237. Kâb b. Ucre'den: İhramh vaziyette Hz. Peygamberle be*raberdim. Basımdaki haşereler bana eziyet vermeye başlamışlar*dı. Bunun üzerine Hz. Peygamber tıraş olmamı emrederek: «Ya üç gün oruç tut, ya adam başına iki müd olmak üzere altı fakiri doyur, ya da bir koyun kurban kes. Bunlardan hangisini yaparsan, fidye*ni ödemiş olursun» buyurdu.

238. Kâ'b b. Ucre anlatıyor: Hz. Peygamber bana:
«— Sanırım haşereler sana eziyet veriyor!» dedi. Ben de:
«— Evet Ya Resûlallah!» diye karşılık verdim.
Bunun üzerine Peygamberimiz bana:
«— Tıraş ol. Fidye olarak ya üç gün oruç tut, ya alta faki*ri doyur, ya da bir koyun kurban kes.» buyurdu.

239. Kâ*b b. Ucre anlatıyor: Ben arkadaşlarıma ait bir çömle*ğin altını üflerken Resûlullah (s.a.v.) bana geldi. Benim saç ve sa*kallarım haşerelerle dolmuştu. Hz. Peygamber alnımdan kaldıra*rak:
«— Bu saçları kestir. Fidye olarak da, ya üç gün oruç tut, ya da altı fakiri doyur» buyurdu. Hz. Peygamber yanımda kesilecek kurbanlık olmadığını biliyordu.
tnsanı rahatsız edici durumların fidyeleriyle ilgili olarak imam Malik şöyle der: Zaruri bir durum olmadıkça kişiye fidye vermek düşmez. Kefaretler farz olduktan sonra ödenirler. Kefaret yüklenen kişi bunu dilerse kurban olarak, dilerse oruç olarak, dilerse sadaka olarak Mekke'de veya başka bir yerde ödeyebilir.
imam Malik'ten: İhramda bulunan bir kimsenin ihramdan çıkıncaya kadar saçlarını yolması, onları tıraş etmesi, kısaltması doğru değildir. Şayet bu durum başına sıkıntı veriyorsa gerekeni yapar, Allahın emrettiği gibi de fidyesini verir. Yine ihramda bu*lunan kimsenin tırnaklarını kesmesi, haşere öldürmesi, üzerinde*ki, başındaki ve elbisesindeki haşereleri yere atması da doğru de*ğildir. $ayet ihramda bulunan kimse üzerindeki veya elbisesinde*ki bir haşereyi yere atarsa, bir avuç yemekliği fidye olarak vermesi icap eder.
. imam Malik'ten:
Yine ihramda bulunan bir kimsenin unutarak veya bilmiye-rek burnundan, koltuk altından kıl koparması, hamam otu ile bedeninden kıl ayıklaması, mecburiyet altında başındaki bir yaranın etrafını tıraş etmesi, kan aldırmak için kafasındaki bir yerin kıllarını kesmesi gibi durumların hepsinde, her bir durum için ayrı ayrı fidye vermesi lâzımdır. Ancak, başından kan aldır*mak için başının o kısmındaki saçları kesmesi gerekmez. Herhan*gi bir kimse cemreleri taşlamadan önce bilmeyerek tıraş olsa fidye vermesi lâzımdır.