Sayfa 12/14 İlkİlk ... 1011121314 SonSon
134 sonuçtan 111 ile 120 arası

Konu: Bayram Yüksel

  1. #111
    BaRLa
    BaRLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Bayram Yüksel

    "Yüzüne bakılmasını istemezdi"
    "Bizler Üstadımıza başka bir nazarla baksak, derhal rengi değişir, sıkılır, bizden istiskal eder; ihtiyar ve bakıma ihtiyacı olan bir kimse nazarıyla sırf lillah için baktığımız zaman çok memnun olurdu. Hattâ yemek yaparken, çay yaparken şahsî meseleleriyle fazla meşgul etmek istemezdi. Daima nazarları Risale-i Nur'a ve Nur'un hizmetlerine tevcih ederdi. Yemek yerken yalnız yer, bizler yanında olsak, bizlere muhakkak ikram ederdi. Biz ise almak istemezdik. 'Vermezsem, ikram etmezsem bana dokunur' derdi. Üstadımız yemeğini rahatla yesin diye yemek yerken dışarı çıkardık. Bazen yemeğini yedi, zannı ile sofrayı kaldırmak için habersiz girdiğimiz zaman; 'Keçeli, keçeli midenin kerameti var' der, yemeğini bize verirdi.

    "Üstadımıza hizmet ederken yüzüne baksam, yani mübarek, veli bir zat sıfatıyla baksam hemen sıkılırdı. Hizmet ederken Üstadın yüzüne değil de, yere bakarak hizmet ederdik.
    "Üstad, rahatsız olduğu, sesinin az çıktığı zamanlarda, ben yüzüne baksam, ne demek istediğini hemen anlardım. Bu hususta meleke kesb etmiştim. En küçük bir hareketinin mânasını, Üstadın yüzüne bakmakla anlıyordum. Üstad da, 'Keçeli, kulağı gözünde, bakma' derdi. Bazen de kulunç değneği ile döverdi. Üstadımız bizlere latife ederdi. Hattâ bazen 'Benim şarklı talebelerim lâtife eder beni eğlendirirlerdi. Siz de beni ferahlandırıcı sözler söyleyin' derdi. Hattâ araba ile seyahate giderken Ceylân Ağabeyle beraber şu kasideyi söylerdik, Üstadımız da memnun olurdu. (Bu kaside Hanımlar Rehberi kitabının arkasında dercedilmiştir.)

    "Annem beni yetiştirdi"
    "Annem beni yetiştirdi, bu hizmete yolladı.
    Teslim etti Risaleyi, Allah'a ısmarladı.
    "Boş oturma çalış dedi, hizmet eyle imana,
    Sütüm sana helâl etmem çalışmazsan Kur'ân'a.
    "Yazdığımız Risaledir, okuyoruz Nurları,
    Biz Nurların yardımiyle hıfzederiz imanı.
    "Medrese-i Nuriyedir Sav ve Barla, Eflâni,
    Şakirdlere müzahirdir Abdülkadir Geylânî.
    "Mübarekler hey'etiyle Nur ve gül fabrikası,
    Kalemleri kılınç gibi zamanın harikası.
    "Hapishane dedikleri oldu birer medrese,
    Genç-ihtiyar, kadın-erkek koşuyorlar bu derse.
    "Tamam otuz beş senedir küfürle etti cihad,
    Tarih-i İslâmda pek ender görünür bu sebat.
    "Ey Nurcular! Ey Nurcular! Ey mübarek kardeşler!
    Her an sizden razı olsun Allah ve Peygamber...

