221- (2540) Bİze Yahya b. Yahya Et-Temîmî ile Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ve Muhammed b. Ala' rivayet ettiler. Yalıya : Ahberanâ, Ötekiler : Haddesenâ tâbirlerim kullandılar. (Dediler ki) : Bize Ebû Muaviye A'me'ş-den, o da Ebû Sâlih'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivayet etti. (Şöy*le demiş): Resûliülah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
«Ashabıma sövmeyin! Ashabıma sövmeyin! Nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, biriniz Uhud (dağı) kadar altın infâk etse, onların bir ölçeğine veya onun yansına erişemez.» buyurdular.
222- (2541) Bize Osman b. Ebî Şcybe rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Cerîr A'meş'den, o da Ebû Sâlİh'deıı,-o da Ebû Said'den naklen rivayet etti. (Demiş ki) : Hâlid b. Velİd ile Abdurrahman b. Avf arasında bir şey vardı. Hâlid ona sövdü. Bunun üzerine Resûlüllah (Sallaîlahü Aleyhi ve Sellem):
«Ashabımdan kimseye sövmeyin! Çünkü bîriniz Uhud (dağı) kadar al*tın infak etse, onların bir ölçeğine veya yansına erişemez.» buyurdular.
(...) Bize Ebû Saîd El-Eşec ile Ebû Küreyb rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize Vekî' A'meş'den rivayet etti. H.
Bize Ubeydullah b. Muâz da rivayet etti. (Dedi ki) : Bize babam rİ-vâyet etti. H.
Bize İbni Müsennâ ile İbni Beşşâr dahi rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize İbnü Ebî Adiy rivayet etti. Bu râviler hep birden Şu'bc'detı, o da A'meş'den naklen Cerîr ile Ebû Muâviye'nin isnadı ile onların hadîsi gibi rivayette bulunmuşlardır. Şu'be ile Vekî'in hadîsinde Abdurrahman b. Avf ile Hâlid b. Velîd'in zikri geçmemiştir.
Bu hadîsin Ebû Saîd rivayetini Buhârî «Kitâbu'fedâil-ü Eshab-in-Nebî»'de; Ebû Dâvud ile İbni Mâce «Kitâbu's-Sünnet»'de; Tirmizî ile Nes.âî «Kitâbu'l-Menâkib»'de muh*telif râvilerden tahric etmişlerdir. Ebû Hüreyre rivayeti hak*kında Ebû Ali El-Ceyyânî şöyle demiştir : «Ebû Mesüd'u Dimeşkî bunun vehm olduğunu söylüyor. Doğrusu Ebû Muâviye'nin A'meş'den, onun da Ebû Salih 'den, onun da — Ebû Hüreyre 'den değil — Ebû Said-i Hudrî1-den rivayet etmiş olmasıdır.
Onu Yahya b. Yahya ile Ebû Bekr b. Ebî Şeybe, Ebû Küreyb ve başkaları böyle rivayet etmişlerdir. Darekutnî'ye bu hadîsin isnadı sorulmuş da : Onu A'meş ri*vayet ediyor. Ama ondan muhtelif şekilde rivayet edilmiştir. Zeyd b. Ebî Ümeyye, A'meş 'den, o da Ebû Salih 'den, o da Ebû Hüreyre 'den naklen rivayet etmigtir. Ebû Avâne 'den de muhtelif şekilde rivayet edilmiştir. Hadîsi Affân ile Yahya b. Hammad, Ebû Avâne 'den, o da A'meş 'den bu gekilde rivayet etmişlerdir. Müseddid ile Ebû Kâmil ve Şey-bân ise Ebû Avâne 'den rivayet etmişler ve Ebû Hürey*re ile Ebû Saîd 'den demiglerdir. Nasr b. Ali dahî; Ebû Dâvud ile Haraşî 'den, onlar da A'meş'den diye rivayet et-miçtir. A'meş'in rivayetlerinin doğrusu Ebû Salih 'den, onun da Ebû Saîd 'den rivayet olunanıdır. Bu hadîsi Zaide, Asım'dan, o da Ebû Salih 'den, o da Ebû Hüreyre 'den rivayet etmişse de, doğrusu Ebû Salih'in Ebû Saîd 'den rivayet et*miş olmasıdır, demiştir.»
Nevevî diyor ki : «Fitnelere karışmış olsun olmasın ashab-ı ki*rama sövmek haramdır; haram kılman kötülüklerdendir. Çünkü onlar müctehiddirler. Sahabenin faziletleri bahsinde izah ettiğimiz gibi, onlar . bu harbler hususunda te'vilcidirler. Kaadî Iyâz onlardan birine sövmenin büyük günahlardan sayıldığını söylemiştir. Bizim mezhebimizle cumhura göre ashaba söven öldürülmez; ta'zir olunur. Mâlikîler'-den bazıları Öldürüleceğine kail olmuşlardır.»
Yerinde de görüldüğü vecihle müd, okkadan küçük bir ölçektir. Fi-renkler nazarında ise on sekiz litrelik kapdır. Hadîsin mânâsı: Sizden bi*riniz Uhud dağı kadar altın tasadUuk etse, bunun sevabı ashabımdan birinin yarım müd zahireden kazanacakları sevaba erişemez demektir. Kaadî Iyâz: <Bu da gösterir ki, Aşhâb-ı kiram kendilerinden son*ra gelen bütün insanlardan daha faziletlidirler. Onların sadakalarının da*ha faziletli olması zaruret zamanında ihtiyaç ve sıkıntı içinde oldukları halde - vermelerindendîr. Başkalarının hâli böyle değildir. Onların cihad vesâir tâatları da hep böyle olmuştur...» diyor.