473 � İBRÂHÎM AĞA �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Üçüncü Murâd hânın bâbüsse�âde ağasıdır. Haydarpâşa ile Koşuyolu arasında bir mescidi vardır. 988 [m. 1580] senesinde yapılmışdır. Sürre alayları hacca giderken, burada veda�laşırlardı.
474 � İBRÂHÎM BİN ABDÜLLAH �rahmetullahi teâlâ aleyh�: İmâm-ı Hasenin soyundandır. Halîfe olmak istedi. Mensûr askeri ile yapdığı savaşda 145 [m. 763] senesinde şehîd edildi. 444.
475 � İBRÂHÎM BİN EDHEM: Belh pâdişâhının veyâ kızının oğludur. Babası Edhemdir. Ömerül-Fârûk neslindendir. Şâmda Çeştiyye Evliyâsının büyüklerindendir. [96] da tevellüd, 162 [m. 779] senesinde vefât etdi. 73, 644, 677, 687, 787, 788, 789, 909, 1112.
476 � İBRÂHÎM BİN ŞEYBÂN �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Kazvinlidir. Sôfiyye-i aliyyedendir. İbrâhîm-i Havvâsın arkadaşı idi. 337 [m. 949] de vefât etdi.
477 � İBRÂHÎM HAKKI �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Sôfiyye-i aliyyedendir. Erzurumda, Hasen kal�a kasabasında tevellüd, 1195 [m. 1781] senesinde Si�ridde, Tilloda vefât etdi. Kâdirî idi. Fakîrullah İsmâ�îl Tilevînin halîfesidir. (Ma�rifetnâme) kitâbı ve 1263 [m. 1846] de divânı basılmışdır. 187, 541.
478 � İBRÂHÎM HÂN �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Sultân İbrâhîm, İslâm halîfelerinin seksenüçüncüsü ve Osmânlı pâdişâhlarının onsekizincisidir. Birinci Ahmed hân ile Mah-ı peyker kösem Sultânın oğludur. Binyirmidörtde tevellüd etdi. Binkırkdokuz 1049 [m. 1640] da halîfe oldu. 1058 [m. 1648] de şehîd edildi. Girid adasının fâtihidir. Dînine çok bağlı olduğu için, kâfirler, bunu çok kötülediler. Yalan hikâyeler uydurdular. Gençleri aldatdılar. Onyedinci sırada, Abdülhamîd hân (I) ismine bakınız! 1062, 1132, 1144, 1184.
479 � İBRÂHÎM-İ HAVVÂS �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Cüneyd-i Bağdâdînin eshâbından idi. 291 [m. 903] de Rey şehrinde câmi�de vefât etdi. Babası İsmâ�îldir. Havvâs, hurma yaprağından, zenbil dokuyucu demekdir. 685, 686.
480 � İBRÂHÎM-İ MÜTEFERRİKA �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Macar iken islâm dînini tercîh etmiş, müslimân olmuşdur. [1139] da ruhsat alıp, metal harfler dökerek ilk islâm matba�asını kurmuşdur. En önce (Vankuli) lügatini basdı. İlm ve fen adamı idi. Latinceden tercemeleri ve fennî kitâbları vardır. 1158 [m. 1744] senesinde vefat etdi. 542.
481 � İBRÂHÎM-İ NEHA�Î �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Fıkh âlimlerindendir. Hammâdın hocası idi. Hammâd da, imâm-ı a�zam Ebû Hanîfenin hocası idi. 96 [m. 715] senesinde Kûfede vefât etdi. 211, 268, 439, 1077, 1106.
482 � İBRÂHÎM PÂŞA (Dâmâd) �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Bosnalıdır. 991 [m. 1582] de Mısr vâlîsi oldu. Derezîleri terbiye etdi. 992 [m. 1583] de sultân üçüncü Murâdın dâmâdı oldu. 1004 [m. 1595] de sultân üçüncü Muhammedin sadr-ı a�zamı [Başvekîli] oldu. 1010 [m. 1601] senesinde vefât etdi. Şâhzâde câmi�i şerîfi yanındaki türbededir. 487.
483 � İBRÂHÎM PÂŞA (Dâmâd) �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Nevşehrlidir. Üçüncü Ahmed hânın dâmâdı ve sadr-ı a�zamı idi. 1143 [m. 1730] de, patrona Halîl ısyânında şehîd edildi. Şâhzâde başında yapdırmış olduğu mescid yanındadır. Çengelköyünde, kuleli lisesi önündeki câmi�i İbrâhîm pâşanın dâmâdı, kaptan-ı deryâ Kaymak Mustafâ pâşa 1137 [m. 1724] de yapdırdı. 1143 [m. 1730] de patrona Halîl ısyânında şehîd edildi. Divân yolunda Parmakkapı Kara Mustafâ pâşa medresesi kabristânındadır. Üsküdârda (Kaptan pâşa câmi�i)ni de 1140 [m. 1727] da bu yapdırmışdır. 1092, 1100.
484 � İBRÂHÎM PÂŞA (Kavalalı) �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Mehmed Alî pâşanın büyük oğlu idi. 1204 [m. 1789] de Kavalada tevellüd, 1265 [m. 1848] de Mısrda vefât etdi. Cidde vâlîsi oldu. Sultân Mahmûd hânın emri ile vehhâbîlerle harb etdi. 1233 [m. 1818] sonunda, başşehrleri Der�iyyeyi aldı. Vehhâbîler, sonra Riyâdı hükûmet merkezi yapdılar. Sonra Mora isyânını basdırdı. 1247 [m. 1831] de de sultân ikinci Mahmûda ısyân ederek Sûriyeyi aldı. Kütahyaya kadar geldi. 1248 [m. 1832] de Sûriye ve Adana, Mısra verildi. 1264 [m. 1847] de tekrâr ısyân etdi ve ilerledi ise de, İngiltere işe karışıp Sûriyeyi Osmânlılara bırakdı. 1262 [m. 1845] de, babası Mısrın idâresini buna bırakdı. 1265 [m. 1848] de halîfeden, müstekıl vâlî demek olan (Hidîv) unvânını aldı ise de, o senede babasından birkaç ay evvel vefât etdi. Yerine Tosun pâşanın oğlu birinci Abbâs hidîv oldu. Bu da 1271 [m. 1854] de vefât edince, yerine İbrâhîm pâşanın oğlu Sa�îd pâşa geçdi. Sa�îd pâşa 1238 [m. 1822] de tevellüd etdi. Süveyş kanalını ve Port Sa�îd şehrini yapdırdı. 1280 [m. 1863] de vefât etdi. Yerine kardeşi İsmâ�îl pâşa hidîv oldu. Onyedinci [17] sırada Abdülhamîd hân (I) adına bakınız! 1062.
485 � İDRÎS �aleyhisselâm�: Şît aleyhisselâmın torunlarındandır. Allahü teâlâ, buna otuz sahîfe [forma] gönderdi. Eski Yunânlıların Hermens dedikleri kimse ve dahâ sonraki felesofları, fizik, kimyâ ve tıb bilgilerini, İdrîs aleyhisselâmın kitâbından çaldılar. Kalem ile kitâblar yazan ve iğne ile dikiş diken budur. Dahâ önce, deriden elbise giyilirdi. Diri olarak göke kaldırıldı. 79, 81, 356, 482, 525, 737, 1157.
486 � İLYÂS: Resûlullahın onyedinci babasıdır. Kâ�beye sel basınca ye�se düşdüğü için İlyâs denildi. Kâ�beye kurban kesmek bundan kalmışdır. Hac yaparken belinde Resûlullahın tekbîr, telbiye sesini işitirdi. 390.
487 � İMÂD İBNİ KESÎR: Ebül-fidâ İsmâ�îl bin Ömer 774 [m. 1372] de vefât etdi. Şâfi�îdir. 887.
488 � İMÂDÜDDÎN-İ ZENGÎ: Atabek sultânlarından üçünün ismidir. Birincisi, Mûsulda ve Halebde hükûmet süren Atabek devletinin kurucusudur. Selçuk hükümdârı sultân Mahmûd bin Muhammed bin Melikşâhın Mûsulda vâlîsi iken 521 [m. 1127] de Halebi aldı. 524 [m. 1130] de Haçlılarla harb edip gâlib geldi. Ondokuz yıl hükûmet sürüp 540 [m. 1146] senesinde vefât etdi. Mülkü ikiye ayrıldı. Oğlu Nûreddîn Mahmûd Zengî Haleb sultânı oldu. Diğer oğlu, Kütbüddîn Mevdûd, Mûsul sultânı oldu. İkinci İmâdüddîn bin Kutbüddîn Mevdûd Zengînin babası, beşyüzaltmışbeş [565] de ölünce, kardeşi Seyfüddîn bin Kutbüddîn, sonra diğer kardeşi İzzeddîn Mes�ûd, Mûsul sultânı, İmâdüddîn de Sincâr sultânı oldular. Haleb sultânı İsmâ�îl Sâlih bin Nûreddîn beşyüzyetmişyedi [577] de vefât edince, İmâdüddîn Haleb sultânı oldu. Beşyüzdoksaniki [592] de vefât edince, yerine oğlu Kutbüddîn Muhammed geçdi. İzzeddîn Mes�ûd beşyüzseksendokuz [589] da vefât edince, oğlu Nûreddîn Arslan Şâh, Mûsul sultânı oldu. Bedreddîn Lülü, bunun kölesi idi. Bu da altıyüzyedi 607 [m. 1210] de vefât edince, yerine oğlu Kahir İzzeddîn Mes�ûd geçdi. Bu da altıyüzonyedi 617 [m. 1220] senesinde vefât etdi. Yerine oğlu ikinci Arslan Şâh geçdi. Bu on yaşında olduğundan, Lülü idâreyi eline aldı. Az zemânda Arslan Şâh ölünce, oğlu üçüncü İmâdüddîn, Nusaybin ve Hakkârîde sultân oldu. İmâdüddînin zevcesi, Erbil hâkimi Muzafferüddîn Ebû Sa�îd Kükbûrînin kızı idi. Kükbûrî, mevlid cem�ıyyetleri yapmakla meşhûrdur. Bunun zevcesi Rabî�a hâtun, Salâhuddîn-i Eyyûbînin hemşîresi idi. İmâdüddîn ile birleşerek Bedreddîni mağlûb etdiler. İmâdüddînin mülkü genişledi. Bedreddîn Lülü şeyh Hasen-i Yezîdî üzerine gönderildi. Yezîdîler dağıldı. 489.
489 � İMÂM-I RABBÂNÎ �rahmetullahi teâlâ aleyh�: Ahmed bin Abdülehad, derin âlim, büyük Velî idi. Müctehid idi. İslâm âlimlerinin gözbebeğidir. Tesavvuf bilgilerinin mütehassısı idi. Âlimlerin önderi, Velîlerin baş tâcı idi. (Mektûbât) kitâbı, üç cild olup, beşyüzotuzaltı mektûbunun toplanmasından meydâna gelmişdir. Kelâm, fıkh bilgilerini ve Resûlullahın güzel ahlâkını açıklıyan bir deryâdır. Bu deryâdan inci mercan çıkarmak, ancak usta dalgıclara nasîb olur. Fârisî aslı Hindistânda ve Efganistânda basılmış ise de, 1392 [m. 1972] senesinde Pâkistânda basılmış olanı pek nefîsdir. Bu fârisî baskının, foto-kopisi 1397 [m. 1976] senesinde, İstanbulda Hakîkat Kitâbevi tarafından gâyet nefîs olarak basdırılmışdır. Birinci cildi türkçeye terceme edilerek (Müjdeci Mektûblar tercemesi) adı ile basdırıldı. Fârisî el yazması, İstanbul Bâyezîd kütübhânesinde [1790] sayıda ve Süleymâniyyenin çeşidli kısmlarında vardır. 971 [m. 1563] de Hindistânda, Serhend şehrinde tevellüd etdi. Ömrünün sonuna doğru, mezhebsizlerin iftirâları üzerine, 1027 senesinde Selîm şâh tarafından Gwaliyar şehrinde habs edildi. [1029] da çıkarıldı. Bin rupye ihsân olunup, iki sene dahâ askerde kaldı. Kış aylarında nefes darlığı olurdu. [1624] Kanûn-ı evvel [aralık] ayının onuncu ve binotuzdört 1034 Safer ayı yirmidokuzuncu salı günü, Serhendde vefât etdi. Evinin yanına defn edildi. Efganistân pâdişâhı Şâh-i zemân, imâm için büyük ve çok san�atli bir türbe yapdırdı. İki oğlu Muhammed Sâdık ve Muhammed Sa�îd de bu türbededirler. Şâh-i zemân, on metre uzakdaki türbede zevcesi ile birlikdedir.
(Mektûbât) kitâbını Muhammed Murâd-ı Kazânî fârisî dilinden arabîye terceme etmişdir. Bundan seçilen yüzdoksandört ve fârisî (Mektûbât)dan seçilen yüzellibir mektûb (Müntehabât) adı ile iki kitâb hâlinde basdırılmışdır. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin hâl tercemesi, Muhammed Hâşim-i Keşmî tarafından fârisî olarak yazılmış, buna (Berekât) veyâ (Makâmât-i Ahmediyye) ve (Zübde-tül-makâmât) denilmişdir. Muhammed Ma�sûm-i Fârûkînin torununun oğlu olan Gulâm Muhammed Ma�sûmun torununun torunu hâce Muhammed Fadlullah, (Umde-tül-makâmât) adındaki fârisî kitâbında, dedelerinin hayâtlarını uzun bildirmekdedir. 1397 de Kâbilde ve 1416 [m.1996] da İstanbulda basılmışdır. 99.cu sahîfesinde diyor ki, (İmâm-ı Rabbânînin ondördüncü dedesi Şihâbüddîn Alî Ferrûh Şâh, Gaznevî sultânlarının Kâbil vâlîsi idi. Gaznevî hükümeti yıkılınca, Kâbilde hükümet reîsi oldu. Birkaç sene sonra, hükümeti terk ederek, tesavvufda çalışarak büyük velî oldu. Kâbil civârında medfûndur. Mahdûm-ı cihâniyân seyyid Celâlüddîn-i Buhârî Buhârâdan Hindistâna gelirken, dâmâdı ve halîfesi olan imâm-ı Refî�üddîni berâber getirdi. İmâm-ı Refî�üddîn, imâm-ı Rabbânînin altıncı ceddidir. Delhî sultânı Firûz Şâhın emri ile, ormanlık olan Serhendi şehr hâline koydu. Şehr hâricindeki türbededir. İmâm-ı Rabbânînin valîdesi de burada medfûndur). Hakîkat Kitâbevinin İstanbulda neşr etdiği (The Proof of Prophethood) kitâbında, ingilizce olarak yazılıdır. Muhammed Fadlullah, [1238] de Kandihârda vefât etdi. Bedrüddîn-i Serhendînin fârisî (Hadarât-ül-kuds) kitâbında da, hâl tercemesi uzun yazılıdır. Bu kitâb 1391 [m. 1971] de Pâkistânda çok güzel basılmışdır. İstanbul Bâyezîd kütübhânesinde [1788] sayıda el yazısı ile vardır. Hâce zâde Ahmed Hilmi efendinin İstanbulda [1318] de basılan türkçe (Hadîka-tül-evliyâ) kitâbı da, İmâm-ı Rabbânînin ve üstâdlarının hayâtlarını ve kerâmetlerini uzun bildirmekdedir.
Şâh-ı Dehlevî Gulâm Alî Abdüllah �kuddise sirruh�, talebesinin büyüklerinden mevlânâ Hâlid-i Bağdâdîye �kuddise sirruh� gönderdikleri bir mektûbda, Mevlânânın derece ve fazîletlerini uzun uzun anlatdıkdan sonra, İmâm-ı Rabbânî �kuddise sirruh� hakkında şöyle buyuruyor: (Âlimler ve ârifler söylemişler ve yazmışlardır ki, imâm-ı Rabbânîyi sevenler, mü�min ve müttekî olanlardır. Sevmiyenler de, münâfık ve şakîlerdir. İslâm memleketleri hazret-i Müceddidin feyz ve nûrları ile doldu. Bütün müslimânlara, hazret-i Müceddidin �rahmetullahi aleyh� ni�metlerine şükr ve hamd etmesi vâcib oldu.) Başka bir mektûbunda, (İnsanda bulunabilecek her kemâli, her üstünlüğü, Allahü teâlâ, İmâm-ı Rabbânî hazretlerine vermişdir. Vermediği yalnız Peygamberlik makâmı kalmışdır) demiş ve aşağıdaki rubâ�îyi yazmışdır:
Her letâfet ki, nihân bûd pes-i perde-i gayb,
heme der sûret-i hûb-i tû ıyân sâhte end,
Herçi ber safha-i endîşe keşed kilk-i hıyâl,
şekl-i matbû�i tû zîbâ-ter ezân sâhte end.