GIYASEDDİN EMRE
Kendi dilinden hayatı
Nur Külliyatı Müellifi Bediüzzaman'ın binlerce talebe ve dostlarından birisi de Muş eski milletvekillerinden Gıyaseddin Emre'dir.
Kendileri, Bediüzzaman'la olan hatıralarını anlatmadan evvel, yine kendi lisanından hayatını şöylece hülasa etmektedir:
"1919'da Bitlis'te doğdum. Cumhuriyetten sonra vilâyet merkezinde Arapça tedrisatın mümkün olamayacağını düşünen ailemiz, Mutki'nin Ohin ve Bulanık'ın Dokuzpınar köyüne yerleşmişti. O zamandan sonra buralarda Arapça tedrisata hiç ara verilmedi.
"Ben küçük yaşta mektebe gitmek istedimse de pederim razı olmadı. İlk Arapça dersimi pederim Şeyh Maruf Efendiden aldım. Daha sonra dersimi Şeyh Alâaddin Efendinin yanında bitirdim.
"1954'te yaş tashihi yaparak Muş'tan bağımsız milletvekili seçildim. 1957'de ise Demokrat Partinin listesinden tekrar seçilerek Meclis'e girdim. Fakat 1960 ihtilali ile Yassıada'ya düştük. Siyasî haklarımız elimizden alındı. Beş yıl hapis cezasına çarptırıldım.
"1969'da kardeşim Kasım Emre'yi bağımsız olarak milletvekili seçtirdim. 1977'de kardeşim, Adalet Partisi listesinden Muş milletvekili oldu. Ben de İstanbul'dan AP adayı olmuştum."
Gıyaseddin Bey, kendisi hakkında bu bilgileri verdikten sonra Bediüzzaman Said Nursî ile alakalı hatıralarını da şöyle anlatmaktadır:
"Bediüzzaman'ı bizim tarifimiz, bir kuşun ummandan aldığı katrelere benzer"
"Bizim gibilerin Bediüzzaman misâli şahsiyetlerden bahsetmesi kolay bir şey değildir. O derece büyük bir şahsiyetin sıfatlarını tâdât, târif gücümüzün çok üstündedir. Çünkü öylesine zevat, kat'î surette bizim gibilerin tavsif ve târifinin hududuna sığmazlar. Onun çok daha ötesinde bir târif gerektirir. Bizim târifimiz, âdeta bir kuşun ummandan aldığı katrelere benzer. Bütün bunlara rağmen, kendi sohbetlerinde zamanlar olsun, kendilerinden kudretim nisbetinde istifade edebildiğim hususlar olsun, âilemden, pederimden ve büyük amcam Şeyh Alâeddin Efendi Hazretlerinden kendisi hakkında söyleyen sözler olsun hâfızamda kaldığı kadarı ile söylemeye çalışacağım.
"Biliyorsunuz ki, Bediüzzaman Nurs köyündendir. Nurs, Bitlis'e bağlı sarp bir yerde ve derenin içinde bir köydür. Fakat insan bakımından çok münbittir, büyük insanlar çıkmıştır. Bilhassa Bediüzzaman'ın mensup olduğu bir âileyi yetiştirmiştir. Bediüzzaman'ın kardeşlerinin her birisi de, birer dehâdır. Ama Bediüzzaman ortada olduğu içindir ki, onlar pek fazla şöhret ve revaç bulamamışlardır. Yoksa kardeşleri de her birisi ayrı bir kıymet, ayrı bir meziyet, ayrı bir dehâdırlar.
"Onun ağabeyi, benim dedemin yanında okumuş, onun talebesidir. Ayırca Bitlis'teki Farukî Tekkesi sahibi olan Şeyh Fethullah Efendi gibi büyük bir âlimin de talebesidir. Ağabeyi, Hoca Abdullah Efendi, dedemin yanında okuduğu için, Molla Said de bir müddet Şeyh Fethullah Efendinin rahle-i tedrisinde bulunmuştur. Şeyh Fethullah'ın yanında okuduğu zamanlar, enterasan hâdiseler cereyan etmiştir.