Takdim
Prof. Dr. İbrahim Canan
“Biz, bizden evvelkilerin ekip biçtikleriyiz; bizden sonraki nesiller de bizim gayretimizin semeresi olacaklardır.” (F.G.)
Ziyade derinliği olan eserleri, bunlarla elektriklenerek aksiyona geçen hamiyetler ve bunların ortaya koydukları sayısız maarif müesseseleriyle memleketimizin irfan ve fikir hayatında müstesna bir yer tutan muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’nin Çocuk Terbiyesi adlı bu son eseri [1], bir takdim yazısı hazırlamak üzere bana intikal ettirilince kitabı önce baştan sona bir kere okudum.
Gördüm ki bu iş o kadar kolay değil. Çünkü, terbiye gibi müfredatı fazla zengin olan bir sâhanın pek çok meselesine âyet ve hadisler çerçevesinde öz olarak yer verilmiş ve bir çok mesajlar dercedilmiş. Muhtevanın tamamına okuyucunun dikkatini çekmek mümkün değil, bazılarını tercihin de zorlukları var; çünkü hepsi önemli. Buna rağmen, eserde, ilk sayfalardan son sayfalara kadar şuurla, sistemle tekrar edilen birkaç hususla, dikkatlere arz edilmesinde gerek duyduğumuz bazı noktaları, -müellifinin üslubuna uygun olarak- tekrarlı ve vurgulu şekilde nazara vermeyi uygun gördüm.
İlk belirtmek istediğim husus, nice zenginlik ve inciliklerle dantelleştirilmiş böylesi sıra dışı bir kitaba “Çocuk Terbiyesi” isminin pek hafif, pek mütevazı kalmış olmasıdır. Bu sebeple, dış kapağa yansımayacak bile olsa, kanaatimi, okuyucularla paylaşmak üzere, sözün başında, -kitabı daha okurken, gayr-ı ihtiyari aklıma geliveren- “Büyük Türkiye’nin Geleceğine Bir Katkı veya Çocuk Terbiyesi” ismini daha uygun bulduğumu belirtmek istiyorum. Kitaba biraz da, yurdumuzda istikbale matuf, uzun vadeli projelere göre adım atan, aksiyon ortaya koyan, muhaliflerini hep reaksiyon planında tutma başarısını gösteren bir kişinin eseri olarak bakarsak teklif edilen ismin uygunluğu anlaşılır.
Bu çerçevede, eseri, en az Türkiye çapında yeni bir aksiyonun, yeni bir başlangıcın start’ı olarak görmek mübalağalı olmaz. Nitekim müellifin müteakip ifadeleri arasında şu cümlelere de rastlayacağız: “Aile cemiyetin en önemli rüknüdür. Bu rüknün sağlamlığı millet ve devletin de sağlamlığı demektir. Öyleyse milletin ve devletin bu temel rüknü katiyyen projesiz ve plansız bırakılmamalıdır.”
Tekrarla vurgulamak isterim: Bu eser, ismine bakılarak piyasada onlarcasına rastlayacağımız, çoğu kere terbiye vak’asını yeterince kavramamış nâehiller tarafından, batılı yazarlardan anlaşılmadan aparılmış, nice pasajlarında bizim dünyamıza, Türkiye’nin içtimai şartlarına uyum sağlamayan çocuk terbiyesi kitaplarıyla karıştırılmamalıdır.
Sözün başında isme takılmamızın esas mühim sebebi eserin muhtevasıdır: Okuyucunun anlayacağı, alacağı, -pratiğe aktarılmasının şahsi gücü ve imkanı dahilinde bulunduğuna ikna olacağı- çok mesaj var.
Ve hemen belirteyim: Eserde, terbiye meselesi, anlaşılması gereken çap ve vüs’atte ve kendi şartlarımıza uygun muhtevada vazedilmiştir. Okununca görüleceği üzere, terbiyenin gayesi ferd ve aile planında iyi ve mükemmel kişilere ulaşmakla sınırlı değildir. Asıl gaye, Hocaefendi’nin orijinal ifadesiyle: “Büyük Türkiye’nin geleceğine bir katkı –ki bu her vatandaşın mefkuresi olmalıdır- ideal ferd ve ideal ailelerin mevcudiyetine vebestedir”. Bu telakkinin sevkiyle, kitapta öncelikle “evlenme” ve “aile” bahislerine yer verilmiş terbiye ile ilgili bahisler müteakiben ele alınmıştır.