Sayfa 2/3 İlkİlk 123 SonSon
28 sonuçtan 11 ile 20 arası

Konu: Risale-i Nur’u niçin okumalıyız?

  1. #11
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Risale-i Nur’u niçin okumalıyız?

    Kastamonu Lahikasından :

    Risaletü'n-Nur'un hizmetinde ekser şakirtleri birer nevi keramet ve ikram-ı İlahî hissettikleri gibi, bu aciz kardeşiniz çok muhtaç olduğu için, çok nevilerini ve çeşitlerini hissediyorum. Ve bu sıralarda bu havalideki şakirtleri, yeminle itiraf ediyoruz ki, "Biz Nurun hizmetinde çalıştıkça hem maişetçe, hem istirahat-i kalbce bir genişlik, bir ferah zahir bir surette hissediyoruz." Ben kendimce o kadar hissediyorum ki, nefis ve şeytanım dahi o bedâhete karşı hayret ederek sustular.
    Biliniz ki, bir seneden ziyadedir, ben duada, Risaletü'n-Nur'un şakirtlerinin risalelerle alâkadar olan ezvaç ve evlât ve valideynlerini dahi dahil ediyorum. Bunun bir sebebi, başta Sabri olarak, orada burada bazı zatlar, çoluk ve çocuklarıyla daireye girmeleridir.
    Adalet-i İlahiye, İslamiyete ihanet eden mimsiz medeniyete öyle bir azâb-ı manevi vermiş ki, bedevîliğin ve vahşîliğin derecesinden çok aşağıya düşürtmüş. Avrupa'nın ve İngilizin yüz sene ezvâk-ı medeniyesini ve terakki ve tasallut ve hâkimiyetin lezzetlerini hiçe indiren mütemadî korku ve dehşet ve telâş ve buhran yağdıran bombaları başlarına musallat etmiş. İşte böyle bir zamanda en lüzumlu, en ehemmiyetli, en birinci vazife imanı kurtarmak olduğundan, bu zamana ve bu seneye bakan beşâret-i Kur'aniye ve Fadlen Kebira ..Fadlullahi Yu'tihi Men Yeşau ayetlerin müjdesi en büyük bir fütuhat suretinde Risaletü'n-Nur'un manevi fütuhat-ı imaniyesini gösteriyor.
    Evet, bir adamın imanı, ebedî ve dünya kadar bir mülk-ü bâkinin anahtarı ve nurudur. Öyleyse, imanı tehlikeye maruz her adama, bütün küre-i arzın saltanatından daha faydalı bir saltanat, bir fütuhat kazandıran Risaletü'n-Nur, elbette bu ayetlerin, bu asırda, bu beşaretlerinin kastî bir medâr-ı nazarlarıdır.
    Nur ve gül fabrikalarının hademe ve sahipleri, insanın başında iki göz gibidir; zahiren ikidir, fakat bir görürler. Ahvel (şaşı) gözlü, iki görür. Lillahilhamd bu iki cereyan-ı nuranî kemal-i ittihatdadırlar.


    Seni çok Özledim Annem

  2. #12
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Risale-i Nur’u niçin okumalıyız?

    Son Şahitler’den

    Mustafa Sungur


    "Gelen mektupları okur, bize ders yapardı"
    "Meselâ, Üstadımızla Isparta'dan Emirdağ'a veya Emirdağ'dan Isparta'ya gelirken yolda, takside Hz. Üstad boş durmaz, bazen okur, çok zaman dikkatle etrafı temaşa eyler, tefekkür eder, canlı bir haletle yola devam ederdi... Varacağımız yere geldiğimizde Üstad, bakardık; canlı, şevkli kış ise sobayı yaktırır, gelen mektupları okur ve bizi çağırır, beraber ders yaptırırdı. Yorgunluk yerinde, canlı, hayattar bir halet izhar ederdi. Halbuki seksen yaşındaydı... Evet çok calib-i dikkat bir halet! Biz ise çok zaman yorgun olurduk.
    "Evet bundan önce de 20 Eylül 1949'da Afyon Hapsinde yirmi ayını doldurup tahliye olduktan sonra rahmetli Zübeyir'in Afyon'da tuttuğu eve Hz. Üstad teşrif etmişlerdi. Orada on gün beraber kalmıştık. Ben on gün sonra ayrılmıştım. Zübeyir Ağabey, Üstadla beraber iki ay daha Afyon'da aynı evde kalıp sonra Emirdağ'a gelmişler. O zaman Afyon' da Hz. Üstadla beraber ilk kalışımız idi. Afyon'a Safranbolulu kuyumcu Sabri Efendi ile beraber gelmiştik. 7 Eylül 1949'da gelmiştik. Zübeyir Ağabey hapisten tahliyeden sonra ayrılmamış, hapiste olan Üstadımız sonraları çok makbul bir hizmet olarak kabul ettiğini ifade buyurmuştu. Şöyle ki:
    "Üstadımız Nur'lardan bir ders yapıyordu: ´ Bir mevcut, vücuttan gittikten sonra, zahiren kendisi ademe, fenaya gider. Fakat ifade ettiği manalar baki kalır. ´Dünyanın ve eşyanın üç tane yüzü olduğunu, bunlardan birin ve ikinci yüzler ki, Esma-i İlahiye'ye ve ahirete bakan yüzlerinin, baki semereler ve meyveler yetiştirdiğini, fani şeyleri bâki hükmüne getirdiğini ve bu yüzlerde, mevt ve zevâl değil; belki hayat, beka cilveleri olduğunu beyan ettikten sonra Zübeyir'e dönerek;
    "Benim Zübeyir'im hapisten tahliyeden sonra Afyon'da kalarak hizmetimde kaldığı o levhalar, çok şirin, çok güzeldir´ mânâsında ifadelerle iltifatta bulunmuştu.



    Seni çok Özledim Annem

  3. #13
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Risale-i Nur’u niçin okumalıyız?

    Said Özdemir


    "Vaaz kürsüsünde ders yaptık"

    "1957-58 yılları. Ankara'da Hacıbayram Camiinde sabah namazından sonra Risale-i Nurdan okumaya başladık. Her sabah kürsüye çıkıp, 'Şimdi Bediüzzaman'ın Sözleri kitabından ders yapacağız' diyorduk. Böylece orada Sözler, Mektubat ve Lem'alar'ın yarısına kadar geldik. Daha sonra bu tatbikatımı Üstada anlattım. Üstad, 'Siz de böyle yapın' dercesine, gelene gidene bunu anlatıyordu. Bunun üzerine birçok şehirde Risale-i Nur okunmaya başlandı.
    "Ankara'daki reklâm hâdisesi şöyle oldu. Erzincanlı Refet Kavukçu kardeşe levhalara vecizeler yazdırdık. Bunları belediye otobüslerine astık, bir hafta kaldı. Garaja da astık. Garajda asılanların hâlen resmi vardır. Belediye işletme müdürü beni çağırdı. 'Siz ne yapmışsınız?' diye bana çıkıştı. Ben, 'Paramızla reklam yaptık' dedim. 'Alın paranızı' dedi. Levhaları istedim, vermedi. On beş sene sonra bir marangozhanede buldum. Hâlâ saklıyorum onları.

    Radyoda Risale-i Nur reklamı
    "Radyo ilânı da şöyle oldu. Bir reklâm pusulası yazıp Radyo Dairesine götürdüm.
    "Oradakiler normal olarak kelimeleri saydılar. Otuz kelime vardı. Üç gün çıkmasını istedim. Vakit olarak da herkesin evine döndüğü yemek ve istirahat vakti olan akşam 7-7.30 sıralarında olmasını istedim. Bu arada bütün kardeşlere haber verdik. Üstad da dinlemek için odasından arabaya inmişti. Saat gelince spiker, 'Risale-i Nur müellifi büyük İslâm mütefekkiri Said Nur. Sözler, Lem'alar, Mektubat, İşaratü'l-İ'caz, Asa-yı Musa çıkmıştır. İsteme adresi: 'PK 444, Ulus-Ankara' diye metni okudu.
    "Ertesi gün herkes yine radyo başında. Fakat saat gelip geçmesine rağmen çıkmadı. Hemen Radyo idaresine gittim. 'Para verdiğimiz halde reklâmlarımız niçin çıkmadı?' diye sordum.


    "Radyoda 20 dakika konuşma yaptım"
    "Siz bizi aldatmışsınız. Köşkten bizzat Reisicumhur telefon etti. Bizi bir güzel payladı. Paranızı alın, bir daha olmaz' dediler. Fakat bu tek reklâmın büyük tesiri oldu. Birçok beraatlere vesile oldu. Mahkemede, 'Efendim devlet radyosunda reklâmı yapılan bir eser nasıl yasak olur?' diyorlardı. Hakim, Radyo Dairesinden sorunca, 'Evet yapıldı' diye cevap alınca beraat veriyorlardı.
    "Risale-i Nurları basmak için kâğıt bulamıyorduk. Kâğıt için İzmit'e gittik. Haberini almışlar. Bize kâğıt vermediler. Tartışma çıktı, müdüre kadar çıktık, yine de alamadık. 'Biz bu memleketin evlatlarını kurtarmaya çalışıyoruz, onlar bize kâğıt vermiyorlar' diye çok kızdım ve üzüldüm. Deniz kenarında gezmeye çıktım. O günlerde Üsküdar Vapuru battı. Vapurda 200-300 çocuk varmış. Onların babaları Ankara'da bir mevlid okutmaya karar verdiler. Mevlid radyodan veriliyordu. Ben vaizdim. 'Bir konuşma yapayım' dedim. Radyo İdaresinden birisi geldi. 'Hocam sizin konuşmanız iptal edildi' dedi. Çünkü Radyo İdaresi konuşma metnini görmemişti. Gelenlere, 'Kardeşim geç kaldınız, ben başlıyorum' dedim ve başladım. Ayrılan süre 10 dakika olmasına rağmen, 20 dakikayı geçti.
    "Üstada telgrafla haber vermiştim. O da arabada dinlemiş. Ve çok sevinmiş. Hadise ertesi gün gazetelerde yer aldı. Ulus gazetesi, 'Nurcular dün gece cihad ilân ettiler' diye manşet attı. Daha sonra polisler bir çok arama yaptılar.



    Seni çok Özledim Annem

  4. #14
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Risale-i Nur’u niçin okumalıyız?

    Recep Onaz


    "Günde 15 sayfa Risale-i Nur oku"

    "Geçmiş hatıraları insan zaman zaman hatırlıyor. 1952'lerde Zübeyir Gündüzalp Ağabey bana, 'Sen eserleri okuyormusun?' diye sormuştu. O zaman ben İslâm yazısı öğreniyor ve Cevşen okuyordum. 'Her gün Cevşen okuyorum' dedim. O da bana, 'Kardeşim şimdi Cevşen değil, hiç olmazsa günde on-on beş sayfa Risale-i Nur okuyacaksın' dedi. Ben de öyle yapmaya başladım ve çok faydasını gördüm. Sanki neyi ve hangi meseleyi okumuşsam ertesi günü bana o soruluyor ve ben de cevap veriyordum. O zaman böyle hadiseler çok vaki oluyordu. Şayet Nurları okuyup da iyi bilmeseydim bana sorulan sorulara cevap veremezdim."


    Seni çok Özledim Annem

  5. #15
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Risale-i Nur’u niçin okumalıyız?

    Ahmet Gümüş:

    "Mevlânâ bu zamanda gelseydi Risale-i Nur yazardı"
    "Hz. Mevlânâ benim zamanımda gelseydi, Risale-i Nur'u yazardı. Ben de Hz. Mevlânâ zamanında gelseydim, Mesnevi'yi yazardım, o zaman hizmet Mesnevi tarzındaydı, şimdi Risale-i Nur tarzındadır' dedi.

