2 sonuçtan 1 ile 2 arası

Konu: Sadaka Ve Bağış Hakkındaki Açıklamalar

    Share
  1. #1
    ACİZKUL
    ACİZKUL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Sadaka Ve Bağış Hakkındaki Açıklamalar

    Sadaka, bağışlar ve onların sevapları hakkında el-Muvattâ adlı eserde O-merî'den rivayet olunan şu haber yeralmaktadır: Haris b. Hazrec oğullarına mensup ensardan bir adam anne ve babasına sadaka verdi. Daha sonra an*nesi ve babası öldüler, oğullarına miras olarak hurma ağaçları kaldı. Bunun üzerine Resulullah'a (as) durumu aktardılar. Resulullah (as) şöyle buyurdu: "Ana ve babana sadaka vermekle zaten hak ettiğin seyjzbım (ecrini) aldın-Şimdi de sana kalan mirasını al".
    İbn-i Ebu Şeybe'nin kitaplarından birisi olan "Kitabu Ukdiyeti Resulullah (as)" adh eserde Câbİr'den şöyle rivayet olunmaktadır: Ensar'dan bir kadına oğlu bir hurma bahçesi vermişti. Sonra kadın vefat etti. Kadının çocuğu şöy*le dedi: "Ben hurma bahçesini anneme hayatta iken verdim, o şimdi Ölü, aynı zamanda kardeşleri var". Resulullah (as) şöyle fetva verdi: "Hurma bahçesi hem sağlığında hem de ölümü durumunda annene aittir". Çocuk, "ama ben ona bahçeyi sadaka olarak verdim" dedi. Resulullah (as), "şimdi bu durum ortadan kalktı", buyurdu.
    Muvattâ, Buharı ve Müslim'de Numan b. Beşir'in şöyle dediği rivayet e-dilmektedir: Babam beni Resulullah'a (as) .getirerek bana mal vermesine ta*nık olmasını istedi, ve Resulullah'a (as) şöyle dedi: "EyAllah'ın elçisi!Ben oğ*luma bana ait olan bir köle verdim". Resulullah (as) şöyle buyurdu: "Her ço*cuğunun (-böyle bir kölesi- var mı?)".
    Yunus ve Muammer'in rivayet ettikleri hadiste de bunun benzen ifade*ler geçmektedir: Resulullah (as), "her çocuğuna böyle bir köle verdin mi?" buyurdu. Adam, "hayır" dedi. Resulullah (as), "öyleyse (bu köleni veya malı*nı) geriye al", buyurdu.
    Hadisi İmam Müslim rivayet etmiştir.
    Müslim'de şunlar geçmektedir: Resulullah (as), "Allah'tan korkun ço*cuklarınız arasında adaleti gözetin" buyurdu. Ümmü Nu'man, yani Abdul*lah b. Revâhâ'nın kızkardeşi olan Umre bint-i Revâhâ, kocası Beşir'den, oğlu Nu'man'a diğer kardeşlerinden ayrı olarak bir şeyler vermesini istiyor ve O'na, "Nu'man'a vereceğin bağışa Resulullah'ı (as) tanık tut" diyor, bunda ısrar ediyordu. Kocası ise bu işte ağır davranıyor ve kafisini bir yıldır oyalı*yordu. Nihayet Umre, çocuğuna mal (veya bir köle) verdi ve şöyle dedi: "Re*sulullah 't (as) tanık tutmadıkça (bu işten veya senden) asla razı olmayaca*ğım". Bunu duyan Resulullah (as), "ben asla (zulme ve haksızlığa) zorbalığı tanık olmam" buyurdu. Küçük çocuğuna karşı babanın tavrı budur. Arria bü*yük oğluna yahut bir yabancıya herhangi bir şey verdiğinde veya bağışladı*ğında verilen bu şeyin geri alınması kaçınılmazdır. Küçük oğlana verilen ise asla geri alınmaz. Bu hususta asıl olan, Ebubekir'in, kızı Aişe'ye söylediği şu sözdür: "Eğer Huzeyne gibi olsaydın bugün bir malın varisi olurdun. Tekâ-sur suresi indiğinde Resulullah (as) şöyle buyurdu: Ademoğlu 'malım, ma*lım ' der durur. Ey insan! Acaba senin malından sana ne yarar var? Malın*dan sana gelen yarar yiyerek tükettiğin şeyler, giyerek eskütiklerin ya da ma*lından insanlara dağıttığın sadakalardır". Resulullah (as) sadakalara "im-dâ"ı şart koşmuştur. İmdâ (imza) ise verilen malın o kişiye ait olduğunu tes-bit etmek, alan kimseyi güçlü kılmak ve sağlama almak demektir. Ariyet (ö-dünç verilen) bir şey ve avans (faizsiz ödünç) olarak verilen mallar gibi. Bunların koşulları, geri alınmalarıdır. Vasiyet de bu kabildendir. Çünkü vasi*yet yalnızca vasiyet eden kimsenin ölümüyle gerçekleşir.
    Tâvus'tan rivayet olunan ve Abdurrezzak'm "Musannef'inde yeralan bir haberde Tavus şöyle dedi: Adamın biri Resuluİlalra (as) bir bağışta bulundu, Resulullah da (as) buna karşılık adama bir şeyler hediye etti. Adam razı oi-
    mayınca Resulü ilah (as) verdiği ödülü artırdı. (Anlatan, "saymıyordum ama herhalde bu hal üç kez yinelendi" dedi) Resulullah (as) bu durumdan hoşnut olmadı ve şöyle dedi: "Bağış kabul etmeyişim seni üzmüş olmalı!". Bu hu*susta Muammer şöyle dedi: Resulullah (as) dedi ki, "ben Kureyşltlerden, En-sar'dan ya da Sakif kabilesinden başka kimselerden bağış kabul etmem ".
    Ebu Hureyre'nin hadisinde ise, "... ya da Devsîlerden başka,." ifadesi yer almaktadır.

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 7.004, Level: 55
    Points: 7.004, Level: 55
    Level completed: 27%,
    Points required for next Level: 146
    Level completed: 27%, Points required for next Level: 146
    Overall activity: 16,7%
    Overall activity: 16,7%
    Achievements
    kuzat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Nov 2010
    Yer
    İstanbul
    Mesajlar
    904
    Points
    7.004
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    15

    Standart

    HZ. PEYGAMBERİN DİLİNDE DOĞRULUK VE SADAKA

    Hadis kaynaklarımızda yer alan ve Abdullah b. Mes’ud’dan rivayet edilen bir hadiste, Hz. Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur:

    “Doğruluktan (sıdk) ayrılmayın, zira doğruluk sizi iyiliğe (birr), iyilik de sizi cennete götürür. Kişi sürekli doğru söyler ve doğrunun peşinde olursa Allah katında doğrulardan (sıddîk) yazılır. Yalandan kaçının, zira yalan sizi kötülüklere (fucûr) götürür. Kişi sürekli yalan söyler, yalanın peşinde olursa Allah katında yalancılardan (kezzab) olduğu yazılır.”[1]

    Hz. Ebu Bekir’den gelen bir rivayete göre Hz. Peygamber bu sözü son vasiyetleri arasında zikretmiştir.[2] Başka bir hadisinde, “Her kim Allah ve Rasûlünün kendisini sevmesini istiyorsa sözünde doğru olsun.” buyrulmuştur.[3] Sevgili Peygamberimiz başka bir hadisinde, cennete götüren hasletleri sayarken doğru sözlülüğü (sıdku’l-hadis) en başta zikretmiştir.[4] Aynı şekilde Hz. Aişe validemiz, doğru sözlü olmayı İslâm’ın on büyük erdeminin başında zikretmiştir.[5] “Tehlike bile görensiz doğruluktan ayrılmayın. Zira kurtuluş doğruluktadır. Kurtuluş dahi görseniz yalandan kaçının. Zira asıl tehlike yalandadır.” sözü de hadis olarak nakledilen bir rivayettir. (Mekârimu’l-Ahlâk, I, 46)

    Ahlâkî bütün sistemlerin ahlâklı ve erdemli bir hayat için şart koştukları en büyük ilke şüphesiz doğruluktur. Doğruluk sadece söze özgü ve sözden beklenen bir ilke olmadığı gibi aynı şekilde doğrunun zıddı olan yalan da sadece sözle ilintili değildir. Susarak yalan üzere hayat sürenler, yalan söz söyleyenlerden hep fazla olmuştur. Eski dilimizde buna “samt-ı kâzip” denmiştir.

