin kurucusu olduğu müze 13 Haziran 1891 de Müze-i Hümayun ismi ile açılmıştı. 1902 ve 1908 tarihlerinde yan kanatları, yüzüncü kuruluş yılında 1991 de modern büyük bir bölüm eklenmiş ve yeni düzenlemeler yapılmıştı. Abidevi binanın mimarı Vallaury idi. Giriş karşısında iri ve ürkütücü Tanrı Beş heykeli yerleşmiştir. Sağ tarafta Antik çağ heykelleri salonları uzanır. Konforlu, güzel bir teşhirde tamamı bakımdan geçip, temizlenmiş, Arkaik Çağdan, Roma devrine devam eden eşsiz heykeller sıralıdır. Salonların ilkinde Antik mezar taş ve rölyefleri sonra, Anadolu Pers egemenliği, Afrodisias buluntularının yer aldığı Kenan Erim salonu, Efes, Milet ve Afrodisias'tan eserler sergilenen Anadolu'nun üç Mermer Şehri salonu, Hellenistik devir Heykelleri, Menderes Manisa'sı ve nihayet Hellenistik tesirli Roma ve Roma devri heykelleri salonları bulunur.

    Giriş sol tarafında hediyelik, hatıra eşyaları ve kitapçı reyonundan sonra Osman Hamdi Bey hatıra salonu sonrada Sayda Krallar Nekrapolü'nden bizzat kendisinin kazıp, çıkarttığı eserlerin salonları uzanır. İlk üç lahit Sayda kralı Tabnit ailesine aittir. Benzersiz bir Likya lahdi ile Satrap lahdi de buradadır. Sonraki bölümde M.Ö.4 yy.a tarihlendirilen, dünya ünlüsü İskender lahdi ile Ağlayan kadınlar lahdi vardır. Büyük İskender'e ait olduğu zannedilmiş olan lahitin 4 tarafı Makedonyalılar ile Persler arasında savaş ve av sahnelerini gösteren yüksek kabartmalar ile süslenmiştir. Yeni ek bina girişi yan duvarında Assos Athena mabedinin ön yüzü bire, bir ölçülerde canlandırılmıştır. "İstanbul Çevre Kültürleri" bölümü, değişik çağlara ait civar buluntu ve tümülüs kazılarında ortaya çıkarılmış şahane eserlerin modern ve güzel biçimde sergilendiği ilk salondur. Bizans devri eserleri salonu da buradadır. "Çağlar boyu İstanbul" bölümü ve üst katlarda, karşılıklı vitrinlerde çağdaş eserlerin yer aldığı, "Çağlar boyu Anadolu ve Truva" , "Anadolu ve Komşu Ülkeler Medeniyetleri": Filistin, Suriye ve Kıbrıs eserleri kronolojik sıralama ile teşhir edilmektedir.



    1883 yılında Osman Hamdi Bey tarafından ülkemizdeki ilk Sanayi-i Nefise Mektebi (Güzel Sanatlar Akademisi) olarak yaptırılan binanın içinde bulunan Eski Şark Eserleri Müzesi; Fatih Sultan Mehmet tarafından 1472 yılında yazlık köşk olarak yaptırılan ve ülkemizin en zengin ve önemli Müzesi, 1992 yılında Avrupa'da 45 müzenin katıldığı yarışmada birinci olarak Avrupa Konseyi tarafından "Yılın Müzesi" seçilmiştir.
    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

  10. #40
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Cevap: İstanbul'u tanıyor musunuz?

    Kuleli Askeri Lisesi
    Kaynak : yorumla.net - İstanbul'u tanıyor musunuz? (2)
    Günümüze kadar bir çok seferler tamirat gören ve ilaveler yapılan bina, Sultan II.Mahmut döneminde kurulan Asakir-i Mansure-i Muhammediye’nin kışlası olarak 1828’de inşa edildi. 1844’de tamamen yanan bu ilk yapının yerine 1847 yılında yarı ahşap, yarı kagir yeni bir bina yapıldı. Kırım savaşı esnasında müttefik askerlerince kullanılan bina, savaş sonunda terk edilirken yine bu askerler tarafından yakıldı ve ön cephesi büyük zarar gördü. Günümüze kadar ulaşan bina 1863 yılında Sultan Abdülaziz tarafından inşa ettirilmiştir.









    İstanbul Modern Müzesi

    Koleksiyon: İstanbul Kültür Sanat Vakfı’na bağlıdır. Koleksiyonunda 20. Yüzyıl Türk resim ve heykel sanatı örnekleri vardır. Ayrıca kütüphane ve film gösterim merkezi mevcuttur.

    İdari Kadro: İstanbul Modern Müzesi, kadrosu ve idari yapısı hakkında bilgi vermekten imtina etmiştir.


    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

Sayfa 4/6 İlkİlk ... 23456 SonSon

Benzer Konular

  1. Hayallerinizi haramdan koruyor musunuz ?
    By Reyhani in forum Serbest Kürsü
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 15.08.09, 08:50
  2. KuLLaNmA TaLiMaTıNıZA UyUyOr MuSuNuZ ?
    By Zümrüt in forum İman ve İslam
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 06.08.09, 17:41
  3. Zimen Defteri Ne BiLiyor musunuz ??
    By Konyevi Nisa in forum İbretli Hikayeler
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 10.07.09, 09:34
  4. kuran okuyor musunuz...
    By Konyevi Nisa in forum Anketlerimiz.
    Cevaplar: 16
    Son Mesaj: 20.11.08, 22:34
  5. Risale-i Nur okuyor musunuz ?
    By Konyevi Nisa in forum Anketlerimiz.
    Cevaplar: 9
    Son Mesaj: 26.08.08, 18:35

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •