Kocası, Fatıma bint-i Kays'ı geri dönüşü olmayacak şekilde boşamıştı. Kadın, kocasıyla konut ve nafaka hususunda anlaşmazlığa düşünce Resulul-lah'a (as) geldiler. Fatıma bint-i Kays, "kocam bana ne konut temin etti ne de nafaka verdi" dedi. Sünnet kitaplarında şöyle geçer: Resulullah (as), "ey Kays ailesinin kızı! Kocanın konut temin edip nafaka vermesi yalnızca ric'î talak (dönüşü olabilecek boşama) İçin geçerlidir. Senin durumunda olanlar için değil" buyurdu.
Bu hadisi İmam Ahmed rivayet etmiştir.
Bir başka hadise göre ise, kocanın vermesi gereken konut ve nafaka yalnızca ric'î talakla, yani eşine dönebilmesi mümkün olan bir boşamayla boşanan kadının hakkıdır. Eğer boşama kesin ise kadının konut ve nafaka hakkı yoktur..
Sabi, Fatıma bint-i Kays'tan rivayet ederek şöyle dedi: Resulullah (as), "üç talakla boşanmış olan kadının -erkeği üzerinde- ne konut ne de nafaka hakkt yoktur" buyurdu. .
Bu.Müslimin rivayetidir.
Bu hususta aksi görüşü savunanlar da vardır. Hadis alimleri her ne ka*dar bu hadisi delil olarak ileri sürmekteler-se de Ömer b. el-Hattab, Ömer b. Abdulaziz, Ebu Hanife, Süfyan es-Sevrî ve daha başka şahıslar üç talakla ke*sin olarak boşanmış olan kadınların da nafaka ve konutta haklarının bulun*duğu fikrini benimsemişlerdir. Birincilerin delilleri, Allah Azze'nin "çocukla rint doğuruncaya kadar onların nafakalarım verin" ayetidir. Bu hük*mün ric"î talakla boşanmış olan kadınlar için geçerli olduğu, icma yoluyla belirlenmiştir. İkincilerin delilleri de yine Allah Azze'nin "nerede yerleşmiş-seniz onları da oraya yerleştiriniz" emridir. Bunun yanında bir üçüncü görüş de şudur: Hadi ve başka kimseler, Allah Azze'nin "boşanmış kadın*lar için bir yararlandırma -nafaka- vardır" ayetini delil göstererek bo*şanmış kadına konut verilmeksizin nafaka temin edileceğini savunuyorlar. Bu hususta pek çok görüş vardır. Bence ahkâm ayetlerinin tefsirlerine bakı*labilir.
Sahih-i Müslim'de geçen hadiste İse Fatıma bint-i Kays'ın şöyle dediği aktarılmaktadır: "Kocam beni üç talakla boşadı. Resutullah da (as) bana nafaka da konut da temin edilmemesini kararlaştırdı".
Müslim'in bir başka rivayetinde de şöyle geçmektedir: Ebu Amr, Ali b. Ebu Talib ile birlikte Yemen'e gitti ve karısına kendisini iki talakla boşadığına dair bir haber gönderdi. Kadının son bir talak hakkı kalmıştı. Bu nedenle Ay*yaş b. Ebi Rebia ve Haris b. el-Hişam karısına nafaka vermesi için Amr'a e-mir verdiler. Ebu Amr onlara, "Allah'a yemin ederim ki hamile değilse onun nafaka hakkı yoktur" dedi. Kadın bundan dolayı Resuluîlah'a (as) gelerek ortadaki durumu anlattı. Resulullah (as), "hayır nafaka yoktur" dedi. Taşın*mak için izin istedi. Resulullah (as) O'na izin verince, kadın, "nereyegideyim ey Allah'ın elçisi?" dedi. Resulullah (as), "îbn-i Ümmî Mektum'un yanına" dedi. Bu adamın iki gözü de kör idi. Onun yanında elbiselerini çıkarsa da görmezdi. Bu kadının bekleme müddeti (4 ay 10 gün) sona erince Resulul*lah (as) O'nu Usame b. Zeyd'le nikahladı. Daha sonraları Mervan b. Kubey-da İbn-i Zueyb kadına haber göndererek Resulullah'm (as) bu hadisini sor*du. Kadın da olanları anlattı. Mervan, "bu hadisi bu kadından başka hiç kimseden duymadık, insanları kendilerine özgü iffetleri ile kabul ediyoruz" dedi. Mervan'ın bu sözleri Fatıma'ya ulaşınca, "sizinle benim aramda Kur'an-t Kerim hakemdir. Allah Azze şöyle buyurmuştur; 'O (boşanmış) kadınları bulundukları evlerinden çıkarmayın kendileri de çıkmasın-lar' (Talak 1) îşte bu ayet bu konuyu araştırmak isteyenlerin başvuru kay*nağıdır ve üç talakla boşanma gerçekleştikten sonra ne anlatüabilir ki?" de*di. ■
ResuluIIah (as) kadınların giyim ve geçinmelerinin bilinen hak bir tarzda erkeklerin sorumluluğunda olduğunu belirlemiş ve öylece fetva vermiştir. Bu hadisi İmam Müslim rivayet etmiştir.