    "Ben bile Risale-i Nur'a muhtacım"
    "Komünist ve masonların İslâm aleyhindeki bütün plânlarını Risale-i Nur'un yerle bir ettiğini anlattı. Onlarla mücadele, ancak Risale-i Nur'ları okumakla olacağının anlattı ve 'Bir risale en aşağı insandaki bin tecessüsün-sorunun-karşılığı olarak yazılmıştır. Bir âmîden tâ bir feylesofa kadar herkese hitap eder. Temsillerdeki hakikatları anladığınız size kâfidir. Bir bahçeye giren o bahçedeki elma ağacından boyunun yetiştiği dallarından eli yetiştiği elmaları yemesi kâfidir. Yüksekteki elmalar ise boyu uzun olanlarındır. Anlayamadık diye üzülmeyin. Ben bile Risale-i Nur'a muhtacım. Tekrar tekrar okudukça dersimi alıyorum' dedi. Sonra devamla, 'Dün bir mebusla bir müftü gelmişti. Onları ziyaretime alamadım. Sizlerin masum ruhunuzla Risale-i Nur için buraya kadar gelmenizi kıramadım. Bana bazı dostlarım, 'Biz çocuklarımızı İmam-Hatip Okuluna verelim mi?' diye sordular. Ben onlara, 'Dünya işlerini bilmiyorum' dedim.


    Sabah dersi, ders baklavası ve kur'a
    "Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin bir usulüydü ki, sabah derslerinden sonra talebelerine ikramda bulunurdu. Kendisinin 'ders baklavası' tabir ettiği bu ikramlar umumiyetle kurabiye, elma, üzüm, baklava gibi şeylerden olurdu. Bu ikramı yaparken kur'a çektirir ve kendisi de talebeler gibi kur'aya dahil olurdu. Kendisine kur'a isabet eden talebe önce alırdı. Böylelikle kendisinin de Risale-i Nur talebesi olduğunu açıkça ifade etmek istiyordu.


    "Ben öyle talebe isterim ki..."
    "Birgün Zübeyir Ağabey rahatsızlanmıştı ve derse iştirak edemiyecek durumda idi. Bizden kendisini idare etmemizi istedi. Sungur Ağabey ile beraber ders için Üstadın yanına girdik. Zübeyir Ağabeyi sordu. Çarşıya filân gitti diye geçiştirmeye çalıştıksa da muvaffak olamadık. Ciddî bir tavır takındı. 'Zübeyir olmayınca ders yapmıyorum. Zübeyir'i bulup getiriniz' dedi. Sonra Zübeyir Ağabeyi bulup getirdiğimizde öyle bir hiddetlendi ki...
    "Ben Zübeyir'i öyle zannedirim ki; değil parmak, kellesi gitse başsız gövdesiyle 'Risale-i Nur... Risale-i Nur... ' diye koşacak bilirdim. Bir parmak rahatsızlığı ile benim ümidimi kırdı. Ben öyle fedakâr talebe istiyorum ki, değil parmak, kol gitmiş aldırış etmeyecek. Böyle şeyler için kudsî davada tembellik gösterilmez. Said hak için hiçbir zaman kelleyi vermekten çekinmemiştir. Risale-i Nur'lara herşeyini feda edecek, fedakâr talebe lâzımdır... ' Ben o esnada kalbimden geçirdim ki, 'Hey Üstadım! Siz Zübeyir Ağabeye bu derece itab ediyorsunuz. Demek Risale-i Nur, talebesini bulmamıştır, ne gariptir.' Bunun üzerine Üstad, 'Risale-i Nur ve ben talebemizi bulmuşuz' dedi.
    "Esasen Zübeyir Ağabeyin şahsında bütün talebelerine ders vermek istiyordu.



    Seni çok Özledim Annem

  6. #16
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Risale-i Nur’u niçin okumalıyız?

    Abdulkadir Badıllı


    "Bediüzzaman, Risale-i Nur'dur"

