Mensubu bulunduğumuz yüce İslam dini insanların, dünyada rahat ve huzur, ahirette saadet ve nimetler içersinde yaşamaları için en mükemmel ölçü ve prensipleri vaz etmiştir. Mü’minler, hususan ehli ilim bu prensip ve ölçülere riayetleri nisbetinde madden ve ma’nen terakki edebilirler.
Yeme, içme ve uykudaki ölçü ve edepler ise hoca ve talebenin en çok dikkat ve riayet edeceği ölçülerdendir.
Hz. Allah (c.c):
(…وكلوا واشربوا ولا تسرفوا . إنه لا يحب المسرفين).
“Yiyiniz ve içiniz”, müsaadesinin akabinde: “İsraf etmeyiniz. Muhakkak Allah ( C.C. ) israf edenleri sevmez.”,buyuruyor.
Bu ayet-i kerimede israf:Yemek, içmek, uyumak ve gezmek gibi hususlarda maruf olan dereceyi (sınırı) aşmaktır ki, haramdır. Fertlerin ve cemiyetlerin yıkılmalarına sebeptir.
Ayet-i Kerime, ölçekle değil, ölçü ile yemeği ihtar ve ifade etmektedir. Su, her şeyin hayatına sebep iken fazlası helakine sebep olmaktadır.
Diğer bir Ayet-i Celile’de Hazreti Allah (C.C) Zatı Uluhiyyetine isyandan kendilerini muhafaza eden ve cennâtı âliyâta dahil ettiği kullarının vasıflarını sayarken de:
(كانوا قليلا من الليل ما يهجعون. وبالأسحار هم يستغفرون)
“O muttekîler, geceleri pek az uyurlardı. Seher vakitlerinde istiğfar ederlerdi.”, buyuruyor.
İnsan, hayatını devam ettirebilmek için yemek, içmek ve uyumak mecburiyetindedir. Vücudun kuvvetini sarsacak, ibadetve hizmetlerini yapmaya mani olacak şekilde az yemek ve uyumak, sıhhati ihmal olacağından caiz değildir.
Hz. Üstazımız sıhhatin korunması hususunda buyuruyorlar ki:
“Bedeni korumak, onun sıhhatini temin ve hıfz etmek akdem-i feraizdendir.”
Aşırı derecede yemeğe düşkünlük oburluktur. Perhizkarlık, az yemek, az içmek ve az uyumak sıhhat ve rahatı, oburluk ise zahmet ve meşakkati davet eder. Bir Hadis-i Şerifte Fahri Alem Efendimiz:
(كلوا واشربوا وتصدقوا و ألبثوا في غير إسراف ولا مخيلة)
“İsraf etmemek ve böbürlenmemek şartıyla yiyiniz, içiniz ve giyininiz.”,buyuruyor.
Bazı hekimler;
“Yemekte, içmekte ve uykuda azı karar, çoğu zarardır.”, derler.
Malik bin Dinar Hz.leri; “Üç şey kalbi öldürür.
1.Çok yemek
2.Çok uyumak
3.Çok konuşmak.
Bir haberde de
(كل قليلا، نم قليلا،قل قليلا ولا تكن عليلا)
Az ye, az uyu ve az konuş. (Eğer böyle hareket edersen) Hasta olmazsın.” buyuruluyor.
Hz. Ali ( R.A) şöyle buyuruyor:
(إذا أتم عقل المرأ قل كلامه)
“Bir kimsenin aklı tam olduğu zaman sözü az olur.” (yani az konuşur)
İbrahim Nehaî (R.A):
(إنما هلك من هلك قبلكم بثلاث خصال بفضول الكلام وفضول الطعام وفضول المنام )
“Sizden önce helak olan ( matlubuna nail olamayanlar ) kimseler ancak üç hasletleri sebebiyle helak oldular. Bunlarda “ Çok konuşmak, çok yemek ve çok uyumak.”, buyuruyor.
Yeme ve içmede ölçü :
Bir insan için ölmeyecek kadar yiyip, içmek farzdır. Kuvvetini ziyadeleştirmek için doyuncaya kadar yiyip, içmek mubahtır. Bunun fevkinde (yani doyduktan sonra) yemek, içmek haramdır. Bunun mikyası ise mideyi ifsat edeceğine zannı galip olacak miktardır.
Bununla beraber, müsafirine riayet (onu yalnız bırakmamak ve mahcup etmemek için) ve ertesi gün tutacağı orucu rahatça tutabilmesi için biraz fazla yiyip, içmede bir beis yoktur.
Uyku: Yorulmuş bulunan insanın dinlenmesi için Allah tarafından lütfedilen bir istirahat halidir.
Uyku, insanın sıhhat ve afiyetine sebep olduğu için ve insanı bir çok günahlardan men ettiği için bir ibadettir.
Sünnet-i Seniyye’ ye mutabık uyumanın ölçüleri :
1)Misvak kullanmak. (dişleri temizlemek)
2)Abdestli olarak yatmak.
3)Günlük nefis muhasebesi yaparak, tevbe ve istiğfarda bulunarak
yatmak.
4)Gece ibadete kalkmak niyetiyle yatmak.
5)Sünnet vechiyle ve yatmazdan evvel okunacak duayı okuyarak yatmak.
6) Yatağın üzerinde kıbleye dönerek, ellerini açıp ve birbirine bitiştirerek muavvizatı okumak.
Bu hususta Hz.Aişe (R.Anha)Validemizden rivayet edilen bir Hadis-i Şerifte şöyle buyuruluyor:
(إن النبي صل الله عليه و سلم كان إذا أوي إلى فراشه كل ليلة جمع كفيه ثم نفث فيهما فقرأ فيهما قل هو الله أحد وقل أعوذ برب الفلق وقل أعوذ برب الناس. ثم يمسح بهما مااستطاع من جسده يبدأ بهما علي رأسه ووجهه وما أقبل من جسده يفعل ذلك ثلاث مرات)
“Peygamber (S.A.V), her gece döşeğine (yatmaya) geldiğinde iki avucunu bir araya toplardı. Sonra avuçları içine üfürerek “Kul hüvellâhü ehad”, “Kul eûzü bi Rabbi’l-Felak” ve “Kul eûzü bi Rabbinnâs”ı okur, daha sonra, iki eliyle vücudundan gücünün yetebileceği yerleri sıvazlardı. Elleriyle sıvazlamaya başı üzerinden başlar, yüzünü ve vücudunun ön kısmını (sonra arkasını) sıvazlamaya devam eder ve bunu üç defa tekrarlardı.
Hulasa az yemek, az uyumak ve az konuşmak kamil insanların, hususen ehl-i ilim ve ehl-i zikir olan kimselerin ayrılmaz lazımları ve vecibeleridir.