  2. #112
    BaRLa
    BaRLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Bayram Yüksel

    "Üstadın rahatsızlığı kulunçtu"
    "Üstadımız bunu dinlerken çok memnun olur ve ferahlardı. Üstadımız rahatsız olduğu zaman daima ferahlandırıcı, müjdeli havadisler söylerdik. 'Söyleyin,' derdi, 'Benim vücudum çok hassas olmuş, en ufak bir şeyden fazla üzülüyorum' derdi. Bizler de çok dikkat ederdik. Üstadımızın üzüleceği bir şey olursa tehir ederdik. Üstadımızın maddî hastalığı yoktu. Yalnız kulunç hastalığı vardı. Üstadın hastalığı mânevî idi. Âlem-i İslâmın aleyhinde bir şey olsa, Üstad derhal radar gibi hisseder, rahatsız olur, rengi değişir, sesi çıkmaz, bir asabî hal alırdı. O anda hizmeti çok zor olurdu. Türkiye'nin neresinde bir hâdise olsa, Üstad derhal hisseder, bizler de anlardık ki, muhakkak bir yerde Risale-i Nur'un veyahut Nur Talebelerinin aleyhinde bir plân hazırlanıyor. Bunların yüzlercesine şahit olmuşuz. Üstadımız yine son zamanlarda daima, 'Bana merak edici şeyler söylemeyin, benim vücudum çok hassas olmuş, çok fazla üzülüyorum. Daima bana ferahlandırıcı, müjdeli havadisleri söyleyin' derdi.

    "1954'te Sungur Ağabey Samsun'da hapiste idi. Üstadımız çok fazla alâkadar oluyordu. Daima sorardı. Her zaman Sungur Ağabeyden bahsederdi. Bir gün Üstadımız Ceylân ve Zübeyir Ağabeyle Barla'ya gitmişti. Sungur Ağabeyin tahliye olduğuna dair Samsun'dan telgraf geldi. Üstadımız da bir saat sonra Barla'dan geldi. Ben Üstadımıza müjde verdim. Üstadımız çok sevindi, benim müjdemi ziyafet olarak verdi.

  3. #113
    BaRLa
    BaRLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Bayram Yüksel

    "Sen benim aramı açacaksın"
    "Üstadımız katiyyen gıybet ettirmezdi. 'Üstadım, falan böyle söyledi' desek, 'Siz yanlış anlamışsınız, o benim dostumdur, o Risale-i Nur'a dosttur. O öyle söylemez, sen benim kardeşlerimle aramı açacaksın' derdi. Bazı yerlerden, 'Filan hoca Risale-i Nur'un aleyhinde, Üstadımızın aleyhinde' diye mektup gelirdi. Bazen de gelir, söylerlerdi. Üstadımız da, 'O zat ehl-i ilmdir. Bize dosttur' der, sustururdu. Daima hüsn-ü tevile çalışır ve 'Biz hüsn-ü zanna memuruz' derdi. Hattâ Konya'dan Nur Talebelerinden iki grup geldi. Üstadımızı ziyaret ettiler. Bir grup diğer grubu şikâyet etti. 'Tedbirli hareket etmiyorlar, camide ders yapıyorlar' diye.

    "Diğer grup da öbür grubu şikâyet etti. Üstadımız onlara demişti: 'Kardeşim, sizin hizmetinize ihtiyaç yoktur. Aranızda tesanüdünüze ihtiyaç vardır. Sizler ara sıra İhlas ve Uhuvvet ve Hücumat-ı Sitte risalelerin mabeyninizde beraber okumalısınız. Sizin şimdiye kadar fevkâlede sebat ve metanet ve tesanüd ve ittifakınız bu memlekete medar-ı iftihar olacak.' Üstadımız fedâkarlık dersi verirken, eski Şark talebelerinden misaller verirdi. Hattâ Ermeni Taşnaklarından misaller verirdi. 'Onları ateşe atarlar, gözleri patlar, davalarından ve şecaatlerinden vazgeçmezler. Siz benim yeni talebelerim de öyle olmanız lâzımdır. Ben size gidin Rus kumandanını öldürün desem, siz de hiç tereddüt etmeden gitmeniz lâzımdır. Ve sizleri de öyle biliyorum' derdi.

