Sayfa 3/3 İlkİlk 123
30 sonuçtan 21 ile 30 arası

Konu: MedÎne bombardimani.3.

  1. #21
    ACİZKUL
    ACİZKUL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: MedÎne bombardimani.3.

    842 � SÜBKÎ: İkiyüzkırküçüncü [243] sırada, Ebû Hasen ismine bakınız! 136, 341, 348.
    843 � SÜFYÂN BİN UYEYNE �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Muhammed, müctehid idi. Mezhebi zemânla unutuldu. [107] de Kûfede tevellüd, 198 [m. 813] senesinde Mekke-i mükerremede vefât etdi. 91, 443.
    844 � SÜFYÂN-I SEVRÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Abdüllah bin Sa�îd, büyük islâm âlimlerindendir. Müctehid idi. Mezhebi zemânla unutuldu. 95 [m. 713] senesinde Kûfede tevellüd, 161 [m. 778] de Basrada vefât etdi. Cüneyd-i Bağdâdî bunun mezhebinde idi. 50, 565, 607, 609, 641, 909, 1161.
    845 � SÜHEYB-İ RÛMÎ �radıyallahü anh�: Ebû Yahyâ Süheyb bin Sinân, ilk islâma gelenlerdendir. Rumların elinde köle idi. Bütün gazâlarda bulundu. Hadîs-i şerîfle medh olundu. Otuzsekiz 38 [m. 659] senesinde, yetmiş yaşında, Medîne-i münevverede vefât etdi. İyi rumca bilirdi. 693.
    846 � SÜLEMÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Abdürrahmân Muhammed bin Hüseyn, Nîşâpûrludur. [330] da tevellüd, 412 [m. 1021] de vefât etdi. Tefsîr, hadîs ve tesavvuf âlimidir. (Tabakât-i sôfiyye)si ve (Hakâyık) tefsîri meşhûrdur. Hâl tercemesi (Nefehât)da yazılıdır. (Temhîd) kitâbının sâhibi olan Ebû Şekûr Muhammed Ebû Bekr Sülemî başkadır. 415.
    847 � SÜLEYMÂN �aleyhisselâm�: Dâvüd aleyhisselâmın oğludur. Hem Peygamber, hem sultân idi. Kudüsde, Mescid-i aksâyı yedi yılda, çok san�atlı yapdı. Serâylar yapdırdı. Akabe körfezinden Fırat kenârına kadar kırk sene adâletle hükûmet sürdü. Ticâret gemileri yapdı. Kızıl deniz ve Ummân denizinde ticâret yapdırdı. Yemendeki Sebe� sultânı olan Belkıs ile evlendi. Vezîri (Âsâf) çok akllı ve hakîm idi. 62, 381, 482, 736, 737, 772, 790, 1082, 1089, 1194.
    848 � SÜLEYMÂN BİN ABDÜLVEHHÂB �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ehl-i sünnet âlimlerinden idi. Kardeşi Mehmedin kitâblarına reddiyyeler yazdı. Bunlardan (Savâik-ul-ilâhiyye firredd-i alel-vehhâbiyye) kitâbında diyor ki, (İbn-ül-kayyım-ı Cevziyye (Şerh-ul-menâzil) kitâbında, Allahü teâlâ bir kimseyi bir bakımdan sever, başka bir bakımdan sevmez diyor. Böylece bir kimsede îmân ile küfr birlikde bulunur. Peygamberlere inanmazsa, îmânının fâidesi olmaz. Peygamberlere inanmış ise, çeşidli şirkleri onu îmândan çıkarmaz, diyor. Vehhâbîlerin her biri, bir müslimânda başka başka küfr bulunduğunu söylüyor. Her birine göre, bir müslimâna başka çeşid kâfir diyenlerin kendilerinin de kâfir olmaları lâzım gelir. Vehhâbîler, kendilerinin Hanbelî mezhebinde olduklarını söylüyorlar. Hanbelî mezhebinin çok kıymetli (İknâ�) kitâbında, Peygamberlerin ve Evliyânın mezârlarına ilticâ ve istigâse etmenin mekrûh olduğu yazılıdır. Küfr, şirk diyen hiç yokdur. Vehhâbîler ise, mezârlardan istigâse eden müşrik olur diyor. Kendi kendilerini yalanlıyorlar.) Süleymân hazretleri, ölünciye kadar onlarla mücâdele etdi. Onları tasvîb eden bir eser bırakmadı. 454.
    849 � SÜLEYMÂN BİN CEZA� �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Birçok kitâbdan ve en çok hüccet-ül-islâm imâm-ı Gazâlînin kitâblarından toplıyarak hâzırladığı (Ey oğul) ilm-i hâl kitâbını 960 [m. 1552] senesinde yazmışdır. Çok kıymetlidir. Hakîkat Kitâbevi tarafından (İslâm Ahlâkı) kitâbının üçüncü kısmı olarak çeşidli baskıları yapılmışdır. Yanlış olarak (Huccet-ül-islâm) adı ile de sık sık basılmakdadır.
    850 � SÜLEYMÂN ÇELEBÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Süleymân bin Ivez pâşa bin Mahmûd, meşhûr türkce mevlidin yazarıdır. Mevlidin asl adı (Vesîle-tün-necât)dır. Süleymân Çelebî 800 [m. 1398] senesinde Bursada vefât etdi. Çekirgededir. Dedesi Mahmûd beğ, 738 [m. 1338] senesinde, Süleymân pâşa ile, Rumeliye sal ile geçenlerdendir. Mevlid cem�iyyeti, ilk olarak 604 [m. 1207] de yapıldı. 386.
    851 � SÜLEYMÂN HÂN-I �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Kânûnî sultân Süleymân, islâm halîfelerinin yetmişbeşincisi ve Osmânlı pâdişâhlarının onuncusudur. Yavuz sultân Selîm hânın oğlu, ikinci Selîm hânın babasıdır. Dokuzyüz 900 [m. 1494] senesinde tevellüd, 974 [m. 1566] de vefât etdi. Süleymâniyye câmi�i yanındaki türbededir. İkinci Süleymân ve ikinci Ahmed hân da bu türbededirler. 926 [m. 1520] de halîfe oldu. Onüç kerre cihâd yapdı. Hepsinde zafer kazandı. Yapdığı donanma, Avrupada birinci idi. Atlas okyânusundan Ummân denizine kadar ve Macaristân, Kırım ve Kazandan Habeşistâna kadar geniş yerleri, Allahü teâlânın dîni ile, adâlet ile idâre etdi. Almanya İmperatoru ve İspanya kralı olan Şarlkent ya�nî beşinci Şarl 932 [m. 1526] senesinde Fransaya saldırdığı zemân, Fransızlar Osmânlı devletinden yardım istedi. Sultân Süleymân, Barbaros Hayreddîn pâşayı büyük bir donanma ile imdâda gönderdi. Şarlkent, Fransa ile sulh yapmağa mecbûr oldu. Karada da, sultân Süleymânın idâre etdiği Osmânlı ordusuna mağlûb oldu.
    Sultân Süleymân hân pekçok hayr ve hasenât yapdı. Sultân Selîm, Şâhzâdebaşı, Cihângir ve Süleymâniyye câmi�lerini ve Anadolu ve Rumelinin her yerinde, Rodos ve başka adalarda müzeyyen câmi�ler, medrese, hastahâneler, aşhâneler, yollar, köprüler yapdı. Kızları, dâmâdları, kumandanları da sayılamıyacak kadar çok hayrlı eserler bırakdı. 969 [m. 1569] da İstanbulda kahve içilmesine başlandı. Kur�ân-ı kerîmi sekiz kerre yazdı. 932 [m. 1526] de Fransa hükûmeti, sultân Süleymâna sığındı. 945 [m. 1539] de Osmânlı donanması, Avrupalıların birleşik deniz kuvvetlerini bozguna uğratdı. 963 [m. 1555] de Süleymâniyye câmi�i ve külliyesi yapıldı. 967 [m. 1559] de Avrupalıların donanmaları ikinci bozguna uğradı. Eyyûbde (Baba Haydar) câmi�ini yapdırdı. Baba Haydar, Ubeydüllah-ı Ahrâr halîfelerinden olup, 957 [m. 1549] de vefât etdi. Edirne-kapı mezârlığında, Münzevîye giden yol üzerinde (Emîr Buhârî Tekkesi) mescidini yapdırdı. Bu tekkenin ilk şeyhi Mahmûd Çelebî efendi, câmi�in karşısında medfûndur. Seyyid Ahmed-i Buhârînin dâmâdıdır. Kayınpederi vefât edince, yerine geçerek Maltadaki Emîr Buhârî tekkesine nakl etdi. 1391 [m. 1971] de Buğaz köprüsü çevre yolu yapılırken, tekke ve kabrler yıkılıp kaldırıldı. Süleymâniyye câmi�ini ve Edirnedeki Selîmiye câmi�ini mi�mâr Sinân yapdı.
    (Kâmûs-ul a�lâm)da diyor ki, (Sultân Süleymânın kızı Şâh sultân ile dâmâdı Zâl Mahmûd pâşa, Eyyûbde Defterdar caddesinde büyük bir câmi� yapmışlardır. İkisi de 970 [m. 1562] senesinde vefât etdiler.) Câmi� yanındaki türbededirler. Sultân üçüncü Selîm hânın büyük hemşîresi Şâh sultân bu câmi�in yanına bir mekteb ve kendi için bir türbe yapdırdı. Türbede zevci Mustafâ pâşa ile vâlidesi sultân da vardır. Sultân Mahmûd hân ve son olarak 1380 [m. 1960] de, başvekîl Adnân Menderes, câmi�i ve türbeyi ta�mîr etdiler.
    Oğlu sultân Cihângirin rûhu için, 967 [m. 1559] de Cihângir câmi�ini yapdı. Cihângir 960 [m. 1552] da Halebde vefât etmiş, Şâhzâde câmi�i yanında ağabeğsi Muhammed sultânın türbesine defn edilmişdir. Cihângir câmi�i üç def�a yandı. Son olarak, ikinci Mahmûd hânın sadr-ı a�zamı silâhdar Alî pâşa 1239 [m. 1823] da yapdırmışdır. 978 [m. 1570] de, İskender pâşa, Kanlıca câmi�ini yapdırdı. Aynı senede Kıbrısda Magosa kal�asını feth etdikden iki gün sonra orada vefât etdi. Câmi�i önündeki türbede hangi İskender pâşa olduğu kesinlikle belli değildir. Câmi�in sağ tarafında Yenişehrli Abdüllah efendi medfûndur. 297, 504, 1071, 1100, 1126, 1135, 1137, 1167, 1171, 1176, 1185, 1190, 1195.
    852 � SÜNBÜL SİNÂN �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Şeyh Sinân-üd-dîn-i Yûsüf efendi, Merzifonludur. Halvetî tarîkatinin Sünbülî kolunun reîsidir. Çelebî halîfe Muhammed Cemâleddîn efendinin halîfesi ve Merkez efendinin mürşididir. 936 [m. 1529] da vefât etdi. Koca Mustafâ pâşadaki tekkesindedir. Çelebî halîfe, sultân Bâyezîd-i Velî vezîrlerinden Koca Mustafâ pâşanın da mürşididir. Pâşa bir câmi� ve tekke yapdı. Fâtih sultân Muhammedin oğlu Cem sultânı Napolide, Koca Mustafâ pâşa veyâ papa zehrledi. Pâşa 918 [m. 1511] de Bursada katl edildi.
    Sünbül Sinân efendi, önce Efdâlzâdeden ilm tahsîl eyledi. Sonra Mısra gitdi. Mürşidi hacca giderken, kendisini Koca-Mustafâ pâşadaki tekkesine halîfe bırakdı. Mürşidinin kızı Safiyye hânımı aldı. 936 [m. 1529] da vefât edince, yerine Şâh sultân tekkesindeki Merkez efendi geldi. Simâ� ve raksın ve cenâze taşırken, cehren ilâhî, zikr okumanın efdal olduğunu bildiren (Tahkîkiyye) risâlesi vardır. Büyük âlim, büyük velî Ya�kûb-i Çerhî ve Sa�îdeddîn-i Fergânî �rahmetullahi aleyhimâ�nın (Ünsiyye) ve (Menâhic-ül �ibâd) kitâblarında, simâ� hakkında geniş bilgi verilmekdedir. Üçüncü kısm, 27. ci maddeye ve (Müjdeci Mektûblar) da 286.cı mektûba bakınız! Efdâlzâde Hamîdüddîn efendi, yedinci şeyh-ul-islâm olup, 908 [m. 1501] de vefât etdi. Eyyûbdedir. Fâtih Maltasında medresesi vardır. 904, 1087, 1135.
    853 � SÜNBÜLZÂDE �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Altıyüzaltmışbeşinci [665] sırada Muhammed Mer�âşî ismine bakınız!
    854 � SÜ�ÛD: Sü�ûd bin Abdül�azîz, iki kimsedir. Birincisi Sü�ûdî Arabistânın üçüncü meliki olup, 1217 [m. 1802] de idâreyi ele aldı. Çok müslimân kanı dökdü. [1231] de öldü. İkincisi, yirminci melikidir. 1372 [m. 1953] de hükûmet reîsi oldu. Ehl-i sünnete işkence yapdı. Zevk ve safâya daldı. 1384 [m. 1964] de tahtdan indirildi. Yunanistâna gidip, Atinada içkili, kadınlı kötü hayât geçirdi. 1388 [m. 1968] de orada öldü. Yerine kardeşi, ellisekiz yaşındaki Faysal getirildi. 1100.
    855 � SÜVEYDÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed Emîn bin Şeyh Alî, Şâfi�î fıkh âlimlerinden ve Hâlid-i Bağdâdînin talebelerindendir. 1246 [m. 1830] da hacdan dönerken Necdde Büreyde şehrinde vefât etdi. Çok kitâb yazdı. (El-cevâhir vel-yevâkît fî ma�rifetil-kıbleti vel-mevâkît) ve (Behce-tül-merdıyye fî ihtisâr-il-tuhfe-til-isnâ aşeriyye) kitâbları çok kıymetlidir. 1060.
    856 � SÜVEYDÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Şeyh Alî bin Muhammed, Şâfi�î âlimlerindendir. Bağdâdda tevellüd, 1237 [m. 1821] senesinde Şâmda vefât etdi. (Reddü alel-imâmiyye) kitâbı çok kıymetlidir.
    857 � SÜVEYDÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Abdüllah bin Hüseyn Bağdâdî, Şâfi�î fıkh âlimidir. 1104 [m. 1692] de tevellüd, 1174 [m. 1760] de vefât etdi. Nâdir şâh tarafından hâzırlanan meclisde, yetmiş şî�î âlimi ile münâzara edip, aldandıklarını hepsine tasdîk etdirdi. O meclisdeki konuşmaları (Hucec-i kat�ıyye) kitâbında yazmışdır. Arabca olup, 1323 [m. 1905] ve 1981 senelerinde Mısrda ve İstanbulda basdırılmışdır. Yine kendisi tarafından Türkceye terceme edilip, [1326] da Mısrda ve (Hak Sözün Vesîkaları) ismi ile İstanbulda (Hakîkat Kitâbevi) tarafından basdırılmışdır. Nâdîr şâh, 1148 de Îrân şâhı oldu. 1160 da vefât etdi.

  2. #22
    ACİZKUL
    ACİZKUL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: MedÎne bombardimani.3.

    858 � SÜYÛTÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Celâleddîn Abdürrahmân bin Muhammed, şâfi�î âlimlerinin büyüklerindendir. Hadîs imâmı, müctehid idi. 849 [m. 1445] da Mısrda tevellüd, 911 [m. 1505] de orada vefât etdi. Her biri çok kıymetli olan, beşyüzden fazla kitâb yazdı. Çoğu Mısrda ve Avrupada ve İstanbulda basıldı. Dahâ yirmiiki yaşında iken, Celâleddîn Muhammed bin Ahmed Mehallînin İsrâ sûresine kadar yapdığı ve [864] de vefât edince, yarıda bırakdığı tefsîri temâmladı. Bunun için (Celâleyn tefsîri) denildi. Ahmed Sâvînin bu tefsîre hâşiyesi meşhûrdur. Almanca (Meyer Lexikon) adındaki kitâbda, (Yorulmadan, yılmadan yazan Süyûtînin üçyüzden fazla eseri vardır) diyor. Yetîm olarak büyüdü. Sekiz yaşında hâfız oldu. Tefsîr, hadîs, fıkh, nahv, me�ânî, beyân, bedî� ve lügat ilmlerinde mütehassıs oldu. Şâma, Hicâza, Yemene, Hindistâna, Fasa gitdi. 45, 63, 120, 390, 391, 418, 421, 442, 445, 450, 458, 463, 465, 467, 469, 504, 693, 741, 876, 1007, 1016, 1134, 1156.
    859 � ŞA�BÂN-I VELÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Kastamonilidir. Hayreddîn-i Tokâdî 941 [m. 1535] de vefât edince, halîfesi olmuşdur. Hayreddîn efendi de, Çelebî halîfe Muhammed Cemâleddîn efendinin halîfesidir. Çelebî halîfe, 899 [m. 1493] de, hacca giderken Şâmda vefât etmişdir. 1125, 1156.
    860 � ŞA�BÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Amr Âmir, Tâbi�înin büyüklerindendir. Kûfenin en büyük âlimi idi. İmâm-ı a�zamın hocalarındandır. Yirminci [20] senede Basrada tevellüd, 104 [m. 723] senesinde Kûfede vefât etdi. (El-Kifâye) kitâbı meşhûrdur. 504, 761.
    861 � ŞÂFİ�Î �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İmâm-ı Ebû Abdüllah Muhammed bin İdrîsin dedesinin dedesi Şâfi�, Kureyş kabîlesinden ve Eshâb-ı kirâmdan olduğu için, Şâfi�î adı ile meşhûr olmuşdur. Şâfi�in dedesinin dedesi de Hâşim bin Abd-i Menâfdır. Büyük müctehid ve mezheb reîsidir. 150 [m. 767] senesinde Gazzede tevellüd, 204 [m. 820] de Mısrda vefât etdi. Kurâfe kabristânındadır. İki yaşında Medîneye götürüldü. İmâm-ı Mâlikden okudu. Yedi yaşında hâfız oldu. Hadîs, fıkh, lügat ve edebiyyâtda çok yükseldi. Vera�, takvâ ve salâhda eşi yok idi. İmâm-ı Ahmedin hocasıdır. [195] de Bağdâda, [197] de Mekkeye, [199] da Mısra geldi. Üsûl-i fıkh ilmini ilk yazandır. Hadîsde (Sünen) ve (Müsned)i, fıkhda (Kitâb-ül-ümm)ü çok kıymetlidir. 49, 50, 59, 60, 120, 223, 251, 288, 340, 341, 352, 408, 414, 415, 439, 443, 453, 455, 491, 512, 516, 567, 581, 582, 586, 587, 590, 621, 738, 739, 770, 881, 882, 1009, 1045, 1070, 1077.
    862 � ŞÂH İSMÂ�ÎL: Şeyh Safiyyeddînin torunlarından olduğu için, Safevî denir. Îrânda, Tebrîzde 908 [m. 1502] de Safevî şî�î hükûmetini kurdu. İmâm-ı Mûsâ Kâzım �rahmetullahi aleyh� soyundan olduğunu söylerdi. Fekat, Hüseyn Şirvânînin, (Ahkâm-üd-dîniyye) kitâbında, bu sözü tekzîb ve red etdiği (Kâmûs-ül-a�lâm)da yazılıdır. Hatay denilen türk kabîlesindendir. Babası şeyh Haydar, Îrânın Erdebîl şehrinde yerleşen Hatay kabîlesinden şeyh Cüneydin oğlu olup, kızıl başlık giyerdi. 1355 [m. 1937] yılında Îrânın edebiyyât târîhini yazan ingiliz Eduard Braun (Yavûz sultân Selîm mektûblarında, kendisini efsânevî Îrân şâhlarına, şâh İsmâ�îli ise, türk Efrâsyâba benzetiyordu. Şâh İsmâ�îlin ordusu, Mûsullu, Şâmlı, Rumlu gibi türk kabîlelerinden askerlerle dolu idi. Türkçe konuşuyorlardı) diyor. [Efrâsyâb, eski Tûrân hükümdârı idi. Îrân şâhlarından Ferîdûnün oğlunun torunu idi. Îrânı aldı. Çıkarıldı. Tekrâr aldı. Zâl oğlu Rüstemin kahramânlıkları ile yine çıkarıldı. Nihâyet Keyhusrev tarafından öldürüldü. (Şâhnâme)de uzun yazılıdır.] Şâh İsmâ�îlin türkce şi�rleri, el yazma dîvânı, Erdebîlde türbesindedir. [892] de tevellüd etdi. Babasından kalan Hataylı tekkesinde şeyh oldu. [905] de, mürîdleri ile Şirvâna saldırdı. Şî�îliği i�lân edince, Ehl-i sünneti öldürdü. Bunu haber alan Yavuz Selîm hân, 920 [m. 1514] senesinde, Çaldıranda şâhı ve askerlerini perîşan etdi. Kaçdılar. 930 [m. 1524] da Erdebîlin Serab kasabasında öldü. İntikâmcı, sefîh, alçak bir zındık idi. (Mir�ât-i kâinât)da diyor ki, Yıldırım Bâyezîd zemânındaki Evliyâdan Abdürrahmân-ı Erzincânî, Safiyyeddîn-i Erdebîlî hazretlerinin halîfelerinden idi. Amasyada, bir sabâh çok üzgün olup, sebebi soruldukda, (Erdebîlî oğullarının i�tikâd ve takvâları güzel idi. Şimdi şeytân onları doğru yoldan sapdırdı) buyurdu. Sonra, şeyh Haydarın şî�î olduğu haberi geldi. 61, 500, 502, 504, 515, 1103, 1167.
    863 � ŞÂH SULTÂN �rahmetullahi teâlâ aleyhinne�: Osmânlı pâdişâhlarından, birinci Selîm hânın ve birinci Süleymân hânın ve üçüncü Mustafâ hânın kızlarıdır. Selîm hân ve Süleymân hân ismlerine bakınız! 1167, 1173.
    864 � ŞÂH VELİYYULLAH-I DEHLEVÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ahmed bin Abdürrahîm, 1114 [m. 1702] de Delhîde tevellüd, 1176 [m. 1762] da Delhîde vefât etdi. Babası, hazret-i Ömer, vâlidesi hazret-i Alî soyundandır. Mevdûdînin yazdığı gibi, mezhebsiz değildir. Ehl-i sünnet âlimi idi. (Fâideli Bilgiler) kitâbına bakınız! Büyük Velî, Mazher-i Cân-ı Cânân buyurdu ki, (Şâh Velîyyullah derin hadîs âlimidir. Ma�rifet esrârının tahkîkinde ve ilmin inceliklerini bildirmekde, yeni bir çığır açmışdır. Bütün bu bilgileri ve üstünlükleri ile birlikde, doğru yolun âlimlerindendir.) Çok kitâb yazdı. Eserleri Pâkistânda yeniden basılmakdadır. Şî�îlere karşı (Kurretül ayneyn fî tafdîl-i şeyhayn) ve (İzâle-tül hafâ an hilâfet-il-hulefâ) kitâblarından birincisi türkçe kısaltılarak (Müslimânların iki gözbebeği) adı ile (Eshâb-ı kirâm) kitâbının içinde, 1394 [m. 1974] de İstanbulda neşr edilmişdir.
    Şâh Veliyyullah-ı Dehlevînin dört oğlu oldu. Birincisi, Şâh Abdül�Azîz [1159-1239] olup, hâl tercemesi altıncı sırada bildirilmişdir. Bunun kızının oğlu Muhammed İshak bin Muhammed Efdal, Nezîr Hüseyn Dehlevînin hocasıdır. (1262 [m. 1845]). (Mesâil-i erbaîn) kitâbı, vehhâbî olduğunu gösteriyor. Şâh Refî�uddîn (1163-1233) ile Şâh Abdülkâdir (vefâtı 1230) de büyük âlim idiler. Dördüncü oğlu Şâh Abdülganî (vefâtı 1227) genç iken vefât etdi. Bunun oğlu Şâh İsmâ�îl 1195 [m. 1781] de Delhîde tevellüd etdi. Büyük ehl-i sünnet âlimi olan dedesinin yolundan ayrılarak vehhâbî oldu. Vehhâbîlik inançlarının Hindistânda yayılmasına önderlik yapdı. Bu fitnenin başı olan Muhammed bin Abdülvehhâb-ı Necdînin (Kitâb-üt-tevhîd)ini urdu diline terceme ederek (Takviyet-ül îmân) ismi ile basdırdı. Böylece, vehhâbîliğin Hindistânda yayılmasına önayak oldu. 1396 [m. 1976] da Pakistânda, fârisîye terceme edilip, (Takvîm-ül beyân) ismi ile basdırıldı. (Sırât-ı müstekîm) ve başka kitâblar da neşr etdi ise de, ehl-i sünnet âlimlerinin �rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma�în� reddiyyeleri karşısında, 1243 [m. 1828] senesinde Pişâvur şehrine kaçdı. Müslimânlara önder olmak düşüncesi ile, orada Sîh (Sikhs)lere cihâd i�lân etdi. Çok müslimânın telef olmasına sebeb oldu. Kendisi de bu harbde, 1246 [m. 1831] târîhinde öldürüldü. Dedesinin şöhretine aldanarak, bunun tuzağına düşmüş olanlardan Abdüllah-ı Gaznevî ve Nezîr Hüseyn Dehlevî ve Muhammed Sıddık Hasen hân Pühüvâlî ve Reşîd Ahmed Kenkühî ve Diyobend şehrindeki medresenin ba�zı hocaları, vehhâbîliğe kendi düşüncelerini de karışdırıp, kitâblar neşr ederek, Hindistânda vehhâbîlik ismi altında, yeni bir çığır açdılar. Vehhâbîler, islâmiyyeti içerden yıkmak için ve sapık düşüncelerini bütün islâm memleketlerine yaymak için, şimdi (Râbıtat-ül-âlem-il-islâmî) teşkîlâtı te�sîs etdiler. Her memleketde, bilhâssa Afrikada câhil din adamlarını aldatarak satın alıyorlar. Bu din adamları, bunların sapık kitâblarını kendi dillerine terceme edip parasız dağıtıyorlar. Böylece, islâmiyyetin kal�ası olan, Ehl-i sünnet mezhebini içerden yıkmağa çalışarak islâm düşmanlarının ekmeklerine yağ sürüyorlar. 165, 263, 467, 1059, 1073, 1134, 1168, 1184, 1194.
    865 � ŞÂHZÂDE SULTÂN MUHAMMED �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Kânûnî sultân Süleymânın oğludur. 949 [m. 1541] da vefât etdi. Sultân Süleymân, bunun adına Şâhzâde câmi�ini yapdı. Câmi� 955 [m. 1547] de temâm oldu. Câmi� yanındaki türbesindedir. Bu türbede, sağında birâderi Cihângir sultân, sol yanında da kızı Hümâ şâh sultân yatmakdadır. Şâhzade Cihângîr Halebde 960 [m. 1552] da vefât edip İstanbula getirildi. Babası, bunun için Beyoğlunda Cihângîr câmi�ini yapdırdı. 1173.
    866 � ŞARL: Fransa, Almanya, İngiltere, İsveç, Napoli, Sicilya, Navara ve Sardenya kralları arasında çok Charle vardır. Fransadaki onbir Şarl şunlardır:
    Şarl Martel 69 [m. 689] dan 124 [m. 741] e kadar yaşadı. 113 [m. 732] senesinde Puvatiyye yakınında Endülüs müslimânlarına gâlip gelmiş ve papa üçüncü Greguvar [Grégoire] tarafından tebrîk edilmişdir.
    1. ci Şarl, buna Şarlman, ya�nî büyük Şarl denir. Şarl Martelin torunudur. [m. 742-814] Endülüs müslimânlarına mağlûb oldu. Almanyanın çoğunu aldı. Hârûnürreşîd buna sâat ve başka hediyyeler göndermişdir. Senelerin, mîlâd gününden başlanmasını, ilk olarak 192 [m. 808] de, bunun kabûl etdiği, sonra Kostantin tarafından kânunlaşdırıldığı Hasîb beğin Kozmoğrafya kitâbında yazılıdır. 761, 1107.
    2. ci Şarl [m. 823-877] âciz idi. Ömrü, kardeşleri ile harb etmekle geçdi.
    3. cü Şarl [m. 879-929], ömrü iç harblerle geçdi ve harbde öldü.
    4. cü Şarl [m. 1294-1328], güzel Filibin oğludur. İngiliz kralı ikinci Edvard bunun eniştesi idi. Edvarda hiyânet edip, öldürülmesine sebeb oldu.
    5. ci Şarl [m. 1368-1380], Fransayı İngiliz işgâlinden kurtardı. 1173.
    6. ci Şarl [m. 1368-1422] zemânında, İngiltere kralı beşinci Hanri Fransayı alıp Fransa krallığını i�lân etdi.
    7. ci Şarl [m. 1403-1461], Jandark isminde bir kızın yardımı ile Fransayı İngiliz işgâlinden kurtardı.
    8. ci Şarl [m. 1470-1498], Napoliyi almış, yine gayb etmişdir.
    9. cu Şarl [m. 1550-1574], on yaşında kral oldu. Annesi Katerina saltanat sürüp, kadınlar saltanatı Fransayı karışdırdı. Katoliklerle protestanlar arasında harbler oldu. Kral, hemşîresini, protestan olan Navara prensi dördüncü Hanriye verdi ise de, düğünde [Sent Bartelemi] yortusu gecesi, Fransadaki protestanların öldürülmesini emr etdi. Kendisi de, serây penceresinden silâh atmışdır. Sefâhat içinde öldü. 358, 534.

  3. #23
    ACİZKUL
    ACİZKUL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: MedÎne bombardimani.3.

    10. cu Şarl Filip [m. 1757-1836], onbeşinci Louinin torunu ve onaltıncı Loui ile onsekizinci Louinin birâderidir. 1203 [m. 1789] ihtilâlinde Fransadan kaçdı. 1795 de İngilizlerin yardımı ile Fransaya girmek istedi ise de, 1824 de girebildi. 1830 da zâlim idâresine karşı isyân çıkararak yine kaçdı.
    Şarl-kent başka olup, Alman imperatörleri olan yedi Şarlden beşincisidir. Bütün Avrupayı aldı ise de, 932 [m. 1526] de Osmânlılara mağlub oldu. 1071.
    867 � ŞÂZİLÎ: İkiyüzellisekizinci [258] sırada Ebül-Hasen ismine bakınız!
    868 � ŞEHÂBÜDDÎN SÜHREVERDÎ: 888. ci sırada (Şihâbüddîn-i Sühreverdi) ismine bakınız!
    869 � ŞEKER-GENC �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ferîd-üd-dîn Mes�ûd Genc-i şeker, Hindistândaki Çeştiyye Evliyâsındandır. 569 [m.1173] da Delhîde tevellüd, 664 [m. 1265] de Mültanda vefât etdi. Kutbeddîn-i Bahtiyârın talebesi ve Nizâm-üd-dîn-i Evliyânın üstâdıdır. Bahtiyâr Üşî, 633 [m. 1234] de Delhîde vefât etdi. Ağzına aldığı taş, toprak, çömlek parçaları şeker gibi tatlı olurmuş. Bunun için, (Şeker hazînesi) demek olan Genc-i şeker adı ile meşhûr olmuşdur. Fârisî (Râhat-ül-kulûb) ve (Fevâid-üs-sâlikîn) kitâbları ve başka eserleri ve kerâmetleri bilinmekdedir. Hicretin binellialtı [1056] senesinde yazılıp 1331 [m. 1913] de Lüknov şehrinde basılmış olan (Siyer-ül-Evliyâ) kitâbında hâl tercemesi fârisî olarak uzun yazılıdır. (Mültân şeyhı) adı ile her sene, Muharremin beşinde kabri ziyâret edilmekdedir. 766, 1085.
    870 � ŞEMSÜDDÎN SÂMÎ: 1266 [m. 1850] da Arnavutlukda tevellüd, 1322 [m. 1904] de İstanbulda vefât etdi. Erenköydedir. Fransızcadan türkceye resmli lügât kitâbı ve altı cild (Kâmûs-ül-a�lâm)ı basılmışdır. 388, 431, 441, 514.
    871 � ŞEMSÜDDÎN SEHÂVÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed bin Abdürrahmân-ı Sehâvî, 830 [m. 1427] da Mısrda Sehâ kasabasında tevellüd, 902 [m. 1496] de Medîne-i münevverede vefât etdi. Şâfi�î idi. Çok kitâb yazdı. 415, 1014.
    872 � ŞEMSÜDDÎN TÎMÛRTÂŞÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Şemsüddîn Muhammed bin Abdüllah Gazzî, Hanefî fıkh âlimlerindendir. 1004 [m. 1595] de Gazzede vefât etdi. (Tenvîr-ül-ebsâr) kitâbı ile (Kenz) ve (Vikâye) ve (Minah-ul-gaffâr) adını verdiği (Tenvîr-ül-ebsâr) şerhleri meşhûrdur. Gazze, Filistindedir. Hâşim bin Abd-i Menâf oradadır. 462, 1183.
    873 � ŞEMS-İ TEBRÎZÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Mevlânâ Muhammed bin Alî, ilk mektebe giderken Resûlullahın �sallallahü aleyhi ve sellem� aşkından, yimez, içmez olmuşdu. Ebû Bekr-i Kermânîden ve Bâbâ Kemâl-i Cündîden de feyz aldı. Bâbâ Kemâlin yanında şeyh Fahreddîn-i Irâkî de yetişmekde idi. Şeyh Fahreddîn, her keşf ve hâlini, şi�rler hâlinde, Bâbâ Kemâle bildirirdi. Bâbâ Kemâl, Şemseddîne, (Sana bu esrârdan ve hakîkatlerden birşey hâsıl olmıyor mu? Neden hiç söylemiyorsun?) dedi. (Ondan dahâ çok oluyor. Fekat, ben onun gibi şi�r söyliyemiyorum) dedi. Bâbâ Kemâl buyurdu ki, (Allahü teâlâ, sana öyle bir arkadaş ihsân eder ki, o senin adına her ma�rifet ve hakîkatleri söyler) buyurdu. 642 [m. 1244] de Konyaya geldi. Şekerrîzân hânına yerleşdi. Celâleddîn-i Rûmî talebesi ile geçerken karşılaşdılar. Celâleddîne Resûlullah ile Bâyezîdin derecelerini sordu. Aldığı cevâblardan bayıldı. Birgün, Mevlânâ havz kenârında idi. Yanında kitâblar vardı. Şemseddîn gelip, kitâbları sordu. (Sen bunları anlamazsın) dedi. Şemseddîn kitâbları suya atdı. Mevlânâ, âh babamın bulunmaz yazıları gitdi, diyerek çok üzüldü. Şemseddîn elini uzatıp herbirini aldı. Hiçbiri ıslanmamış görüldü. Mevlânâ (Bu nasıl işdir?) dedi. (Bu zevk ve hâldir. Sen anlamazsın) buyurdu. Bir kâfir, Allah nerede, kendisi ve bulunduğu yer bilinmeyen şey yok demekdir. O hâlde Allah yokdur dedi. Şeyh hazretleri, elindeki kerpiçi kâfirin başına atdı. Başı çok acıdı. Seni mahkemeye vereceğim dedi. Ağrıyı ve başının neresinde olduğunu göster, sana hak vereyim buyurdu. Kâfir bunları gösteremeyince, Allahın var olduğuna inandım deyip, müslimân oldu. 645 [m. 1247] de, bir gece Mevlânâ ile otururken, yedi kişi gelip dışarı çağırdılar ve şehîd etdiler. Bunlardan biri, Mevlânânın oğlu Alâüddîn Muhammed idi. Kuyuya atdılar. Mevlânânın diğer oğlu Behâüddîn Sultân veled rü�yâda görüp çıkardı. Mevlânânın medresesinde defn edildi. Sultân Veled 712 [m. 1311] de vefât edip, oraya defn edildi. 937, 1085, 1101.
    874 � ŞEMSİ AHMED PÂŞA �rahmetullahi teâlâ aleyh�: 988 [m. 1580] de Üsküdârda, Şemsi pâşa câmi�ini yapdırmışdır.
    875 � ŞEMS-ÜL-EİMME HULVÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Abdül�azîz bin Ahmed, Hanefî fıkh âlimidir. 456 [m. 1064] da Buhârâda vefât etdi. Muhammed Şeybânînin (Câmi�ul-kebîr) ve (Siyer-ül-kebîr)ini şerh etmiş, (Nevâdir), (Mebsût), (Vâkı�ât) ve başka kitâblar yazmışdır. 216, 223, 271, 309, 444, 826.
    876 � ŞEMS-ÜL-EİMME-İ SERAHSÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Sekizyüzondokuzuncu [819] sırada Serahsî ismine bakınız!
    877 � ŞEREFÜDDÎN AHMED MÜNÎRÎ: Babası Yahyâdır. Fârisî mektûbâtı vardır. 782 [m. 1380] de Bihârda vefât etdi. (Ahbâr-ül-Ahyâr) da hâl tercemesi yazılıdır. (Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbının 72.ci sahîfesine bakınız!
    878 � ŞERHABÎL �radıyallahü anh�: Resûlullah �sallallahü aleyhi ve sellem� ile konuşmak için Necrandan gelen altmış süvârî hıristiyanın en âlimi idi. Buna Seyyid derlerdi. Sonradan müslimân oldu. Sohbet ile şereflendi. 370.
    879 � ŞERNBLÂLÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebül-İhlâs Hasen bin Ammâr Şernblâlî, Hanefî fıkh âlimidir. Şürnblâlî de denir. Câmi�ul-ezherde müderris idi. (Câmi�ul-ezher), Mısrda Fâtımîler zemânında [361] de yapılan câmi� olup, medrese olarak kullanılmakdadır. [994] de tevellüd, 1069 [m. 1658] da Mısrda vefât etdi. (Nûr-ül-îzâh) ve bunun şerhı olan (İmdâd-ül-Fettâh) veyâ (Merâkıl-felâh) ismlerindeki kitâbı ve kelâm ilminde (Merak-ıs-se�âde) kitâbı ve (Dürer) hâşiyesi çok kıymetlidir. 97, 269, 279, 298, 316, 356, 393, 629, 796, 815, 858, 1020.
    880 � ŞEVBERÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Şems-üd-dîn Muhammed bin Ahmed Şevberî, Şâfi�î fıkh âlimidir. [977] de Şevberde tevellüd, 1069 [m. 1658] da vefât etdi. Kıymetli kitâbları vardır. Şevber Mısrdadır. 633, 638.
    881 � ŞEVKÂNÎ: Kâdî Muhammed bin Alî Şevkânî, 1173 [m. 1759] de San�a şehrinin Şevkân kasabasında tevellüd, 1250 [m. 1834] de San�ada vefât etdi. San�ada kâdî idi. Babasından ve başkalarından (Ezhâr-ül-fıdda) ve (Bahr-ül-zehhâr) şî�î kitâblarının şerhlerini senelerce okuyarak, şî�î mezhebinde yetişdirildiği, (Feth-ul-kadîr) tefsîri Mısrda basılırken eklenen önsözde yazılıdır. Şî�îlerin Zeydî fırkasından olduğu Kuveyt müftîsi Muhammed bin Ahmed Halefin (Cevâb-üs-sâil) kitâbının 69. cu sahîfesinde yazılıdır. Zeydî mezhebinde olduğunu saklar, hanefî görünürdü. Şî�îler böyledir. Gitdikleri şehrlerdeki mezhebden olduklarını söylerler. Kendi mezheblerini saklarlar. Şevkânî de hanefî olduğunu söyler, fekat zeydî mezhebine göre fetvâ verirdi. Böylece şî�î mezhebini yaymağa çalışırdı. Şî�îler böyledir. Bu yola (Takıyye) yapmak denir. Çok sayıda, istifâdeli kitâbları vardır. Ehl-i sünnete uymıyan yazıları zararlıdır. 1976 senesinde Pâkistânda Siyalküt şehrinde urdu dilinde basılmış olan (Vehhâbî mezhebinin iç yüzü) kitâbında, İbni Teymiyyenin ve Şevkânînin mezhebsiz oldukları, vesîkalarla isbât edilmekdedir. Hindistânın büyük âlimlerinden Abdülhay Lüknevînin, Şevkânî için (Şevkânînin kötü hâllerini ve bozuk kitâblarını öğrenmek istiyen, benim (Ferhat-ül-müderrisîn bi-zikril-müellefât-i vel-müellifîn) kitâbımı okusun! Burada İbni Teymiyyenin (Minhâc-üssünne) kitâbını anlatırken, Şevkânînin de İbni Teymiyye gibi olduğunu, onun gibi ilmi çok ve aklı az olduğunu ve ondan da aşağı olduğunu uzun bildirdim) dediğini yazmakdadır. Abdülhay Lüknevî (Fevâid-ül-behiyye) kitâbının sâhibidir. 415, 416, 417, 492.
    882 � ŞEVKÎ: Behâîlik dinsizliğini yaymağa uğraşanlardan biridir. Babası Abdülbehâ Abbâs 1339 [m. 1921] da Hayfada öleceği zemân büyük oğlu Şevkîyı, ilâhî emrin reîsi olarak rûhânî reis ve Behâîliğin açıklayıcısı ta�yîn etdi. Şevkî, 1315 [m. 1897] de Akkâda doğdu. Oksford üniversitesinde okudu. Amerikalı bir kızla evlendi. Her yerde Behâî teşkîlâtının ve ma�bedlerinin kurulmasına çalışdı. 1377 [m. 1957] de Londrada öldü. 483, 1060.
    883 � ŞEYBE: Rebî�anın oğlu, Utbenin kardeşi ve Abd-i Şems bin Abd-i Menâfın torunu idi. Ümeyyenin kardeşi oğlu [yeğeni] idi. Bedr gazâsında hazret-i Hamza tarafından öldürüldü. 353, 506, 1069, 1093, 1186.
    884 � ŞEYH EMÂN �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Sôfiyyedendir. 964.

  4. #24
    ACİZKUL
    ACİZKUL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: MedÎne bombardimani.3.

    � Şeyh Müzzemmil: (Müjdeci Mektûblar) sahîfe 253 e bakınız!
    885 � ŞEYH-İ NECDÎ: Şeytânın ismidir. Muhammedi öldürmek lâzım, bu işi Şeyh-i Necdî yapar dedi. (Fâideli Bilgiler) kitâbının 84.cü sahîfesine bakınız!
    886 � ŞEYH TÂCEDDÎN BİN ZEKERİYYÂ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hindistân asîlzâdelerinden idi. Delhî köylerinden birinde Şeyhullah Bahş hazretlerinden icâzeti olduğu hâlde, hâce Muhammed Bâkî-billah �kuddise sirruh� Mâverâ-ün-nehr seferinden dönüp irşâda başlayınca, sohbetine koşdu. Tevâzu� ve insâfına karşılık teveccühe ve husûsî ve mahrem halvetlere kavuşdu. Kemâle erdi. Tekrâr icâzet aldı. Hazret-i Hâce vefât edince, şeyh Tâc, şaşkına döndü. Seyâhate çıkdı. Hacca gitdi. Hicâzda çok kimselere nasîhat etdi. Mekke âlimlerinden Ahmed ibni Allân, (Reşehât) kitâbını arabîye terceme etmişdi. Şeyh Tâcın sohbeti ile şereflendi. Kemâle erdi. 1031 [m. 1621] senesinde vefât etdi. Şeyh Tâceddîn, arabî olarak çeşidli kitâb yazdı. Tesavvuf büyüklerinin fârisî kitâblarını arabîye çevirdi. Bu büyüklere dil uzatan din adamlarına, güzel cevâb yazdı. (Reşehât) ve (Nefehât)ı arabîye terceme etdi. 1050 [m. 1641] de vefât etdi. 954.
    887 � ŞEYHZÂDE MUHAMMED �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed bin Mustafâ, Hanefî âlimlerindendir. Müderris idi. 951 [m. 1544] de vefât etdi. Beydâvînin (Envâr-üt-tenzîl) tefsîrine hâşiyesi çok kıymetli olup, hicretin 1306 senesinde İstanbulda matba�a-i Osmâniyyede basılmış ve Hakîkat Kitâbevi tarafından, dört cüz hâlinde basdırılmışdır. (Kasîde-i bürde), (Meşârık) ve (Vikâye) şerhleri meşhûrdur. Babası şeyh Mustafâ Müslih-uddîn efendi, Bâyezîd-i Velî zemânı meşâyıhından olup, Abdüllah-i ilâhînin halîfesi idi ve Hırka-i şerîfde (Müslih-uddîn) mescidini yapdırmışdır. Buna Tahta minâreli mescid de denir. Kabri, câmi�inin yanındadır. 491, 825.
    888 � ŞİHÂBÜDDÎN-İ SÜHREVERDÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Hafs Ömer bin Muhammed, Şâfi�î fıkh âlimi ve Sôfiyye-i aliyyedendir. Ebû Bekr-i Sıddîkın soyundandır. 539 [m. 1145] da tevellüd, 632 [m. 1234] de, Bağdâdda vefât etdi. Ebû Necîb Sühreverdînin halîfesidir. Abdülkâdir-i Geylânînin sohbeti ile şereflenip kemâle erdi. Kitâbları arasında (Avârif-ül-me�ârif) kitâbı Beyrutda (Mekteb-üt-ticârî) kitâbevinde satılmakdadır. Ayrıca Beyrutda (Dâr-ül-ma�rife) tarafından basdırılan (İhyâ-ül-ulûm) beşinci cildine de ilâve edilmişdir. Tesavvuf bilgilerini çok iyi bildirmekdedir. Şihâbeddîn Yahyâ bin Hüseyn Sühreverdî başka olup, felsefeye bağlanmışdı. 586 [m. 1189] da, Salâhaddîn-i Eyyûbînin emri ile Halebde katl edildi. 748, 749, 927, 953, 958, 1074, 1087, 1165.
    889 � ŞİHRİSTÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebül Feth Muhammed bin Abdülkerîm, fıkh ve kelâm âlimidir. 479 [m. 1086] da Horâsânda tevellüd, 548 [m. 1154] de Bağdâdda vefât etdi. Eş�arî mezhebinde idi. Yetmişüç islâm fırkasını geniş anlatan (Milel-nihal) kitâbı 1070 [m. 1660] senesinde vefât eden Nûh bin Mustafâ tarafından Mısrda türkceye terceme edildiği gibi, çeşidli Avrupa dillerine de çevrilmişdir. Arabîsi Beyrutda (Mekteb-üt-ticârî)de satılmakdadır. 416.
    890 � ŞİLLER: Alman doktoru ve şâ�iridir. 1172 [m. 1759] de tevellüd, 1219 [m. 1805] da vefât etdi. Papaslar elinde din terbiyesi ile büyüdü ise de, hıristiyanlıkda, akl ve ilm dışı olan bozuklukları görerek, fâci�a [trajedi] tiyatro şi�rleri yazarak şöhret kazanmışdır. 27.
    891 � ŞÎT �aleyhisselâm�: Âdem aleyhisselâmın oğludur. Babası ölünce, Peygamber oldu. Allahü teâlâ, buna elli suhuf (forma) gönderdi. Kâ�beyi taşdan yapdı. Nûh �aleyhisselâm� bunun soyundan olduğu için tûfândan kurtulanlar ve bütün insanlar bunun çocukları olmakdadırlar. Bunun için, ikinci Âdem sayılır. 81, 386, 387, 482, 1069, 1109, 1120.
    892 � ŞOPEN: Chopin Polonyalı müzikcidir. 1225 [m. 1810] de tevellüd, 1265 [m. 1849] de vefât etdi. Romantizm üzerinde idi. (Polonya) yazısı meşhûrdur. 46.
    893 � ŞÜREYH (KÂDÎ) �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Ümeyye bin Hars, Tâbi�înin büyüklerindendir. Kırk yaşında iken hazret-i Ömer tarafından Kûfeye kâdî [hâkim] yapıldı. Hazret-i Alî halîfe iken, bunun karşısında, bir zimmî yehûdî ile muhâkeme edilmişdi. Çok âdil idi. Fıkhda ve tecribî ilmlerde çok bilgisi vardı. Yetmişdokuz 79 [m. 698] senesinde, yüzyirmi yaşında vefât etdi. Babasının adı Hani idi. Elçi olarak Medîneye gelmişdi. Resûlullahı görünce, müslimân oldu. Resûlullah, buna Ebû Şüreyh diye soy adı verdi. Kâdî Şüreyk başkadır.
    894 � TABERÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Süleymân bin Ahmed Taberânî, hadîs âlimidir. Şâmda Taberiyyede [260] da tevellüd, 360 [m. 971] da orada vefât etdi. (Kebîr), (Evsat) ve (Sagîr) hadîs kitâblarını yazmak için, otuzüç sene, Irâk, Hicâz, Yemen, Mısr ve başka yerleri dolaşdı. 289, 386, 392, 450, 452, 472, 476, 645, 917, 1009.
    895 � TABERÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Ca�fer Muhammed bin Cerîr, tefsîr ve hadîs ve Şâfi�î fıkh âlimidir. 224 [m. 839] de Taberistânda tevellüd ve 310 [m. 923] da Bağdâdda vefât etdi. (Târîh-ul-ümem) ve yirmiüç cild (Câmi�ul-beyân) tefsîri çok kıymetlidir. Alî bin Muhammed Şimşâtî adında bir şî�î bu târîhi ihtisâr etmiş, bu şî�î kitâbı, (Taberî târîhi) adı ile türkceye terceme edilmişdir. Okuyanlar aldanmakdadır. Muhammed bin Cerîr bin Rüstem Taberînin şî�î olduğu, Âlûsînin (Tuhfe-i isnâ-aşeriyye muhtasarı) kitâbının altmışsekizinci [68] sahîfesinde yazılıdır. Muhammed bin Ebil-Kâsım Taberînin de şî�î olduğu (Esmâ-ül-müellifîn)de yazılıdır. Bunları İbni Cerîr hazretleri ile karışdırmamalıdır. 548 [m. 1153] de vefât eden imâmiyye fırkasından Fadl bin Hasen Taberînin (Mecma�ul-beyân) adındaki (Tabersî) şî�î tefsîri de, (Taberî) tefsîri ile karışdırılmakdadır. Muhibbuddîn Ahmed Taberî şâfi�î 694 de vefât etdi. 391, 445.
    896 � TÂC-ÜD-DÎN-İ İSKENDERÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ahmed bin Muhammed, İbni Atâullah İskenderî adı ile meşhûr olmuşdur. Mâlikî âlimlerinin ve Şâzilî tarîkatinin büyüklerindendir. Ebül Abbâs-ı Mürsînin talebesi ve Ebül-Hasen-i Sübkînin mürşididir. 709 [m. 1309] senesinde Mısrda vefât etdi. Kurâfe kabristânındadır. (Hikem-i Atâ-iyye) ve (Letâif-ül-minen) kitâbları ve İbni Teymiyyeye reddiyyesi meşhûrdur. [Hindli şeyh Tâc-üd-dîn-i Nakşîbendî başka olup, râbıtayı isbât eden (Tâciyye risâlesi), Hâlid-i Bağdâdînin (Tahkîk-ı râbıta) risâlesinde mevcûddur. Bu risâle (İslâm Âlimleri) sonunda basdırılmışdır. Tâcüddin 1050 de Mekkede vefât etmişdir.] 1061, 1068, 1070, 1092, 1093.
    897 � TÂC-ÜD-DÎN-İ SÜBKÎ: İkiyüzkırküçüncü [243] sırada Ebû Hasen-i Sübkî ismine bakınız! 496, 498, 1092.
    898 � TÂC-ÜŞ-ŞERÎ�A �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ömer bin Sadr-üşşerî�at-ül-evvel Ahmed bin Ubeydüllah Mahbûbî, Burhân-üş-şerî�a Mahmûdun kardeşidir. Tâc-üş-şerî�a Ömerin oğlu Mes�ûd, amcası olan Burhân-üş-şerî�a Mahmûdun dâmâdıdır. Tâc-üş-şerî�a, Buhârâda Hanefî fıkh âlimi idi. 673 [m. 1274] de, Moğol fitnesinde şehîd oldu. (Hidâye)yi şerh edip (Nihâye-tül-kifâye) adını vermişdir. 872.
    899 � TAHÂVÎ: Ebû Ca�fer Ahmed bin Muhammed, Hanefî fıkh âlimidir. 238 de Mısrda tevellüd, 321 [m. 933] de orada vefât etdi. 264, 307, 444.
    900 � TÂHÂ-İ HAKKÂRÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Seyyid Tâhâ, Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin onbirinci torunudur. Ya�nî Peygamberimizin soyundan seyyid olup, kürdlükle bir ilgisi yokdur. Hâlid-i Bağdâdînin talebelerinin büyüklerindendir. Rûh bilgilerinin mütehassısıdır. Mevlânâ Hâlidin halîfesi olan seyyid Abdüllahın kardeşi molla Ahmedin oğludur. Seyyid Abdüllah, ma�kûl ve menkûl ilmlerde mâhir idi. 1229 da Bağdâda gelerek, tesavvufda da kemâle erdi. Seyyid Tâhâ, Nehri kasabasında ders vermeğe me�mûr edildi. 1269 [m. 1853] senesinde orada vefât etdi. Bütün hocaları gibi, islâmın güzel ahlâkını yaymış, siyâsete karışmamış, müslimânları hükûmete hizmet, kanûnlara itâat etmeğe ve herkese iyilik yapmağa teşvîk eylemişdir. Hâl tercemesi, Hakîkat Kitâbevinin İstanbulda neşr etdiği (The proof of prophethood) kitâbında ingilizce olarak yazılıdır. Oğlu, seyyid Ubeydüllah, Mekkede vefât etdi. Bunun dört oğlundan seyyid Abdülkâdir efendi İstanbulda a�yân [Senato] başkanı idi. 1344 [m. 1926] de Diyâr-ı Bekrde oğlu seyyid Muhammed ile birlikde şehîd oldu. Seyyid Muhammedin iki oğlundan seyyid Mûsâ, 1391 [m. 1971] de Şâh Rızâ Pehlevînin izni ve yardımı ile, Îrânın Rıdâiyye şehrinde Ehl-i sünnet bilgilerini ve tesavvuf ma�rifetlerini neşr etmekde idi. İkinci oğlu Ahmed Hıdır beğ Amerikada yüksek mühendislik tahsîli yapdı. Seyyid Ubeydüllah efendinin ikinci oğlu Muhammed Sıddîk efendi, Şemdinanda Katûne köyünde medfûndur. Bunun dört oğlu Râşid, Tâhâ, Şemseddîn ve Müslihüddîndir. Abdülkâdir efendinin ikinci oğlu Abdüllah efendi Rıdâiyyede neşr-i ilm ederken [m. 1969] da vefât etdi. Dize kasabasındadır. İki oğlundan Abdülkâdir efendi Rıdâiyyededir. Büyük oğlu Abdül�azîz efendi, 1401 [m. 1981] de şî�î lideri Humeynî tarafından Îrândan çıkarıldı. Bağdâddadır. Seyyid Tâhânın babası Ahmed ve dedesi Seyyid Sâlih ve bunun babası Seyyid İbrâhîm, Nehridedirler. 922, 969, 1061, 1158, 1169, 1171.
    901 � TÂHİR-İ BEDAHŞÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Önce subay idi. Bir kal�a almağa giderlerken, rü�yâda Resûlullah �sallallahü aleyhi ve sellem� buna, (Bu muhârebeden dönüşde askerlikden ayrıl, tesavvuf büyüklerinin sohbetinde bulun!) buyurdu. Seferden dönüşde, askerliği bırakdı. Delhîye geldi. Sorup, araşdırıp, İmâm-ı Rabbânî �kuddise sirruh� hazretlerinin sohbetine kavuşdu. Yalvardı. Cân ve gönülden hizmet etdi. Yüce İmâmın merhametine kavuşdu. Nasîbini aldı. Uyanık iken, tenhâda ve galabalıkda, hergün Resûlullahı �sallallahü aleyhi ve sellem� görürdü. Sâf ve temiz rûhlu idi. Ba�zı keşflerini ve hâllerini, öylece bildirir, İmâm hazretlerini güldürürdü. Yüksek ma�rifetleri işitirken, (Evet öyledir, evet doğrudur) buyurur, mubârek başını sallardı. Tâliblere ta�lîm için icâzet verilip, Cumbura gönderildi. 287.
    902 � TAHTÂVÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ahmed bin Muhammed bin İsmâ�îl, Kâhirede Hanefî müftîsi idi. 1231 [m. 1815] de vefât etdi. (Dürr-ül-muhtâr)a ve (Merâkıl-felâh)a hâşiyeleri basılmışdır. Dürr-ül-muhtâr hâşiyesini Ayntablı Abdürrahîm efendi, arabîden türkçeye terceme etmiş ve basılmışdır. 134, 135, 142, 143, 181, 186, 200, 201, 238, 250, 262, 269, 278, 281, 283, 298, 316, 317, 318, 330, 344, 364, 468, 628, 635, 638, 767, 869, 999, 1074.
    903 � TALHA �radıyallahü anh�: Talha bin Ubeydüllah bin Osmân bin Amr, ilk îmâna gelenlerden ve aşere-i mübeşşeredendir. Dedesi, Ebû Bekr-i Sıddîkın dedesinin kardeşidir. Bedr gazâsında, Şâm tarafında vazîfede idi. Diğer gazâlarda bulundu. Uhudda Resûlullahı korumak için çok yara aldı. Arkasında taşıyarak kayaya çıkardı. (Talha ile Zübeyr, Cennetde komşularımdır) hadîs-i şerîfi ile medh edildi. Çok zengin olup bütün malını Allah yolunda dağıtdı. Deve harbinde hazret-i Alîye karşı idi. Orada, ok ile şehîd oldu. Hazret-i Alî, buna çok üzüldü. Ağlıyarak, mubârek eli ile, yüzünden toprağı sildi. Nemâzını kendi kıldırdı. 510, 621, 1014, 1135, 1198.

  5. #25
    ACİZKUL
    ACİZKUL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: MedÎne bombardimani.3.

    904 � TÂLÛT: Benî-İsrâîlin ilk hükümdârı idi. İşmôîl �aleyhisselâm� ta�yîn buyurmuşdu. Filistinliler ve Amâlika ile harb edip, gâlib geldi. Askeri arasında bulunan Dâvüd �aleyhisselâm�, onsekiz yaşında idi. Filistin ordusundaki, cesûr ve çok kuvvetli olan Câlûtu öldürdü. İşmôîl �aleyhisselâm� Tâlût yerine Dâvüd aleyhisselâmı hükûmet reîsi yapdı. O sırada Tâlût, harbde öldü. Kırk sene hükûmet sürdü. Yerine Dâvüd �aleyhisselâm� melik oldu. 510.
    905 � TARSÛSÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed bin Ahmed, Hanefî fıkh âlimlerindendir. 1117 [m. 1705] de vefât etdi. (Üsûl) ilminde (Mir�ât) kitâbına hâşiyesi meşhûrdur. 639.
    906 � TÂRUH �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İbrâhîm aleyhisselâmın asl babası idi. Mü�min idi. (Mir�at-i kâinât)da ve (Tefsîr-i teysîr)de ve molla Miskîn Mu�înin fârisî (Me�âric-ün-nübüvve) kitâbında ve tefsîrlerde, İbrâhîm aleyhisselâmın babası Târuhdur yazılıdır. Kâfir olan Âzer, İbrâhîm aleyhisselâmın öz babası değildi. Amcası idi. Târuh ölünce Âzer, İbrâhîm aleyhisselâmın annesini aldı. Böylece, üvey babası oldu. Târuh ile Âzer, iki kardeş idi. Âzerin (Tevrât)daki adı Târuh idi demek yanlışdır. 375, 389, 390, 391, 1079, 1118.
    907 � TAŞKÖPRÜ ZÂDE �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ahmed bin Mustafâ, Osmânlı âlimlerindendir. 901 [m. 1495] de Bursada tevellüd, 968 [m. 1561] de İstanbulda Âşıkpâşa mahallesinde vefât etdi. (Şakâ�ik-i Nu�mâniyye) târîh kitâbı ile (Miftâh-üs-se�âde) kitâbı meşhûrdur. Oğlu Kemâleddîn Muhammed, (Miftâh)ı türkçeye terceme ederek (Mevdû�ât-ül ulûm) ismini vermişdir. 22, 299, 442, 1127.
    908 � TAYYIBÎ: Şerefüddîn Hasen bin Muhammed 743 [m. 1342] de vefât etdi. (Mişkât) şerhi meşhûrdur.
    909 � TEFTÂZÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Yediyüzseksenbeşinci [785] sırada Sa�düddîn ismine bakınız!
    910 � TEMÎM-İ DÂRÎ �radıyallahü anh�: Ensâr-ı kirâmdandır. Nasrânî âlimlerinden idi. Hicretin dokuzuncu senesinde Filistinden Medîneye gelip, Resûlullahı görünce, hemen îmân etdi. Resûlullah �sallallahü aleyhi ve sellem� Filistindeki Hebron, ya�nî Halîl-rahmân idâresini buna vermişdi. Şimdiki idârecileri bunun soyundandır. Şâmda vefât etdi. 440.
    911 � TERMAN: Amerikalı felsefeci ve fikr adamıdır. 1380 [m. 1960] senesinde hayâtda idi. 405.
    912 � TEZVEREN DEDE: Sultân Mahmûd türbesinden, Nûr-i Osmâniyye caddesine giden yolda, solda ufak bir türbededir. Fâtih sultân Muhammed zemânında idi. İstanbul halkı, hâcetlerinin hâsıl olması için, bu türbeye adak yapar idi. Bursada medfun olan seyyid Atâullah hazretlerine de Tezveren dede denilmekdedir. 334.
    913 � TİCÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebül� Abbâs Ahmed ticânî, büyük tesavvuf âlimidir. Ahmed bin İdrîs hazretlerinin halîfesidir. Cezâirin cenûbunda (Ayn-ı mâdî) denilen yerde 1150 [m. 1737] de tevellüd ve Fasda 1230 [m. 1815] da vefât etdi. Halvetînin bir kolu olan (Ticânî) tarîkatinin reîsidir. (Cevheret-üt-hakâık fissalât-i alâ hayril-halâik) ve (Cevâhir-ül-me�ânî) ve (Kitâb-ür-remâh) ve (Fid-difâ�an turuk-ı ehl-il-hüdâ) ve (Câmi�u-kerâmât-il-Evliyâ) ve (Nasara-tüz-zâkirîn) kitâblarında ve (Gâyet-ül-emânî) kitâbında kendisi ve tarîkati uzun anlatılmakdadır. İlk ikisi birlikde 1344 [m. 1926] da Mısrda, diğerleri Beyrutda basılmışdır. 1088.
    914 � TİMOÇİN: Cengizin adıdır. 197. ci sırada Cengiz ismine bakınız! 1086.
    915 � TÎMÛR HÂN �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Emîr Tîmûr Gürgân, 736 [m. 1336] da Mâverâ-ün-nehrde, Semerkandla Belh arasında, Keş kasabasında tevellüd, 807 [m. 1405] de vefât etdi. Semerkanddadır. Cengiz gibi Moğol soyundandır. 770 [m. 1369] de Belhi alıp, hânlığını i�lân etdi. Çok harb etdi. Hep gâlib geldi. Çine ve Delhîye kadar bütün Asyayı, Irâk, Sûriye ve İzmire kadar Anadoluyu aldı. İkiyüzbin kişi ile Çine giderken vefât etdi. Âlimleri severdi. Çok medrese ve kütübhâneler yapdı. Kanûnlar çıkardı. Kendi târîhini kendi yazdı. Teftâzânî gibi büyük âlimleri meclisinde bulundurur, nasîhatlerini dinlerdi. Nasreddîn hoca ile sohbeti vâki� değildir. Yıldırım ile harb etdiği için, Osmânlı târîhleri bunu haksız olarak kötülemekde, harb sâhasında ölenleri, zulm ve ortalığı kana boyamak şeklinde bildirmekdedir. Dört oğlundan ikisi kaldı. Biri Mîrân şâh olup, üç sene sonra, Kara-koyunlu askeri ile harb ederken öldürüldü. İkinci oğlu Mu�în-üddîn Şâhruh 779 [m. 1377] da Semerkandda tevellüd etdi. Babasının devletine hâkim oldu. 850 [m. 1545] de vefât etdi. Bunun oğlu Uluğ beğ 797 [m. 1395] de Semerkandda tevellüd etdi. Semerkand vâlîsi idi. İlme, fenne çok hizmet etdi. Babası ölünce, idâreyi ele aldı ise de, 853 [m. 1548] de, oğlu Abdüllatîf tarafından öldürüldü. Bu da, altı ay sonra öldürüldü. Tîmûr hân, hurûfîliği kuran Fadlullah-ı Tebrîzîyi öldürterek ve yanındakileri dağıtarak, çoğalmalarını önleyerek, islâmiyyete büyük hizmet etmişdir. 500, 751, 752, 1076, 1079, 1080, 1081, 1099, 1101, 1104, 1113, 1129, 1137, 1143.
    916 � TÎMÛRTÂŞÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: 872. ci sırada, Şemseddîn Tîmûrtâşî ve dokuzyüzseksenyedinci [987] sırada Zahîrüddîn Harezmî ismlerine bakınız! Doğrusu Tümürtaş olup, Hârezm şehrinde bir kasabadır. 1178.
    917 � TİRMÜZÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed bin Îsâ, hadîs âlimlerindendir. Buhârânın cenûbunda, Ceyhûn nehri kenârında Tirmüz kasabasında 209 [m. 824] da tevellüd, 279 [m. 892] da Boğ şehrinde vefât etdi. (Sahîh-i Tirmizî) ve (Şemâil-i şerîfe) kitâbları çok kıymetlidir. (Şemâil) kitâbını Hüsâmeddîn-i Nakşibendî 1248 [m. 1832] de türkceye çevirmiş, tekrâr tekrâr basılmışdır. (Sünen-i Tirmizî) adındaki sahîhinin, Hindistânda, Diyobend şehrindeki (Dâr-ül-ulûm) müderrislerinden Muhammed Enver şâh Keşmîrî tarafından arabî şerhı yapılmış, (Me�ârif-üs-sünen) adı verilerek 1383 [m. 1963] senesinde, Muhammed Yûsüf Benûrî tarafından Pâkistânda basılmışdır. Altı cilddir. Enver şâh, burada İbni Teymiyyeyi mezheb imâmları derecesine çıkararak, onun sapık fikrlerine de yer vermiş, hattâ birinci cildde, rûhun madde olduğunu söyliyerek, imâm-ı Gazâlînin madde değildir demesini felsefeye kaymakla ithâm etmişdir. Hâlbuki, çok övdüğü Şâh Veliyyullah-ı Dehlevî, (İzâle-tül-hafâ) kitâbının ikinci cildinde, Gazâlînin fıkh âlimi olduğunu, beşinci yüzyılın müceddidi olduğunu bildirmekde, onu çok övmekdedir. Yûsüf-i Benûrî, altıncı cildin yüzkırkdokuzuncu sahîfesinde, (İbni Teymiyyenin, kendi mezheb imâmı olan Ahmed bin Hanbelden ayrılarak, Dâvüd-i Zâhirî mezhebini tutduğunu) ve (İbni Teymiyye, birçok üsûl ve fürû� mes�elesinde Ehl-i sünnet âlimlerinden ayrılmış, asrının âlimleri ve sonra gelenler, onu red etmişlerdir) diyerek, (Me�ârif-üs-sünen) kitâbının kıymet kazanmasını sağlamışdır. 194, 338, 386, 424, 620, 640, 641, 993.
    918 � TOKÂDLI EMÎN EFENDİ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed Emîn efendi, İstanbulda bulunan meşâyıhın büyüklerindendir. Mekke-i mükerremede Ahmed Yekdest-i Cüryânîden 1114 [m. 1701] senesinde icâzet almakla şereflendi. Üç sene sonra İstanbula geldi. Ayvanserâydaki Emîr Buhârî tekkesinin şeyhi olan Kırîmî Ahmed efendi 1156 [m. 1743] da vefât edince, buna halef olmuş ve 1158 [m. 1745] de vefât etdi. (Savâ�ık-ı Muhrika)yı türkceye terceme etdi. Unkapanına inen cadde ile Zeyrek yokuşunun kesişdiği tepe üzerinde Soğuk kuyu Pîrî pâşa medresesi kabristânında, âşıkları ziyâret edip feyz almakda, muradlarına kavuşmakdadırlar. Talebesi Müstekîmzâde de orada medfûndur. Muhammed Emîn efendi kahve ve tütün içerdi. 419, 1190.
    919 � TOSUN PÂŞA �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Mısr hâkimi Kavalalı Mehmed Alî pâşanın oğludur. Vehhâbîler Mekke ve Medîneyi ele geçirip yedi sene Ehl-i sünnet hâcılarını Mekkeye sokmadı. Tosun pâşa 1226 [m. 1811] de Mısrdan gönderildi ise de, muvaffak olamadı. Sonra Mısrda vefât etdi. 461, 1119.
    920 � TURHÂN SULTÂN �rahmetullahi teâlâ aleyhâ�: Sultân İbrâhîmin zevcesi ve dördüncü sultân Muhammedin vâlidesidir. Hadîce Turhân sultân, sâliha ve hayrı sever bir hânım idi. Eminönünde büyük Yeni câmi�in temelini Mâhpeyker Kösem sultân atmışdı. Turhân sultân temâmlatıp, 1074 [m. 1664] de ibâdete açıldı. Mekteb, medrese, imârethâne, kütübhâneler, çeşmeler yapdırdı. 1094 [m. 1682] de vefât etdi. Yeni câmi� yanındaki, Turhân sultân türbesindedir. Oğlu sultân dördüncü Muhammed ile torunları sultân ikinci Mustafâ ve üçüncü sultân Ahmed ve birinci sultân Mahmûd ve sultân üçüncü Osmân hân ve sultân beşinci Murâd ve sultân Mahmûdun vâlidesi Sâliha sultân ve diğer şâhzâdeler de buradadırlar. Üçüncü Mustafâ hânın vâlidesi Mihr-i şâh Emîne sultân ile birinci Abdülhamîd hânın vâlidesi Râbi�a sultân da buradadır. 1062, 1071, 1100, 1103, 1153.
    921 � TÜR-PÜŞTÎ: Fadlullah bin Hasen, hanefî fıkh âlimlerinden olduğu (Esmâ-ül-müellifîn)de yazılıdır. 661 [m. 1262] senesinde vefât etdi. Tesavvufda (Tuhfe-tüs-sâlikîn) kitâbı ve (Müyessir) adındaki (Mesâbîh) şerhı çok kıymetlidir. (El-mu�temed fil-mu�tekad) adındaki akâid risâlesini Hakîkat Kitâbevi 1990 da basdırmışdır. (Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbında, 53.cü sahîfeyi okuyunuz!
    922 � UBEYDÜLLAH-İ AHRÂR �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ubeydüllah bin Mahmûd bin Şehâbüddîn, Sôfiyye-i aliyyenin büyüklerindendir. Müslimânların gözbebeğidir. Sekizyüzaltı [806] da Taşkendde tevellüd, 895 [m. 1490] de Semerkandda vefât etdi. Ya�kûb-i Çerhînin talebesi, Mevlânâ kâdî Muhammed Zâhid Bedahşînin üstâdı idi. Zâhirî ve bâtınî ilmlerin hazînesi idi. Dahâ çocuk iken kerâmetleri görülüyordu. Halâl kazanmak için, zirâ�at ile meşgûl olurdu. O kadar bereket oldu ki, binüçyüzden fazla çiftliği vardı. Herbirinde üçbin amele çalışırdı. Her sene sekizyüzbin batman zahîre uşr verirdi. (Tesavvuf bilgilerinin maksad ve netîcesi, kendini zorlamadan, uğraşmadan, her ân Allahü teâlâya teveccüh ve ikbâldir. Ya�nî, her ân, Allahü teâlâyı hâtırlamakdır) ve (Bir kimse, erbâb-ı cem�iyyet sohbetinde oturup, gönlünü Hak teâlâya verebilirse, ona zikr yapmağa ihtiyâc yokdur) buyururdu. (Râbıta edenler için, bedenin uzak olması, ma�nevî yakınlığa mâni� olmaz) derdi. (Çok açlık ve çok uykusuzluk dimâğı yorar. Hakîkatleri ve ince bilgileri anlamağı önler. Bunun için, riyâzet çekenlerin keşfleri hatâlı olur) ve (Zikr ve murâkaba, bir müslimâna hizmet yapılamadığı zemânda olur. Gönül kabûlüne sebeb olan hizmet, zikr ve murâkabadan önce gelir) buyururdu.
    Ubeydüllah-i Ahrârın talebelerinden biri, Abdüllah-i İlâhîdir. Simavlıdır. İlm edindikden sonra Semerkanda, Buhârâya giderek feyz aldı. İcâzetle şereflenip Ubeydüllah-i Ahrâra intisâbı bulunan Emîr Ahmed-i Buhârî ile İstanbula geldi. Yolda Molla Câmî ile sohbet eyledi. Zeyrek kilise câmi�inde va�z ve halkı irşâd etdi. Emîr Buhârîye icâzet verdi. Vardar Yenicesinde 896 [m. 1491] da vefât etdi.

  6. #26
    ACİZKUL
    ACİZKUL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: MedÎne bombardimani.3.

    Ubeydüllah-i Ahrârın bir talebesi de Abdüllah-i Semerkandîdir. Önce, Ya�kûb-i Çerhîye intisâb etmiş ve Alâüddîn-i Attârın halîfelerinden olan Nizâmeddîn-i Hâmûşdan da feyz almışdır. Uluğ beğ medresesinde müderris idi. Yûsüf-i Nebhânî diyor ki, (Sokakda giderken, ansızın atını istedi. Eshâbı ile Semerkandın dışına çıkdı. Onlardan ayrılıp, çok zemân sonra yanlarına geldi. Türk sultânı Muhammed hân, kâfirlerle harb ediyordu. Onun yardımına gitdim. Gâlib geldi dedi.) Fâtih, İstanbulu bu sûretle aldı. Sekizyüzyetmişbeş 875 [m. 1470] de vefât etdi. Ubeydüllah-i Ahrârın bir talebesi de Haydar babadır. Kırk sene devâmlı Eyyûb câmi�inde i�tikâf etdi. Sultân Süleymân bu zâtın üstün hâllerini işitince, Eyyûb Nişâncası ile Halîc arasında, Cezrî Kasım pâşa câmi�ine inen yol üzerinde (Haydar baba mescidi)ni yapdırdı. Haydar baba, 957 [m. 1550] de vefât etdi. Mescide girerken soldadır. Muhammed Ma�sûm-i Fârûkînin oğlu Muhammed Ubeydüllah 1083 de, bunun oğlu Muhammed Pârisâ 1142 de vefât etdi. 93, 95, 112, 388, 751, 943, 957, 969, 1050, 1057, 1079, 1095, 1137, 1141, 1148, 1173.
    923 � UBEYDÜLLAH BİN CAHŞ: Resûlullahın halası Ümeymenin oğludur. Önce îmâna geldi, Eshâbdan oldu. Zevcesi Ümm-i Habîbe ve kardeşi Abdüllah ile Habeşistâna hicret etdi. Orada, mal ve mevkı� için, mürted oldu ve öldü. 380, 1186.
    924 � UBEYDÜLLAH BİN MES�ÛD �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Yediyüzdoksanıncı [790] sırada Sadrüşşerî�a ismine bakınız! 1163.
    925 � UBEYDÜLLAH BİN UTBE �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Abdüllah Ubeydüllah bin Mes�ûd bin Abdüllah bin Utbe, Tâbi�înin büyüklerinden ve Medînedeki yedi fıkh âlimlerindendir. Abdüllah ibni Mes�ûd �radıyallahü anh� hazretlerinin kardeşi olan Utbenin torunudur. 102 [m. 721] senesinde Medînede vefât etdi. 66.
    � Uhud Gazvesi: Hamza ismine bakınız!
    926 � UKÂŞE �radıyallahü anh�: Ebû Muhsin Esedîdir. Bedr gazâsında kılıncı kırıldı. Resûlullahın verdiği hurma dalı ile harb edip, çok kâfir katl etdi. Bütün gazâlarda bulundu. Çok yerinden yaralandı. Cennetle müjdelendi. Bir muhârebede Tuhayla bin Huveylid ismindeki bir papas tarafından sırtından hançerlenerek, kırkbeş yaşında şehîd edildi. Beyâz ve çok güzel idi. Kabri, Gâzîayntabda Nûrdağı kazâsı, Durmuşlar köyündedir. 677.
    927 � UKAYL �radıyallahü anh�: Ebû Tâlibin dört oğlundan ikincisidir. Bedr gazâsında esîr oldu. Hazret-i Abbâs kendisi ile bunun fidyelerini verip Mekkeye gitdiler. Hudeybiyyeden önce Medîneye gelip îmân etdi. Gazâlarda bulunup, iltifâta mazhar oldu. Neseb bilgisi çok idi. Kardeşi hazret-i Alîye karşı hazret-i Mu�âviye ile birlikde idi. 506, 1059, 1085, 1100.
    928 � URVE �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Urve-tebniz-Zübeyr, Tâbi�înin büyüklerinden ve Medînedeki yedi büyük âlimden biridir. Zübeyr bin Avvâmın oğludur. Annesi, Esmâ bint-i Ebû Bekrdir. Yirmiikinci [22] senede tevellüd, 94 [m. 712] senesinde Medîne yanında Fer� ovasında vefât etdi. 66.
    929 � UTBE: Utbe bin Rebî�a bin Abd-i Şems bin Abd-i Menâf, Bedrde Kureyş ordusunun reîslerinden idi. Velîdin ve Ebû Huzeyfenin ve Hindin babası idi. Hind de, hazret-i Mu�âviyenin annesidir. Babası Rebî�a, Ümeyyenin kardeşi idi. Âyet-i kerîmeleri işitince, (Bu söz şi�r değil, sihr değil, kehânet değildir. Ey Kureyşliler! Beni dinlerseniz, bu adama dokunmayınız!) demişdi. Bedrde, kardeşi Şeybe ile birlikde, hazret-i Hamza tarafından öldürüldü. 353, 506, 1069, 1093, 1110, 1179, 1188.
    930 � ÜMM-İ GÜLSÜM �radıyallahü anhâ�: Resûlullahın kızıdır. Ebû Lehebin ikinci oğlu Uteybeye nikâhlandı ise de, (Tebbet yedâ) sûresi gelince, dahâ düğünleri olmadan boşadı ve Resûlullaha üzücü sözler söyledi. Resûlullah �sallallahü aleyhi ve sellem� da, (Yâ Rabbî! Buna canavarlarından birini musallat et!) diye beddüâ eyledi. Şâm yolunda bir arslan bunu parçaladı. Rukayye öldükden sonra vahy gelerek, Ümm-i Gülsüm hazret-i Osmâna �radıyallahü anhüm� nikâhlandı. Hicretin dokuzunda [9] vefât etdi. Nemâzını Resûlullah kıldırıp, defn olunurken kabri yanında durup, mübârek gözlerinden yaş akardı.
    931 � ÜMM-İ HABÎBE �radıyallahü anhâ�: Ebû Süfyân bin Harb bin Ümeyyenin kızı idi. Hazret-i Mu�âviyenin kız kardeşi idi. Annesi Hind idi. Zevci Ubeydüllah bin Cahş ile birlikde müslimân olup, Habeşistâna hicret etdiler. Zevci, orada papaslara aldanıp mürted oldu ve öldü. Bu, yalnız, garîb, fakîr kaldı. Resûlullahın dîninden ayrılmam, dedi. Resûlullah �sallallahü aleyhi ve sellem� onu sevindirmek için nikâh etmek istedi. Necâşîye, ya�nî Habeş sultânına hicretin yedinci [7] senesinde mektûb yazdı. Necâşî, bu emr-i nebevî üzerine, bunu Resûl-i ekreme nikâh etdi ve Medîneye gönderdi. Babası Ebû Süfyân, o zemân, henüz îmâna gelmemişdi. Mekke kâfirlerinin reîsi idi. 44 [m. 664] senesinde Medînede vefât etdi. 380, 1185.
    932 � ÜMM-İ HÂNÎ �radıyallahü anhâ�: Ebû Tâlibin kızı ve hazret-i Alînin �radıyallahü anh� kızkardeşidir. Hübeyre bin Amrin zevcesi idi. Öz adı Fâkite idi. Mekke-i mükerremenin feth edildiği gün, Hübeyre kaçdığı zemân, kendisi îmâna geldi. Resûlullah, bunun evinde gusl abdesti alıp, sekiz rek�at duhâ nemâzı kıldı ve su ile ekmek ıslatıp tuz ve sirke koyup yidi. (Ey Ümm-i Hânî! Sirke ne iyi yemekdir. Sirke bulunan ev fakîr olmaz!) buyurdu. 353, 354, 1096.
    933 � ÜMM-İ MA�BED �radıyallahü anhâ�: Adı Âtike idi. Resûl �aleyhisselâm�, Hicretde bunun çadırına uğrayıp, za�îf koyunu sağınca, çok süt çıkmışdı. Bu mu�cizeyi zevcine söyledi. Sonra ikisi de, Medîneye gelip müslimân oldu. 738.
    934 � ÜMM-İ SELEME �radıyallahü anhâ�: Adı Hind idi. Zevci Ebû Seleme ile Habeşistâna ilk olarak hicret etdiler. Ebû Seleme, Resûlullahın halası Berrenin oğlu Ubeydüllah bin Cahşın kardeşi olup, Medînede, hicretin dördüncü [4] senesi Uhud gazâsında aldığı yaradan vefât etdi. Ebû Bekr ve Ömerin �radıyallahü anhümâ� nikâh taleblerini kabûl etmedi. Resûlullahın nikâhı ile şereflendi. 59 [m. 678] senesinde Medînede seksendört yaşında vefât etdi. Son vefât eden zevceleri bu idi. 629, 1107.
    935 � ÜMRİ-ÜL-KAYS: İslâmiyyetden önce yaşayan şâ�irlerdendir. Hîre hükümdârının oğludur. Ankarada, kralın Kayseriden gönderdiği zehrli gömleği giymekle vefât etdi. Kâ�beye asılan şi�ri edebî san�at bakımından çok kıymetlidir. Oğulları, zemân-ı se�âdete yetişmişdir. Şi�rleri Avrupa lisânlarına çevrilmiş, ilk olarak 1294 [m. 1877] de Pârisde basılmışdır. 367.
    936 � ÜSÂME BİN ZEYD �radıyallahü anh�: Eshâb-ı kirâmın büyüklerindendir. Anası Ümm-i Eymen ve babası, Resûlullahın �sallallahü aleyhi ve sellem� âzâdlılarındandır. Onsekiz yaşında iken, bir birliğe kumandan yapıldı. [54] veyâ 59 [m. 678] senesinde Medînede vefât etdi. 376, 995, 1195, 1196.
    937 � ÜSTÜVÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed bin Ahmed, Hanefî âlimlerindendir. Şâmda tevellüd ve 1072 [m. 1662] de orada vefât etdi. Ayasofya câmi�inde yıllarca va�z etdi. Fıkhda (Üstüvânî risâlesi) meşhûrdur. 207.
    938 � VAHÎDEDDÎN HÂN �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Sultân altıncı Muhammed, İslâm halîfelerinin yüzbirincisi ve sonuncusudur. Osmânlı pâdişâhlarının otuzaltıncı ve sonuncusudur. Sultân Abdülmecîd hânın en küçük oğludur. 1277 [m. 1861] de tevellüd, 1344 [m. 1926] de, İtalyada San Remoda vefât etdi. Şâmda, sultân Selîm câmi�i kabristânındadır. 4 Temmuz 1336 [m. 1918] da büyük kardeşi sultân Reşâdın öldüğü gün halîfe oldu. İngilizlerin türk ve islâm düşmanı olduğunu iyi biliyordu. İsmâ�îl Hâmî Danişmend, (Osmânlı Târîhi Kronolojisi) kitâbının dördüncü cildinde, Vahîdeddîn hân hakkında geniş bilgi vermekdedir. 735, 1059, 1087, 1153, 1193.
    939 � VÂHİDÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebül-Hasen Alî bin Ahmed, tefsîr âlimi idi. (Basît), (Vesît), (Vecîz) adında üç tefsîri meşhûrdur. 468 [m. 1075] de, Nîşâpûrda vefât etdi. 416, 629.
    940 � VAHŞÎ �radıyallahü anh�: Vahşî bin Harb Habeşî, hazret-i Hamzanın Bedr gazâsında öldürdüğü Tu�avme adındaki kâfirin kardeşinin oğlu Cübeyr bin Mut�imin kölesi idi. Uhud gazâsında, Cübeyr, buna, Hamzayı öldürürsen âzâd ol demişdi. Hind de babasının ve amcasının intikâmı için, Hamzayı öldürene çok altın va�d etmişdi. Bunlar için Vahşî, hazret-i Hamzayı, ok atarak ağır yaraladı ve kılıncı ile şehîd etdi. Ciğerlerini çıkarıp Hinde götürdü. Her ikisi de, dünyâ zîneti için, bu işi yapdı. Uhudda, Resûlullah, birkaç kâfire beddüâ etmişdi. Vahşîye niçin la�net etmiyorsun dediklerinde, (Mi�râc gecesi, Hamza ile Vahşîyi kolkola, birlikde Cennete girerlerken görmüşdüm) buyurdu. Mekkenin fethinden sonra, Vahşî, Tâiflilerle birlikde Medînede mescide gelip, îmân etdi. Afva kavuşdu. Fekat, Yemâme tarafına gitmesi emr olundu. Resûlullaha karşı çok mahcûb olup, başı önünde yaşadı. Bir dahâ Medîneye gelmedi. (Muhammediyye) kitâbında (Adı da Vahşî, kendi de vahşî) yazısı, müslimân olmadan önce Vahşî olduğunu bildiriyor. Îmân edince, tertemiz oldu. Bütün Evliyâdan yüksek oldu. Hicretin onbirinci [11] senesi Yemâmede mürtedler ile çok şiddetli harb oldu. Müseyleme ordusundan yirmibin, Hâlid ibni Velîd askerinden ikibin kişi öldü. Önce müslimânlar bozuldu. Sonra, Vahşî hazretleri kahramanca saldırıp, hazret-i Hamzayı şehîd etmiş olduğu kılınç ile Müseyleme-tül-kezzâbı öldürdü. Bunu gören müslimânlar hücûm edip, zafer elde edildi. Resûlullahın vaktîle, Vahşîyi Yemâme tarafına göndermesinin, büyük mu�cize olduğu böylece meydâna çıkdı. Yermük gazâsında da bulunup, rumlara karşı çok kahramânlıkları görüldü. Humsda yerleşdi. Hazret-i Osmân zemânında orada vefât etdi. Vahşînin îmân etdikden sonra, şerâb içdiğini ve bu yüzden had cezâsı verildiğini söyliyenler oluyor. Bu haberlere sahîh diyemeyiz. Sahîh desek bile, bu yüzden bir sahâbîye hattâ herhangi bir müslimâna dil uzatmak câiz olmaz. Her müslimânı ve Eshâb-ı kirâmın hepsini iyilikle yâd etmemiz emr olundu. Büyük âlim ve onüçüncü asrın müceddidlerinden mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî, (Âdâb-ı tarîka-i aliyye) kitâbında buyuruyor ki, (Ehl-ullaha i�tirâz eden kimsenin küfr üzere öleceğini gösteren hadîs-i şerîfler vardır. Velînin ma�sûm olması şart değildir. Eshâb-ı kirâm arasında had cezâsı verilen ve eli kesilen oldu. Hâlbuki, Sahâbenin en aşağı derecede olanı da Velî idi. Hepsi, Sahâbî olmıyan Velîlerin hepsinden dahâ yüksek idiler. Velîlerin hepsi, günâha devâm etmekden mahfûzdurlar. Hepsi tevbe ve istigfâr eder. Belki, ba�zan günâh işlediği için pişmânlıkları, ağlamaları, Allahü teâlâya yalvarmaları dahâ çok olur. Dereceleri artar. Bu sebeble, (Hikem-i Atâiyye)de, (Zillet ve inkisâra sebeb olan günâh, izzet-i nefse ve kibre sebeb olan tâ�atden dahâ hayrlıdır) denilmişdir. Amelleri ve sıfatları müsâvî olan iki Velîden, tevbesi dahâ çok olanın, ma�sûm olandan dahâ üstün olduğu bildirildi.) (Buhârî)de diyor ki, (Eshâb-ı kirâmdan Abdüllah adında birine, şerâb içdiği için had cezâsı verildi. Resûlullah �sallallahü aleyhi ve sellem�, buna la�net edildiğini işitince, (Ona la�net etmeyiniz! Çünki O, Allahı ve Resûlünü sevmekdedir) buyurdu. (Merec-ül-bahreyn)de, Ahmed Zerrûkdan alarak diyor ki, (Ma�sûm olmak, kusûrsuz olmak, Peygamberlere mahsûsdur. Velînin ma�sûm olması şart değildir. İsrâr ve devâm olmadan, büyük günâh işlemek, vilâyeti bozmaz. Velî, günâhından vazgeçer ve tevbe eder. Günâh işlemek, insanı helâk etmez. Günâha devâm etmek, tevbeyi terk etmek, helâk eder. Âdem aleyhisselâmın zellesi ile, İblîsin ısyânı, bundan dolayı farklı oldular.) Eshâb-ı kirâmın hepsini sevmekle ve hepsine saygılı olmakla emr olunduk. Sevilmeleri az veyâ çok olabilir. Fekat, hiçbirine dil uzatmamız, kötü bilmemiz câiz değildir. Kendi kusûrlarımıza bakmamız, hiçbir müslimânı gıybet etmememiz lâzımdır. 1106, 1152.

  7. #27
    ACİZKUL
    ACİZKUL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: MedÎne bombardimani.3.