    Gerçek anlamda sıdk (doğruluk):

    Hakikat anlamında doğru olanı tasdik etmek,
    Tasdik ettiğimiz hakikate uygun doğru söz söylemek ve verdiğimiz sözde durmak,
    Söylediğimiz doğru söze uygun davranışta bulunmaktır.
    Şayet doğruluğu sözün sıfatı olarak alacak olursak sözün, hem insanın iç dünyasına, inancına ve düşüncesine hem de iş ve davranışlarına uygun olması demektir.

    Kur’an dilinde, kalbinde tasdik ettiği inancına uygun davranan ve düşüncelerinin doğruluğunu iyi ve güzel davranışlarıyla ortaya koyan kimseye sadık denmiştir. Bakara suresi 177. ayette, tıpkı baştaki hadiste olduğu gibi ayette iyilik (birr) ve doğruluk (sıdk) arasındaki ilişkiye dikkat çekilmiş ve Allah’a iman, ahirete iman, namaz ve zekâtın yanı sıra yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenmek durumunda kalanlara, özgürlüğünü kaybetmiş olanlara çok sevdiğimiz mallarımızdan tasadduk etmek, verdiğimiz sözde durmak, zorluk ve sıkıntılara sabretmek sadıkların özellikleri olarak zikredilmiştir.

    Hz. Peygamberin hadisleri incelendiğinde doğruluğun davranış boyutuna da “sadaka” adını verdiğini görürüz. “Sadaka” kavramı sadece dilimize geçerken değil, klâsik ve çağdaş Arap dilinde de anlam daralmasına uğramış ve sadece karşılıksız olarak fakirin eline verdiğimiz yardımın adı olmuştur.

    Oysa el-Munavî sadakayı şöyle tarif etmiştir: “Sadaka, imanın sadakatini ortaya koyan her davranıştır.”[6]Tacu’l-Arus’ta sadaka şöyle tanımlanmıştır: “Doğruluğun davranışla aranmasıdır; doğruluğu davranışla arama teşebbüsüdür.”[7]

    Buna göre insanın özünde ve sözünde doğru olduğunu ifade eden her davranış “sadaka”dır. Tıpkı insanın aklında ve düşüncesinde var olan güzelliği (hüsn) yansıtan davranışlara hasene / hasenât denildiği gibi.

    Şimdi Hz. Peygamberin dilinde “sadaka” olarak adlandırılan davranışları hadis kaynaklarımızdan sıralayacağımız hadislerle bunu ortaya koymaya çalışalım:

    Güzel söz sadakadır. (İbn Hanbel, Müsned, II, 312)
    Yumuşak söz sadakadır. (Buharî, Edep, 34)
    Kardeşinin yüzüne tebessüm etmen sadakadır. (Tirmizî, IV, 339)
    Allah’ın kullarına selâm vermen sadakadır. (Buharî, Sulh, 11)
    İnsanlara yol göstermen sadakadır. (İbn Hanbel, Müsned, II, 154)
    Yolunu kaybedene yol göstermeniz sadakadır. (İbn Hanbel, Müsned, II, 42)
    Yolda insanlara eziyet veren bir şeyi kaldırıp atman sadakadır. (Buharî, Mezalim, 34)
    Bir kimsenin bineğine binmesi için yardımcı olman sadakadır. (İbn Hanbel, Müsned, II, 350)
    Bir kimsenin yükünü yüklemesi için yardımcı olman sadakadır. (İbn Hanbel, Müsned, II, 316)
    Dolmuş kovanı kardeşinin boş kovasına boşaltman sadakadır. (Tirmizî, Birr, 36)
    Zayıf bir kimseye gücünle yardımcı olman sadakadır. (İbn Hanbel, Müsned, V, 154)
    Sanat ehline yardımcı olmanız sadakadır. (el-Heysemî, Hilye, VII, 109)
    İki kişinin arasını bulman, iki kişinin arasında adaletle hükmetmen sadakadır. (Buharî, Sulh, 11)
    Konuşma özürlü (ersem) bir insanın kendisini ifade etmesine yardımcı olman sadakadır. (İbn Hanbel, Müsned, V, 154)
    Hastaları ziyaret etmeniz sadakadır. (el-Heysemî, Hilye, VII, 109)
    Toprağa diktiğiniz her bitki, her ağaç sizin için sadakadır. (İbn Hanbel, Müsned, VI, 362)
    İnsanın veya hayvanların ondan yedikleri sizin için sadakadır. (İbn Hanbel, Müsned, VI, 362)
    İnsanlarla iyi geçinmek sadakadır. (İbn Ebi’d-Dünya, Mudarât, s. 24)
    Çocuklarınıza yedirdiğiniz sadakadır. (İbn Hanbel, Müsned, IV, 121)
    Eşinize yedirdiğiniz sadakadır. (İbn Hanbel, Müsned, IV, 121)
    Yanınızda çalışanlara yedirdiğiniz sadakadır. (İbn Hanbel, Müsned, IV, 121)
    Kişinin kendi ailesi için nafaka temin etmesi sadakadır. (Buharî, İman, 41)
    En üstün sadaka kişinin ilim öğrenmesi ve öğrendiği ilmi Müslüman kardeşinde öğretmesidir. (İbn Mace, I, 89)
    Cenazelere katılmanız sadakadır. (el-Heysemî, Hilye, VII, 109)
    Emr-i bi’l-ma’ruf ve nehy-i ani’l-münker sadakadır. (Ebu Davud, Tatavvu, 12)
    Namaza attığınız her adım sadakadır. (Buharî, Cihad, 62)
    Allah’a hamdetmeniz sadakadır. (Müslim, Musafirin, 84)
    Allah’ı tespih edişiniz sadakadır. (Ebu Davud, Tatavvu, 12)
    Allah’ı tekbir edişiniz sadakadır. (İbn Hanbel, Müsned, V, 167)
    Şerden uzak olmanız sadakadır. (İbn Ebi’d-Dünya, Kitabu’s-Samt, 179)
    Maruf olan her şey sadakadır. (İbn Ebi’d-Dünya, Kitabu’l-Havaric, s. 21)
    Bütün bu hadislerden hareketle Hz. Peygamberin dilinden sadakayı şu şekilde tarif etmek mümkündür. Sadaka, kişinin Rabbine, kendine ve bütün insanlara karşı sadakatini gösteren her davranıştır. Yani sıdk üzere olan sadıkların davranışıdır sadaka.


    [1]Müslim, es-Sahih, 29. Bab c. 4, s. 2012; Tirmizî, es-Sünen, 46. Bab c. 4, s. 347.

    [2]Abdullah bin Muhammed el-Kureşî, Mekârimu’l-Ahlâk, I, Kahire 1990, s. 46.

    [3]Age.; s. 90.

    [4]Age.; s. 45.

    [5]Age.; s. 26.

    [6]et-Tevkif, s. 140.

    [7]Tacu’l-Arus, s. 6421.

    (Diyanet Aylık Dergi)

    Prof. Dr. Mehmet Görmez

    Diyanet İşleri Başkanı

    ahmetlimuftuluğu.gov.tr
    "Evliyanın kılıcı kınında değildir. Kimseyi kesmezler ama üzerlerine giden kesilir"



Benzer Konular

  1. hibe ve bağış yapmanın mükafatı
    By ACİZKUL in forum Hadis Bahçesi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 10.08.09, 04:28
  2. Zihar Hakkındaki Açıklamalar
    By ACİZKUL in forum Hadis Bahçesi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 24.07.09, 05:01
  3. Sadaka Ve Bağış Hakkındaki Açıklamalar
    By ACİZKUL in forum Hadis Bahçesi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 21.07.09, 20:46
  4. Caiz Olmayan Bağış
    By ACİZKUL in forum Hadis Bahçesi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 29.06.09, 14:53
  5. Said Nursî 'ye yönelik itirazlara çözümler, açıklamalar..
    By Konyevi Nisa in forum Risale-i Nur & Bediüzzaman
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 06.07.08, 10:32

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •