90- (1867) Bize Yahya b. Eyyûb ile Kuieybe ve İbni Hucr rivayet ettiler. Lâfız İbni Eyyûb'undur. (Dediler ki): Bize İsmâîl —bu zât İbni Ca'ferMir— rivayet etti. (Dedi ki): Bana Abdulah b. Dînâr haber verdi, ki kendisi; Abdullah b. Ömer'i:
Biz Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e dinleyip itaat şartı ile bey'at ediyorduk. Bize : «Gücünün yettiği hususta» buyururdu; derken işitmiş.
Bu hadîsi Buhâri «Ahkâm» bahsinde tahrîc etmiştir.
«Gücünün yettiği hususta» mânâsına gelen kelimesi yalnız
Müstemlî ile Serahsî1 nin rivayetlerinde burada Jİduğu gibi müfred zikredilmiştir. Başkalarının rivayetlerinde «Gücünüzünyettiği hususta» şeklinde cemi' olarak nakledilmiştir.
Nevevî bu kelimeyi müfred mütekellim yânî «gücümün yettiği hususta» mânâsına almış ve şöyle demiştir: «Bu, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in ümmetine olan sonsuz şefekat ve merhametin dendir. Ümmetinden biri takat getiremiyeceği bir bey'atın umûmuna girmesin diye onlara (gücümün yettiği hususta) demeyi öğrenmiştir.
Hadîs-i Şerîf, gücünün yetmeyeceği bir işe özenen kimseye: yapa*mayacağın işe özenme! demenin caiz olduğuna delildir. Ve mânâ itibarı ile «gücünüzün yeteceği işleri iltizâm edin!» hadîsi gibidir.