    "Ankara'da askerliğim sırasında Said Özdemir bana evci kâğıdı çıkardı. Ben her hafta evci çıkıyordum. Ve Ankara'da iken birgün Üstadımızın Ankara'ya geldiğini duydum. Yine evci çıkmıştım. Beyrut Palas'ta olduğunu söylediler. Ben asker elbisesiyle bir arkadaşımla beraber otele girdim. O zamanki Ankara Emniyet Birinci Şube Komiser Abdülkadir, kapıda beni otele bırakmak istemedi. 'Sen askersin, birliğine bildiririm. Bu tehlikeli bir iştir' dedi. Ben dinlemedim. 'Beni bırak, sonra ne yaparsan yap' dedim. Adımı soyadımı, birliğimi yazdı. Fotoğrafımı çekti ve ben yukarıya çıktım. Üstadımızın bulunduğu kat talebelerle dolu idi. Birisi Zübeyir Ağabeye, 'Abdülkadir gelmiş' demiş. O ise polis Abdülkadir zannetmiş, 'Üstadımız uyuyor' diye haber geldi. Ben biraz bekledim. Üstadı rahatsız etmeyeyim, dedim. Kalktım, Murat lokantasının üstündeki dershaneye geldim. İkindi zamanı birisi bana, 'Üstad seni acele istiyor' dedi. Kalktık, gittik. Bu defa otelin kapısında çok polis vardı. Ne yaptımsa beni bırakmadılar. Pür me'yus ve mükedder olarak döndüm. Hem, akşam saat beşte birliğime yetişecektim. Ve işte bir daha Üstadımı göremedim.

    "Bütün ziyaretlerimde müşahade ve malûmatım şundan ibarettir. Hz. Bediüzzaman her zaman ve herkese ve bana da kerrâtla 'Kardeşim! Risale-i Nur'daki kudsî mânâ ve hakikat bende iken ismime Bediüzzaman deniyordu. Şimdi o kudsî mânâ benden ayrıldı. Bediüzzaman, Risale-i Nur'dur, bende birşey kalmadı. Siz Risale-i Nur'a yapışın. Hülâsanın hülâsası yalnız Risale-i Nur'dur' diyordu. Ve onun intişarını istiyordu. Ve Nur Talebelerinin daima samimî tesânüd ve ittifaklarını arzu ediyordu. Başka birşey demiyor ve istemiyordu."


    Seni çok Özledim Annem

  7. #17
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Risale-i Nur’u niçin okumalıyız?

    Mahmut Allahverdi


    "İmanı kurtarmak zamanıdır"
    "Bir gece rüya âleminde bir şahıs yanıma geldi. 'Seni bir zat çağırıyor' dedi. Kalktım, beraberinde gittik. İki katlı bir binanın önüne geldik. Kapıdan içeriye giriş yeri çok tehlikeli, sanki bir uçurum gibi... Oradan korkarak içeriye girdik. Geniş bir oda, tam ortasında haşmetli bir kişinin ayakta durduğunu gördüm. Beni getiren adam, 'Getirdim efendim' dedi. O da bana işaret ederek, 'Gel' dedi. Tek olarak yanına gittim. Beni tam karşısına aldı. Bana beyaz bir gömlek giydirdi ve , 'Bu zaman imanı kurtarmak zamanı, vaaz ve nasihat etme zamanıdır' dedi. Tekrar o adam geldi, beni aldı, bu defa da bir başka kapıdan çıkardı. Kapıdan çıkınca çok geniş, uzun bir vadi içersinde insanlar gördüm. Onlara yanaştım. Tabii bu zaman imanı kurtarmak zamanı diye bildiklerimi konuştum, uyandım ki rüya imiş. Kendimi acaip bir hal içinde gördüm. Tarikata olan muhabbet ve aşkım yok olmuş, bütün muhabbet ve aşkım Üstada ve Risale-i Nur'a inkılâp etmişti. O tarihten itibaren gece gündüz Risale-i Nur'u okumakla meşgul oldum.




    Seni çok Özledim Annem

  8. #18
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Risale-i Nur’u niçin okumalıyız?

    Ali Tayyar


    "Risale-i Nur'ları muhtaçlara ulaştırın"

