"(Bu sevâblar) îmân edip de ancak Rabblerine güvenip dayanmakta, büyük günâhlardan ve açık kötülüklerden kaçınmakta, öfkelendikleri zaman bizzat kusurları örtmekte olanlara.., mahsûstur" (eş-şûrâ: 36-37);
"O takva sahihleri bollukta ve darlıkta infâk edenler, öfkelerini yutanlar, insanlardan afv ile geçenlerdir. Allah iyilik edenleri sever" (âiu imrân: 134).
139-.......Bize İmâm Mâlik, İbn Şihâb'dan; o da Saîd ibnu'l-Müseyyeb'den; o da Ebû Hureyre(R)'den tahdîs etti ki, RasûluIIah (S) şöyle buyurmuştur: "Çok kuvvetli pehlivan, birçok güreşçileri yere serip gâlib olan değildir. Asıl kuvvetli pehlivan, öfkelendiği sırada nefsine mâlik (ve irâdesine hâkim) olan kimsedir".
140-.......Süleyman ibn Sured (R) tahdîs edip şöyle demiştir:
Peygamber(S)'in yanında iki kişi sövüştüler, biz de yanında oturu*yorduk. O ikisinden biri arkadaşına öfkelendirilmiş olarak sövüyor*du, öfkesinden yüzü kıpkırmızı olmuştu. Bunun üzerine Peygamber:
— "Ben bir kelime bilmekteyim ki, bu öfkeli olan kişi onu söy*lese, kendisinden öfkesi muhakkak gider: Eğer "Eûzu billahi mine'ş-şeytânVr-racîm (= Ben taşlanmış şeytândan Allah'a sığınırım)1 dese" buyurdu.
Oradaki sahâbîler o öfkeli adama:
— Sen Peygamber'in söylemekte olduğu sözü (öfke reçetesini) işitmiyor musun? dediler.
O adam:
— Ben deli değilim, dedi.
141-.......BizeEbû Bekr -ki.o İbn Ayyâş'tir-Ebû Husayn'dan; o da Ebû Salih'ten; o da Ebû Hureyre(R)'den şöyle haber verdi: Bir adam -ki o Câriyetu'bnu Kudâme'dir- Peygamber(S)'e:
— Bana bir nasîhat tavsiye et! dileğinde bulundu. Peygamber ona:
— "Gadablanma!" buyurdu.
Bunun üzerine o kişi Peygamber'den tekrar tekrar nasîhat tav*siye etmesini istedi, her defasında Peygamber ona "Gadablanma!" öğüdünü verdi.