Yüce Allah da:
"Ey Peygamber kâfirlerle, münafıklarla savaş, onlara karşı sert davran... " (et-Tahrîm: 9) buyurdu.
134-.......Âişe (R) şöyle demiştir: Peygamber (S) yanıma girdi. Evde üzerinde suretler bulunan bir perde vardı. Peygamber onu gö*rünce yüzünün rengi değişti. Sonra o perdeyi uzanıp aldı ve onu yırt*tı.
Âişe: Peygamber:
— "Kıyamet günü azabın en şiddetli olanlarından bir nev'i işte bu resimleri yapan kimselerdir" buyurdu, dedi.
135-.......Ebû Mes'ûd (el-Bedrî el-Ensârî-R) şöyle demiştir: Bir adam Peygamber(S)'e geldi de:
— Fulânca kimse bize namaz kıldırırken o kadar uzatıyor ki, val*lahi sabah namazına gitmekten (adetâ) geri kalıyorum! dedi.
Ebû Mes'ûd dedi ki: Ben Rasûlullah'ı hiçbir mev'ızada o günkü kadar öfkeli görmedim.
Yine Ebû Mes'ûd dedi ki: Bu şikâyet üzerine Rasûlullah: — "Ey insanlar! İçinizden bâzı kimselerde cemâati dînden nef*ret ettirme hasleti vardır. Herhanginiz namaz kıldıracak olursa hafif tutsun. Çünkü cemâatin içinde hasta olanı var, yaşlı olanı var, iş güç sahibi olanı vardır" buyurdu.
136-....... Abdullah ibn Umer (R) şöyle demiştir: Peygamber (S) cemâatin önünde namaz kıldırırken mescidin kıble tarafındaki du*varda bir tükürük gördü de onu eliyle kazıdı ve öfkelendi. Sonra na*mazdan çıkınca:
— "Sizden herbiriniz namaz içinde olduğu zaman Allah onun yüzü mukaabilindedir. Onun için hiçbiriniz namaz içinde iken yüzü*nün karşısına doğru tükürmesin!" buyurdu.
137-.......Bize Rabîatu'bnu Ebî Abdirrahmân, Munbeis'in âzâdlısından; o da Zeyd ibn Hâlid el-Cuhenî'den şöyle haber verdi: Bir adam RasûIullah(S)'a bulunmuş eşyanın hükmünden sordu. Rasû*lullah:
— "Bir sene i'lân et, sonra bunun kabının ağız bağını ve içinde-kini iyi tanı, sonra bununla faydalan. Eğer sahibi gelirse, onu kendi*sine ver!" buyurdu.
O zât:
— Yâ Rasûlallah! Koyun yitiğinin hükmü nedir? dedi. Rasûlullah:
— "Onu sen al! Çünkü o ya senin, ya mü'min kardeşinin yâhud da kurdundur!" buyurdu.
O zât:
— Yâ Rasûlallah! Yitik devenin hükmü nedir? dedi.
Râvî dedi ki: Bu suâl üzerine Rasûlullah öfkelendi, hattâ iki ya*nakları yâhud yüzü kıpkırmızı oldu. Sonra:
— "Ondan sana ne? O hayvanın gezecek tabanı var, karnında su tulumu var, sahibine kavuşuncaya kadar gezer, içer!" buyurdu.
138- el-Mekkî de şöyle dedi: Bize Abdullah ibn Saîd tahdîs etti.
H Bana Muhammed ibn Ziyâd tahdîs etti. Bize Muhammed ibn Cafer tahdîs etti. Bize Abdullah ibn Saîd tahdîs edip şöyle dedi: Ba*na Salim Ebu'n-Nadr Mevlâ Umer ibn Ubeydillah, Busri ibnu Saîd'-den tahdîs etti ki, Zeyd ibn Sabit (R) şöyle demiştir: Rasûlullah (S) mescidde hurma yaprağı örgülerinden yâhud hasırdan küçük bir hücre çevirdi. RasûluIIah (ramazânda bir gece) çıkıp onun içinde namaz kı*lıyordu. Kendisini birtakım adamlar ta'kîb ettiler ve gelip onun na*mazına uyarak namaz kılar oldular. Sonra bir gece daha geldiler ve orada hazır oldular. RasûluIIah onlardan gecikti ve onların yanına çıkmadı. Bunun üzerine seslerini yükseltip kapıya çakıl taşlan attı*lar. Bunun üzerine RasûluIIah öfkelenmiş olarak onların yanına çık*tı. Ve RasûluIIah onlara:
— "Yaptığınız bu namaz isimsizinle birlikte devam ettirdim. Fa*kat onun, sizin üzerinize farz yazılacağını zannettim.Onun için sizler bu gece namazını evlerinizde kılınız. Çünkü kişinin namazının hayır*lısı, farz namazı müstesna, kendi evinde kıldığı namazdır" buyurdu.