    941 � VÂNÎ MUHAMMED EFENDİ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Kendisi Vanlıdır. Fâzıl Ahmed pâşa 1072 [m. 1661] senesinde Vandan getirmişdir. Serâyda sultân dördüncü Muhammed hâna, va�z ederdi. İkinci Mustafâ hânın hocası oldu. Binyetmişaltı 1076 [m. 1665] da Mevlevîlerin simâ�larını ve Halvetîlerin rakslarını yasak etdirdi. Babaeskideki Hurûfî tekkesini yıkdırdı. Binseksenbir 1081 [m. 1670] de, şerâb satılmasını yasak etdirdi. Yeni câmi�de ilk Cum�a va�zı yapan budur. 1094 [m. 1682] de, sadr-ı a�zam Merzifonlu kara Mustafâ pâşa Viyanada haçlı orduları karşısında bozguna uğradığında, Vânî Muhammed efendi ordu şeyhi idi. Bunun için, Bursada Kestel köyüne sürüldü. Kestelde büyük câmi� ve mekteb yapdırdı. 1096 [m. 1684] da orada vefât etdi. Boğaziçinde Vaniköy câmi�ini de yapdırmışdır.
    942 � VÂSIL BİN ATÂ: Mu�tezile fırkasının kurucusudur. 80 [m. 699] de Medînede tevellüd, 131 [m. 748] de vefât etdi. Hasen-i Basrî hazretlerinin talebesi idi. Bunu dersinden kovdu.
    943 � VÂSİLE BİN ESKA� �radıyallahü anh�: Eshâb-ı kirâmdan idi. Tebük gazâsından önce îmâna geldi. Bu gazâda bulundu. 841.
    944 � VEHBÎ: Muhammed Vehbî bin Hüseyn Çelik, [1280] hicrî yılında, Konyanın Hâdim kazâsında tevellüd, 1362 [m. 1943] de Konyada vefât etdi. Siyâsî hayâta atıldı. Şer�ıyye vekîli iken, hilâfetin ilgâsı için fetvâ vermişdir. 45.
    945 � VEHBÎ EFENDİ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Altıyüzaltmışbeşinci [665] sırada Muhammed Mer�aşî ismine bakınız!
    946 � VEHEB BİN VERD MEKKÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: 153 [m. 770] senesinde vefât etdi. 608, 688.
    947 � VELÎD BİN MUGÎRE: Kureyş kâfirlerinin ileri gelenlerindendir. Ebû Cehlin amcasıdır. Babasına Mugayre de denir. Birgün Resûlullahın yanına gelip, bana bir mikdâr Kur�ân oku dinleyeyim dedi. Dinledi. Çok tatlı, latîf, derin ve çok fâideli, bunu insan söyliyemez, dedi. Kâfirlerin yanına gidip, içinizde, şi�ri benden iyi bilen yokdur. Muhammedin okuduğu kelâm, insan ve cin şi�rlerine benzemiyor. O kâhin değildir. Sözleri kâhin sözüne benzemiyor. Deli dersek kimse inanmaz. Onda cünûn alâmeti yokdur. Şâ�ir de değildir. Sihirbâz da diyemeyiz. Sihre benziyen bir işi yok. Okuyup, üflemiyor, düğüm bağlamıyor, dedi. Öyle ise, ne diyelim, dediler. Velîd, ne demeli bilmem. Fekat, şu sözlerimizin hiçbiri yakışmıyor. Hangisini söylesek inanılmaz dedi. Diyecek birşey bulamadılar. Çünki, Peygamberdir demekden başka birşey yakışdıramadılar. Hicretin birinci [1] senesinde Mekkede öldü.
    948 � VELÎD BİN UTBE: Kureyş kâfirlerinden Utbenin oğludur. Babası gibi, İslâm düşmanı idi. Kardeşi Ebû Huzeyfe ise, hâlis müslimân olup, bütün gazâlarda bulundu. Velîd, Bedrde babası ve amcası ile, meydâna yürüdü. Hazret-i Alî çıkıp, Velîdi bir hamlede katl eyledi. 506, 1093, 1185.
    949 � VELİYYÜDDÎN TEBRÎZÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Altıyüzotuzyedinci [637] sırada Muhammed bin Abdüllah ismine bakınız!
    950 � VELİYYULLAH DEHLEVÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Sekizyüzaltmışdördüncü [864] sırada Şâh Veliyyullah ismine bakınız!
    951 � VELVÂLİCÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Kâdî Zahîrüddîn Abdürreşîd 467 de Bedahşânin Velvâlc kasabasında tevellüd ve 540 [m. 1146] da vefât etmişdir. Semerkandda kâdî idi. Fıkhda (Emâlî) kasîdesi ve fetvâları vardır.
    952 � VEYSEL KARÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Üveys bin Âmir Karnî de denir. Tâbi�înin büyüklerinden olduğu hadîs-i şerîfde bildirilmişdir. Yemenlidir. Resûlullah sağ iken, görmediği hâlde müslimân oldu. Fekat, Sahâbî olamadı. Hazret-i Ömer zemânında Medîneye geldi. Çok hurmet gördü. Basrada yaşadı. Sıffîn muhârebesinde hazret-i Alînin yanında bulundu ve 37 [m. 657] de şehîd oldu. Anadoluya hiç gelmemişdir. Veysel Karânîye hediyye edilen hırka-i se�âdet, Van civârında İrisân beğlerine kadar gelmiş ve bunlardan Şükrüllah efendi, 1027 [m. 1618] senesinde, halîfe-i müslimîn ikinci Osmân hâna getirip hediyye etmişdir. Abdülmecîd hân, bu hırka-i se�âdet için, Fâtih civârında (Hırka-i şerîf) câmi�ini yapdırmışdır. Her sene Ramezân-ı şerîfde camekân içinde olarak Şükrüllah efendinin torunları tarafından halka ziyâret etdirilmekdedir. İstanbuldaki bütün câmi�ler hakkında, geniş bilgi veren (Hadîkatül-cevâmi�) kitâbında (Akseki mescidi)ni anlatırken diyor ki, (Bu mescidi Kemâleddîn efendi yapmışdır. Fâtih sultân Muhammed hân ile gelenlerdendir. Mescidin karşısında, Çorlulu Alî pâşanın yapdırdığı binâda (Hırka-i şerîf) ziyâret edilmekdedir. Binânın yanına bir imâret ve çeşme de yapmışdır. Sultân Mahmûd-i Adlî, binikiyüzkırkaltı [1246] da, bu binâyı yeniden yapdı.) Bu kitâb 1193 [m. 1779] de te�lîf ve 1253 de tevsî� ve 1281 [m. 1864] de tab� edilmişdir. Rûhların terbiye etdiği kimseye (Üveysî) denir. 677, 678, 909, 923, 1110.
    953 � VOLTER: Fransız şâ�irdir. 1105 [m. 1694] de tevellüd etdi. 1192 [m. 1778] de öldü. İslâm düşmanı idi. Resûlullahın hazret-i Zeynebi nikâh etmesini, tiyatro olarak yazmış, âdî, alçak iftirâlar etmişdir. Bu yüzden, düşmanı olan papadan tebrîk mektûbu almışdır. İkinci Abdülhamîd hân, bu tiyatronun Avrupada oynatılmasına, çok şiddet göstererek mâni� olmuşdur. 381, 1197.
    954 � WEGENER: Meteoroloji âlimi ve kutub kâşifidir. 1297 [m. 1880] de tevellüd, 1348 [m. 1930] de vefât etdi. Grönland seyâhatinde, buzlar arasında öldü. Kayaların kayması teorisini kurdu. 83.
    955 � WESTENFELD: Alman müsteşriklerindendir. İbni İshakın (Sîret-i Resûlillah) kitâbını basdırmışdır. 374, 1115.
    956 � WILLIAM CEYMS: Amerikalı felsefecidir. 1258 [m. 1842] de tevellüd etdi. 1328 [m. 1910] de öldü. (Pragmatizm)in kurucusudur. (Dînî tecribeler) ve başka kitâblarında, îmânlı olmağı övmüşdür. 27.
    957 � WILLIAM STERN: Alman psikolog ve pedagoglarındandır. 1287 [m. 1871] de tevellüd etdi. Zekâyı ta�rîf ederken, zekâ, düşünceyi hayâtın yeni şartlarına uydurmakdır, demişdir. 405.
    958 � YÂFES: Nûh aleyhisselâmın üç oğlundan biridir. Çin, rus, slav ve türkler, bunun soyundandır. Yâfes beşyüz yaşında suda boğuldu. Binlerle torunu, Asyaya ve o zemân mevcûd olan kara yolları ile, okyânus adalarına yayıldılar. Nûh aleyhisselâmın ve Yâfesin dînini ve nasîhatlerini unutarak, yıldızlara, güneşe, heykellere tapınmağa başladılar. 62, 377, 431, 483, 1123, 1157.
    959 � YÂFİ�Î �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Afîf-üddîn Abdüllah bin Es�ad Yâfi�î, Şâfi�î mezhebi âlimlerindendir. 698 [m. 1298] senesinde Yemende tevellüd etdi. Mekkede yerleşdi. Kutb-i Mekke denir. 768 [m. 1367] de Mekkede vefât etdi. (Ravd-ur-rıyâhîn), (Neşr-ül-mehâsin-il-gâliyye) ve (Menâkıb-i Abdülkâdir) kitâbları meşhûrdur. (Neşr-ül-Mehâsin)de (Makâmât-i aşere)yi anlatmakdadır. Bu kitâbı, (Câmi�ul Kerâmât) kenârında basılmışdır. 419, 458.
    960 � YAHYÂ �aleyhisselâm�: Zekeriyyâ aleyhisselâmın oğludur. Annesi Elisâ, İmrânın kızı idi. Hıristiyanlar Elizabeth diyor. Hazret-i Meryemin teyzesi oğlu idi. Dâvüd �aleyhisselâm� soyundandır. (Tevrât)da yazılı olan Îsâ aleyhisselâmın geleceğini haber verdi. Îsâ �aleyhisselâm� göke çıkarıldıkdan sonra, (İncîl)e uyduğu için, zâlim yehûdî hükümdârı büyük Herodun torunu, birinci Herod tarafından şehîd edildi. Mubârek bedeninin parçaları başka şehrlerdedir. İbni Âbidîn, önsözünde diyor ki, (Mubârek başı, Şâmda Ümeyye câmi�indedir.) 482, 507, 1194.

  8. #28
    ACİZKUL
    ACİZKUL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: MedÎne bombardimani.3.

    961 � YAHY BİN MU�ÂZ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Zekeriyyâ Sôfiyyedendir. Rey şehrinde tevellüd etdiği için Râzî denir. 258 [m. 872] senesinde Nîşâpûrda vefât etdi. 419, 607, 610.
    962 � YAHYÂ BİN MUHAMMED �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Kâdî İbn-ül-Hâşim-il-Bağdâdî [228] de tevellüd, 318 [m. 930] de vefât etdi. Fıkh ve hadîs âlimidir. (Kitâb-ül-kırâet) ve fıkhda (Sünen) ve hadîsde (Müsned) kitâbları vardır.
    963 � YAHYÂ EFENDİ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Beşiktâş ile Ortaköy arasındaki câmi�i şerîfi yapdı. Amasyalıdır. Dokuzyüz [900] de Trabzonda tevellüd, 977 [m. 1569] de vefât etdi. Kabri üzerine ikinci Selîm hân tarafından türbe yapıldı. Tıb, matematik ve fizik bilgisi çok idi. Trabzonda vâlî olan sultân Süleymân ile süt kardeşi idi. Sultân Süleymân halîfe olunca, İstanbulda meşhûr olan yere yerleşdirdi. Babası Şâmlı Ömer efendi Trabzonda kâdî iken tevellüd etdi. Şi�r ve dîvânı vardır. Üveysîdir. Türbesinde dört erkek, dört kadın dahâ vardır. Yanındaki üç türbenin herbirinde birer Alî pâşa yatmakdadır. Yanında bir de niyyet kuyusu vardır.Bir niyyet kuyusu da, Eyyûbde Kaşgarî dergâhı yokuşunda 16 numaralı evin bağçesindedir.
    Fetvâ sâhibi Minkârî-zâde Yahyâ efendi başkadır. Kırkikinci şeyh-ul-islâm idi. 1088 [m. 1677] de vefât etdi. Üsküdârda medresesi yanındadır. 250, 339, 631.
    964 � YA�KÛB �aleyhisselâm�: İshak aleyhisselâmın oğlu, Yûsüf aleyhisselâmın babasıdır. Adı İsrâîl idi. Oniki oğlunun torunlarına (Benî-İsrâîl), ya�nî İsrâîl oğulları denir. Sonradan yehûdî denildi. Şâmdadır. İshak aleyhisselâmın ikinci oğlu İys idi. Bunun oğlu Rûm sarışın olduğu için bunun soyundan olanlara (Rûm) veyâ (Benî-Asfer) denildi. 356, 389, 390, 391, 482, 1006, 1122, 1151.
    965 � YA�KÛB BİN SEYYİD ALÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Edirnede kâdî idi. Sonra Bursada müderris iken 931 [m. 1525] senesinde vefât etdi. (Gülistân) şerhı ve (Mefâtîh-ul-cinân) ismindeki (Şir�a-tül-islâm) şerhı meşhûrdur. Bu şerh 1288 [m. 1871]de İstanbulda basılmış ve Hakîkat Kitâbevi tarafından 1413 [m. 1992] de İstanbulda ofset baskısı yapılmışdır. 392, 596, 1036, 1142.
    966 � YA�KÛB-İ ÇERHÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Alâüddîn-i Attâr hazretlerinin talebelerinin büyüklerindendir. Derin âlim, veliy-yi kâmil idi. Gaznede Çerh köyünde tevellüd ve 851 [m. 1447] de Hülfetûda vefât eyledi. Hirâtda ve Mısrda tahsîl edip, Buhârâda Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin sohbeti ve teveccühleri ile şereflendi. Tebâreke ve Amme cüz�lerinin tefsîri ve fârisî (Risâle-i ünsiyye) kitâbı Hindistânda basılmışdır. 957, 969, 1148, 1174, 1184, 1185.
    967 � YEHÛDÂ: Îsâ aleyhisselâma îmân eden oniki havârîden biridir. Bunun mürted olup, Îsâ aleyhisselâmı otuz dirhem gümüş karşılığında yehûdîlere haber verdiği söylenmekdedir. Yudas İsharyot da denilmekdedir. Üçyüzdoksandokuzuncu [399] sırada (Havârîler) ismine bakınız! 1108, 1109.
    968 � YEKDEST �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ahmed Yekdest Cüryânî, Buhârânın Cüryân kasabasında tevellüd etdi. 1069 [m. 1658] da ticâret için Hindistâna giderken Cüryândaki tâ�ûnda çoluk çocuğunun öldüklerini işitdi. Yolda eşkıyâlar basıp mallarını aldılar ve sol kolunu kesdiler. Çok üzüntülü Serhend şehrine geldi. 1069 [m. 1658] senesinde Muhammed Ma�sûm-i Fârûkînin hizmeti ile şereflendi. Onbir sene kahvesini pişirdi. Sonra hilâfet verilip Mekke-i mükerremede irşâda emr olundu. Otuzdokuz sene bu vazîfeyi yapdıkdan sonra 1119 [m. 1707] da Mekkede vefât etdi. Şeyh Ahmed Yekdest hazretlerinin çok talebesi vardır. Bunlardan biri, Muhammed Emîn Tokâdî hazretleridir. Bir talebesi de, Eğrikapı dâhilinde Emîr Buhârî mescidi tekkesindeki tatâr Ahmed efendidir. 1156 [m. 1743] da vefât etmişdir. Bu mescid, İvez pâşa câmi�inden Ayvanserâya inerken sağda sed üzerinde olup, 1384 [m. 1964] de kasden yakılmış, dört dıvârı ve mihrâbı dışındaki tatâr Ahmed efendinin ve başka birkaç taş kabr kalmışdır. Ahmed Yekdestin bir talebesi de, seyyid Abdülhakîm efendi hazretlerinin ikâmet etdiği, İdrîs köşkü civârındaki evi, Kaşgarî tekkesini ve câmi�i yapdıran, hâcı Murtezâ efendi olup, hesâb uzmanı idi. 1160 [m. 1747] da vefât etmişdir. Bu tekkenin bağçesinde medfûndur. Bunları 1158 [m. 1745] de yapdırmışdır. Tekkenin ilk şeyhi olan Abdüllah-i Kaşgârî, ondört sene sonra 1174 [m. 1760] de vefât etmişdir. Birinci sultân Mahmûd zemânındaki altmışüçüncü şeyh-ul-islâm seyyid Mustafâ efendi de, 1112 [m. 1699] de Ahmed Yekdest hazretlerine intisâb etmişdir. 1090 [m. 1678] da tevellüd ve 1158 [m. 1745] de vefât edip Üsküdârda medfûndur. 1157 [m. 1744] de, Eyyûb Nişâncasında şeyh-ul-islâm tekkesini ve mescidini yapdırdı. Bu mescid kapısında ve ayrıca Sarâchânede birer çeşmesi vardır. Ahmed Yekdestin bir halîfesi de dördüncü Muhammed hânın baş çuhâdârı Kahramân ağadır. 1147 [m. 1734] de vefât eden târîhci Muhammed Râşid efendi, bunun halîfesi Emîr ağaya mensûbdur. İki cild târîh kitâbı çok kıymetlidir. Kahramân ağanın bir halîfesi de, Enderûnlu Sührâb efendi olup, sonra Abdülganî Nablüsîden de feyz almışdır. Üsküdârda Azîz Mahmûd-i Hüdâî tekkesindeki mürşidlerden Mudanyalı zâde Muhammed Revşen efendi, Sührâb efendîden feyz almışdır. Ahmed Yekdestin halîfelerinden biri, kâdî Zıyâüddîn efendi, biri de rûznâmeci başı Muhammed Kumul beğdir. 1132 [m. 1719] de vefât etmişdir. Fındıklıda sâhilde molla Çelebî câmi�i yanında, 1121 [m. 1708] de vefât eden şeyh-ul-islâm Muhammed Sâdık efendinin kabri yanındadır. Sâdık efendi, kırksekizinci şeyh-ul-islâm olup, ikinci Ahmed hân zemânında, 1105 [m. 1691] de şeyh-ul-islâm olmuş, dokuz ay sonra, ikinci Mustafâ hân tarafından azl edilmişdir. Üçüncü Ahmed hân zemânında tekrâr şeyh-ul-islâm yapılmış, ihtiyâr olduğundan bir sene sonra azl edilmişdir. Bu câmi�i yapdıran Molla Muhammed Çelebî, İstanbul kâdîsı [hâkimi] idi. 998 [m. 1590] de vefât etdi. Eyyûbde Defterdâr caddesi ile Kızılmescidden gelen yolun kesişdiği yerde büyük türbededir. Ahmed-i Yekdestin bir talebesi de, 1117 [m. 1704] de vefât edip, Karaca Ahmed kabristânında defn edilen Muhammed Semerkandîdir. Bir talebesi de, Dâr-üs-se�âde ağası [ya�nî İstanbul vâlîsi] Beşîr ağadır. Bu isme bakınız! 1073, 1082, 1162, 1184.
    969 � YESEVÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ahmed bin Muhammed Yesevî, Yûsüf-i Hemedânînin üçüncü halîfesidir. Türkistânda Yesi kasabasında tevellüd, 590 [m. 1194] da orada vefât etdi. Hâce Atâ-i Yesevî denir. Nevâyî dilinde (Atâ), baba demek ise de türkler meşâyıh ulularına (Atâ) derler. Buhârâda irşâd edip, sonra Türkistâna gitdi. Vedâ� ederken, hâce Abdülhâlık-ı Goncdüvânîye tâbi� olmaları için talebesine vasıyyet etdi. Türkistân meşâyıhının birincisidir. 503, 1103, 1193.
    970 � YEZÎD: Emevî halîfelerinin ikincisidir. Hazret-i Mu�âviyenin oğludur. Yirmialtıncı [26] yılda Şâmda tevellüd etdi. [64] de vefât etdi. [60] senesinde halîfe oldu. 61 [m. 681] senesinin Muharrem ayında Kerbelâ fâci�ası oldu. Yezîd buna üzüldü. (Allah ibni Mercâneye la�net eylesin! Hüseynin istediklerini kabûl etmeyip de, onu katl etdirdi. Böylece, beni kötü tanıtdı) dedi. İbni Mercâne, Ubeydüllah bin Ziyâdın adıdır. Yezîd, müslimân idi. Nemâz kılardı. İslâmiyyete düşmân değildi. Yüzüğünün taşı üzerinde (Rabbünallah) yazılı idi. 490, 1066, 1092, 1139.
    971 � YEZÎD BİN AMR HÜBEYRE: Emevîlerin son halîfesi olan Mervân bin Muhammed zemânında Irâk ve Horâsân vâlîsi idi. Ebâ Müslim ile çok harb etdi. İmâm-ı a�zam Ebû Hanîfeyi habs etdi. Başına kamçı vurdurdu. 132 [m. 750] senesinde Ca�fer Mensûr tarafından öldürüldü. 441, 443.
    972 � YUHANNÂ: Îsâ aleyhisselâma îmân eden oniki havârîden biridir. İbrânî dilinde Yahyâ demekdir. Rumcada Yohannes, yâhud Yani, ermenilerde Ohannes, ingilizlerde Con, fransızcada Jan denir. Dört İncîl yazanlardan biridir. Îsâ aleyhisselâmın teyzesinin oğlu idi. Üçyüzdoksandokuzuncu [399] sırada, (Havârîler) ismine bakınız! 372, 1109.
    973 � YÛNÜS �aleyhisselâm�: Yûnüs bin Metâ, Mûsul yanındaki Nineve ehâlîsine Peygamber idi. Dinlemediler. Heykellere tapmakdan vazgeçmediler. Yûnüs �aleyhisselâm� üzüldü. Dicle kenârına geldi. Gemiye bindi. Hâlbuki, Allahü teâlâ, böyle emr vermemişdi. Gemi yürümedi. Kur�a çekdiler. Buna isâbet etdi. Suçlu benim buyurdu. Denize atdılar. Balık yutdu. Tevbe etdi. Balık, bunu bir kenâra çıkardı. Ölüm hâlinde idi. Tekrâr kuvvet buldu. Tekrâr Nineveye gitmesi emr olundu. Yûnüs �aleyhisselâm� gelmeden önce, hava kararmış, her yeri kara duman kaplamışdı. Kavmi korkup, tevbe etmiş, tevbeleri kabûl olup, azâb geri alınmışdı. Gelince sözlerini dinlediler. Yıllar geçdi. Şarkda Midyalılar Bâbilde Keldânîler meydâna geldi. 353, 356, 427, 482, 993.
    974 � YÛNÜS BİN ABÎD �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Takvâ ehli idi. Bezzâz idi. Ya�nî kumaş tüccârı idi. 841.
    975 � YÛNÜS EMRE �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Tesavvuf ehli ve halk şâ�iridir. Boluludur. Porsuk çayının Sakaryaya karışdığı mahalde türbesi vardır. Tapdık Emreden feyz aldı. 843 [m. 1439] de vefât etdi. İlâhîleri zevkle okunmakdadır.
    976 � YÛNÜS ŞEMMÂS: Roma İmperatörlerinden ikinci Klaudius zemânında [m. 268-270] Antakya patrîki idi. Allahü teâlânın bir olduğunu, Îsâ aleyhisselâmın Onun kulu ve Peygamberi olduğunu i�lân etdi. Çok kimseleri doğru yola getirdi. (Kâmûs)da Şemmâs kelimesinde diyor ki, (Hıristiyanlıkda, Patrîk, müctehid, mezheb sâhibidir. Papa, halîfedir. Matrân, Kâdî, hâkimdir. Üskuf, müftîdir. Kıssîs, hâfız, okuyucudur. Câsilîk, imâmdır. Şemmâs, müezzindir.)
    977 � YÛSÜF �aleyhisselâm�: Yâ�kûb �aleyhisselâm� oniki oğlundan en çok Yûsüfü severdi. Kardeşleri, onu kıra götürüp kuyuya atdı. Onu kurt yidi dediler. Fekat Allahü teâlâ Onu korudu. Hem Peygamber yapdı, hem de Mısra hükümdâr yapdı. Dahâ çok bilgi için, (Eshâb-ı Kirâm) kitâbına bakınız! 356, 482, 522, 787, 1006, 1151, 1190.
    978 � YÛSÜF BİN AHMED SİCSTÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: (Münyetül-müftî) ve (Gunye-tül-fükahâ) kitâblarını yazmışdır. Altıyüzotuzsekiz 638 [m. 1240] senesinden sonra Sivâsda vefât etmişdir.
    979 � YÛSÜF BİN CÜNEYD �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ehî Çelebî denir. İkinci Bâyezîd hân devri âlimlerindendir. Tokatlıdır. Bursada, Edirnede ve İstanbulda müderrislik yapdı. Vikâyenin (Sadr-üş-şerî�a-şerhı)ne hâşiye yaparak (Zahîret-ül-Ukbâ) ismini vermişdir. Bu hâşiyesi ve (Hediyyet-ül-mehdiyyîn) adındaki (Elfaz-ı küfr) kitâbı ve (Beydâvî hâşiyesi) meşhûrdur. (Hediyyet-ül-mehdiyyîn) kitâbı da arabî olup, Hakîkat Kitâbevi tarafından 1394 [m. 1973] de İstanbulda basdırılmışdır. Akserây ile Topkapı arasında (Ehî zâde) câmi�ini yapdı. 905 [m. 1499] de vefât etdi. Câmi�i yanındadır. Kızının torunu Ehî-zâde Abdülhalîm bin Muhammedin (Riyâd-üs-sâdât fî-isbât-il-kerâmât ba�del-memât) kitâbı ve Molla Câmînin fârisî (Şevâhid-ün-nübüvve) kitâbının tercemesi meşhûrdur. 85, 90, 454, 467, 1084, 1097, 1164.

