39. Nu'man b. Beşir (r.a.)'den: Babam Beşir, beni Resûlullah (s.a.v.)'a götürdü ve:
«— Ben şu oğluma kölemi bağışlamak istiyorum» dedi. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.):
«— Her çocuğuna bunun gibi bir hibe verdin mi?» buyur*du. Beşir:
«— Hayır» diye cevap verdi. Resûlullah (s.a.v.) de:
«— Bundan vazgeçbuyurdu.
40. Hz. Peygamber (s.a.v.)'in hanımı Hz. Aişe (r.a.) der ki: Ebû Bekir es-Sıddık (r.a.), Gâbe denilen yerde bana toplanacak yirmi vesk hurma hibe etti. Öleceği zaman (babam) Ebû Bekir şöyle
dedi:
«— Kızım vallahi ölümümden sonra senin zengin olmanı her*kesten daha çok isterim. Fakir olmana da çok üzülürüm. Sana top*lanacak yirmi vesk hurma bağışlamıştım. Şimdiye kadar topla*dıkların senin. Fakat onlar bugün varis malı olmuştur. Senin iki erkek ve iki de kız kardeşin var. Geri kalanı, Allah'ın kitabına uy*gun olarak aranızda paylaşın.» Ben derim ki:
«— Babacığım vallahi, şu ve şu kadar da olsa onu (varislere) bırakırım. Kız kardeşlerimin biri Esma, diğeri kim?» Babam Ebû Bekir:
«— Harice'nin kızının karnındaki çocuktur. O çocuğun kız ola*cağını sanıyorumcevabını verdi.
41. Ömer b. Hattab (r.a.) şöyle dedi: Neden çocuklarına bağış*ta bulunan kişiler sonradan yaptıkları bağışı vermiyorlar? Oğlu ölen biri, malım elimde, onu hiç kimseye bağışlamadım» der. Eğer kendisi ölmek üzere olsa «o mal oğlumundur. Ben o malı oğluma bağışlamıştım» der. Bağışta bulunan kimse, vereseler bırakarak ölür, bağışlanan da o Ölünceye kadar bağışı teslim almazsa, bu ba*ğış hükümsüz olur.