    "İman ve küfür mücadelesinin Hz. Adem (a.s.) zamanında başlayıp Kıyâmete kadar devam edeceğini, îman hizmetinde bulunma şerefinin, şereflerin en yücesi olduğunu, dünyayı tehdit eden dinsizliğe karşı Risale-i Nur'ların dinsizliğe karşı mutlak galibiyetinden bahsederek, Risale-i Nur'ları çok okuyup, çok tetkik edip, muhtaç olanlara ulaştırmanın bu zamanda en mühim bir vazife olduğunu bir saat kadar bize anlattı.
    "Gitmek için müsaade istedik. Elini öptük. Üstad da alnımızdan öperek, bizi bağrına bastı. Ve başımızı iki eliyle sıvazladı.
    "Köy yolunda giderken, arkamızdan bir motosikletli yaklaştı. Ve bize hitaben, 'Ancak birinizi götürebilirim' dedi.
    "Hüsmen Kardeş 'Sen bin' ben de ona, 'Sen bin' derken, nihayet Hüsmen Kardeşi binmeye razı ettim. Ben ise yaya olarak bir saat sonra Sav Köyüne vardım. Köyde kalemleri kılıç olan 'mübarekler heyetinden' Hafız Mehmed bizi teksir makinelerinin bulunduğu bir saadethaneye götürdü.
    "İmanın tekniğe meydan okuduğuna yakinen şahit olduk. Bir dağ köyü olan mübarek Sav'da yapılan hizmeti ve bu hizmeti yapanları görünce imanımız ve azmimiz bir kat daha arttı. Sav'da bir gece misafir olduktan sonra, ertesi gün memleketimize döndük.

    "Çobanlar bile çantalarında Risale-i Nur'ları taşıyordu"
    "İlk işimiz, köyümüzde faaliyetine devam eden kahvehaneyi tahliye etmek oldu. Dayıma ait olan bu kahvehaneyi, oğluyla birlikte halılarla tefriş edip köyün genç kız ve erkeklerine matuf umumi bir Kur'ân okuma seferberliğine koyulduk.
    "Şahıslar üzerinde çok büyük tesir bırakan Nur Risaleleri o kadar fütûhat yapıyordu ki, çobanlar çantalarında bu eserleri taşıyor ve bu ulvî hakikatlerden müstefit oluyorlardı. Mataralarında abdest suyu taşıyor, yanlarında hiç eksik etmedikleri muşamba seccadelerini karlar üzerine sererek feraiz-i İlâhiyeyi eda ediyorlardı.


    "Hakime hitaben, 'O kitapların hepsi kütüphanemde mevcut. Ama bu eserlerin yeri müstesnadır' deyince, Hakim yarı istihza, yarı hakikat şunları söyledi: 'Yani bunları okuyunca ne olmuşsun sanki!
    "Ben de cevaben, 'Bu kitapların hayatımda yaptığı yüzlerce değişlikten birini, müsaade edersiniz anlatayım' dedim. Ve şöyle devam ettim:
    "Muhterem Hakim Bey, biz göçebeyiz. Yaylalarımız ormanlıktır. Bu ormanları devletin görevli memurları bekler. Böyle olduğu halde, hiçbir ihtiyacımız yokken yarıçapı iki yüz santimetreye varan ardıç ağaçlarını, 'Bu ağacın lavı mı daha fazla yükselecek, yoksa şu ağacın mı?' diye keyif için yakardık. Asırlık ağaçlar, birkaç dakika içinde kül olur giderdi. Bu eserlerden, 'ağaçların bizim menfaatimiz için dağlarda ihtiyat ambarı gibi her türlü istifademize âmade oluşunu, havadaki gaza-ı muzırrayı tasfiye edişini, yağmuru çekişini, yaş kaldığı müddetçe de Yaratanı zikredişini' ve daha nice faydalarını okuduktan sonra, aynı muhitte yine koyunlarımızı otlatmamıza rağmen, artık kuru dallarını seçerek, pilâvımızı otlar yanmasın diye Say taşlarının üzerinde pişiriyorduk. Böylece bir değişikliğin, memleket ve millet için fevkalâde bir kazanç olduğunu takdir buyurmazsanız, vereceğiniz en ağır cezayı kemâl-i vicdan-ı kalble kabul ediyorum. Yoksa kitaplarımın iadesini ve dâvâmin beraatini talep ediyorum.'
    "Sözlerimi bitirince, Hakim Bey başını sallayarak 'Anlıyorum' evlâdım, anlıyorum evlâdım' dedikten sonra, 'Maznunun beraatine, kitapların Ankara İlâhiyat Fakültesinden bir heyet tarafından tetkikine' karar verdi.
    "Üç ay sonra kitaplarımın faydalı eserler olduğu, okunmasının devletin lâiklik prensibine aykırı olmadığı, Türkiye'de din ve vicdan hürriyeti bulunduğu gerekçesiyle iade edildi.
    "Biz aynı azim ve şevkle hizmetimize devam ediyorduk.



    Seni çok Özledim Annem

  9. #19
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Risale-i Nur’u niçin okumalıyız?

    Fahreddin Sayı

    "Risale-i Nur okuyan, beni görmüş olur"


    "Bu arada Ceylan Çalışkan Üstada, benim için 'Kitap verelim mi?' diye sordu. Üstad,
    "O asker olacak. Ancak farz namazlarını kılabilir' dedi.
    "Ben Üstada sordum:
    "Üstadım sizi bir daha ne zaman görebilirim?'
    "Üstad, 'Ne zaman Risale-i Nur'ları okursan, o zaman beni görürsün, daha buralara kadar gelmeye lüzum yoktur' dedi.
    "Daha sonra Üstad Hazretleri ellerini açıp dua etti. Benim boynuma sarıldı. Ben de ellerini öperek, dualarını aldım ve yanından ayrıldım.
    "Üstadın evinden çıkarken, Üstad Hazretler Ceylan Çalışkan'a:
    "Götür, Hüsrev'i görsün' dedi.
    "Beraber Hüsrev Altınbaşak'ın yanına gittik. Ceylan Çalışkan beni bırakarak ayrıldı.
    "Hüsrev Altınbaşak nereye gideceğimi sordu. Ben de İzmir'e gideceğimi söyledim. O da bana Mustafa Birlik'in adresini verip ilaç istedi.
    "Oradan ayrılarak İzmir'e gittim. Mustafa Birlik'i buldum ve yazıyı verdim. Bir gün onun yanında kaldım. Daha sonra ayrılarak askerî eğitim yeri olan Narlıdere'ye gitmek üzere ayrıldım."




    Seni çok Özledim Annem

  10. #20
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Risale-i Nur’u niçin okumalıyız?

    Ali Haydar Morgül


    "Risale-i Nur'u okuyan beni on sefer görmüş gibi olur"
    "Askeri yolcu ettikten sonra, biz Bayram Ağabeyle geri döndük. Bu sefer kapıyı Zübeyir Ağabey açmıştı. Ve bizi Üstadın yanına götürdü. İçeri girip mübarek ellerini öptük. Girdiğimiz oda şimdiye kadarki gördüğümüz odalara benzemiyordu. Apayrı bir görünüşü, bir havası vardı. Üstadın sarıkla oturuşu adetabir Asr-ı Saadet manzarasıyla bizi karşı karşıya getirmişti. Odasında bal paketleri, çeşitli meyveler asılıydı. Bu durum çok hoşuma gitmişti. Üstadın şu sözleri hâlâ kulaklarımda çınlıyor; 'Neden bu kadar masraf edip buraya kadar geliyorsunuz? Risale-i Nur'u okuyun. Bir defa Risale-i Nur okuyan beni on sefer görmüş gibi olur. Bütün masraflarınızı benim ödemem lâzım' diyerek cebinden çıkardığı dört tane yirmi beş kuruşun iki tanesini bana, iki tanesini de arkadaşıma verdi. Bu paralardan bir tanesini ben her zaman yanımda taşırım. (Sözün burasında Haydar Morgül'den bize bu parayı mümkünse göstermesini rica ettik. Ve cebine diktirdiği parayı çıkararak bize gösterdi.)



    Seni çok Özledim Annem

Sayfa 2/3 İlkİlk 123 SonSon

Benzer Konular

  1. Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 21.10.08, 19:42
  2. Hazret-i İsa’ya niçin Ruhullah deniyor
    By Konyevi Nisa in forum Dinimiz ve diğer dinler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 16.09.08, 13:07
  3. Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 11.08.08, 20:53
  4. Bid’at ehli ile niçin birleşilmiyor
    By SiLa in forum Sünnet ve bid’at nedir
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 12.06.08, 17:49
  5. Kur’an-ı kerim niçin Arapça
    By Ammar bin yasir in forum Kuran-ı Kerim
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 05.06.08, 12:23

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •