Bir kaç gün önce,sıradan bir işimi halletmek için evden çıktım.ve gitmem gereken yere ulaşmak için yola koyuldum.
şimdiden söyliyeyim;gittiğim yer bir okul değil di,bir ünüversite kampüsü veya bahçesi de değildi..!neyse ,gideceğim yere vardım.
ve tam giriş kapısından içeri giriyordum ki,kapıda duran bir bayan, zillet ve küfür dolu bir yüz ifadesi ile bana seslenerek,
bayan dedi; ne yapıyorsunuz,nereye gidiyorsunuz?? ben de; herkes gibi,burda olmamın bir sebebi var
ve sebebi olduğu için
içeri girmeye çalışıyorum,dedim.
ama,dedi; siz herkes gibimi siniz? siz farklısınız,yani tesettürlüsünüz!!bu şekil içeri girmeniz yasaktır!bize kesin emir var,
tesettürlü hiç bir bayan içeri alınmayacak diye...!
((bu arada her yerde herkes,keyfi muamelesinin adını "kesin emir" olarak koymuş))
kapıda küfür bekçisi gibi duran bayan dan bu sözleri duyunca,elimde olmayarak önce biraz sinirlendim ve üzüldüm.
kendi kendime "ne oluyor? dedim" yalnış yere mi geldim acaba?
sonra,hanımefendi?? dedim;burası bir okul kapısı değil,bir üniversite kampüsü veya bahçesi falan da değil!tamamen
sosyal bir alan,herkesin istediği kılık kıyafetiyle buraya girip çıkma hakkı var! ve işim gereği buraya girme
mecburiyetindeyim!
nefret dolu gözleriyle durup,beni bir kez daha süzdükten sonra,hayır dedi; bu üstünüzdeki kıyafetle kesinlikle
içeri giramezsiniz!! nefreti ve kini yüzüne yansıyan bayan ın çirkef suratına baktık ça içim daralmaya başladı.
önce,daha fazla dayanamayıp ordan uzaklaşmayı istedim...sonra,hayır dedim;madem birileri örtüm den bu kadar
rahatsız oluyor,ve başörtüsü denildiği zaman<<eyvah yandık>> deyip etekleri tutuşuyor..! ben de,büyük şeref ve onurla
taşıdığım başörtümle,kin dolu gözlerine bir diken gibi daha fazla batmak için,bu gün bu kapıdan içeri girmeyi başarmalıyım..
'ın yardımı ile ve orda görevli bir abinin uğraşlarıyla da içeri girebildim.
içeri geçtikten sonra bir an oturdum ve ister istemez o ortamı seyre başladım. izlediklerimin karşısın da kısa
bir tefekküre daldım...
cehalet kadınlarının arzu,istek, heva ve heveslerine gün geçtik çe,nasıl daha fazla esirleştiklerini bir kez
daha gördüm ve anladım...
'ın verdiği bedenin,yaradan dan bir nimet ve emanet olduğu bilincine varmak istemeyen,bir karpostal gibi
açılıp saçılarak,yabancı ve haram bakışları nasıl daha fazla üstümüze çekebiliriz derdiyle,ellerinden geldiğince,
iffetsizlik ve hayasızlıklarını sergileyen zavallılar!!
iffetlerini ayaklar altına alabilecek kadar heva,heves ve nefislerinin kölesi olmuş zavallılar!!
benim de söylediğim laf şimdi! bazıları,iffet ve haya dan nasiblerini alamadıkları için,bırakın önem ve değerini,
anlamını bile bilmiyorlardır.gerçi böyle ithamlar da bulunmayı istemez dim.bunları yazarken bile içim acıyor.
böyle zavallıların hiç olmamasını temenni ederdim,ama malesef..!
bu rada özellik le altını çizerek belirtmek istiyorum; bu ithamları kesinlikle haketmeyecek bir çok tesettürlü
olmayan kardeşlerimiz var.onları ayrı tututorum,ve ayrı tutulması da gerekili! benim sözüm,islama ve dinimizin gereği
olan başörtümüze düşman ca saldıran ve dil uzatarak haddini aşan,kendini bilmezlere...!
bi ara kapıdaki bayan ın söyledikleri geldi aklıma...siz herkes gibimi siniz?siz farklısınız,çünkü tesettürlüsünüz!!
evet; ben herkes gibi değilim,içeri rahatlık la girip çıkanlardan farklıyım,tesettürlüyüm..!
elhamdülillah: elhamdülillah ki,farklıyım ve tesettürlüyüm..!
elhamdülillah ki,özümü kaybetmedim ve islami değerlerimin farkındayım..!
elhamdülillah ki,müslüman kadının kimliği olan tesettürü seçmişim..!
ve yine elhamdülillah ki,küfrün emir ve yasaklarının hiç bir ehemmiyetinin olmadığı bilincini veren itikadım var!
hani onlar,bu emir ve yasaklarıyla okul kapılarını yüzümüze kapatarak,taviz vermemizi amaçlarken,
(itikadı zayıf,ziyana düşmüş bir azınlık dışında) islami değerlerimizi koruyup,taviz vermeyerek
emir ve yasaklarının hiç bir ehemmiyetinin olmadığını,acziyetlerinin yansımalarını sergileyen zorbalara
açık ça gösterdik!
neden bu kadar çok korktuklarını belli ediyorlar ki? bu kadar korkmayın ya!!acziyetinizi ortaya koyup,
bu kadar çırpınmanıza gerek yok!
hoş;biz de (??) zillet kokan cehalet mekteblerinde okumaya pek te meraklı değiliz zaten..! 
sizin verceğiniz "sözde geleceğimizi istemiyoruz".
bizim bize yetecek,okumamız gerek mektebimiz var elhamdülillah...sizin mektebleriniz den daha şerefli,
daha izzetli ve daha onurlu...hem bizim mektebimiz,fani dünyanın geleceği teminatını değil,ebedi hayatın
teminatını veriyor! zilletten arınmış bir gelecek,onurlu ve izzetli bir hayat veriyor!ayrıca,sizin
imtihanlar karşısında vaadettiğiniz geçici ve değersiz vaadler de bulunmuyor.
