822. Sen, şu bedeni benden al da, beni bedenden kurtar!
Müstef'ilün, Miistef'ilün, Miistef'ilün, Müstef'ilün,
(c. III, 1382)
• Ey gönülleri uyanık kişilerin sakîsi! Kerem kadehini sun, çünkü bizi yokluk aleminden bu dünyaya şarap içmek için getirdiler.
• Sen bize kerem kadehini sun da, can düşünceden kurtulsun, kendinden geçsin, şu benlik perdelerini yırtsın. Düşünceyi bir tarafa atsın. Çünkü düşünce, canı hırpalar, ömrü her an azaltır.
• Güzellik, Hakk'tan haberi olan bilgi sahiplerinin güzelliğidir. 0 hal ariflerin halidir. Onu görecek göz nerede? Nerede mana bilgisi? Nerede gül bahçesi? Nerede gül bahçesindeki güllerden aşk kokusunu alacak burun?
• Eğer mecliste kimse bulunmasaydı, sözüm yüce olurdu. Ya nur ol, yahut da bizden uzaklaş, git! Bize bu kadar sitemde bulunma! Anlayışsız kişilerin bulunduğu mecliste konuşulmaz.
• Sen, göz ağrısı gibisin, bir türlü gözü bırakmıyorsun. Hoca bu yaprağı çevir, yoksa ben kalemimi kıracağım.
• Vatan boş kalmaz, sen, şu bedeni benden al da, beni bedenden kurtar! Can sarhoş bir halde balçığa saplandı kaldı. Ayağımın kayacağından korkuyorum.