163- (2050) Bana Ebû't-Tahir rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Abdul-3ah b. Vehb, Yûnus'dan, o da İfcni Şihab'dan, o da Ebû Seleme b. Abdır-rabmaıı'dan, o da Câbir b. Ahdillnh'dan naklen haber verdi. Câbir şöyle demiş; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'lc birlikte Merru'z-Zahran'-da idik, Irak yemişi topluyorduk. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)
«Onun siyahını toplamağa bakini» buyurdular. Bunun üzerine biz:
— Yâ Resûlallah! Galiba sen koyun gütmüşsün, dedik.
«Evet, onu gütmedik Hİç bir peygamber vgr mı?t buyurdu yahut bu*nun gibi bir söz söyledi.
Bu hadîsi Buhârî «Kitâbu'I-Enbİya» ve «Kitâbu'l-Et'ime»'de; Nezâî «Velime» bahsinde tahrîc etmişlerdir.
Kebâs : Erak denilen misvak ağacının olgun yemişidir. Bazıları bu*nun incire benzer bir yemiş olduğunu, insanlarla develerin ve koyunların onu yediklerini ve hararet verdiğini söylemişlerdir. Bir rivayete göre iki avucu dolduracak kadar salkımı olurmuş.
Ashâb-ı Kiramın : «Ya Resûlallah! Galiba sen koyun gütmüşsün.»» di*ye sormaları, yemişin siyahını tavsiye ettiği içindir. Erak yemişinin ne*vilerini iyi bilenler ekseriyetle çobanlar olurdu. ResûfüIIah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in vaktiyle koyun gütmesindekî hikmeti Hattâbî şöyle izah etmiştir : «Allah Teâla Peygamberliği dünyaya dalanlara ve re*fah sahiplerine vermemiş; koyun güdenlere tevazu ve sanat sahiplerine ihsan etmiştir. Nitekim Hz. Eyyûb'un terzi, Zekeriyya (Aîeyhisselâm) 'm doğramacı olduğu rivayet edilir.» Nevevîde : «Bundaki hikmet tevazu benimsemeleri, kalblerin halvetle sâfileşmesi, bu suretle ümmetlerini idareye intikalleridir» diyor.