'ın izni ile imtihanları
başarıyla tamamlarsak,karşılığında ebedi cennet'i vaadediyor...ve bu mekteb te okuduğumuz sürece,bunun karşılığını
ve ödeyeceğimiz bedellerin mükafatını alıcağımız bize bildirildiği için,bize sonsuz huzur ve güven veriyor...
sahi bunu söylemiş ken,aklıma bir şey daha geldi..kapıda duran bayan ın deyimiyle de "farklıyız". e bizden
farklı göründüklerine göre doğal olarak duygu, düşünce ve hayata bakış açıları da farklıdır şimdi.e dünya hayatı bu,
hiç kimse hayatı toz pembe yaşıyamaz!
peki bunlar hayatlarında,bela ve musibetlerle,zorluklarla,yenil gilerle ve dünya hayatının çirkin ve acı veren
yüzüyle karşılaştıkları zaman,nasıl nefes alabiliyorlar,nasıl teselli bulabiliyorlar?
ben bile onlara baktığım zaman,
boğuluyor gibi oluyorum ve daralıyorum.yani
'a tevekkül ve güven duygusundan yoksun insanlar,
bu söylediklerimin karşısında
metaneti nerden buluyorlar? yada bulabiliyorlar mı?? neyse konuyu böldüm.bizim mekteblerimiz bize sonsuz huzur
ve güven veriyor,demiştim!
evet; bu mektebimizin adı "islam mektebi"dir! 1400 yıl önce adı ve ünvanı kuruldu.ve asırlardır,izzet ve şeref ile
yücelmeye devam ediyor.ve dünya var oldukça yücelmeye devam edecek...
bu mektebimizin öğretmeni de "hz.muhammed a.s.v"dır!
hani,sizin dahi varlığınızı borçlu olduğunuz öğretmen...!
hani,tüm insanların yaşama adabını ve nizamını kendisinden öğrendiği öğretmen...!
hani,tüm insanların,insanlığın değerini ve yüceliğini o'nun gelişinden sonra öğrendiği öğretmen...!
hani,gelmiş ve geçmiş bütün küfrün o'nun risaleti karşısında,acizliğe ve yenilgiye uğradığı öğretmen...!
bize,sizin asla gücünüzün yetemeyeceği şeyleri öğretiyor.bazılarının öğrettiği gibi, zillete boyun eğmeyi
ve yaratılana kul olmayı değil,zillete boyun eğmemeyi ve yaradana kul olmayı öğretiyor...en sonunda kazanmayı
ve gerçek kurtuluşu öğretiyor...
şimdi kim daha çok kar da,kim ziyan da.
bunu hangi akl-ı selimin önüne koysan,arada ki farkı anlayabilecektir aslında.ama
'ın,emir ve yasakları na muhalefet
eden yasak çı zihniyetin bu farkı, asla ve hiç bir zaman göremiyeceklerinden eminim! çünkü onların kesinlikle,akıldan da
yoksun olduklarını düşünüyorum...!
islam dan rahatsız olan,ve islami değerleri hazmedemeyen,önüne set ler ve engeller koymaya çalışarak,kendilerince
karşı koyabileceklerini düşünenlere şu misali çok yakıştırıyorum;
(sermayesi buz olanın korkusu güneştendir!!) sermayesi buz olanın karşısında duran,korktuğu güneş in safında yer almak
ne büyük ayrıcalık ve ne büyük şeref olur değil mi?
ve bunu her zaman söylüyorum; sermayesi buz olanlar unutmasın ki,dünya durdukça güneş doğmaya devam edecek...!
güneş doğmaya devam ettikçe de,korkuları ile yaşamaya mahkumdur lar...!
evet kapıdan girerken,bayan? ın tavırları ve "içeri giremezsiniz" sözü beni hem biraz sinirlendirmiş,
hem de biraz üzmüştü.
ama bunları hatırlayıp düşündükten sonra,az önceki halim den eser kalmamıştı.kapıdan girmeye çalışırken,
herkes gibi olmadığım
ve farklı olduğum için engel çıkartarak,bana ayrıcalık gösteren bayanın sözlerinin beni bu kadar mutlu edeceğini
tahmin etmemiştim doğrusu...!
bu arada işim biter bitmez, kapıdan çıkarken,hala kapının önünde duran hanımefendi?? ye,bu gün bana bu duyguları ve
mutluluğu yaşattığı için gitmeden teşekkür etmek istedim!ama kendileri dönüp bakmaya bile
tahammülsüzlüğünü hal diliyle
ifade etmeye çalışınca,acziyetliğini daha fazla zorlamaya bile değmez deyip,vazgeçtim!!
selam ve dua ile....