  9. #29
    ACİZKUL
    ACİZKUL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: MedÎne bombardimani.3.

    980 � YÛSÜF BİN ÖMER �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hanefî fıkh âlimlerindendir. 832 [m. 1429] de vefât etdi. (Kudûrî muhtasarı)nı şerh edenlerdendir. Bu şerhıne (Câmi�ul-mudmerât) veyâ kısaca (Mudmerât) denir. Yûsüf bin Ömer Sakafî başka olup, Emevîlerin Irâk vâlîsi idi.
    981 � YÛSÜF DECVÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Decve, Mısrda Dimyât yakınındadır. Fıkh âlimidir. İbni Teymiyyeyi ve Muhammed Abdühü red etmekdedir. Tütün içmek harâm değildir derdi. 1365 [m. 1945] de vefât etdi. 366, 461, 639.
    982 � YÛSÜF-İ HEMEDÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Ya�kûb Yûsüf bin Eyyûb Hemedânî, Ehl-i sünnet âlimlerinden ve Evliyânın büyüklerindendir. Büyük âlimlerdendir. (Umdet-ül-makâmât)da diyor ki, (Piyâde olarak otuzyedi hac yapdı. Kur�ân-ı kerîmi binlerce hatm eyledi. Gece nemâzlarında, her rek�atde, bir cüz� okurdu. Tefsîr, hadîs, kelâm ve fıkhdan yediyüz cüz� ezberinde idi. İkiyüzonüç mürşid-i kâmilden istifâde etdi. Yedibin kâfirin îmâna gelmesine sebeb oldu. Hızır aleyhisselâm ile çok sohbet etdi. Hastalara ve nazar değenlere ta�vîz ve mıska yazardı. İmâm-ı a�zam soyundan idi). [440] da Hemedânda tevellüd, 535 [m. 1141] senesinde Hirâtda vefât etdi. Merv şehrindedir. Onsekiz yaşında Bağdâda gelip, Ebû İshak-ı Şîrâzîden okudu. Hanefî fıkh ve münâzara âlimi oldu. Ebû Alî Fârmedîden feyz alıp, kemâle geldi. Muhyiddîn-i Arabî hazretleri bir kitâbında diyor ki, [602] senesinde şeyh Evhâd-eddîn-i Hâmid Kezmânî Konyaya geldi. Hemedânda Yûsüf-i Hemedânî, altmış yıldan ziyâde irşâd etmişdir. Birgün bir yere gitmek istedi. Hayvânın yularını serbest bırakdı. Hayvân bunu, şehr hâricinde bir mescide götürdü. Mescidde bir genç, buna birşey sordu. Cevâbını verdi, dedi. Muhyiddîn-i Arabî hazretleri, burada buyuruyor ki, (Sâdık olan talebe üstâdı kendi yanına çeker.) (Fetâvâ-i hadîsiyye) sonunda diyor ki, (Ebû Sa�îd Abdüllah ve İbn-üs-sakkâ ve Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri, ilm tahsîli için Bağdâda gelmişlerdi. Yûsüf-i Hemedânî Bağdâdda, Nizâmiyye medresesinde va�z ediyordu. İbn-üs-sakkâ adındaki meşhûr derin âlim, kalkıp birşey sordu. Otur, senin sözünden küfr kokusu geliyor buyurdu. Hakîkaten İstanbula sefîr olarak gidip, orada hıristiyan oldu.) Abdülhâlık-i Goncdüvânî ve Ahmed-i Yesevî gibi büyük Velîler yetişdirdi. (Zînet-ül-hayât), (Menâzil-üs-sâyirîn) ve (Menâzil-üs-sâlikîn) kitâbları meşhûrdur. 969, 1062, 1090, 1103, 1191.
    983 � YÛSÜF NEBHÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Yûsüf bin İsmâ�îl bin Yûsüf Nebhânî, Hayfada Eczîm kariyyesinde 1265 [m. 1849] de tevellüd, 1350 [m. 1932] Ramezân ayında Beyrutda vefât etdi. Ondördüncü asrın büyük âlimlerindendir. Câmi�ul-ezheri bitirdi. Çok kitâb yazdı. Bunlardan 46 sının ismleri, vehhâbîleri red eden (Şevâhid-ül-hak) kitâbının başında yazılıdır. Bunların hepsi basılmışdır. Fazla bilgi için (Eshâb-ı kirâm) kitâbına bakınız! 454, 458, 459, 469, 1077, 1185.
    � YÛŞA�: Mûsâ aleyhisselâmın dînini yayan peygamberlerdendir. Kur�ân-ı kerîmde ismi yazılı değildir. Mûsâ aleyhisselâmın hemşîresinin oğludur. Kabri, İstanbulda, Beykozda Yûşa� tepesinde olduğu söylenmekdedir. 482, 1152.
    984 � YÛSÜF ZİY AKIŞIK �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Bosnada, Foçalıdır. [1303] de tevellüd, 1378 [m. 1958] de Fâtihde vefât etdi. Edirne-kapı kabristânında iken mubârek cesedi 2000 senesinde, zevcesi Sü�adâ hanımın cesedi ile birlikde, Eyyûbda Kaşgârî tekkesi kabristânına nakl edilmişdir. Ahmed bin hâcı Sâlih bin Zülfikâr pâşa oğludur. Zülfikâr pâşa, Akkoyunlu soyundandır. Yûsüf Ziyâ beğ, Vefâda Karamürsel kumaş fabrikası müdîri idi. Yüzlerce müslimân fakîrin sığınağı idi. Yüzlerce gencin hidâyete kavuşmasına sebeb oldu. Seyyid Abdülhakîm efendinin sohbeti ve hizmeti ile şereflenmiş, teveccüh ve feyzlerine mazhar olmuş, derece-i kemâle vâsıl olmuşdur. Halk içinde, Hak ile idi. Seyyid Abdülhakîm efendi, 1348 [m. 1929] de Ziyâ beğe hediyye etdiği (Mektûbât) kitâbı iç kapağına (Bu kitâb, Yûsüf Ziyâ ibni Ahmede, din kardeşi hattâ babası yerindeki Abdülhakîm vâsıtası ile, Allahü teâlâ tarafından ihsân edilmişdir) yazmışdır. Bu kitâbı, altı cild bir arada, fârisî olarak, 1166 [m. 1752] da Fâtihde Mesîh pâşa câmi�i civârındaki (Hâcı İlyâs Mescidi) imâmı Vâsık İbrâhîm efendi, çok nefîs olarak yazmışdır. Hüseyn Hilmi Işık, Ziyâ beğin dâmâdıdır.
    985 � ZÂHİDÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhtâr bin Mahmûd, Hanefî fıkh âlimlerindendir. Îrânda Hârezmde tevellüd, 658 [m. 1259] senesinde vefât etdi. (Hâvî), (Müctebâ), (Kudûrî şerhı) kitâbları çok kıymetlidir. (Kınye-tül-fetâvâ) kitâbında za�îf bilgiler de vardır. 269, 375, 852, 873.
    986 � ZÂHİD-ÜL-KEVSERÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed Zâhid bin Hasen, sultân Vahîdeddîn hân zemânında, şeyh-ul-islâm Mustafâ Sabrî efendinin ders vekîli idi. Kafkasyalı çerkesdir. 1295 [m. 1878] de tevellüd, 1370 [m. 1951] de Mısrda vefât etdi. Zemânının tefsîr, hadîs ve fıkh âlimi idi. Vehhâbîliği red eden (Esseyf-üs-sakîl) kitâbı ile (Makâlât)ı çok kıymetlidir. (El-işfâk alâ ahkâm-ıt talâk) kitâbı Kâhirede ve (İrgâmül-merîd) kitâbı Hakîkat Kitâbevi tarafından İstanbulda basılmışdır. (Hüsn-üt-tekâdî) kitâbında Şâh Veliyyullahı tenkîd etmekdedir. 454.
    987 � ZAHÎRÜDDÎN-İ HÂREZMÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ahmed bin İsmâ�îl Zahîrüddîn-i Tîmûr-tâşî Hârezmî, 601 [m. 1204] de vefât etmişdir. Hanefî fıkh âlimlerindendir. İmâm-ı Muhammedin (Câmi�us-sagîr)ini şerh etmişdir. 1183.
    988 � ZAHÎREDDÎN-İ İSHÂK: Ebül Mekârim Velvâlicî. (Velvâliciyye fetvâsı) İstanbulda basılmışdır. 710 [m. 1310] da vefât etdi.
    989 � ZEBÎDÎ [Zübeydî]:Ahmed bin Ahmed, 893 [m. 1488] de vefât etdi. (Tecrîd-üs-sarîh) adındaki iki cild (Buhârî) muhtasarı meşhûrdur. Şerkâvî ve İbni Kâsım-ı Gazzînin hâşiyeleri ile birlikde 1347 [m. 1928] de Mısrda basılmışdır. 1083.
    990 � ZEHEBÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İmâm-ı Ebû Abdüllah Şemseddîn Muhammed bin Ahmed bin Osmân bin Kaymaz Türkmânî Mısrî, hadîs ve târîh âlimlerindendir. 673 [m. 1274] de Şâmda tevellüd, 748 [m. 1348] de Mısrda vefât etdi. Eserlerinden (Mîzân-ül i�tidâl), oniki cild (Târîh-ül-islâm), (Tecrîd fî-esmâ-i Sahâbe) ve (Es-sahîfe fî-menâkıb-i Ebî Hanîfe) kitâbları vardır. (Et-tıbbün-Nebevî) çok fâideli olup, İbrâhîm Ezrâkın (Teshîl-ül-menâfî�)i hâmişinde olarak Mısrda ve 1396 [m. 1975] da İstanbulda basılmışdır. (Tecrîd) Beyrutda, (Mekteb-üt-ticârî)de satılmakdadır. İbni Teymiyyenin talebesidir. 442, 443, 652, 719, 734, 765, 1117.
    991 � ZEKERİYY �aleyhisselâm�: Süleymân aleyhisselâmın soyundandır. Kudüsde Beyt-i mukaddesde (Tevrât) yazmağı, kurban kesmeği idâre ederdi. Zevcesi Îsâ� hâtûn veyâ Elîsa�, hazret-i Meryemin hemşîresi idi. Babaları İmrân idi. İmrân, önce Îsâ� hâtûnun annesi ile, sonra bunun başka erkekden olan kızı Hunne ile evlenmişdi. Hazret-i Meryemin annesi Hunne, (Cenâb-ı Hak bana bir oğul ihsân ederse, Beyt-ül-mukaddese hizmetci yapacağım) diye adadı. Kızı oldu. Adını Meryem koydu. Hazret-i Meryem dünyâya gelmeden önce, babası İmrân vefât etdi. Hunne, kızını Beyt-ül-mukaddese hediyye etdi. Zekeriyyâ �aleyhisselâm�, onu evine götürdü. Teyzesi Îsâ� büyütdü. Sonra, ona Beyt-ül-mukaddesde oda yapdırdı. Hazret-i Meryem, bu odada ibâdet ederdi. Yanına Zekeriyyâ aleyhisselâmdan başka kimse giremezdi. Cebrâîl �aleyhisselâm�, Zekeriyyâ aleyhisselâma gelip, Îsâdan Yahyâ adında oğlu olacağını haber verdi. Yahyâ aleyhisselâmdan altı ay sonra, (Beyt-üllahm) denilen yerde, hazret-i Meryemin oğlu Îsâ �aleyhisselâm� tevellüd etdi. Yehûdîler, Zekeriyyâ aleyhisselâma iftirâ etdiler. Sonra, şehîd etdiler, şehîd olurken, yüz yaşında idi. 482, 507, 1135, 1189.
    992 � ZEMÂHŞERÎ: Zimâhşerî de denir. Allâme Ebül-Kâsım Mahmûd Cârullah bin Ömer, tefsîr, fıkh ve lügat âlimi idi. Mu�tezile mezhebinde idi. Ölürken tevbe etdiği söylenmekdedir. 467 [m. 1074] de Hârezmde Zemâhşer kasabasında tevellüd, 538 [m. 1144] de arefe gecesinde Cürcâniyyede vefât etdi. Belâgat ilminde çok yüksek idi. (Esâs-ül-belâga) kitâbı iki cilddir. Mısrda basılmışdır. (Mukaddeme-tül edeb) lügat kitâbı, [1117] de Bursada Murâdiyye medresesi müderrisi tarafından türkceye terceme edilmiş, İstanbulda basılmışdır. (Keşşâf tefsîri) Kur�ân-ı kerîmin belâgatini göstermekde bir şâheserdir. Hanefî mezhebine göre ibâdet ederdi. (Kudûrî muhtasarı)nı şerh etdi. İmâm-ı a�zam Ebû Hanîfenin menâkıbını yazdı. Ayasofya câmi�i hakkında da bir risâlesi vardır. Bir ayağı kırık, takma idi. Mekke-i mükerremede beş yıl kaldı. Bunun için Cârullah denir. 416, 417, 644.
    993 � ZEMÂN ŞÂH �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Şâh-ı zemân da denir. Efganistân hükümdârlarındandır. Ahmed Şâh-ı Ebdalînin torunu ve Tîmûr Şâhın oğludur. 1207 [m. 1793] de pederi ölünce, Kâbilde hükümdâr oldu. 1210 da Lahore ve Delhîye ziyârete giderken Hirât hâkimi küçük kardeşi Mahmûd şâh Kâbile tecâvüz edince, geri döndü. 1214 de Mahmûda mağlûb oldu. 1255 [m. 1839] de ingilizler, Kâbile en küçük kardeşi şâh Şücâ�ı getirdiler ise de, 1258 de Şâh-ı zemân hükûmeti tekrâr eline aldı. Serhend şehrinde imâm-ı Rabbânî hazretlerinin küçük türbesini ta�mîr edip üzerine büyük, çok müzeyyen, mermerden bir türbe yapdırdı. Bunun yanındaki türbede zevcesi ile birlikde medfûndur. 1121.
    994 � ZENBİLLİ ALÎ EFENDİ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Osmânlı Şeyh-ul-islâmlarının sekizincisidir. Karamanlıdır. Mevlânâ Muslih-uddîn efendinin talebesi ve dâmâdıdır. 908 [m. 1502] de Şeyh-ul-islâm oldu. 932 [m. 1526] de vefât edinciye kadar ikinci Bâyezîd ve Yavuz sultân Selîm ve Kânûnî sultân Süleymân zemânlarında, bu makâmda başarı ile çalışdı. Yavuz sultân Selîmin şiddetli hareketlerini bile teskîne muvaffak oldu. Zühd ve takvâsı ve istikâmeti ile şöhret yapdı. İbni Kemâl Ahmed Şemseddîn efendi, kendisine halef oldu. Cemâlî ismini kullanırdı. (El-muhtârât) fıkh kitâbı çok kıymetlidir. Zeyrek yokuşundaki türbesindedir.
    995 � ZENON: Eski yunan filosofudur. Bunun felsefesine (Revakuyyun) denir.
    996 � ZERDÜŞT: Mecûsî ya�nî ateşe tapma dîninin kurucusudur. Mîlâddan altıyüz [600] sene önce Hindistânda doğdu. Berehmen din adamları tarafından kovuldu. Belhde Mecûsî dînini yaydı. İyilik tanrısı (Îzed) veyâ (Ormüzd) ile kötülük ve karanlık tanrısı (Ehrimen) olmak üzere iki tanrı vardır dedi. (Zend) kitâbı ve (Avesta) denilen şerhı Avrupada basılmışdır. Îrân şâhı İsfendiyâr, bu dîni yaymak için Tûranlılarla çok harb etdi. Mejdek, Mecûsîliğe (İştirâkiyye) i�tikâdını da katdı. Ondan önce Îrânlılar (Sâbi�î) idi. Güneşe ve yıldızlara taparlardı. Hazret-i Ömer Îrânı alınca, acemler müslimân oldu. Mecûsî dîni Hindistânda kaldı. Bugün, Îrânlılar, eski millî âdetler diye mecûsî âyinlerini ve sayılı günlerini ortaya çıkarıyorlar. 528.
    997 � ZERKÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Muhammed bin Abdülbâkî Ezherî, Mısrda, Mâlikî hadîs ve fıkh âlimlerindendir. Babası gibi, Zerkânî adı ile meşhûrdur. 1055 [m. 1645] de Zerkânda tevellüd, 1122 [m. 1710] de vefât etdi. İmâm-ı Mâlikin (Muvattâ)ını ve Kastalânînin (Mevâhib)ini şerh etdi. Bu, sekiz cild olup, 1329 [m. 1911] senesinde Mısrda ve 1393 [m. 1973] de Lübnanda basılmışdır. 43, 281, 378, 387, 391, 458, 633, 639, 695, 718, 783.
    998 � ZERKEŞÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Bedreddîn Muhammed bin Behâdır, Şâfi�î fıkh âlimidir. 745 [m. 1344] de tevellüd, 794 [m. 1391] de Mısrda vefât etdi. Şâmda kâdî idi. (Ukûd-ül-cemân fî-vefiyyât-il-a�yan)ı meşhûrdur. 419, 632.

  10. #30
    ACİZKUL
    ACİZKUL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: MedÎne bombardimani.3.

    999 � ZEYD BİN HÂRİSE �radıyallahü anh�: Resûlullahın kölelerinin en sevgilisi idi. Hazret-i Hadîcenin kölesi idi. Resûlullaha hediyye etdi. O zemân sekiz yaşında idi. Resûlullah �sallallahü aleyhi ve sellem� âzâd edip, evlâd edindi. Babası yıllarca oğlunu aramış, haber alınca Mekkeye gelip oğlunu istemişdi. Resûlullah, (Çocuğun re�yine bırakalım. Kimi isterse, onun olsun) buyurdu. Zeydi getirip sordular. Benim anam babam budur diyerek, Resûlullahın yanından ayrılmak istemedi. Resûlullah, bunun üzerine, (Zeyd benim oğlumdur) buyurdu. Babası ve amcası, sevinip geri döndüler. İlk îmân edenlerdendir. Bütün gazâlarda kahramânlık gösterdi. Resûlullah, Zeydi, kendi âzâdlısı Ümm-i Eymen ile nikâhladı. Üsâme tevellüd etdi. Sonra, Resûlullah kendi halası Ümeymenin kızı Zeyneb bint-i Cahşı da, Zeyde nikâh etdi. Zeyd, Zeynebin ri�âyetine kâdir olamayıp, hicretin üçüncü [3] senesinde, arzûları ile ayrıldılar. Hicretin sekizinci [8] senesinde, Şâm civârında Mu�te denilen yerde üçbin islâm askeri, yüzbinden ziyâde ve tam techîzâtlı rum ordusu ile cihâd ederken kumandan idi. Şehîd oldu. Yerine Ca�fer bin Ebî Tâlib kumandayı ele aldı. O da şehîd oldu. Sonra sancağı Abdüllah ibni Revâha eline aldı. O da şehîd oldu. Sonra Hâlid bin Velîd, kumandan oldu. Ansızın hücûm etdi. Elinde dokuz kılınc kırıldı. Düşman bozuldu. Resûlullah, Medînede Mescidinde, bu hâli görüyor. Eshâbına haber veriyordu. Eshâbının şehîd olduğuna çok üzüldü. Zeydden başka hiçbir Sahâbînin ismi, Kur�ân-ı kerîmde açıkca bildirilmemişdir. Zeyd beyâz, güzel idi. Üsâme ise esmer idi. Çünki, Ümm-i Eymen, Resûlullaha annesinden mîrâs kalan habeşî câriye idi. 353, 381.
    1000 � ZEYD BİN SÂBİT �radıyallahü anh�: Eshâb-ı kirâmın büyüklerindendir. Hazrec kabîlesindendir. Hicretde on yaşında idi. Babası dört sene önce ölmüşdü. Hendek ve sonraki gazâlarda bulundu. Ferâiz ilminde derin bilgisi vardı. Süryânî öğrenmesi emr olundu. Resûlullahın komşusu idi. Vahy gelince, Resûlullah buna adam gönderir, çağırır, vahyi yazardı. Deve ve Sıffînde ictihâdı, hazret-i Alînin ictihâdına uymadı. Kur�ân-ı kerîm toplanırken, kendisi yazdı. [45] veyâ 55 [m. 674] de vefat etdi. Nemâzını Mervân bin Hakem kıldırdı. 440, 534, 1106, 1107.
    1001 � ZEYD BİN VEHB �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebû Süleymân Cühnî, Resûlullahı uzakdan işitip îmâna geldi. Cemâlini görmekle şereflenmeğe gelirken vefât etdiğini yolda haber aldı. Tâbi�înin büyüklerinden oldu. Kûfede yerleşdi. Hazret-i Alînin sohbetinde bulundu. 289.
    1002 � ZEYD BİN ZEYNEL�ÂBİDÎN �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Hazret-i Hüseynin torunudur. Hişâm bin Abdülmelik zemânında, Kûfeliler Zeyde, halîfe olursan sana kırkbin asker veririz dediler. Fekat, sözlerinde durmadılar. Ehl-i beyte hıyânet etdiler. Bunların sözlerine aldanarak, yüzyirmiiki 122 [m. 739] de Kûfede halîfeliğini i�lân etdi. Irâk vâlîsi Yûsüf bin Âmirin askeri ile harb ederken yanındakilerin çoğu dağıldı. Zeyd şehîd oldu. (Eshâb-ı Kirâm) kitâbına bakınız! 61, 1197.
    1003 � ZEYLA�Î: Osmân bin Alî, Hanefî fıkh âlimlerindendir. 743 [m. 1343] de Mısrda vefât etdi. İmâm-ı Muhammedin (Câmi�ul-kebîr)ini şerh etmiş ve (Kenz) kitâbını şerh ederek (Tebyîn-ül-hakâık) adını vermişdir. (Tebyîn) kitâbı, Ahmed bin Muhammed Şelbînin hâşiyesi ile birlikde 1313 [m. 1895] senesinde Mısrda ve sonra Beyrutda basılmışdır. Şelbî 1031 [m. 1621] de Mısrda vefât etmişdir. 284, 323, 867, 883.
    1004 � ZEYNEB �radıyallahü anhâ�: Resûlullahın dört kızından birincisidir. Otuz yaşında iken tevellüd etdi. Nübüvvetden önce, annesi Hadîcenin hemşîrezâdesi Ebul�âs bin Rebî� ile evlendi. Ebul�âs îmân etmedi. Bedr gazâsında esîr olup, zevcesini Medîneye göndermek şartı ile bırakıldı. Kendi kardeşi ile gönderdi ise de, kâfirler Zeynebi yolda geri çevirdi. Resûl �aleyhisselâm� Zeyd bin Hâriseyi Mekkeye gönderip Zeynebi gece Medîneye kaçırdı. Ebul�âs, Hudeybiye gazâsından sonra îmâna geldi. Zeyneb tekrâr kendisine verildi. Hicretin sekizinci [8] senesinde otuzbir yaşında vefât etdi. Oğlu Alî, Mekkenin fethinde Resûlullahın devesinde ve arkasında idi. Zeynebin kızı Ümâmeyi hazret-i Alî kendine nikâh eyledi.
    1005 � ZEYNEB BİNT-İ CAHŞ �radıyallahü anhâ�: Resûlullahın halası olan Ümeymenin kızı, Abdüllah bin Cahşın kardeşi idi. Babasının adı Burre idi. Îmân etmediği için, Cahş denildi. Zeyneb ilk îmân edenlerdendir. Resûlullah �sallallahü aleyhi ve sellem� bunu, önce, oğulluğu olan Zeyd bin Hâriseye nikâh etdi. Zeyd, Zeynebin hakkını gözetemediğinden, hicretin üçüncü [3] senesinde ayrıldılar. Resûl �aleyhisselâm� nikâh etmek istedi. Zeyneb bunu işitince, sevincinden iki rek�at nemâz kılıp, (Yâ Rabbî! Senin Resûlün beni istiyor. Eğer Onun zevceliği ile şereflenmemi takdîr buyurdun ise, beni Ona sen ver!) diye düâ etdi. Düâsı kabûl olup, Ahzâb sûresinin, (Zeyd, onun hakkında istediğini yapdıkdan sonra [ya�nî Zeynebi boşadıkdan sonra], biz, onu sana zevce eyledik), meâl-i şerîfinde olan otuzyedinci âyeti nâzil oldu. Zeynebin nikâhını Allahü teâlâ yapdığı için, Resûlullah �sallallahü aleyhi ve sellem� ayrıca nikâh yapmadı. Hazret-i Zeyneb �radıyallahü anhâ� bununla her an öğünür ve her kadını babası evlendirir. Beni ise, Allahü teâlâ nikâhladı, derdi. O zemân otuzsekiz yaşında idi. Hicretin yirminci [20] yılında, elliüç yaşında vefât etdi. Hayrı, ihsânı, sadakayı pekçok severdi. El işlerinde de mâhir idi. İşlediği şeyleri ve eline geçen herşeyi akrabâsına ve fakîrlere verirdi. Hattâ, halîfe Ömer �radıyallahü anh� Ezvâc-ı Mutahherâtın herbirine onikibin dirhem verirdi. Bu, alır almaz hepsini sadaka eder, dağıtırdı. Resûlullahdan sonra, Zevcât-i tâhirât arasında, en önce vefât eden budur. Hazret-i Âişe, bunu çok medh ve senâ eyledi. (Zevcelerim arasında, bana en önce kavuşacak olanı, eli uzun olanıdır) hadîs-i şerîfi, bunun önce vefât edeceğini haber vermişdi. Çünki, en çok sadaka veren bu idi. Fransız edebsiz şâ�iri Volter, Resûlullahın �sallallahü aleyhi ve sellem� hazret-i Zeynebi �radıyallahü anhâ� zevceliğe kabûl buyurmasını, târîhlere, vak�a ve haberlere taban tabana zıd ve uydurma, alçak iftirâlarla, şi�r düzerek bir tiyatro kitâbı yazmışdır. Edebiyyât ve fikr adamına yakışmıyan bu çirkin, iğrenç yazısı, kendisini aforoz etmiş olan, büyük düşmanı papanın hoşuna gitmiş, kendisini okşayıcı mektûb yazmışdır. Müslimânların halîfesi, sultân ikinci Abdülhamîd hân, bu piyesin sahnede oynatılacağını işitince, Fransa ve İngiltere hükûmetlerine ültimatom vererek hemen önlemiş, bütün insanlığı, yüz kızartıcı, aşağılıklardan kurtarmışdır. 381, 1065, 1189, 1195.
    1006 � ZEYNEB BİNT-İ HUZEYME �radıyallahü anhâ�: Resûlullahın zevcelerindendir. Çok ibâdet eder, çok sadaka verirdi. Önce Abdüllah bin Cahşın zevcesi idi. Abdüllah, Resûlullahın halası Ümeymenin oğlu idi. Uhud gazâsında şehîd oldu. Resûlullahın nikâhı ile şereflendi ise de, sekiz ay sonra vefât etdi. 381.
    1007 � ZEYNEL�ÂBİDÎN �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Oniki imâmın dördüncüsüdür. Zeydin ve Muhammed Bâkırın babalarıdır. Alî bin Hüseyn bin hazret-i Alîdir. Bir ismi de Seccâddır. 46 da tevellüd, doksandört 94 [m. 713] de halîfe Velîdin emri ile, Medîne vâlîsi Osmân bin Hayyân tarafından zehrletilerek şehîd edildi. Mubârek başının, Mısrda Kurâfe kabristânında olduğu, (Tezkîre-i Kurtûbî muhtasarı)nda yazılı ise de, bunun Zeynel�âbidîn hazretlerinin oğlu Zeydin mübârek başı olduğu (Tuhfetürrâgıb fî sîreti cemâ�ati min ayânı Ehl-i beytil atayib) kitâbının 31. sahîfesinde tashîh edilmekdedir. 62, 1126, 1141.
    1008 � ZEYNÜDDÎN-İ HÂFÎ: İsmi Ebû Bekr Muhammeddir. Büyük Velîlerdendir. Nûreddîn Abdürrahmân Mısrînin halîfesi ve Abdüllatîf Kudsî Bursavînin mürşididir. [Nefehât.] Bu da, İstanbuldaki Ebül Vefâ hazretlerinin mürşididir. Halvetiyye kolundan Zeyniyye tarîkatinin müessisidir. 838 [m. 1435] de vefât etdi. Horasânın Haf kasabasındandır. [(Mesmû�ât)da sahîfe 110.] 1094, 1146.
    1009 � ZEYNÜDDÎN-İ TAYBÂDÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Mevlânâ Zeyneddîn-i Ebû Bekr, mevlânâ Nizâmeddîn-i Hirevînin talebesi idi. İslâmiyyete yapışmakla, sünnete uymakla, bâtınî ilmlere kavuşdu. Evliyânın hâlleri, makâmları ihsân olundu. Üveysî idi. Şeyh-ul-islâm Ahmed-i Nâmıkî Câmînin rûhâniyyetinden feyz aldı. Onun türbesine çok gitdi. Şâh-ı Nakşibend Behâeddîn-i Buhârî hazretleri hacca giderken, Hirâtdan geçdi. Taybâda uğrayıp, mevlânâ Zeyneddîn ile görüşdü. 791 [m. 1388] senesinde vefât etdi. 903.
    � ZİYÂ BEĞ: 984 numarada YÛSÜF ZİYÂ ismine bakınız!
    1010 � ZİYÂDÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Nûr-üd-dîn Alî bin Yahyâ Ziyâdî, Mısrdaki Şâfi�î âlimlerindendir. 1024 [m. 1615] de vefât etdi. (Minhâc şerhı)ne hâşiyesi, âlimler arasında çok makbûldür. (Muharrer)i şerh etmişdir. 633.
    1011 � ZİY PÂŞA: Osmânlı devlet adamlarından ve şâ�irlerindendir. Erzurumludur. Abdül�azîz hân zemânında Mâ-beyn kâtibi idi. İkinci Abdülhamîd hân zemânında Adana vâlîsi oldu ise de, İstanbuldan ayrı kalmak zor geldi. Bursada iznde iken 1295 [m. 1878] de vefât etdi. Mason olduğu meydâna çıkmışdır. 1086, 1154.
    1012 � ZİYÂ-ÜD-DÎN-İ GÜMÜŞHÂNEVÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ahmed Ziyâ-üd-dîn efendi, [1235] de Gümüşhânenin Emîrler mahallesinde tevellüd ve 1311 [m. 1893] de İstanbulda vefât etdi. Süleymâniyye câmi�i bağçesindedir. Hâlid-i Bağdâdînin talebelerinden Ahmed bin Süleymân Ervâdîden [1264] de icâzet aldı. İcâzet alırken, Hâlid-i Bağdâdînin talebelerinden veliy-yi kâmil Abdülfettâh-i Akrî hâzır idi. Bâb-ı âlîde Fâtıma sultân câmi�i yanında ders verirdi. Çok kitâb yazdı. (Râmûz-ül-ehâdîs) hadîs kitâbı çok kıymetlidir. 399, 460, 1158.
    1013 � ZÜBEYR BİN AVVÂM �radıyallahü anh�: Huveyled bin Esed bin Abdil�uzzâ bin Kusay torunudur. Eshâb-ı kirâmın büyüklerinden ve aşere-i mübeşşeredendir. Hazret-i Hadîcenin erkek kardeşinin ve Resûlullahın halası olan hazret-i Safiyyenin oğludur. Onsekiz yaşında dördüncü olarak îmâna geldi. İslâmda ilk kılınc çeken budur. Bütün gazâlarda bulundu. Çok yaralandı. Mısrın fethinde de bulundu. Zengin idi. Bütün malını Allah için dağıtdı. Eshâb-ı kirâm şehîd olunca, yetîmlerine vasî olur, onları beslerdi. Deve vak�asında hazret-i Talha ve hazret-i Âişe ile birlikde, hazret-i Alîye karşı idi. Harbden çekilip nemâz kılarken, İbni Cermuz tarafından [36]. cı senede, şehîd edildi. Altmışyedi yaşında idi. Hazret-i Alî bunu işitince, çok üzüldü. Nemâzını kendi kıldırdı. Zübeyr bin Ebül�ulâ müceddidî, Muhammed Nakşibend-i sânînin hafîdi olup 1152 de Serhendde vefât etdi. 133, 509, 510, 621, 1066, 1098, 1164, 1182.
    1014 � ZÜFER �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Züfer bin Hüzeyl, Hanefî fıkh âlimlerindendir. İmâm-ı a�zam Ebû Hanîfenin talebesindendir. [110] da İsfehânda tevellüd, 158 [m. 775] de Basrada vefât etdi. Zarûret hâlinde imâm-ı Züferin sözü ile amel câizdir. 120, 304, 439, 443, 806, 863.
    1015 � ZÜHDÜ PÂŞA �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ahmed Zühdü pâşa seyyiddir. Me�ârif nâzırı idi. 1319 [m. 1901] da vefât etdi. Türkçe (Mecmû�at-üz-Zühdiyye) fıkh kitâbı çok fâidelidir. 1311 de İstanbulda basılmışdır.
    1016 � ZÜLKARNEYN: 496. cı sırada, İskender ismine bakınız! 62, 740, 1110.
    1017 � ZÜLYEDEYN: Resûlullahın bir öğle veyâ ikindi nemâzında, ikinci rek�atde selâm verdiğini edeble soran, bu zâtdır. Resûlullah �sallallahü aleyhi ve sellem�, sonra kalkıp iki rek�at dahâ kıldı ve secde-i sehv yapdı. 506.
    1018 � ZÜNNÛN-I MISRÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ebülfadl Sevbân bin İbrâhîm, Sôfiyye-i aliyyedendir. Sehl-i Tüsterînin mürşididir. Mısrda, tesavvufu ilk olarak açıklıyan bu zâtdır. 245 [m. 860] de vefât etdi. 609, 788, 1115.
    1019 � ZÜVVÂR HÜSEYN �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Pâkistânda Karaşi şehrinin Nâzımâbâd kısmında, 1401 [m. 1981] de vefât etmişdir. Pâkistânda Haydarâbâd üniversitesi profesörlerinden gulâm Mustafâ hânın mürşididir. Muhammed Sa�îd-i Kureyşînin halîfesidir. İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârûkînin �rahmetullahi aleyh� üç cild fârisi (Mektûbât) kitâbını 1392 [m. 1972] senesinde ve Muhammed Ma�sûm-i Fârûkînin �rahmetullahi aleyh�, üç cild fârisî (Mektûbât)ını 1396 [m. 1976] senesinde, Pâkistânda Karaşi şehrinde tab� etdirdi. İstanbulda Hakîkat Kitâbevi, birincinin hepsini 1397 [m. 1977] de ofset yolu ile basdırmış, bu üç cildden seçdiği ikiyüzoniki mektûbu ve arabîlerinden seçdiği yüzdoksandört mektûbu (El-müntehabât) ismi ile ayrı birer kitâb hâlinde basdırmışdır. Ma�sûmiyyeden seçdiği yüzotuzbeş mektûbu da, (Müntehabât-i Ma�sûmiyye) ismi ile, 1399 [m. 1979] da basdırmışdır. Altıyüzaltmışsekizinci sırada Muhammed Osmân ismine bakınız! 1146.
    1020 � ZÜVÂVÎ ÎSÂ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Mâlikî fıkh âlimidir. İbni Teymiyyeyi red eden risâlesi ve (Müdevvene) şerhı meşhûrdur. 743 [m. 1342] de Kâhirede vefât etdi.

Sayfa 3/3 İlkİlk 123

Benzer Konular

  1. MedÎne bombardimani.2.
    By ACİZKUL in forum İSLAM İLMİHALİ
    Cevaplar: 12
    Son Mesaj: 20.06.09, 18:13
  2. MedÎne bombardimani
    By ACİZKUL in forum İSLAM İLMİHALİ
    Cevaplar: 10
    Son Mesaj: 20.06.09, 18:06
  3. Medîne devri
    By Konyevi Nisa in forum Efendimizin Hayatı
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 24.10.08, 12:27
  4. Medine Yolu
    By İslam-Gülü in forum Hz. Muhammed (S.A.V.)
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 29.06.08, 21:37
  5. Medine DÖnemi
    By SiLa in forum Asr-ı Saadet
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 10.06.08, 11:36

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •