22. Sana Firavun'a yakışan debdebe, yücelik gerekse; aşkı geri ver!
Mefa'îlün, Mefa-îlün, Mefa'îlün, Mefa'îlün
(c. I, 59)
• Sen, hor görülmekten şikayet ediyorsun, ağlayıp duruyorsun, sızlanıyorsun, hor görülüşteki lütufları, ihsanları göremiyorsun. Ya Hakk'tan yardımlar, ihsanlar isteme, yahut az şikayette bulun!
• Sana, Firavun'a yakışan debdebe, yücelik gerekse, sana yakışmayan aşkı ver, Fıravun gibi vilayetler al, malını, mülkünü artır, ihtişamlı bir hayat sür!
• 0 can ne mutlu candır ki, sonunda bahta, mutluluğa erişmek için daha önceden hor görülmeyi, aşağı görülmeyi alır da öper, başına kor.
• Pek büyük olan, kıyısı kenarı bulunmayan o hiddet denizinden binlerce kol ayrılır, her tarafa rahmet ırmakları akar. 0 ırmaklar, merhameti sonsuz olan Allah'ın iyi, kötü bütün kullarının can bahçelerine ulaşır, her canı suya kavuşturur. 0 hiç kimseyi mahrum bırakmaz.
" Ey gönül, sen o dereye bakma! 0 dere ile yetinme; için daralır, o derelerin önune çıktıkları kaynağa, sonra hep orada birleşeçekleri asla, vahdet deryasına bak!
• Bir domuz misk içinde, bir insan da pislik içinde doğsa, her biri rızık bakımından da aslına gider, her bakımdan da aslına varır.
• Hakk kapısının uyuz köpeği bile dünyadaki bütün arslanlardan iyidir, değerlidir. Çünkü o Hakk'ın aşkını söyler ve o kapıyı gözetme ve bekçilik yapma usullerini bilir.