93- (2010) Bize Züheyr b. Harb ile Mulıamraed b. Müsennâ ve Ahd b. Humeyd hep birden Ebû Âsım'dan rivayet ettiler. îbn-i Müsennâ dedi ki : Bize Dalıhâk rivayet etti. (Dedi ki) : Bize İbn-i Cüreyc haber verdi. (Dedi ki) : Bana Ebû'z-Zübeyr haber verdi ki, kendisi Câbir b. Abdillah'i şunu söylerken işitmiş. Bana Ebû Humeyd'i Sâid'i haber verdi. (Dedi ki) : Peygamber (Sallaliahü Aleyhi ve Sellemj'e Nakî'den örtülmemiş olduğu hal*de bir bardak süt getirdim. Bunun üzerine :
«Onu velev üzerine aykırı bir çırpı koymak suretiyle olsun örtseydîn ya!» buyurdular.
Ebû Humeyd : «Tulumların bağlanması ancak geceye mahsus emre*dilmiş; kapıların kapanması da geceye mahsus emir duyurulmuştu,» demiş.
(...) Bana İbrahim b. Dinar da rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ravh b. Ubade rivayet etti. (Dedi ki) : Bize İbn-i Cüreyc ile Zekeriyya b. İs-hâk rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize Ebû'z-Zübeyr haber verdi. Ken*disi Câbir b. AbdiIIah'ı şunu söylerken işitmiş : Bana Ebû Humeydi Sâid'i haber verdi ki Peygamber (Sallaliahü Aleyhi ve Sellem) 'e bir tas süt ge*tirmiş...
Râvi yukarki hadîsin mislini zikretmiştir. Yalnız Zekeriyya Ebû Hu-meyd'in «Geceleyin» dediğini anmamıştır.
94- (2011) Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Küreyb rivayet ettiler. Lâfız Ebû Küreyb'indir. (Dediler ki) : Bize Ebû Muâviye, Âmeş'-den, o da Ebû Salih'den, o da Cabir b. AbdiIIah'dan naklen rivayet etti.
(Şöyle demiş): Resûlüllah (Salialahİi Aleyhi ve Sellem)'e birlikte idik. Su istedi ve bir adam :
— Yâ Resûlallah! Sana nebiz sunmayalım mı? dedi. Bunun üzerine : «Hay hay!» buyurdular. Adam hemen koşarak çıktı ve içinde nebiz bulunan bir tas getirdi. Kesûlüllah (Sallahahü Aleyhi ve Sellem) :
«Onu velev üzerine aykırı bir çırpı koymak suretiyle olsun örtseydin ya!» buyurdu ve içti.
95- (...) Bİze Osman b. Ebî Şeyhe de rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Cerir Âmeş'den, o da Ebû Süfyân ile Ebû Salih'den, onlar da Câbir'den naklen rivayet etîi. Câbir (şöyle demiş) : Ebû Humeyd denilen bir adam Naki'den bir tas süt getirdi de Resûlüllah (ScüîaUahü Aleyhi ve Sellem) ken*disine :
«Onu velev üzerine aykırı bir çırpı koymak suretiyle olsun Örtseydin ya!» buyurdular.
Bu hadîsi Buhâri «Kitâbu'l-Eşribe»'de tahrîc etmiştir,
Nakî': Va'dil Akik'de bir yerin ismidir. Eesûlüllalı (Sallaîlahü Aleyhi ve Seliem)in koyun otlatmak için koruduğu yerin burası olduğu söylenir. Ki Medine'den yirmi fersah uzaktadır. Resûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in kabın üzerine hiç olmazsa aykırı bir çubuk konulmasını emir buyurması, Örtecek başka bir şey bulunmadığına göredir. Ulemâ, kapları Örtme emrinin birçok faideleri olduğunu söylemişlerdir. Bunlardan iki tanesi buradaki hadîslerde varid olmuştur. Biri şeytandan korumaktır. Çünkü şeytan kapak açamaz, bağ çözemez. İkincisi senenin bir gecesinde inen taundan korumaktır. Bunlardan maada pisliklerden korumak, muh*telif sinek ve böceklerden muhafaza gibi faydaları vardır. Zira açık bıra*kılan kabın içine geceleyin akreb gibi zehirli bir hayvan düşebilir. Bunu bilmeyen kimse kabın içindekini yer veya içerse zehirlenir.
Hz. Ebû Humeyd 'in kapları örtmek geceye mahsustu sözü hadîsin metninden değildir. Nevevî diyor ki : «Ekseri usul uleması*nın kavline göre —ki İmam Şafiî ile diğer ulemanın mezhebleri de budur. Sahabinin tefsiri lâfzın zahir olan mânasına muhalif ise hüccet değildir. Bu tefsir konusunda başka müçtehidlerin ona uyması lâzım gel*mez. Ama hadîsin zahiri mânâsında sahabinin sözüne muhalif bir şey yok, fakat mücmel olursa bu takdirde sahabinin te'viîine müracaat olunur ve hadîs onun söylediğine hamledilir...
Kapları örtme emri umumîdir. Binâenaleyh râvinin mezhebi ile amel ederek tahsisi kabul etmez. Umum üzere bırakılır.»