îmam Malik der ki: Bizde hüküm şöyledir. Bir kimse, bir şah*sa karşılığını yalnız Allah'tan almak niyetiyle,bir bağışta bulun*sa ve bu bağışı da sahicilerle delillendirse bağış, bağışlananın olur. Ancak bağışlanan daha bağışı teslim almadan bağışlayan ölürse bağışlananın olmaz. Bağışlayan, bağış ettiğine dair şahit tuttuktan sonra, bağışı vermemek isterse, buna hakkı olmaz. Ba*ğışlanan dilerse bu bağışı ondan alır.
İmam Malik der ki: Bir kimse bir bağışta bulunsa, sonra bu bağıştan vaz geçse bağışlanan o kişinin bu bağışı kendisine yap*mış olduğuna şahitlik edecek bir kişi getirse, —hibe eşya olsun, al*tın, gümüş veya hayvan olsun— bağışlanana şahidinin şehade-tiyle birlikte yemin ettirilir. Eğer yemin etmekten kaçınırsa, bağış
yapana yemin ettirilir. O da yemin etmekten kaçınırsa, bağışlana*na, bir şahidi olduğu takdirde iddia ettiği bağışı verir. Eğer bağış*lananın şahidi yoksa hiçbir hakkı olmaz.
imam Malik der ki: Bir kişi, sevabını Allah'tan isteyerek bir-bağışta bulunsa, sonra bağışlanan ölse, vereseleri onun yerine ge*çerler ve haklarını alırlar.
Bağışlayan, daha bağışlanan bağışı teslim almadan önce öl*se, bağışlananın hiç bir hakkı kalmaz. Çünkü, o kişiye bir bağış yapılmış, o da bu bağışı teslim almamıştır.
Bağışı yapan, bağışı yaparken şahitle delillendirdiği halde bağışı vermek istemese, buna hakkı yoktur. Bağışlanan istediği zaman (elinden) bağışı alabilir.