22- (2144) Bize Abdü'1-A'lâ b. Haramâd rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Hammâd b. Seleme, Sabit EI-Bûnânî'den, o da Enes b. Mâlik'den naklen rivayet etti. Enes şöyle demiş: Abdullah b. Ebî Talhate'l-Ensâri doğduğu vakit onu Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi veSeltem)'e götürdüm. Resûfüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bir aba içinde devesini katranlıyordu. (Bana) :
«Yanında kuru hurma var mı?» diye sordu.
— Evet! dedim. Ve kendilerine birkaç hurma verdim. Onları ağzına atarak çiğnedi. Sonra çocuğun ağzını açtı ve hurmayı içine püskürdü. Ço*cuk onu yalamaya başladı. Bunun üzerine Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
«Ensârın sevgilisi hurmadır.» buyurdu. Ve çocuğa Abdullah adını verdi.
23- (...) Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Yezîd b. Hârûn rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ibni Avn Ibni Sîrîn'den, o da Enes b. Mâlik'den naklen haber verdi. Enes şöyle demiş: Ebû Talha'-nın hasta bir oğlu vardı. Ebû Talha (bir haceti için) dışarı çıktı ve ço*cuk öldü. Ebû Talha döndüğü vakit: Oğlum ne yapıyor? diye sordu. Üm-mü Süleym: O eskisinden daha sakindir, dedi. Ve ona akşam yemeğini yedi. Sonra Ümmü Süleym'e yakınlık etti. Bundan fariğ olunca Ümmü Süleym:
— Çocuğu defnedin! dedi. Sabaha çıkınca Ebû Talha Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) e gelerek (olanı) ona haber verdi. Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
«Bu gece gelin güveyi oldunuz mu?» diye sordu.
— Evet! cevâbını verdi.
«Al la hım! Bunlara bereket ver!» diye dua etti. Sonra Ümmü Süleym bir oğlan doğurdu. Ebû Talha bana :
— Bunu yüklen de Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'e götür, dedi.
Enes çocuğu Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'e götürmüş. Ümmü Süleym onunla birkaç kuru hurma göndermişmiş. Peygamber (Sallallahü A leyhi ve Sellem) çocuğu almış ve :
«Enes'in yanında bir şey var mı?» diye sormuş.
— Evet! Birkaç hurma var, demişler. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bu hurmaları alarak çiğnemiş. Sonra onları ağzından alarak ço*cuğun ağzına koymuş. Sonra tahnik yapmış ve çocuğa Abdullah ismini vermiş.
(...) Bize Muhammed b. Beşşâr rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Haramâd b. Mes'ade rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ibni Avn, Muhammed'den, o da Enes'den naklen bu kıssa ile Yezid'in hadîsi gibi rivayette bulundu.
24- (2145) Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Abdullah b. Berrâd El-Eş'arî ve Ebû Küreyb rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize Ebû Üsâme, Bû-reyd'den, o da Ebû Bürde'den, o da Ebû Musa'dan naklen rivayet etti. Ebû Mûsâ şöyle demiş : Bir oğlum dünyaya geldi de, onu Peygamber (Salİalîahü Aleyhi ve Sellem)'e getirdim. Ona İbrahim adım verdi. Ve bir kuru hurma ile tahnik yaptı.
Bu rivayetleri Buhâri «KitâbıTl-Akîka»'da tahrîc etmiştir.
Ebû Talha (Radhallahü anh) Hz. Enes'in üvey babası oldu*ğunu evvelce görmüştük. Şu halde yeni doğan Abdullah b. Ebî Talha, Enes (Radiyallahu anh) 'in anne bir kardeşi demektir.
«Ensârıri sevgilisi kuru hurmadır.» diye terceme ettiğimiz cümlesi ha'nm zamme ve kesresiyle okunmuştur. Kesre ile okunduğu takdirde mahbub mânâsına gelir. Ve kelimenin son merfu' oku*narak bir mübteda haber cümlesi meydana gelir ki, bizim verdiğimiz mâriâ buna göredir. Bu kelime ha'nm zammı ile Hub okunursa masdardır. Bu takdirde sonunu mansûb ve merfu okumak caizdir. Mansûb kıraati daha meşhurdur. Mansûb okunduğu takdirde cümle : «Ensann sevdikleri kuru hurmaya bakın!» diye takdir olunur. Temr kelimesi dahî mansûb okunur. Hub kelimesini merfu okuyan, onu mübtedâ yapmış olur. Haberi mah-zufdur. «Lâzımdır yahut âdettir...» gibi bir haber takdir olunur.
Ümmü Sü1eym'in: «O eskisinden daha sakindir...» sözü ica*bında tevriyeli konuşmanın caiz olduğuna delildir. Bu sözden çocuğun sa§ olduğu ve hastalığının hafiflediği anlaşılır. Hakikatte ise ölmüştür. Fakat annesi kocasına karşı vazifesinde kusur etmemek için böyle kapalı konuşmuştur. Nitekim ortada hiç bir şey yokmuş gibi kocasına akşam yemeği getirerek onu doyurmuş, sonra onun cima isteğini de reddetme*yerek itaatta bulunmuştur. Hersey bittikten sonra da çocuğun öldüğünü söylemiştir. Resûlüllah (Sattallakti Aleyhi ve Sellem) Hz. Ümmü Sü1eym'in bu eşsiz sabır ve metanetine hayret etmiştir.
«Siz bu gece gelin güveyi oldunuz mu?» diye sorması bundandır. "Tahnikin kuru hurma gibi tatlı bir şeyi çiğneyerek yeni doğan bir çocuğun ağzına sürmek mânâsına geldiğini de evvelce görmüştük.