  4. #114
    BaRLa
    BaRLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Bayram Yüksel

    "Zararı yok"
    "Ankara'da Tarihçe-i Hayat neşrolunduğunda bir mektup geldi. Mektupta resmin caiz olmadığından bahsediliyordu. Mektubu Üstadımıza okuduk. Üstadımız tebessüm etti, 'Bir kurşun kalem ile resmin boynunu çizdi. 'Zararı yok. Yarım insan yaşamaz ve böyle mektup yazın' dedi. Mektubu yazan zata aynen Üstadımızın cevabını gönderdik.
    "Buna benzer başka bir mesele: Üstadımız Afyon hapsinden çıktığında Zübeyir Ağabey ile bir evde kalıyordu. Tahirî Ağabey Isparta'dan Üstadımızı ziyarete gelip bir akşam misafir kalıyor. Namaz kılarken resimli para olduğu için cüzdanını çıkarıyor. Sabahleyin Üstadımıza, 'Allah'a ısmarladık' deyip çıkıyor. Garaja geldiği zaman bilet almak için cüzdanını arıyor, bulamıyor. Hemen geriye dönüyor, Üstadın yanına geliyor. Zile basıyor. Zübeyir Ağabey çıkıyor, cüzdanını getiriyor. O anda Üstadımız Tahirî Ağabeyi görünce, 'Niye geldin?' diye soruyor, Tahirî Ağabey de, 'Resimli para olduğu için cüzdanımı çıkartmıştım. Unutmuşum, onu almaya geldim' diyor. Üstadımız, Tahirî Ağabeye darılıyor, 'Bir daha böyle yapma, zararı yok, yarım insan yaşamaz' diyor.

  5. #115
    BaRLa
    BaRLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Bayram Yüksel

    "Rüya ile amel edilmez"
    Üstadımız bize bu hususlarda çok mükerrer ders verirdi. Bazen bizler de cüzdanımızı korduk, yatağın üzerinde filan unuturduk. Üstadımız gördüğünde bize 'Emniyete sadakatsizlik ediyorsunuz. Böyle yapmayın' derdi. 'Çünkü sizin hatırınıza gelmez, fakat diğer kardeşinizin hatırına gelir; acaba bu kardeşimiz parayı kaybetti, benden mi şüpheleniyor?' diye...

    "Yine bir gün Diyarbakır'dan bir mübarek zat mektup yazmıştı Üstadımıza. Orada birisi rüya görmüş, rüyasında Peygamber-i Zişan Efendimiz ve Hülefa-yı Raşidînin ve Gavs-ı Azam gibi zatların bulunduğu meclise Cibril Alehisselâm gelip, artık hizmetin, neşriyatın sona erdiğini ve bundan böyle maddî cihad lâzım olduğunu söylemiş. Bunu Üstadımıza yazmışlardı, biz de okuduk. Üstadımız hemen kağıt kalem istedi. Cevap yazdırdı. 'O rüyanız mübarektir, yalnız te'vile ve tabire muhtaçtır. Oradaki cihad maddî değil, mânevî iman hizmetidir, düşmana galebe çalmak silâh ile değil, Nur'un iman bürhanlarının küfr-ü mutlaka mânevî galebesine işarettir. Sakın maddî cihad zannedilmesin. Ve ben rüya ile amel etmem' demişti.

    "Üstadımız, Ankara Beyrut Palas Oteline geldiğinde, bazı mühim zatlar kendisini ziyarete gelmişlerdi. Üstad burada, vasiyetnamesi hükmünde olan bir mektubu kaleme aldı. Bu mektup, 'Nur Talebelerinin müsbet hareket tarzını bir kanun gibi ilelebet devam ettirmeleri... ' mânâsında idi.
    (Bkz. Emirdağ Lâhikası, II. cilt, 213'üncü sahife. Umum Nur Talebelerine Üstad Bediüzzaman'ın vefatından önce vermiş olduğu son derstir.)

  6. #116
    BaRLa
    BaRLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Bayram Yüksel

    Gazeteler: "Nurcular beyanname dağıttı."
    "1958 senesinde Nazillili mahalli gazetelerce Üstadımızın aleyhinde neşriyat yapılmıştı. Çeşitli isnadlarda bulunuluyordu. Nazilli'deki Nur Talebeleri o gazeteyi Isparta'ya, Üstadımıza göndermişlerdi. Biz de Üstadımıza okuduk. Üstadımız çok üzüldü. Buna bir cevap yazın demişti. Allah rahmet etsin, Zübeyir ve Ceylân Ağabeylerle beraber üç imzalı bir cevap yazıp Nazilli, Ankara ve sair yerlere gönderdik. Ankara'nın genç Nur Talebeleri bu mektubu matbaada bastırıp bazı postahanelerden gönderirken memurlar bunu tesbit etmişler. O zamanki müsbet hükümete muarız, büyük gazeteler de ele geçirmişler. Çok büyük bir hâdise imiş gibi günlerce büyük manşetler attılar. 'Nurcular Ankara'da beyanname dağıttılar' gibi yaygara kopardılar. Hemen hükümet kuvvetleri faaliyete geçti, bizlerin hakkında tevkif kararı verdiler. Ceylân Ağabeyi Emirdağ'da yakalayıp elleri kelepçeli olarak Ankara'ya getirdiler. Bizi de Tahirî ve Rüştü Ağabeyle birlikte polis karakoluna götürdüler. Bir gece orada kaldık. Bir sandalye verdiler, sabaha kadar bir tek sandalye üzerinde nöbetleşe uyuduk.

  7. #117
    BaRLa
    BaRLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Bayram Yüksel

    "Herkes Aya çıkıyor"
    "Dar bir yer... Yatacak yer zaten yok. Sabaha kadar polislerle sual-cevaplı münazara yaptık. Bizlere tehdit-tezvirler savuruyorlar, 'Bediüzzaman nereden geçinir? Siz nereden geçinirsiniz' 'Herkes Aya, Güneşe çıkıyor... Sizler de insanlara Kur'ân-ı Kerim öğretmekle meşgulsünüz... Milleti kırk senedir geri bıraktınız' gibi laflar ediliyorlardı. Biz de cevaben onlara diyorduk; 'Kardeşim, biz sizin Aya, Güneşe çıkmanıza mani değiliz. Biz sizin imanınıza çalışıyoruz. Siz madem ki çalışıyorsunuz, Aya, Güneşe çıkın, biz size mani değil, yardımcı oluruz.' Bu neviden çok şeyler konuşuldu. Bir gün sonra Isparta Hapishanesine aldılar. Orada da bir müddet kaldıktan sonra, Ankara'ya göndermek için başımıza bir jandarma uzmanı geldi. Bu meselelerle ilgilenen Ahmet isminde Burdurlu bir komiser vardı. 10-15 sene Isparta'da kaldı. Aleyhimize çok çalıştı. Isparta'da ne kadar Nur Talebesi var, Risaleler hangi köyde ne kadar yazılır, hangi köyde ne kadar Nur Talebesi var, nerede teksir olunur, kağıt, kalem nereden alınır? Hangi dükkândan hangi dükkâna mektup gider. Gece gündüz Nur Talebeleriyle meşgul, çok gaddar, çok merhametsiz birisiydi. Isparta'ya Üstadımızı ziyarete kim geldi ise hepsinin adresini alarak evlerini taharri ettirmişti. Çok gayretkeş bir Halk Partili idi. Bu adam hakkında ne kadar anlatılsa bitmez.

  8. #118
    BaRLa
    BaRLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Bayram Yüksel

    "Kelepçeleri namaz için açıyorlardı"
    "Bizi trene bindirdiler. Ellerimizde kelepçeli idi. Başımızdaki jandarma uzmanı insaflı idi, namaz vakitlerinde ellerimizi açıyor, sonra tekrar bağlıyordu.

    "Ankara cezaevine geldik. Bu yazıyı kim yazmış, kim bastırmış, kim dağıtmış, onunla kim alâkadar olmuşsa toplayıp on kişiyi Ankara cezaevine koymuşlardı. Biz orada altmış dört gün kaldık. Cezaevinde iken Üstadımız bize haber göndermişti: 'Üzülmesinler, Halk Partinin şiddetli hücumuna karşı Demokratların mason kısmı rüşvet veriyor. Demokratların aleyhinde olmayın. Hem Menderes Japonya'ya gittiği için onun yokluğundan istifade ettiler. Demokratların mason kısmı bu hâdiseyi körükledi.' Ayrıca şöyle bir haber daha göndermişti: 'Âlem-i İslâmda Nur Talebelerine başka bir nazarla bakıyorlar. Bizi serbest bıraksalar, âlem-i İslam, 'Nurcular bunlarla beraber, onların seyyiatlarına ilişmiyorlar. Demek onlarla beraberler' diyecekler. Fakat şimdi bu hapis gibi ilişmelerle, 'Demek Nurcular onların din aleyhindeki hareketlerini tasvip etmiyorlar. Belki hapis etmişler' diyecekler. Hem yine bizler fakr-u hâlimizle milyonlar lira verseydik bu küllî neşriyatı yaptıramazdık. Demek ki kader-i İlâhî, Ankara cezaevinde kısmetimiz varmış ki, bu şekilde tecellî etti.'

  9. #119
    BaRLa
    BaRLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Bayram Yüksel

    "Tahliye oluyoruz"
    "Altmış dört gün kaldıktan sonra tahliye olduk. Mahkememiz bilahare neticelendi. Biz hapiste iken merhum Küçük Ali, Mahmut Çalışkan, Vahşi Şaban Üstadımıza hizmet ediyorlarmış. Üstadımız, 'Bunlar bana bir senelik zahmeti verdiler, beni çok yordular' diye lâtife yapmıştı. Çünkü bizler Üstadın tarz-ı hareketine iyice meleke kesbetmiştik.

  10. #120
    BaRLa
    BaRLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Bayram Yüksel

    "Tasannu ve gösterişten çok çekinirdi"
    "Üstadımız tasannu ve gösterişten çok çekinirdi. İhlasın zirvesine çıkmıştı. Üstadı tam manasıyla anlatmaya benim ifadem, kabiliyetim ve kalemim müsait değildir.

    "Üstad her yaşta, anlayışta ve meslekteki kimselerin seviyesine ve durumuna göre konuşur, görüşür hepsini de memnun ederdi. İlkokul talebesinden üniversite talebesine, mualliminden profesörüne kadar, herkesle alâkadar olur, onların durumlarına göre Risale-i Nurlardan ders verir, muhakkak tatmin ederdi. Biz onun karşısında hiç itiraz edenini görmedik. Hattâ çıktıktan sonra çokları, 'Biz bu sualleri soracaktık, Allah razı olsun, hiç sormaya ihtiyaç kalmadı, hattâ kalbimizde ne varsa hepsinin de cevabını verdi' derlerdi.
    "Bir gün İzmir'den başka yerlerden doktorlar gelmişti. Onlara doktorluk hakkında gayet güzel dersler verince, doktorlar hayret içinde kaldılar. 'Tıpta bunların biz bir kısmını okuduk. Bu kadar tahsil yaptığımız halde, bu anlattıklarını yeni duyuyoruz. Acaba bunları nereden okumuş? Doğrusu Üstadın otuz senedir tatbik ettiği meseleleri, tıp, bugün yeni yeni keşfediyor' demişlerdi.

Sayfa 12/14 İlkİlk ... 1011121314 SonSon

Benzer Konular

  1. ''Kadın Hizmeti Olmaz'' Bayram Yüksel
    By SiLa in forum Risale-i Nur Talebeliği
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 18.10.08, 20:11
  2. Aydın yüksel
    By SiLa in forum Arkeoloji Ödev
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 12.10.08, 15:10
  3. Bayram Yüksel Abi'nin Tüm Sohbet Videoları
    By SiLa in forum Risale-i sesli, Sohbetler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 09.10.08, 10:12

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •