Efendimiz ve Gıybet , İftira .


Çok ocaklar söndürmüştür. Çok canlar yakmış , sevenlerin arasında dikenli tel olmuştur da yine de bu illetten bir türlü kurtulamamışızdır . Kazancının sadece ölü kardeş eti yemekten öte olmadığı , kişiyi zillete düşürdüğü , bir gün gelip yapanın da ayağına dolandığı halde insanlığın vazgeçilmezi olmuştur gıybet , dedikodu , iftira .

Yapana rastlandığında , yapma dediğinde ; < canım ben olanı söylüyorum . Yalan mı ? > pişkinliğinde kendini haklı çıkarmaya çalışmıştır . Sanki bu konuda alemlerin efendisinden daha çok bilgilidir . Çünkü , gıybet nedir diye soran Ashabına :

"" Gıybet , bir kardeşinin arkasından , duyduğunda hoşlanmayacağı şeyleri konuşmandır "" buyuran Efendimiz Aleyhisselâm'a , Sahabe-i Güzin ( rıdvanullahi aleyhim ecmain ) :

-- Söylediğimiz eğer o kardeşimizde varsa gıybet olur mu ? diye sorunca . Aleyhisselât-ü ve sellem efendimiz :

"" Eğer söylediğin şey onda varsa gıybet , yoksa iftira olur "" buyurmuştur . ( Müslim )

Sanki efendimizin uyarısında eğer doğruysa konuşabilirsin diye bir işaret varmış gibi :

< canım ben doğruyu söylüyorum > pişkinliği ve ukalâlığına sarılınır .

Hem başka insanların hayatları hakkında bu derece günaha batmak , neden bir başkalarının umurunda olur ki ? Mecburiyet nedir ? İnsanların düzenlerinin , yuvalarının , namuslarının karalanmasının kazancı nedir , utanılacak bir duruma düşmekten başka ?

İftiraya uğramış , gıybeti yapılmış insan bu durumdan habersiz olduğundan kim o kişinin itibarını koruyup temize çıkaracak ? Hem üçüncü kişilerin o kimse hakkında sui zanda bulunulmasının ceremesi de eklenince insan , zararının farkında olmayacak kadar gafil olmaması gerekir . Eğer mertçe karşısına geçip söyleyeceklerini yüzüne söylese , iş dallanıp budaklanmadan orada çözülecek .

Aslında olması gereken kardeşlerimizin sıkıntı veya sevinçlerini paylaşmakken , onları zan altında , töhmet altında bırakmak Müslümanın , hatta insanın yapacağı bir iş değildir .

Bu konuda Aleyhisselâm Efendimiz şu nasihatlarda bulunmuştur :

"" Miraca çıktığım gece birtakım insanların yanından geçtim . Bunlar , bakırdan tırnaklarıyla yüzlerini , göğüslerini tırmalıyordu . Cebrail'e bunlar kim diye sordum . < Bunlar , gıybet edenler , insanların şeref ve iffetlerine dokunanlardır > dedi . "" ( Ebu Davud )

"" Hiç kimse bana başkası aleyhinde bir şeyle gelmesin . Çünkü ben sizin yanınıza temiz bir kalple çıkmak isterim "" ( Ebu Davud )